Bölüm 50 : En Sert Dao Eğitimi (2)

avatar
11810 39

Emperor’s Domination - Bölüm 50 : En Sert Dao Eğitimi (2)


 

 

Bu erdem kanunlarını okuyanlar arasında, bu teknikleri kimse Li Qiye’den daha iyi anlayamaz ve onun kadar uzmanlaşamazdı!

 

Li Qiye, Xu Pei’ye yaklaşık yirmi kere vurdu. Daha fazla dayanamayan kız yere düşmüştü ve kalkamamıştı. Li Qiye ancak o zaman kızı bırakmıştı.

 

Li Qiye başka bir öğrenciyi işaret etti ve neşeyle seslendi:

 

Sıradaki.

 

Bam… Bam… Bam…

 

Tüm öğrenciler bu musibet karşısında acı çekiyordu, birbiri ardına hepsi Li Qiye tarafından dövülmüştü ve tekrar yerde yatıyorlardı.

 

Xu Pei’nin sözleriyle aydınlanan öğrenciler, artık Li Qiye tarafından dövülürken, her vuruşu izliyorlardı. Her vuruşu yeseler de, Li Qiye’nin hareketlerini hatırlıyorlardı.

 

Şimdi herkes hareketlerindeki açıkları öğrenmek istiyordu. Kimisi bu kusurları kapayıp Li Qiye tarafından daha az dayak yemek isterken, kimisi bunu zayıflıklarını kapatarak, gelişimini iyileştirmek için bir şans olarak görüyordu.

 

Xu Pei’nin cümleleri herkesi uyandırsa da, öğrencilerin hepsi kusurlarının farkına varamıyordu. Kusurları görüp bilseler de bunu nasıl kapayacaklarını bilmiyorlardı.

 

Diğer öğrenciler Xu Pei kadar şanslı değildi, Li Qiye onları döverken Xu Pei’ye belirttiği gibi tekniklerin açıklarını belirtmiyordu.

 

Bittikten sonra tüm öğrenciler yerde yatıyordu ve havada acıdan inleyenlerin sesleri yankılanıyordu. Li Qiye umursamazca onlara baktı ve gülümseyerek konuştu:

 

Bugünlük burada bırakalım. Size dinlenmeniz için üç gün veriyorum. Dikkatlice düşünün ve aynı hatalara düşmeyin.

 

Konuşmasını bitirdikten sonra döndü ve gitti.

 

Üç günlük ara göz açıp kapayıncaya kadar geçti. Li Qiye bir kez daha, Temizleyici Yeşim Tepesi’nin dövüş salonunda belirmişti. Etrafındaki üç yüz öğrenciye baktı ve yavaşça konuştu:

 

Bugünkü dersin konusu hala aynı; sizi dövmek.

 

Li Qiye’nin söylediklerinden dolayı birçok öğrencinin yüz ifadesi değişmişti, çoğu Li Qiye’den ve Yılan Cezalandırma Sopası’ndan korkuyordu. Bu dayanılması kolay bir acı değildi.

 

Li Qiye üç yüz öğrenciye baktı ve ışıl ışıl gülümsedi:

 

Geliyor musunuz ben mi geleyim?

 

Büyük kardeşin karşısına ilk ben çıkacağım.

 

Li Qiye cümlesini bitirmişken, Luo Fenghua ilk öne çıkan oldu. Luo Fenghua ilk kez elebaşı gibi öne çıkmıyordu, ama bu kesinlikle öncekilerden farklıydı.

 

Luo Fenghua’nın yetenekleri fena değildi, üç yüz öğrenci arasında doğuştan yetenek konusunda ya birinci sırada olurdu, ya ikinci. Gelişimi de sığ değildi, gururlu ve kibirli biri olarak tanıtılabilirdi.

 

Li Qiye ilk geldiğinde de ona uymamıştı. Hatta Li Qiye tarafından dövüldükten sonra bile kalben ve zihnen ikna olmamıştı. En sonunda Li Qiye’nin tekmesini yiyerek bilincini kaybetmişti.

 

Luo Fenghua kibirli ve gururlu biri olsa da cahil değildi. Li Qiye’nin tek bir tekmesi kemiklerini kırmaya yetmişti; bu tekmenin gücüyle Luo Fenghua, Li Qiye’nin ne kadar korkutucu olduğunu anlamıştı.

 

O an Li Qiye’nin söylentilerdeki gibi bir çöp parçası olmadığını anlamıştı.

 

Özellikle Xu Pei’nin söylediklerinden sonra öğrenciler ayıkmıştı, daha sonrasında her öğrenci Li Qiye’den yediği her darbeyi dikkatle incelemişti. Bir cümle hepsini uykudan uyandırmıştı. Li Qiye tarafından dövülürken inanılmaz acılar çekseler de, son üç günde bunun sebebini anlamışlardı. Birçok dikkatli öğrenci Li Qiye’nin darbeleri üzerine düşünmüştü ve bunun sonucunda tekniklerindeki kusurları anlamışlardı.

 

Bu kusurları özellikle acıyla öğrendiklerinden, hatırlamaları daha kolay olmuştu.

 

Xu Pei’nin söylediklerinden sonraki geçen üç gün Luo Fenghua da düşünmüştü. Li Qiye’nin iyi niyetinin de olduğunu anlamıştı. Ona karşı tavrı büyük ölçüde değişmişti.

 

Li Qiye gülümseyerek Luo Fenghua’ya baktı ve yavaşça konuştu:

 

Kibirli ve gururlu biri olsan da, aptallık sınırını aşan bir cahil değilsin.

 

Kibirli Luo Fenghua’nın bu sefer yanakları kızarmıştı, başını eğdi ve konuştu:

 

Lütfen hatalarımı gösterin, büyük kardeş!

 

Luo Fenghua içten ve ciddi bir şekilde konuşmuştu.

 

Hamleni yap.

 

Li Qiye de gereksiz konuşacak biri değildi. Sopasını çıkardı ve normal bir şekilde konuştu:

 

Kusuruma bakma…

 

Luo Fenghua hemen bağırdı ve tüm çabasıyla bir tsunami gibi ileri atıldı. Vücudu kartal gibi, duruşu Su Ejderhası gibiydi.

 

Bam!

 

Luo Fenghua’nın tekniği daha yeni başlamıştı ama Yılan Cezalandırma Sopası doğrudan isabet etti. Sopanın vurduğu anda, başının etrafında sarı yıldızlar görmeye başladı ve gözyaşları akmıştı.

 

Li Qiye hareketini yaparken acımamıştı. Li Qiye’nin sopası, Luo Fenghua’nın anlayamadığı bir şekilde gelmişti. Kuzey mi, Güney mi Doğu mu, Batı mı? Hangi yönden gelmişti bu vuruş? Daha sonrasında Li Qiye konuştu:

 

Savaş alanındaki bir dövüşte yıldırımdan ve ateşten kaçmaya bakarsın. Hayatta kalman, düşmanının ölümü anlamına gelebilir. Tüm teknikler arasında en iyisi, rakibini tek vuruşta öldürebilecek olandır. Gerçek bir mücadele, izleyiciler için bir gösteri değildir. Tekniklerin güzelliği, mızrağın üzerindeki gereksiz gümüş dekorasyonlar gibidir!

 

Şahini Kavrayan Ejderha ve Uçan Ejderha Yumruğu basitçe öldürmek içindir, gereksiz aksiyonlara ve fazlalıklara ihtiyacı yoktur. Saçma eklentiler olmadan öldürmek için oluşturulmuştur.

 

Li Qiye bir kez daha Luo Fenghua’nın vücuduna vurdu ve konuştu:

 

Kendini akıllı sanıyorsun ve bu tekniğe yeni varyasyonlar katmışsın, bu kattıkların güzel görünebilir. Ancak bu yaptığının bir yılana ayak çizmekten bir farkı yok ve böylece tekniğin öldürücülüğünü azaltıyorsun!

 

Luo Fenghua’nın idrak yeteneği müthişti, Li Qiye söylediklerini bitirdiği anda tekniğini değiştirmişti. Hareketi kahramansı bir aura yayıyordu ve kütüğe saplanan bir balta gibi sertti.

 

Hareketinin bu varyasyonu fena değil. Çok sert olduğundan saldırıları kolayca kırar. Ama dengeli olmalı, ne çok sert, ne çok yumuşak.

 

Li Qiye konuşuyordu ama eli hiç durmuyordu. Acımasızca elindeki sopayla Luo Fenghua’ya burnundan kan gelene kadar vurdu.

 

Bam… Bam… Bam…

 

Kısa sürede bir düzine sopa yiyen Luo Fenghua daha fazla dayanamayıp yere yığılmıştı, Yılan Cezalandırma Sopası karşısında takati kalmamıştı.

 

Luo Fenghua yediği dayak sonucunda acıyla inliyordu ama kalbi heyecan doluydu. Bu dayağı sebepsiz yere yememişti.

 

Sıradaki.

 

Li Qiye acımasızca Luo Fenghua’yı düşürdükten sonra diğer öğrencilere geçti.

 

“Bam!”

 

Luo Fenghua’nın yanındaki bir büyük öğrenci öne çıktı, ama ayaklarına aldığı bir hamleden sonra dizlerinin üzerine çöküp kalmıştı.

 

Hareketin çok yavaş!

 

Li Qiye istifini bozmadan bir kez daha vurdu. Korkan öğrenci yana doğru yuvarlandı ve sopadan kaçtı.

 

Bam… Bam… Bam…

 

Bir süre sonra sopayı yiyen öğrencinin yüzü gözü şişmişti. Yılan cezalandırma sopasının on vuruşuna dayanmıştı. Ama bu on hamlenin her birinde Li Qiye açıklarını söylemişti.

 

Yarım günün sonunda Li Qiye üç yüz öğrenciyi dövmeyi bitirmişti. Eskisine kıyasla bu sefer daha uzun sürmüştü. Dövülen her öğrenci tekniğindeki bir kusuru kapatıyordu.

 

Li Qiye hiçbir öğrenciye ayrıcalık tanımıyordu. Hepsi ayağa kalkamayacak hale gelene kadar dövülüyordu ve acı içinde yerde yatıp inliyorlardı. Ancak bu çektikleri acılara rağmen sonuçlarını alıyorlardı. Dövülmeleri artık boş yere değildi!

 

Sonraki birkaç gün boyunca Li Qiye her gün istisnasız üç yüz öğrenciyi tek tek dövüyordu. Ama öğrenciler bu durumdan şikayet etmiyordu. Dövüldüğüne mutlu olan öğrenciler bile vardı. Li Qiye kendilerine acımasa da, yedikleri dayak amaçları uğruna katlanılabilirdi.

 

Li Qiye’nin Dao eğitimi üç yüz öğrenci üzerinde derin bir etki bırakmıştı. Böyle feci şekilde dövülünce, kusurlarını görmek istemeseler bile acıyla öğrenmiş oluyorlardı. Bir şeyi acı çekerek öğrenince, etkisi daha kalıcı oluyordu.

 

Li Qiye’nin eğitimi çok sert olsa da, öğrencilere faydası büyüktü. Özellikle tekniklerinin varyasyonları olan öğrenciler için şu son birkaç gün bu tekniklerin iç yüzlerini anlamaları için yeterli olmuştu. Kusurlu teknikleri zorla tekrar yapılandırılmıştı.

 

Birkaç kısa gün sonunda, öğrencilerin çoğu ilerleme kaydetmişti. Özellikle Luo Fenghua’nın gelişimi gözle görülür şekilde hızlıydı. Li Qiye’nin etkisi altında yöntemlerinin gerçek anlamlarını kavrıyordu. Tekniklerinin her biri bir antilop kadar titiz olmuştu.

 

Li Qiye sert davransa da eğitiminden bilgelik akıyordu.

 

Li Qiye’nin eğitmenlikteki sorumluluğunu gören öğrencilerin Li Qiye hakkındaki şikayetleri kaybolmuştu.

 

Bölüm Lideri Zhou da nadiren öğrencilerini dövüyordu ama onun eğitimi herkesin bir araya toplanmasıyla oluyordu. Gösterebildiği şeyler kısıtlıydı ve zorla kafalarına bilgi sokmaya benziyordu. Gelişim yöntemlerini ve varyasyonlarını bir kere gösteriyordu, öğrencilerin anlayıp anlamaması onların kapasitesine kalıyordu.

 

Üç yüz öğrencinin her birinin farklı yetenekleri ve farklı bakış açıları vardı. Aynı gelişim yönteminin aynı varyasyonunu kullansalar bile sonuçları farklı oluyordu. Bu yüzden gelişimlerinde doğal olarak ön yargılar oluşuyordu. İşin garibi bazı öğrencilerin gelişimi tamamen yanlış oluyordu.

 

Şimdi Li Qiye bire bir eğitimi ile her öğrencinin kusurlarını yüzlerine vuruyordu. Bu da her öğrencinin gelişmesi için daha açık bir yol oluşturuyordu. Tekniklerin varyasyonları hakkında anlayışları derinleşiyordu.

 

Yani birkaç gün içinde, tekniklerin varyasyonları konusunda birçok öğrenci gelişim yolunu görmüştü, hatta bazıları bu yola adım atmıştı! Birçok öğrencinin kalpleri neşe doluydu.

 

Li Qiye’nin eğitmenlik yaptığı birkaç gün, iki-üç yıl boyunca yaptıkları çalışmalardan daha verimliydi!

 






Giriş Yap

Site İstatistikleri

  • 43990 Üye Sayısı
  • 398 Seri Sayısı
  • 44158 Bölüm Sayısı


creator
manga tr