Emperor’s Domination - Bölüm 78: Bir El Bin Düşmana Bedel (2)

---

Bölüm 78 : Bir El Bin Düşmana Bedel (2)

 

Zither Köşkünün içine yoğun bir şekilde kazınmış desenler ortaya çıktı ve sonu gelmeyen büyülü sözlere dönüşmeye başladı.

 

“Boom…”

 

Melodik desenlerin içindeki güç Li Qiye tarafından açığa çıkarılmıştı. Bir anda, imparatorun gücü ve ölümsüz niyet tüm gökleri boğmuştu. Dört büyüğün bile ayakları titriyordu ve ayakta durmalarını zorlaştırıyordu. Ölümsüz İmparator’un kalıntılarının baskısı altında, kesinlikle ezilmişlerdi.

 

“Atamızın Ruhu…”

 

Kadim ve görkemli Ölümsüz İmparatorun baskısını hissedince, dört büyük son derece duygulanmıştı ve gözyaşları yanaklarından akıyordu. Sayısız yıl geçtikten sonra, Ölümsüz İmparator’un aurasını hissetmişlerdi.

 

Temizleyici Tütsü Antik Tarikatı’nın dışında, birçok uzman hala Gu Tieshou ve Azılı Savaş Markisinin dövüşünü izliyordu. Gu Tieshou düzenin içinden kaçamamıştı; ama düzenin baskısına rağmen Azılı Savaş Markisinin karşısında durabiliyordu. Bu yiğitliğiyle diğer gelişimcileri etkilemişti.

 

Ölene kadar boynunu eğmeyecek olan bu irade  onları etkilemişti. Bu düzenin içinde zayıf bir böcek gibiydi, ama gene de hayatta kalmak için var gücüyle mücadele ediyordu. Ne olursa olsun Temizleyici Tütsü Antik Tarikatı, Ölümsüz İmparator soyundan geliyordu. Otuz bin yıldır düşüşte olsalar bile içlerinde gizli bir güç vardı!

 

Azılı Savaş Markisi ile gelen sekiz yüz asker ise içinden gülüyordu. Gu Tieshou elinden geleni yapsa bile sonraki günleri göremeyecekti. Temizleyici Tütsü Antik Tarikatı hanedanında değişiklikler olacaktı, Gu Tieshou’nun bir ayağı çukurdaydı.

 

“Boom!” Tam o anda, gelişimciler dövüşün nasıl sonlanacağını düşünürken, Temizleyici Tütsü Antik Tarikatı’nın içinden bir ışık ileri sürüklendi. Işık bir anda göğü yırttı ve tüm göksel varlıkları kesebilecek güçle uzaya doğru yol aldı.

 

Göz açıp kapayıncaya kadar, Temizleyici Tütsü Antik Tarikatı’nın sınırlarındaki herkes yenilmez bir antik imparator baskısı hissetmişti. Bir anda sayısız varlık titremişti.

 

“Ne oluyor!?”

 

Dışarıdaki tüm gelişimciler ruhlarının dibine kadar titremişti! Bu antik nefesin altında, birer böcek ve karınca gibi hissetmişlerdi.

 

“İmparatorun gücü ve ölümsüz niyet! Yoksa Temizleyici Tütsü Antik Tarikatı her şeyini ortaya çıkarıp Ölümsüz İmparator Yaşam Hazinesini mi aktif ediyor!?”

 

Bu tür bir baskıyı hissedince, bir tarikat ustası zorla konuşmuştu.

 

“İyi değil…”

 

Bu antik ölümsüz baskıyı hissedince savaş gemisindeki sekiz yüz askerin ödü kopmuştu, ama her şey için çok geçti.

 

Gökyüzündeki ışık, aniden bir kılıç kenarına dönüştü ve gökle yer arasını yatay bir şekilde süpürdü. Bu kılıçta antik ölümsüz baskı vardı ve sadece bir darbesiyle durdurulamayacağını görebilirdiniz.

 

“Phoooosh…”

 

Kan gövdeyi götürüyordu. Kılıcın savrulmasıyla, sekiz yüz kafa gökyüzüne doğru havalanmıştı. Hepsinin gözleri şaşkınlıktan açıktı. Kafaları havaya fırladığında, boğazlarından fışkıran kanları görmüşlerdi.

 

Kılıç durdurulamaz bir aura taşıyordu. Sonsuz dağlar ve nehirlere vurana kadar ilerledi. Bir “bam” sesiyle, düzen tuzla buz olmuştu. Kan ter ile oluşturulmuş Antik Aziz düzeni, bu kılıcın bir darbesine bile dayanamamıştı. Düzen ikiye ayrılıp yere düşmüştü; içindeki Gu Tieshou da aynı zamanda düşmüştü.

 

“Hayır…”

 

Düzenin içindeki Azılı Savaş Markisi bağırmıştı; kılıç bir anda göğsünü delip geçmişti ve kendisini yere mıhlamıştı.

 

Sonrasında kılıç aurası kayboldu ve yeri sadece akan kanlar kaplamıştı. Azılı Savaş Markisi delinmiş şekilde yerdeydi, kollarını ve ayaklarını hareket ettirebiliyordu. Hala yaşıyordu çünkü Li Qiye onu bağışlamak istemişti.

 

Bu ani değişim karşısında, izleyen gelişimciler, Temizleyici Tütsü Antik Tarikatı’nın öğrencileri ve Gu Tieshou, yani herkes afallamıştı; bu ani dönüş fazla korkutucuydu!

 

Bu sahneyi gören herkesin zihni bomboş kalmıştı. Sekiz yüz asker, Azılı Savaş Markisi ve düzeni bir kılıcın altında yok olmuştu. Bir Kraliyet Asili ve bir Antik Azizin düzeni, ikisi de zirveye ulaşamamıştı. Bir kılıcın altında, hepsi toz misali süpürülmüştü.

 

Kılıç geçip gitti; Cennetsel Mücevher Krallığı kalesinin içindeki Ölümlü İmparator bir anda gözlerini açtı. Ayın ve güneşin akışı ve göksel varlıkların deseni gibi korkutucuydu. Sessizce söylendi:

 

“Yoksa, Temizleyici Tütsü Antik Tarikatı hala Ölümsüz İmparator Yaşam Hazinesine mi sahipti?”

 

Daha sonra, iki gözün ilahi aurası gökyüzüne ulaştı; sanki dünyanın öbür köşesini görmek istiyordu!

 

Temizleyici Tütsü Antik Tarikatı’nda öğrencilerin kafası boşalmıştı. Bir süre kendilerine gelemediler.

 

“İmparatorun gücü ve ölümsüz niyet…”

 

Belirsiz bir süre geçtikten sonra, sonunda bir gelişimci fısıldamıştı. İmparatorun gücü ve Ölümsüz niyet... Sayısız gelişimci bu cümleyi duymuştu, ama hiçbiri gerçek gücünü görmemişti. Bugün, bu kılıcın önündeki her şeyi hiçliğe süpürmesi; işte bu imparatorun gücü ve ölümsüz niyetti!

 

İnsanlar sonunda Ölümsüz İmparator’un korkutuculuğunu anlamıştı. Ölümsüz İmparator çok uzun yıllardır yoktu ve ondan geriye imparatorun gücü ve ölümsüz niyeti kalmıştı; ancak bu bile tanrıları titretmeye yeterdi!

 

“Bağlayın şunu! Üç gün sonra, halkın karşısında ibret olması için kafasını keseceğiz.”

 

Herkes neler olduğunu düşünmekle meşgulken, tarikatın içinden Li Qiye’nin sesi duyuldu.

 

Ne kadar sürdü bilmem ama herkes sonunda kendine gelmişti. Kenardaki gelişimciler hala şok içindeyken, Temizleyici Tütsü Antik Tarikatı öğrencileri kutlamalara başlamıştı. Bazı öğrenciler Azılı Savaş Markisi’ni bağladı ve onu bir zindana kapattı.

 

Sonunda Gu Tieshou dalgın bir biçimde tarikata döndü. Zither Köşkü’nün içinde tüm detayları öğrendikten sonra, gene de sakinliğini koruyamamıştı.

 

Bir süre sonra Gu Tieshou Li Qiye’ye baktı ve mırıldandı:

 

“Atamızın ruhu burada, tarikatımızı koruyor…”

 

Derin bir nefes aldı ve Li Qiye’ye konuştu:

 

“Atamız seni kurtarıcımız olarak seçti; umuyorum ki Temizleyici Tütsü Antik Tarikatı’nın o eski şanlı günlerini tekrar yaşatırsın!”

 

Gu Tieshou tarikatın ana sürücüsü gibi düşünülebilirdi. Bu sözleri Li Qiye’nin tarikattaki yerini kurmuştu. Bir gece sonra, Li Qiye’nin tarikattaki durumu hiç kimse tarafından sarsılamazdı!

 

Azılı Savaş Markisi, Temizleyici Tütsü Antik Tarikatı’na karşı saldırıyı bizzat yönetmişti. Cennetsel Mücevher Krallığındaki herkes tarikatın sonunun geldiğini düşünmüştü. Kimse, dengelerin bir gecede akıl almaz biçimde değişeceğini düşünmemişti. Sekiz yüz asker ölmüş ve Azılı Savaş Markisi yaralı ele geçirilmişti. Sanki bunlar bir rüya gibiydi, ama yüzde bin gerçeklerdi.

 

Temizleyici Tütsü Antik Tarikatı’nın hem üst hem alt kademeleri sevinç içindeydi. Öğrencilerin morali için çok heyecan verici bir olaydı. Azılı Savaş Markisinin yenilgisi kalplerine ilaç gibi gelmişti. Sonunda bir umut ışığı görmüşlerdi.

 

Savaşın sonunda tarikatın üst kademesi bir toplantı yaptı. Gu Tieshou’nun yönettiği toplantıya büyükler ve koruyucular katıldı. Gu Tieshou, Cao Xiong’un ve Dong Shenglong’un komplosunu anlattı. Cao Xiong ölmüştü ve Dong Shenglon, Azılı Savaş Markisi ile hapsedilmişti!

 

Koruyucular Cao Xiong’un bencil hareketlerini kınamıştı. Neredeyse tarikatları, İlahi Tanrı Tarikatı’nın bir kuklası olacaktı!

 

Beş büyük, her şeyi başaranın Li Qiye olduğunu söylediğinde koruyucular şok olmuştu. Dao eğitimi konusunu duymuşlardı, ama Atalarının cidden Li Qiye’yi seçtiğini bilmiyorlardı!

 

Toplantı sırasında büyükler Li Qiye’yi Temizleyici Tütsü Antik Tarikatı’nı yeniden diriltecek olan kurtarıcı olarak tanımladı. Koruyuculardan da bu konudaki karar ile ilgili hiçbir itiraz çıkmadı.

 

Konferans bittikten sonra Dong Shenglong ve Azılı Savaş Markisinin durumunu tartıştılar.

 

Bu konu hakkında Li Qiye’nin sadece bir cümlesi vardı. Gülümsedi ve konuştu:

 

“Üç gün sonra, herkesin görmesi için halka açık bir şekilde infaz edin; Cennetsel Mücevher Krallığının içindeki diğer tarikatları da davet ederek eğlenceyi katlayın!”

 

Li Qiye’nin söylediklerinden sonra, koruyucular ve büyükler ürkmüştü; nasıl mutlak bir karardı bu böyle?

 

“Bunu yaparak, korkarım ki İlahi Tanrı Tarikatı’na hiçbir açık kapı bırakmamış olacağız.”

 

Koruyuculardan biri endişeyle konuşmuştu.

 

Li Qiye normalce cevapladı:

 

“İlahi Tanrı Tarikatı bizim ezeli düşmanımız; kapıymış, tokmakmış kimin umurunda?”

 

“Peki ya İlahi Tanrı Tarikatı bize savaş açarsa?”

 

Başka bir koruyucu sormadan edememişti. Sonuçta, İlahi Tanrı Tarikatı onlara göre devasa bir canavardı. Otuz bin yıl önce Cennetsel Mücevher Krallığını kurmuşlardı. Günümüzde onların koltuğunu sallamak çok zordu.

 

“Savaş açarsa mı?”

 

Li Qiye kahkahasını tutamamıştı. Ardından gözleri ciddileşti ve yavaşça konuştu:

 

“Cennetsel Mücevher Krallığı’nın Ölümlü İmparator’unun hırslı, bilge ve güçlü bir hükümdar olduğunu duydum. Dokuz Aziz Şeytan Kapısı’nın Şeytan Kral Lun Ri’sinden aşağı kalır yanı yokmuş! Savaş açmasından korkmuyorum. Umuyorum ki savaşı bizzat kendisi yönetir. O zaman, İlahi Tanrı Tarikatı’nın tüm Kraliyet Asillerini ve Aydınlanmış Varlıklarını bir kerede ortadan kaldırabilirim.”

 

Gu Tieshou bir an düşündü ve konuştu:

 

“Fena fikir değil!”

 

“Zither Köşkü’ndeki imparatorun gücü ve ölümsüz niyeti birkaç büyük savaşa yeter. Eğer Cennetsel Mücevher Krallığı gelmeye cesaret ederse, tüm Kraliyet Asillerini ve Aydınlanmış Varlıklarını bir seferde yıkabiliriz. Tarikatın kendisini ve İlahi Mücevher Krallığını yıkmamız için bir yol olmasa bile, bu güçlü gelişimcileri öldükten sonra toparlanmaları birkaç bin yıl sürer! Bu da bize tarikatımızı geliştirmemiz için imkan verir.”

 

Birinci büyüğün söylediklerinden sonra koruyucular birbirlerine bakmıştı.

 

Elder Sun konuştu:

 

“İlahi Tanrı Tarikatı’nın bizi yok etme arzusu asla kaybolmadı. Daha fazla taviz vermeye devam edemeyiz. Şu anda, eğer Cennetsel Mücevher Krallığı bize savaş açmak isterse, onları yerine oturtacak darbeyi vurabiliriz! Zither Köşk’ündeki İmparatorun gücü ve ölümsüz niyetiyle her şeyi yıkarız.”

 

Zither Köşkü de atalarının portresi de İmparator Hazinesiydi. Son güçlülerdi, ama güçleri yenilenebilir değildi. Bu açıdan bakarsak, Ölümsüz İmparator Yaşam Hazinesi ya da Gerçek hazinesi ile kıyaslanamazlardı.

 

Bir Ölümsüz İmparator Yaşam Hazinesi sayısız sefer kullanılabiliyordu. ama gelişimcinin onu kullanması için yüksek gereksinimleri oluyordu. İmparatorun hazineleri ise imparatorun gücünü ve ölümsüz niyetini barındırıyordu, her kullanıldığında gücü azalıyor ve nihayetinde bir ölümlü eşya oluyorlardı.

 

Li Qiye, Gu Tieshou’ya baktı ve sordu:

 

“Bu konu hakkında küçük bir sorum var. Ölümsüz İmparator Yaşam Hazinemiz nerede? Atamızın Gerçek Hazinesi nerede?”

 

“Bu konu…”

 

Gu Tieshou utanç içinde gülümsedi. Dört büyük de birbirine bakmıştı ama yüz ifadeleri çok garipti.