Bölüm 174: Strongman Gao 2

avatar
3753 3

God and Devil World - Bölüm 174: Strongman Gao 2


Çeviren: Arthas

Düzenleyen: Hedera

Yue’nun kampında mahkumların insani hakları yoktu. Pearl Nalan’ın sözleri gardiyanlar tarafından duyulmuş olsaydı, duyan gardiyan onları hemen öldürse bile diğerleri ses çıkaramazdı.

Ayrıca ellerinde herhangi bir metaryelde yoktu. Eğer bir isyan çıkarmaya çalışırlarsa ellerindeki 79 tip saldırı tüfekleri ile bekleyen gardiyanlar onları öldürmeye yeterde artardı.

Fakat Yue işi garantiye almak isteyip iki silahlı aracı da başlarında bekletmeyi uygun görmüştü.

Pearl Nalan yüzünde aptal bir sırıtışla biraz önce söylediğini temizlemek istercesine “Gaza gelmişim biraz.”dedi.

Askerlerden biri mahkumların dinlendiği alana girerek “Strongman Gao hanginiz?”dedi.

Tüm mahkumlar bakışlarını Strongman Gao’ya çevirdi.

Strongman Gao’nun yakınında oturan mahkumlarda aralarına olabildiğince mesafe koymak istiyormuşcasına sürünerek uzaklaştılar. Sadece yüzü korkudan bembeyaz olan Pearl Nalan onun yanında kaldı.

Strongman Gao’nun da yüzü kireç gibi olmuştu. Titremesini durdurmak için elini yumruk yapıp sıktı ve “Benim. Strongman Gao benim.”diyerek kendini tanıttı.

Mahkumlara göre isimlerinin gardiyanlar tarafından anılması korkunç bir şeydi. Bu sabah çağırılan yirmi mahkum vurularak öldürülmüştü.

Asker elindeki listeye göz attıktan sonra “Strongman Gao bugün savaşta büyük bir cesaret göstererek kendi başına yedi zombi öldürdü. Şuandan itibaren mahkumların liderlerinden biri olacaktır. Astı olacak mahkumlar; Pearl Nalan,...”

“Takım liderlerinden biri olarak her gün ek olarak bir parça balık alacaktır. Temennimiz hızlıca otuz zombi öldürüp özgürlüğünü yeniden kazanması.”

Peral Nalan’ın gözleri arkadaşı için duyduğu mutluluktan dolayı ışıl ışıldı.

“Büyük kardeş Gao, artık beni de görürsün...”

Astı olarak belirlenen on iki mahkum Strongman Gao’nun çevresinde toplanara tebriklerini sundular. Şuandan itibaren liderleri oydu.

Strongman Gao duyduklarından dolayı sersemlemişti. Ancak arkadaşlarının tebriklerini duyunca kendine gelebildi. Ve başta duyuruyu yapan asker olmak üzere herkese teşekkür etmeye başladı.

“Teşekkür ederim! Teşekkür ederim!”

Asker, soğuk yüzlerle onları izleyen gardiyanlara nazaran gülümseyerek “Bana teşekkür etmenize gerek yok. Sadece Lider Yue’nun kararlarını size aktarıyorum.”dedi.

Asker elindeki listeden okuyarak on kişinin ismini daha saydı ve onlarında takım lideri pozisyonuna getirildiğini belirtti. Mahkumlar takım liderlerine eşit şekilde bölüştürülmüştü. Her takım liderinin de günlük bir parça balık yeme hakkı vardı.

Takım liderlerini duyurma işi bittikten sonra asker elini sallayarak bir işaret verdi ve birkaç asker yemek dağıtımına başladı. Bugün ek olarak fazladan pirinç, buğulanmış çörek hatta birkaç parça balık vardı.

Balık parçalarını gören mahkumların salyaları kontrolsüzce akmaya başladı.

Kıyametten sonra yemek en büyük hazineydi. Long Hai Şehrinde bile sadece en üst mevkideki kişiler balık yemeyi başarabiliyordu. Çoğu mahkum kıyametten sonra et yememişti bile. Bugün onlara verilen taze balığın yemeğe geçirdiği aroma bile inanılmaz bir lükstü onlar için.

Asker mahkumlara bakıp “Gelin ve yemeğinizi alın. Ama bunu sıraya girip sessizce yapın. Sıra atlamak yasak. Kuralları ihlal eden biri olursa yirmi kırbaç ceza alacak ve günlük işin iki katı kadar daha çalışmak zorunda kalacak.”dedi.

Askerin sözlerini duyduktan sonra tüm mahkumlar davranışlarına çeki düzen verdi. Herkes sıraya girip yemeğini almak için beklemeye başladı. Genel davranışları kıyamet öncesi dünyaya göre bile daha iyiydi.

Strongman Gao, buğulanmış çöreğini, yulaf lapasını ve bir sazan balığı aldıktan sonra daha önce oturduğu yere geri döndü.

Dönüş yolunda balığına dikilen aç gözlü bakışlar oldukça rahatsız ediciydi. Eğer oldukça sıkı bir yönetim olmasaydı balığı için onu öldürebilirlerdi.

Pearl Nalan kendi payını aldıktan sonra yine Strongman Gao’nun yanına oturdu. O, diğerleri gibi aç gözlülükle olmasa da istemsizce Strongman Gao’nun balığına bakıyordu. Uzun süredir et yememişti ve neredeyse tadını unutmak üzereydi. Zorlukla salyasını yuttuktan sonra yemeğini yemek üzere önüne döndü.

(Arthas Notu: O kadar çok balık muhabbeti döndü ki canım çekti be.)

Strongman Gao balığını ikiye bölüp “Pearl Nalan, gel de beraber yiyelim.”dedi.

Pearl Nalan şaşkınlığını üzerinden atınca sürekli teşekkür etmeye başladı.

Strongman Gao teşekkürler karşısında sadece gülümseyerek balığını yemeye başladı. Kıskanç bakışlara aldanmadan balığının tadını çıkartıyordu.

Kıyametten önce bir çiftçi olsa da aptal biri değildi. Bir takımı yönetmenin püf noktasının önce astlarının kalbini kazanmaktan geçtiğini anlamıştı. Sadece seni seven insanlar seni izlerdi. Eğer astları onun emirlerini dinlemezse sadece kağıt üzerinde takım lideri olurdu.  Pearl Nalan’ın savaşta hayatını kurtarmıştı ve şimdi de balığını paylaşıyordu. Bu Pearl Nalan’ın onu takip etmesi için yeterliydi.

 

 

“Toplam nüfusumuz 2786. Taştan At Kasabasında 1438, Büyük Uçurum Köyünde 1348 kişi var. Dün toplam 87 kişi daha bulduk…”

Taştan At Kasabasının içerisindeki bir villada Gou Yu, Yue’ya rapor verirken beyaz elbisesiyle çok güzel gözüküyordu.

Yue düşünceleri arasında kaybolmuş gibi dururken birden “Hâlâ yeterli insan gücümüz yok.”dedi.

Bir lider olarak devletin desteği olmadan insanları kendine çekmek çok zordu. Televizyon ve radyo yayınlarını kullansalarda insanların büyük bir bölümü hâlâ Long Hai Kampını tercih ediyordu. Yue, Long Hai Kampından insanları çalmak ve dışarıdaki insanları bulmak için elinden geleni yapsa da gündelik ona katılan insan sayısı Long Hai Kampına göre çok daha azdı.

Yeterli insan gücü olmadan güçlü bir ordu oluşturamazdı.

Long Hai Kampının altı binden fazla nüfusu vardı ve her geçen gün daha da artıyordu. Bu da Yue’nun devlet isminin gücünü ilk elden tecrübe etmesini sağlamıştı.

“Ayrıca Chen Zhiguandan gizli bir mesaj daha var. Long Hai Kampı bizim duvar inşaatımız için daha fazla insan gücü vermeyi reddediyormuş. Onlardan kamplarının çevrelerine yeni bir duvar örecekmiş.”

Yue’nun kaşları çatılmıştı. Yerinde doğrulup “Ne!? Mektubu bana ver!”dedi.

Chen Zhiguan, Long Hai Kampı içerisindeki gücendiği biriydi. Yerli biri olduğundan yollara alışıktı ve bu süre boyunca Yue’nun Long Hai Kampından insan gücü almasında yardım etmişti.

Yue’nun halkındaki erkeklerin çoğu Long Hai Kampından çalınmıştı. Şimdi yeni insan vermeyi reddetmeleri ile planları büyük ölçüde etkilenmişti.

“Long Hai Kampına saldırmalı mıyım?”

Yue için bu kararı  vermek çok zordu.

Long Hai Kampında yaşayan insan sayısı Yue’nun kampında bulunan insan sayısını oldukça aşıyordu. Daha öncesinde ambarı yağmalamak için beraber çalışmış olsalar da orada düşmanımın düşmanı dostumdur düşüncesiyle hareket etmişlerdi. Şimdi ise Long Hai Kampının dost mu düşmanı olduğuna karar vermek zordu.

(Arthas Notu: Bu ambarın üç odası niye boştu ya aklıma takıldı şimdi.)

 






Giriş Yap

Site İstatistikleri

  • 44338 Üye Sayısı
  • 398 Seri Sayısı
  • 44158 Bölüm Sayısı


creator
manga tr