Bölüm 192: PSA'nın Gücü

avatar
3522 4

God and Devil World - Bölüm 192: PSA'nın Gücü


Çeviren: Arthas

Yue stat puanlarını çeviklik ve staminaya koyarak önündeki L2’leri katletmeye devam etti. İğneden çıkan her kurşun bir L2’nin sonunu getiriyordu. Etraftaki L2 zombiler bitince Yue, Ji Qing Wu’yu kucaklayarak başka bir L2 topluluğuna doğru ilerlemeye başladı. Yaptığı alıştırmalar sonucu elli metre menzilindeki L2 zombileri öldürememe şansı yoktu.

(Arthas Notu: Bu kemik kazıkları hani kung fu filmlerinde çubuklar şeklinde düşünün. Birine adım atıyor sonra diğerini oluşturuyor.)

Yeni tehlikenin farkına varan L2’ler toplanarak Yue’ya doğru ilerlemeye başladı.

Yue insanüstü hızıyla Yue hızlıca L2’lere ulaştı. O sırada aşağıdaki L2’lerden biri kemik kazığı kırdı. Yue ve Ji Qing Wu ise gökyüzünden düşmeye başladı.

Ji Qing Wu düşüş esnasında Keskinlik Efsununu aktifleştirdi ve üzerine düştükleri L2 zombiyi ortadan ikiye ayırdı.

Çeşitli kurşunlara ve bombalara dayanabilen L2, Ji Qing Wu’nun saldırısına dayanamamıştı.

Yue, Ji Qing Wu’yu bir L2’yi ortadan ikiye bölerken görünce övgüde bulunarak “Harika! Yeteneğiyle L2 zombileri bile tek hamleden bölebiliyor!”dedi.

Yue ve Ji Qing Wu yere düştükleri anda çevredeki zombiler onlara doğru ilerlemeye başladı.

Yue zombileri yok sayarak Ji Qing Wu’yu belinden yakaladı ve başka bir kemik kazıkla yukarı çıktı. L2 zombilere doğru ilerlemeye devam ettiler.

L2, Ji Qing Wu’nun kılıcının altında hızlıca can verdi ve güzel kıza kazandırdığı deneyimle sonunda seviye atlamasını sağladı.

Yue’nun rehberliğinde sürekli savaşlarak katılan Ji Qing Wu sayısız zombi öldürerek sonunda 20. Seviyeye ulaşmıştı.

Yue, Ji Qing Wu ve Greenie üçlüsü seksene yakın L2 zombi öldürdükten sonra Yue ve Ji Qing Wu, Greenie’nin sırtına binerek şehre geri döndü.

Ji Qing Wu’nun staminası kritik seviyelere ulaşmıştı. Keskinlik Efsunu yeteneği çok güçlü olsa da her şey gibi o da stamina harcıyordu.

Tek bir saldırıda önceden öldürdükleriyle beraber yüze yakın L2 zombi ölmüştü. Kalan altmış zombi ise şehir duvarlarına hâlâ zombi fırlatsa da savunmacı grubun üzerindeki baskı büyük ölçüde azalmıştı.

Yue, Batı Kapısına geri döndüğünde gelişimcilerinin hâlâ savaştığını gördü. Çoğu yorgunluktan ölmek üzereymiş gibi duruyordu.

Büyük sayılarda zombiyle karşılaşmak astronomik sayılarda stamina ve ruhsal güç gerektiriyordu. Çoğu gelişimci günde yüzden fazla zombi öldürebilirdi. Fakat aralarda dinlenmesi gerekirdi. Zombi ordusuna karşı ise dinlenecek zaman bulamadıkları için en fazla yirmi zombi öldürebiliyorlardı. Zombiler birlik olduğunda sürekli saldırmak, öldürücü darbeler vurmak ve hamlelerden kaçınman gerekiyordu. Bunun verdiği zihinsel ve fiziksel baskı büyük miktarda stamina ve ruhsal güç gerektiyordu.

Durumu tartan Yue, Wang Shuang’a “İki yüksek seviyeli mahkum grubunun buraya gelmesi için gerekli ayarlamaları yap.”dedi.

Adamlarının Batı Kapısını geri almadan önce adamlarının dinlenmesi gerekiyordu.

“Anlaşıldı Kaptan Yue!”

Uzun olmayan bir süre sonunda İmitasyon Tang Kılıcı ve çelik kalkanlar kuşanan iki mahkum takımı zombilere saldırıya geçti.

Yue her seviye atladığında staminasını arttırmıştı. Bu sayede hâlâ enerjik hissediyordu. White Bones ile liderliği ele alıp zombilerle savaşmaya döndü.

H1 tehlikesi olmadan Greenie, çerez niyetine L2 zombi avlıyordu.

Batı Kapısının geri alınması Yue’nun bir saatini aldı. Bu sırada on iki mahkum yaralanmıştı.

L2 zombilerse teker teker Greenie tarafından öldürüldü. Sonunda yirmi kadar zombi kalmıştı. Yue ise Greenie’yi istediğini yapması için bırakmıştı.

20 L2 bir Batı Kapısı için bir tehdit oluşturamazdı.

Yue daha nefes alamadan telsizi titredi ve Kong Tianyu’nun “Kaptan Yue! Güney Kapısında desteğe ihtiyacımız var! Zombilerin ilerleyişini durdurabildik fakat kapıyı geri alabilmek için yeterli askerimiz yok!”dediğini duydu.

“Orada hiç evrimleşmiş zombi var mı?”

“Hayır, hiç yok. Fakat normal zombilerin sayısı çok fazla. Bir tane öldürsek üç tane çıkıyor, böyle devam ederse geri çekilmek zorunda kalabiliriz!”

Kong Tianyu ile giden dört takımın hepsi gelişimciydi fakat zombilerin sonu yoktu. Bir süre durdurabilseler bile geri çekilmek zorunda kalmaları normaldi.

“Tamam, birazdan geliyorum. O zamana kadar elinizden geldiğince oyalayın onları.”

Yue konuşmasını henüz bitirmiştiki yanda duran PSA gözüne çarptı. Xu Zhengang’a dönerek “PSA çalışıyor mu?”diye sordu.

Xu Zhengang “60 kilometre kadar yapabilir.”dedi.

Yue, Xu Zhengang’ı yakasından tuttuğu gibi PSA’nı sürücü koltuğuna oturttu ve “Sür, Güney Kapısı düşmek üzere!”dedi.

PSA son hızıyla Güney Kapısına doğru yol almaya başladı.

Güney Kapısına giden yolların tamamı dikenli tellerle doluydu. Yan yolların tamamı barikatlarla kapatılmıştı. Zombilerin ilerleyebileceği tek tol ana yoldu.

Ana yol bin metre uzunluğundaydı ve sayısız zombi iler doluydu.

Önlerinde kırk altı gelişimci ilerleyişlerini engellemek istiyordu. Fakat sürekli geri çekilmek zorunda kalıyorlardı.

Zombiler nehir gibi Güney Kapısından şehrin içine akıyordu. Dikenli tel tuzaklara takılıp düşen zombiler arkadan gelenler tarafından ezilerek can vermeye mahkumdu.

Yue’nun adamları da bu zombi nehrine vur kaç taktiği dışında saldırmaya cesaret edemiyordu. Çevreleri sarılırsa her taraftan gelen darbelerden dolayı ezilerek ölebilirlerdi veya yere düşüp zombilerin ayakları altında can verebilirlerdi. Deniz Yılanı Zırhı bile bunu engelleyemezdi.

Vur kaça dayalı bu savaşma taktiği etkili olsa da çok fazla stamina tüketiyordu. Askerlerin çoğu kesik kesik soluyordu. Eğer Yue’nun tavsiyesi üzerine her seviye atladıklarında kuvvet ve stamina arttırmış olmasalar çoktan tükenmiş olurlardı.

Neredeyse hepsi yorgunluktan durma noktasına gelmişken yanlarından bir PSA geçti ve zombi kalabalığına doğru ilerledi.

Tonlarca ağırlıktaki PSA’nın çarpıtığı normal zombiler doğal olarak havaya fırladı veya yere düştü. Sonuçta hepsi arkadan gelenler tarafından ezilerek öldü.

PSA yolun ortasından giderek zombilerin çoğunun yolunu tıkadı. Sadece yolun kenarlarından giden zombiler ayakta kalabilmişti.

Bu sahneden sonra tükenmiş askerlerin moralleri tekrardan yükseldi.

Kong Tianyu kalan zombilere doğru saldırıya geçerken “Kaptan Yue destek getirdi! Saldırın!”diye bağırdı.

Kong Tianyu liderliğinde bu dört savaş birimi kalan zombilere saldırıya geçti.

İlerlemeye devam eden PSA’nın önünde hatrı sayılır miktarda zombi birikmişti. PSA zombi ordusunu bir hayli inceltmişti.

Kısa süre sonra iki birlik daha savaş alanına vardı ve Kong Tianyu ve askerlerine destek çıkarak zombileri öldürmeye başladı.

Durumun düzeldiğinden emin olan Yue sonunda PSA’yı şehre geri gönderdi.

Savaş fiziksel olarak çok yorucuydu. 66 stamina puanı olmasına rağmen Yue bile kendini bitmiş hissediyordu.

Kong Tianyu kanla kaplı bir şekilde Yue’yu selamladıktan sonra “Sonraki adımımız ne?”diye sordu.

“Buradakilere liderlik yapacaksın. Zombilere karşı direnemeyeecek gibi olursanız istediğini zaman geri çekilebilirsiniz.”

Yue’nun Güney Kapısını tamamen koruyacak kadar askeri yoktu. Ayrıca içinde mühimmatları, yiyecekler ve diğer eşyalar gibi kaybedilmemesi gereken malzemeleri barındıran kampları Doğu Kapısındaydı.

Kong Tianyu biraz düşündükten sonra birkaç adamı Güney Kapısı duvarının üstüne çıkardı.

Lei Cheng askerlerle birlikte kaçınca tüm kamp kaosa sürüklenmişti. Neredeyse her insan vahşete kapılmış çalmaya, öldürmeye ve tecavüz etmeye başlamıştı.

Ellerinde meşale tutan dört kişi yakabildikleri her şeyi yakarak delirmişcesine gülüyorlardı.  Sadece bu delice hareketler içlerinde yeşeren korkuyu bastırmaya olanak sağlıyordu.

Bang!

Silah sesi yankılandı ve kundakçıların birinin kafasında kanlı bir delik açıldı. Gözlerinde şaşkınlık ve inanamazlık vardı.

Diğer üçü sesin geldiği yöne dönünce ellerinde silahla kendilerine doğru gelmekte olan Lang Zi ve beş adamını gördü. Yüzleri beyazlarken hemen dönüp kaçmaya başladılar.

Bang!

Biri daha Lang Zi’nin atışıyla ölmüştü.

“Teslim oluyorum! Teslim oluyorum lütfen öldürmeyin beni!”

Kalan ikisi arkadaşlarının nasıl öldürüldüğünü görünce kaçamayacaklarını anlamış ve teslim olmuşlardı.

Lang Zi’nin askerlerinden biri “Kaptan, ne yapacağız?  Mahkum kampına mı göndereceğiz?”diye sordu.

Lang Zİ soğuk bir sesle “Hepsini öldürün. Bu kadar çok götverene ihtiyacımız yok.”dedi.

Lang Zi’nin emirlerini dinleyen askerler bıçaklarını çekip hızlıca teslim olan ikiliyi öldürdü.






Giriş Yap

Site İstatistikleri

  • 44305 Üye Sayısı
  • 398 Seri Sayısı
  • 44158 Bölüm Sayısı


creator
manga tr