(Bölüm Müziği : youtube.com )

Salondaki Garethy, Famael ve Sayce hariç herkes için zamana durmuş gibiydi. Havada uçan sinek bile yerinde duruyordu. Siyah ve beyaz ışıkların etkisiyle salon, çok korkutucu bir hal almıştı. Famael, ona dik dik bakan Garethy'nin nefretini üzerinde hissetmeye, yarattığı korku ise sırtını karıncalandırmaya başladı.

Garethy : İşte... sonunda.. buradasın..
...
...
...
Karnavalın son oyunu başlamak üzere.

Famael, ağzını ne kadar açıp konuşmak istese de bunu yapamıyor, bedenini istediği gibi hareket ettiremiyordu.
...
...
...
Biraz beklediler.
Garethy : Adın Famael...di değil mi? Yüzüne bakınca, o kadar da önemli biri olmadığını görüyorum.
Famael, her ne kadar içinden bu adama bağırmak ve laflarıyla "haddini bildirmek" istese de hala vücudunu hareket ettiremiyordu.
Garethy : Yönetimimiz, birilerinin zaman-mekan aralığıyla oynadığını ve farklı boyutlardan bazı canlıların buraya özgürce giriş çıkış yapabildiğini, hatta müdahale edebildiğini fark etti.
Garethy'nin göz bebekleri bir anda kayboldu ve boş gözlerle Famael'e bakarak : Bu senin işin, değil mi? dedi ve gözlerini tekrardan getirdi. Cebinden kısa bir bıçak çıkardı.
Garethy : İnsanları doğrudan öldürmek gibi bir huyum yok. Daha doğrusu, bu yasak. dedi ve arkasını döndü. Salondaki küçük bir pencereden dışarıya doğru baktı ve sözlerine ekledi. "Ancak seni de böyle bırakacak değilim. Sen ve arkadaşlarını."

Garethy, bir süre daha uzaklara daldı.
Garethy : Gerçi şu an neyden bahsettiğimi anlamıyor olabilirsin. Zaten anlamanı istemiyorum. dedi ve arkasını dönüp Famael'in boş yüzüne baktı.
Garethy : Ancak onun yerine senin zihnini sonsuza kadar boş bir odaya hapsedebilirim. Ne de olsa, bunu insanlık için yapıyorum. dedi ve elindeki bıçağı yavaşça Famael'in boynuna doğru götürdü. Famael, deli gibi korkuyordu ancak yüzünde tek bir mimik dahi oynatamıyordu.
Garethy : Elveda, eski dostum. dedi ve bıçağını havaya kaldırdı. Hızlıca Famael'e doğru indirdi.

(Kısım Müziği : youtube.com

Famael göz bebeklerini sonunda oynatabildiğinde, bıçağı parmağıyla havada tutan birini gördü. Işıktan dolayı yüzünü bir türlü seçemedi. Garethy şaşkına dönmüş bir şekilde adamın yüzüne baktı.
GölgeAdam : Hey, arkadaşlarımı öldürmeye çalışmıyorsun, değil mi? diyerek diğer eliyle başını kaşıdı.
Garethy : Sen de kimsin? Nasıl hareket edebiliyorsun?
GölgeAdam : Ne yani? Ne sandın kendini? Güçlü falan mı? Hahahaha. Arkam sağlam adamım, karanlık yerlerde tanıdıklarım var. diyerek parmağıyla tuttuğu bıçağı azıcık ittirdi. Bu ittirmenin etkisiyle Garethy, odanın diğer tarafına savruldu. Kalan eliyle de Famael'in üstüne dokundu ve Famael artık vücudunu kontrol edebilir hale geldi.
GölgeAdam : Eeee... bir şeyin var mı?
Famael : Ben iyiyim de sen kimsin?
GölgeAdam : Beni tanıyamadın mı yahu. diyerek Famael'e biraz daha yaklaştı ve kafasıyla ışığı kapadı.
Snayo : Snayo ben ya.. hani sizin küçük kurdu yemeye çalışan. Bu arada diğer kankam nerde? dedi ve salona bir göz gezdirdi. "İşte orda" dedi ve Gallonla Ares'e de dokunup onları da hareket edebilir bi hale getirdi.
Snayo : Naber?
Ares ve Gallon, gözlerini açmış, korkar biçimde sadece "arkanda" diyebildiler.
Snayo'nun arkasında Garethy bıçağı indirmek üzereydi. Snayo iki parmağını düz tuttu ve Garethy, kaskatı kesildi. Arkasını yavaşça döndü ve bir gözü karanlıkta kalmış, diğer gözü masmavi bir alevle yanar biçimde Garethy'nin havada asılı kalmış, korkulu yüzüne doğru baktı.
Snayo : Annen sana arkadan birine yaklaşmanın ayıp olduğunu öğretmedi mi? dedi ve açık iki parmağını sola doğru bilekten yönlendirdi. Havada asılı kalan Garethy, bir kez daha duvara çarptı. Cebinden telefon gibi bir şey çıkardı ve ona basıp "Bir dahakine, işimi hızlı bitireceğim." diyerek gözden kayboldu.
Famael : Onu takip etmeyecek misin?
Snayo : Uğraşmak istemiyorum. Eeee sizden naber?
Ares : O adam kimdi?
Gallon : Bizden ne istiyor? ve sen neden burdasın?
Snayo : O adamın kim olduğu hakkında pek bir bilgim yok ama buraya arkadaşlarımı görmeye geldim.
Gallon : Ne arkadaşı?
Snayo : Nası ya? Beni ikiden fazla görüp hala yaşayan bi' siz varsınız herhalde. Tabi dedemleri saymazsak.
Ares ve Famael, hatta şapkanın içindeki Sayce bile korkudan titremeye başladılar.
Snayo : Oooo... aramıza yeni biri katılmış. dedi ve yüzünü Famael'in şapkasına doğru döndü. Sayce, Snayo'nun onu gördüğünü fark edince yerinden sıçradı.
Gallon : Merak etme zararsız, yani bizi öldürmedi. Yemeğe benzemediğin sürece güvendesin Sayce.
Snayo : Ooo.. ismi Sayce mi? Ne ilginç.
Sayce : Ne var ki ismimde? diyebildi titrek sesiyle.
Snayo : Yok canım bir şey, yani siz... iyi anlaşabiliyor musunuz? Gallonla sen falan?
Gallon : Ne demek istiyorsun?
Snayo : Hiç canım. Sadece bir baktım. Her neyse şimdi gidiyorum. Kendinize iyi bakın dedi ve hızlıca havalanıp çatıyı delerek gökte kayboldu.

Ares : Neden bir anda gelip her şeyi ya düzeltip ya da bozup gitmek zorunda?
Gallon : Bazılarını çıkaramazsın işte. Garipler. dedi ve salona doğru baktı. Peki bu kadar donuk insanla nasıl ilgileneceğiz, diye ekledi cümlelerine.
Famael'in gözü, sahnedeki parlak bir şeye yanaştı. Gözlerini biraz kıssa da tam olarak göremiyordu. Ona doğru yaklaştı. Tam üstüne geldiğindeyse gözleri büyük bir korkuyla açıldı. Gördüğü şey tamamıyla onu şaşkına çevirdi ve ne yapacağını bilemedi. O şey ise Garethy'nin bıçağıydı. Bıçak yavaşça alev aldı ve büyük bir patlamayla salon alev alev yanmaya başladı.