Bölüm 196: Yabancı Arkadaşlarla İlgilenmek

avatar
3788 3

God and Devil World - Bölüm 196: Yabancı Arkadaşlarla İlgilenmek


Çeviren: Arthas

Düzenleyen: Hedera

Yue,hızlı bir şekilde Batı Bölgesi Meydanına vardı. Meydana girdiğinde gördüğü ilk şey görünüşleri kıyamet tarafından vaftizlenmemiş 43 insandı. Kampın en zor zamanlarında bile ordu ve hükümet bu insanların zorluk çekmesine izin vermemişti.

Yue’nun yedi astı,ellerinde tüfekler, soğuk gözlerle bu yabancılara bakıyordu. En ufak bir ters harekette ateş etmeye tereddüt etmeyecekleri apaçık ortadaydı.

Yue, meydanın merkezine gelip buz gibi bir ses tonuyla “Ben Yue Zhong’um. Söyleyecek bir şeyiniz varsa hızlıca söyleyin aksi taktirde başka bir şansınız olmadığını belirtmek isterim.”dedi.

Yue, aslında yabancılardan nefret etmiyordu. Sadece Long Hai Kampının yabancılara kendi insanlarından daha iyi davranmasını hoş bulmamıştı. Sayısız Çinli açlıktan hayatını yitirirken bu yabancılar diledikleri gibi yiyip umursamazca yaşamaya devam etmişti. Çin topraklarında yabancılara Çinlilerden daha iyi davranılması Yue’nun nerede olduğunu sorgulamasına yol açıyordu.

Yue'nun beklediği açıklama sonunda yabancılardan birinin hafifçe boğazını temizleyip lafa girmesiyle geldi:

“Lider Yue, merhabalar. Bendeniz Güney Kore DY Şirketler Grubunun Asya Kolunun yönetim kurulu başkanı Choi Min-ho. Bugün burada gördüğün gibi çeşitli milletlerden olan arkadaşlarım için bir istekte bulunmaya geldim.”dedi ve verdiği küçük-belki biraz da merakı arttırmak için-aradan sonra sözlerine tekrar devam etti:

''Uzun süredir Çin'de yaşıyoruz. Bu güzel, gizemli, arkadaş canlısı ve kültür yuvası olan ülkeyi hepimiz kalpten seviyoruz. Ülkenizin kurallarına her zaman uyduk ve hiç şiddet yanlısı bir davranış göstermedik. Bunun için bize adil bir şekilde davranacağınızı, umuyoruz.”

Choi Min-ho bunları söylerken yüzünde arkadaş canlısı bir gülümseme vardı.

Toshi Kameda gibi zorba ve kibirli yabancı uyruklu kişi sayısı oldukça azdı. Onun zorbalık yapabilmesinin sebebi de hükümetin yüksek konumlarında yakın arkadaşları olmasıydı. Meydanda bulunan 43 yabancı ise kurallara tamamen uymuş, çoğu yetkili ve çocuklarından daha iyi bir davranış sergilemişti ve bugün de bu hareketlerine güvenerek Yue’dan böyle bir istekte bulunabilmişlerdi.

(Arthas Notu: Toshi Kameda, Gu Tianshou ile aynı kişi. Eski İngilizce çevirmen ismin Çincesini yeni ingilizce çevirmen ismin japoncasını yazmış. Gu Tianshou: Chen Yao’nun suç duyurusunda bulunduğu, sonuçta Yue’nun öldürdüğü Japon arkadaş.)

“Üzgünüm Bay Choi Min-ho fakat benim kontrol ettiğim yerde insancıl yardımlar, öncelikler, ulusal politikalar vesaire tamamen geçersiz. Size ve diğerlerine tamamen eşit davranıyorum. Eğer daha fazla yemek istiyorsanız herkesin yaptığı gibi çalışmalısınız. Çalışmazsanız da size verilen paya razı olmalısınız.”

“Tabiki yöntemlerinin çok sert olduğunu düşünüyor olabilirsiniz. O zaman kişisel eşyalarınızı alıp kamptan ayrılabilirsiniz. Sizi kimse engellemez. Wang Shuang, bir sonraki sefer yine sorun çıkarırlarsa asıl prensibiminizi izle. Erkekleri Aşağılık Müfrezeye gönder, kadınları da üçüncü birleşik köle kampına.”

Yue konuşmasını bitirdikten sonra arkasını döndü ve meydandan ayrıldı.

Kıyametten sonra düzen ve ahlak tamamen çökmüştü. Erkeklerin kalplerindeki karanlık duygular gün yüzüne çıkmış, çeşitli suçlar işlenmişti. Kadınların çoğu zayıftı bu yüzden en çok acıyı onlar çekmişti fakat kadınların arasından bile insan yiyen, işkence eden, öldürenler vardı. Bu kadınlar Yue tarafından acımasızca cezalandırılmıştı. Bazıları direkt infaz edilirken bazıları en ağır şartlarda cezaların ve işlerin verildiği köle kamplarına yollanmıştı.

Bu kölelerin herhangi bir insanı hakkı yoktu. Mahkûm hayatı yaşamalarının yanı sıra en ağır işlerde çalışıyorlardı. Gerekli olduğunda askerlere verildiği bile oluyordu. Bu kadınların yaşamalarına izin verilmesinin tek nedeni doğum yapabilmeleriydi. Doğum yapabildikleri sürece insan ırkı devam edebilirdi ki kıyametten sonra bu ihtiyaç duyulan bir özellikti

Yue’nun onayını alan Wang Shuang cesaretlendi. Choi Min-ho ve diğerlerine bakıp “Hepiniz sırayla gelip özelliklerinizi söyleyin. Ona göre size iş vereceğiz. Herhangi bir özelliğiniz yoksa hamal olarak iş yapacaksınız. Eğer şimdi eşyalarınızı alıp kampı terk etmek isterseniz de kimse sizi durdurmayacaktır.”dedi.

Yüz bin zombi yok edilmiş olması hâlâ etrafta gezinen zombiler olmadığı anlamına gelmiyordu. Herhangi bir ulaşım aracı olmadan şehirden ayrılan normal insanlar bu zombiler tarafından hemen alaşağı edilirdi. Choi Min-ho bunu anlayamayacak kadar aptal biri değildi. Hemen sıraya girip kısa bir CW sundu. Ardından Wang Shuang’ın gerekli ayarlamaları yapmasını bekledi.

Normal dünyada sadece bakıp iç geçirebileceği statüdeki insanların önüne gelip özelliklerini anlattığını gören Wang Shuang’ın içini bir büyüklük duygusu kapladı. Fransız bir kadın ona cilveli bir bakış bile atmıştı. Wang Shuang şu an on üç seviyeydi ve iki güzel kadını kendisi için çoktan ayırmıştı. Zamanında Yue’yu takip etmeyi seçmemiş olsaydı şu anda bir zombi olabilirdi. Biraz şanslıysa da soğuk ve açlıkla mücadele eden en düşük seviyeli kurtulanlardan biri olabilirdi.

Yue atış alanına yeni dönmüştü ki Xu Zhengang’ın kendisine doğru geldiğini gördü. Biraz şaşırmıştı.

“Ne oldu?”

Xu Zhengang, Yue’nun safına katılmayı kabul ettiğinden beri kişisel ilişkilerini ilerletmek için herhangi bir girişimde bulunmamıştı. Sadece kendi grubunun üyeleri ile takılıyor ve onları eğitiyordu. Savaş zamanında ise ön saflardaki yerini her zaman koruyordu. Xu Zhengang gerçek bir askerdi.

Xu Zhengang düz bir surat ifadesi ile “Kaptan Yue, şu anki askeri kuruluşumuzla ilgili bir sorun olduğu kanısındayım. Aşağılık Müfrezeyi saymazsak asker sayımız çoktan beş yüzü aşmış durumda. Takım bazlı bu uygulamaya devam ettiğimiz sürece ileride artacak olan asker sayımızla koordine bir saldırı başlatmak büyük bir sorun hâline gelecek. Ayrıca artan sayıyla yeni bir sistem getirmek de haliyle zorlaşacaktır. Kişisel görüşüm asker sayımız çok artmadan yeni bir sistem oluşturmaktan yana.”dedi.

Yue, bu Always Bright Köyünde bu sistemi oluştururken üzerinde çok fazla düşünmemişti. O sırada tek amacı çekilen zombileri öldürüp seviye atlayacak özel bir birlik oluşturmaktı. Ayrıca bu sayede Guangxi’ye dönüp sevdiklerini en kısa sürede bulabilirdi. Yue’nun askeri bir geçmişi veya tecrübesi yoktu. O sırada düşünebildiği tek şey bu garip, ham, takım bazlı sistemdi.

Yiyecek arama veya küçük çaplı savaşlarda bu sistem çok soruna yol açmıyordu. Fakat Xu Zhengang gibi profesyonel askerler tek bakışta bu sistemin sakat doğduğunu söyleyebilirdi. Ayrıca terfi şansına yeterince yer yoktu. Takım lideri olan zirveye ulaşmış sayılıyordu.

Yue her şeyi anlamıştı.

“Yani demek istediğin askeri sistemi değiştirip yerine modern ordu modelini getirmek? Yanlış mıyım?”

Xu Zhengang hızlıca bilmesi gereken bilgilerin yazılı olduğu kağıdı Yue’ya verip “Evet, modern ordu sistemi çoktan zaman ve deneyim testlerinden geçti. Büyük bir kusuru yok. Eğer yeniden yapılanıp modern ordu sistemine geçiş yaparsak askeri gücümüzü tamamen açığa çıkartabiliriz. Elinizdeki kağıda bir bakın.”dedi.

Yue kâğıdı açıp okumaya başladı. Üstünkörü bir bakış atmasına rağmen kuvvetlerini tabur şeklinde ayırırsa askeri gücünün artışı açık bir şekilde anlatılmıştı. Emrinin altında olacak dört tabur, her taburun sahip olacağı malzemeler ve mühimmatlar da açık bir şekilde yazılmıştı. Sadece taburların başına geçecek dört kişinin isimlerinin yazılacağı yer boş bırakılmıştı.

Yue kâğıdı biraz daha inceledikten sonra “Anlıyorum, bunun hakkında düşüneceğim. Şimdilik çekilebilirsin.”dedi.

Xu Zhengang resmi askeri selam verdikten sonra “Anlaşıldı!”dedi ve gitti.

Yue’nun askeri sistemi düzenleyeceği söylentisi hızlıca yayıldı. Çoğu insan Yue’nun çevresinde daha sık dolanmaya başlamıştı. Dünya tamamen değişse bile insanoğlu özünde hala aynıydı.

Yeni sistemde Yue’nun kumandan olacağı kesindi. Kumandan yardımcısı olarakta kesinlikle Chi Yang vardı. Fakat bu mevkilerden daha aşağıdaki tabur komutanı, yardımcı tabur komutanı, takım kaptanı, yardımcı takım kaptanı gibi mevkiler için kimi seçileceği meçhuldu.

Üç gün sonra Yue emri altındaki ana personelin hepsini Qing Yuan Bölgesinde topladı.

Toplantı odasındaki koltukların tamamı Yue’nun takım kaptanı olarak atadığı kişilerle doluydu. Hepsini farklı sosyal statüleri vardı. Bazıları eskiden çiftçiyken bazıları köylüydü, öğrenciler, askerler hatta suçlular bile vardı. Böyle garip bir atmosferde herkes Yue’nun açıklayacağı isimleri büyük bir merakla bekliyordu.

Liu Yan’ın yanında oturan Kong Tianyu gülümseyerek “Kaptan Liu, galiba sizi önceden tebrik etsem de sorun olmaz. Lider Yue’yu takip etmeye başlayan ilk kişilerden birisiniz. Tabur komutanı mevkisi sizden kaçabilecekmiş gibi gözükmüyor.”dedi.

Liu Yan gözlerini Chen Shitou’nun tarafına dikip “Dereyi görmeden paçayı sıvama dostum. Chi Yang kesinlikle bir taburu alacak. Ji Qing Wu yüksek ihtimalle bir tabur alacak. Kaptan Yue her zaman Da Gouzi’yi yüksek bir mevkide tuttu o da bir tabur alabilir. Ayrıca Chen Shitou var. Kızının Kaptan Yue ile olan ilişkisi normal değil. Ayrıca bireysel olarak da oldukça güçlü, tabur komutanı olabilir. Wang Shuang var hem güçlü, hem de Kaptan Yue’nun eski sınıf arkdaşlarından biri ve en eski takipçisi. Xu Zhengang var oldukça göze çarpan bir asker. Asker olmak için doğmuş diyebiliriz. Ayrıca Wu Guang ve diğerlerinin desteğini de alıyor.kısacası tabur komutanı olmak için verilen yarış gerçekten çok zorlu!”dedi.

(Arthas Notu: Wu Guang kimdi ya? Diyenler için fare kral savaşında Yue’nun tarafına geçen ilk kişi.)

Kong Tianyu bir süre kaşlarını çatıp düşündü. Gerçekten de Liu Yan’ın dediği gibi tabur komutanı olmak için verilen savaş oldukça zorluydu. Bu savaştan kimlerin galip çıkacağı ise saniyeler sonra Yue'nun ağzından çıkacak kelimelere bağlıydı.

Diğer takım kaptanları da kendi aralarında kimlerin tabur komutanı olacağını tartışıyordu. Herkesin farklı fikirleri olsa da belli bir gerçek vardı ki tabur komutanı olan bir kişinin Yue’nun etkisi altında bile oldukça önemli biri olacağı su götürmez bir gerçekti.

Yue, toplantı odasına doğru ilerlerken profesyonel iş elbisesi giymiş Gou Yu gölge biri Yue’yu takip ediyordu.

Yue toplantı odasına girer girmez hararetli ama sessiz bir tartışmanın içerisinde olan tüm takım kaptanları sessizleşti ve beklenti dolu gözlerle Yue’ya baktı.

Yue herkesin sessizleştiğinden emin olduktan sonra verdiği kararın nasıl da merak içinde beklendiğini bilir bir şekilde “Toplantı resmi olarak başladı. Gou Yu lütfen kararlarımı oku.”dedi.

(Hedera Notu: her ne kadar 1500 karakter olsa da aklınızda kalanlardan sizce kimler tabur komutanı olabilecek??)






Giriş Yap

Site İstatistikleri

  • 44308 Üye Sayısı
  • 398 Seri Sayısı
  • 44158 Bölüm Sayısı


creator
manga tr