Çeviren: Arthas

Düzenleyen: Hedera

Tek Bıçak Xu sonunda kendini toparlamış ve zihnini temizlemişti. Aptal biri değildi. Lei Cheng’İn planını biliyordu. Eğer ona uygun davranmazsa öleceğini de biliyordu. Büyük Bıçak Klanının lideri kulağa haşmetli bir isim gibi gelse de Lei Cheng’in gözünde bir köpek kadar değeri yoktu.

Fu Ming bakışlarını Yue’ya kitleyerek “Burada sorun çıkarmayın. İkinci sefer size dışarı kadar eşlik etmek zorunda kalırız.”dedi.

Tek Bıçak Xu derin bir nefes ald ve “Özür dilerim, kadınımı eğitmemek benim suçum.”dedi.

Tek Bıçak Xu özür dilese de o kadar baştan savma dilemişti ki gören kimse inanmıyordu.

Yue, Tek Bıçak Xu’yu takmadan “Bir sonrakinde dikkat edersin.”dedi. Ardından Gu Yan Yi’nin yanına döndü.

“Gidelim.”

Tek Bıçak Xu, Yue ile olan çekişmesinde çok yüz kaybetmişti. Aynı alanda daha fazla duramazdı. An Yan Hua’yı da yanında götürerek gecenin kalanını sessizce bir köşede geçirdiler. Ona küçümseyerek bakan her göz bedenine saplanan bir hançer gibi geliyordu.

Sky Wang, diğerlerinin bakışlarını takmayacak kadar kalın derisi olan biriydi. Zhang Yan’ın yüzü şişmişti de olsa diğer zengin bayanlarla birlikte gülüp eğlenmesine devam etmişti.

Yue ziyafet boyunca çok fazla insanlar tanışmıştı.

Gu Fei Fei, Ning Zi Xuan, Ma Bu, Gu Li ve Zhang Yang villaya girdi. Arkalarında dört güzel kadın geliyordu.

Bu dört kadın öyle giyinmişti ki yanında geçtikleri erkekler en az üç defa bakmak zorunda hissediyordu kendini. Dört kadın dört erkeğin yanına oturarak canlı bir konuşma başlattı. Kısa sürede biraz önce olan olaylar unutuldu ve gençlerin mekana girmesiyle tüm villa kahkaha ve sohbet sesleriyle doldu.

Ning Zi Xuan tam bir beyefendi gibi olmuştu. Sarhoş halini gören aynı kişi olduklarına inanmazdı.

(Arthas Notu: Bu kimdi yaa? Sorusuna cevap: Genelev basan eleman.)

Gu Fei Fei, koyu mor bir elbise giyip hafif bir makyaj yapmıştı. Makyaj onu daha olgun gösterirken kalın ve seksi dudakları ona vahşi bir çekicilik katıyordu. Yue’nun ona doğru ilerlediğini görünce buruk bir gülümseme ile “Yue Zhong, büyük bir fırtına yaratmışsın.”dedi.

Gu Fei Fei villaya girdiğinden beri Yue’nun Tek Bıçak Xu’ya verdiği dersle ilgili dedikoduları duyuyordu. Tek Bıçak Xu ve Sky Wang o kadar gururluydularki babası Alev Kralı Gu’yu bile küçümserlerdi. Fakat Yue’ya bu kadar kolay boyun eğdiklerini duyunca Gu Fei Fei’nin elinden gelen tek şey dalga geçmek olurdu.

Yue omuz silkip “Gururumu okşuyorsun.”dedi. Ardından masının üstünde duran elmalardan birini soymaya başladı.

Gu Fei Fei, Yue’nun yanında duran Ji Qing Wu’yu görünce “Fang Chu nerede? Onu kendine alalı sadece birkaç gün oldu ama şimdiden sıkıldın mı?  Kıyafet değiştirir gibi kadın değiştiren erkeklerden misin sen de?”dedi.

Gu Yan Yi kız kardeşinin keskin sözlerini duyunca soğukça öksürüp “Fei Fei, sözlerini dikkatli sarf et!”dedi.

Gu Yan Yi şuanki durumu anlayamayacak biri değildi. Yue Zhong, tüm Long Hai Kampının kıskandığı ve astı yapmak istediği adamdı. Elinde üç binden fazla insan ve Long Hai Kampından az olmayan mühimmat vardı. Buna elindeki gelişimcileri de ekleyince Long Hai Kampında oldukça güçlü olan Alev Kralı Birliği bile onun dengi değildi.

Gu Fei Fei asi bir kişiğe sahip olsa da aptal biri de değildi. Kelimeler ağzından çıkar çıkmaz pişman olmuştu. Hemen sözünü geri alıp Yue’dan özür diledi.

Yue’nun Tek Bıçak Xu’ya verdiği dersi hayal ettikçe kalbine bir korku düşüyordu.

Yue gülümseyip “Sorun değil.”dedi. Olayı derinleştirmek istemiyordu.

İlk tanıştıklarından beri Gu Fei Fei’nin biraz asi biri olduğunu anlamıştı. Tek Bıçak Xu’yu pataklamasının sebeplerinden biri de gücünü gösterip ona bulaşmayı planlayan insanlardan kısa yoldan kurtulamaktı.

Kıyamet sonrası dünya da tüm hukuk sistemi düşmüş ve insanlığın ilk kanunlarına geri dönülmüştü. Orman kanunları. En güçlünün hayatta kalabileceği bu dünya da güçlünün zayıfa zorbalık etmesi normal bir şeydi. Hayatta kalmak için gücünü göstermeliydin.

Long Hai Kampında güç için yarışan bir sürü topluluk vardı. Eğer Yue alçak bir profil çizer ve kendini zayıf gösterirse bu avantajdan yararlanmaya çalışıp kendisine meydan okuyacak bir sürü baş belası ile uğraşmak zorunda kalırdı.

Yue çok güçlü olsa bile dışarı bir sürü aç kurt vardı. En küçük bir zayıflık belirtisinde bu kurtlar birlik olup onu parçalayabilirdi.

Fakat caydırıcı gücünü bildikleri sürece kimse ona meydan okumazdı.

Gu Fei Fei sadece dürtüsel konuşmuştu, bu sorun çıkartılacak bir şey değildi.

Gu Yan Yi biraz merak biraz da konuyu değiştirmek amacıyla “Yue Zhong, sence şehri savunabilecek miyiz?”diye sordu.

Gu Yan Yi’nin sorusunu duyan çevrediklerde Yue’nun cevabını duymak için dikkat kesildi. Shang Lin Bölgesinden Long Hai Kampına doğru gelmekte olan zombi ordusu bir sır değildi.

Çoğu şehir sakini savunmulmayı umuyordu.

Eğer savunulmaz derse herkes bazı hazırlıklar yapmaya başlayacaktı.

Villadaki güçler arasında sadece Yue dışarıdan buraya savaşmak için gelmişti. Yue’nun önceki başarılarını da hesaba katınca bir bildiği olması gerektiğini düşünüyorlardı.

Yue bir süre düşündükten sonra “Hepimiz istekli bir şekilde çalışırsak bile ne fazla %20 civarı şansımız var. Eğer birlik olmazsak bu şans %10 a bile ulaşamaz. Hatta imkansız.”dedi.

Ning Zi Xuan bir anda söze atlayıp “İmkansız mı? Geçen sefer Lei Cheng sadece bir kamp askerle Long Hai Şehrini ele geçirebilmişti. Şimdi karşılaştığımız zombi sayısı daha fazla olsa da bizim de daha fazla askerimiz ve daha fazla silahımız var. Haksız mıyım? Neden imkansız olsun ki?”dedi.

Lei Cheng, Long Hai Şehrini ele geçirdiğinde kıyametin üzerinden çok az bir zaman geçmişti. O zaman sadece iki tabur askeri kullanarak bir şehri ele geçirmek zor değildi. Bu yüzden insanlar kampın kolayca savunabileceğini düşümekte haklıydılar.

Yue açıklamaya başladı “Zombiler durmadan evrimleşiyor. Hepimizin bildiği bir şey bu. Üstümüze gelen zombi sayısı da yüz binden fazla. Bunların birkaç yüz tanesi tip 2 evrimleşmiş zombi olacaktır. Birkaç bin tanesi de tip 1. Bunlara ek olarak zombilerin artık onları yönetebilmeye evrimleşmiş tipleri de var. Z tipi zombiler. Bu komutanla verimlilikleri ve ölümcüllükleri en az on kat artıyor.”

“Evet mühimmat konusunda sıkıntı çekmiyoruz ama büyük resme baktığımızda zorlu bir savaş olacağını görebilirsiniz.”

Yue konuşmasını bitirince herkes susmuştu. Eğer Yue haklıysa Long Hai Kampı büyük bir tehlikenin içindeydi.

Herkes Yue’nun sözleri hakkında düşünürken içeri Lei Cheng ve oğlu Lei Sheng girdi. Yanlarında birkaç gelişimci vardı.

Lei Cheng askeri üniformasını giymiş ve etrafa gülücükler saçıyordu. Dışarıdan bakan hiç kimse bu güler yüzlü adamın sinsi planlar yapabileceğini düşünmezdi. Lei Cheng biraz etrafa bakındıktan sonra “Hepiniz bu onurlu ziyafete hoşgeldiniz!”dedi.