Bölüm 47 : Dao Eğitimi Yaşam Öğretisi (1)

avatar
11948 38

Emperor’s Domination - Bölüm 47 : Dao Eğitimi Yaşam Öğretisi (1)


 

“Gelin buraya!”

 

Li Qiye’nin gözleri buz kadar soğuktu, ve ciddi şekilde konuştu:

 

“Benim otoriteme meydan okudunuz, ve şimdi sopamın tadına bakacaksınız!”

 

“Neyden korkuyoruz? Nihayetinde bir kişi, bu kadar kişiyiz. Hep birlikte saldıralım! Ah!”

 

Öğrencilerden cesaretli olan biri bağırdı ve silahını çekti. Doğrudan ileri zıpladı.

 

“Hep birlikte!”

 

Bir kişi lider olarak öne çıkınca diğerleri de cesaretlenmişti. Hepsi bağırdı ve silahlarını çekip ilerlediler.

 

“Bam.. Bam… Bam…”

 

Ancak sayı üstünlüğü bir şey ifade etmemişti. Yılan Cezalandırma Sopası karşısında, Cennetin Temeli seviyesinin altındaki gelişimcilerin tek bir seçeneği kalıyordu, o da dayak yemek. Düzinelerce öğrenci adeta küçük yılanlar gibiydi. En ufak hareketlerinde, yılan cezalandırma sopasını suratlarına yiyorlardı ve her darbede yüzleri kan içinde kalkıyordu. Yere düşüp kalıyorlardı.

 

“Bam… Bam… Bam…”

 

İsyana liderlik edenlere Li Qiye hiç acımıyordu, merhametsizce durmadan vuruyordu. Yere yığılıp kalsalar bile vurmaya devam ediyordu.

 

Li Qiye öğrenciler sızıp kalana kadar vurmaya devam etmişti. Alayının vücudu kan içindeydi ve yere yığılmışlardı. Bir süre daha ayağa kalkamayacak gibiydiler.

 

Li Qiye’nin şiddeti, izleyen öğrencilerin kanını dondurmuştu. Korkudan yüzleri bembeyaz olmuştu.

 

“Gelin bakayım buraya, hepiniz!”

 

Eşek gözlü kız öğrenci korkarak konuştu:

 

“Kı-Kıdemli, biz, biz,isyan etmedik.”

 

“Biliyorum.”

 

Li Qiye ilgisizce konuştu:

 

“İlk dersim çok basit. O da hepinizin bana her daim meydan okuyabileceği. Ancak bunun sonunda olacakları kendi gözlerinizle gördünüz.”

 

“Bam… Bam… Bam…”

 

Li Qiye öğrencilerin hareket geçip geçmediğini görmezden gelerek, hızlıca onlara doğru atıldı ve hızlı vuruşlar yaparak yere düşürdü!”

 

İşin aslı, Li Qiye çoktan Yun Fiziği seviyesine gelmişti ve bazı öğrenciler ona kıyasla zayıftı. Yılan Cezalandırma Sopası olmasa bile onları halledebilirdi. Böylece, Li Qiye kuzu sürüsüne atılan vahşi bir aslan gibi ilerledi ve göz açıp kapayıncaya kadar öğrencilerin yarısını yere mıhlamıştı.

 

“Kaçın aaah…”

 

Artık ne yapacağını bilemeyen öğrenciler kaçmak için kalktılar.

 

Ama ne yazık ki kaçmaya çalışanları Nan Huairen tutup tutup geri fırlatıyordu.

(Ç.N: Bu Nan Huairen’in hareketleri aklımda hep çok komik canlanıyor :D )

 

Sonuçta kimse kaçamıyordu ve geri atılanlardan bazıları kendini savunmaya çalışıyordu. Ama sopa hemen onlara doğru harekete geçiyordu ve bir anda kendilerini yerde buluyorlardı.

 

“Bam… Bam… Bam…”

 

İsyan etmeyen öğrencilere karşı Li Qiye çok sert davranmamıştı. Sadece yere düşürmüştü. Luo Fenghua gibi kanlı patates püresi gibi bir hale gelmemişlerdi.

 

Sonunda, istisnasız tüm üç yüz öğrenci yere yapışmıştı. Tüm öğrencilerin yüzü ölü gibi beyazdı. Yılan Cezalandırma Sopası kesinlikle onların ezeli düşmanıydı; vücutlarına gelen bir vuruş ile, yara bırakmasa bile kemiklerini acıtıyordu.

 

Yılan cezalandırma sopası, baş kaldıran öğrencilere karşı eşi bulunmaz bir hazineydi. Min Ren’e yaptığı gibi bu küçük çocukları da dize getirmişti. O anda, tüm dövüş salonundan acı içindeki inleme sesleri yükseliyordu. İnatçı bir şekilde Li Qiye’ye karşı durmaya çalışanlar Li Qiye tarafından özellikle daha sert dövülmüştü. Özellikle Luo Fenghua’nın grubu. Yere düştükten sonra bile acımasızca sopalanmışlardı. Derileri yırtılıp kemikleri kırılana kadar vurmuştu Li Qiye.

 

Önündeki öğrencileri özenle terbiye ettikten sonra, Li Qiye yavaşça yukardaki koltuğuna oturdu. Yerdeki öğrencilere bakıp bir şey olmamış gibi konuşmaya başladı:

 

“Kışkırtın beni, hoşuma gider bu. Ancak sonucu… Neyse artık kendiniz karar verebilirsiniz. Bugünkü sadece ilk dersti. Bu yüzden fazla yüklenmedim. Bundan sonra böyle merhamet ettiğimi göremezsiniz. Kemikleriniz parçalanana kadar durmam!”

 

Yerinden kalkamayan öğrencilere bakarak sözlerine devam etti:

 

“Ben sizin eğitmeninizim, buradaki herkes benim emrim altında! İnatçı asiler mi? Hiç sorun değil! Kız erkek fark etmez, itaat edene kadar döverim! Bunun olmaması için itaatkar olun! Benim önümdeyken bundan önce öğrendiğiniz her şeyi çöpe atın! Dahiymişsiniz değilmişsiniz umrumda değil! Benim önümde, dahilerin değeri köpek boku kadardır! Ejderha da olsa önümde diz çöker, aslan da olsa huzurumda eğilir; aksi takdirde egoları parçalanana kadar sopayı yer!”

D.N:  Adamda Yun Che cevheri var. Gerçi söylesek bizi de döver Yun Che kim köpekmiş diye :D

 

Birçok öğrenci yerde yatıyordu, ayağa kalkamıyorlardı bile. Kimse cevap vermeye cesaret edemedi.

 

“İlk ders bugün burada bitiyor.”

 

Li Qiye ayrılmadan önce gülümsedi ve tekrar konuştu:

 

“Tabii siz çocuklar benden memnun değilseniz, gidip şikayet edebilirsiniz. Ancak unutmayın ki, benim hakkımda hayıflanırsanız, karşılığında sizi bir güzel eğlendiririm!”

 

Tabii o öğlen, Bölüm Lideri Zhou kapısına dikilmişti, yüzyüze geldiklerinde Bölüm Lideri Zhou soğukça konuştu:

 

“Öğrencileri eğitirken Dao öğretilerini üste koymalısın. Temizleyici Yeşim Tepesi öğrencileri gelecekte Temizleyici Tütsü Antik Tarikatı’nın sütunları olacaklar. Eğer onlara bir şey olursa…”

 

“Bölüm Lideri Zhou, eğer benden memnun değilsen, gidip büyüklere şikayet edebilirsin.”

 

Li Qiye, Bölüm Lideri Zhou’nun sözünü kesti ve devam etti:

 

“Dao eğitiminden ben sorumlu olduğum için, nasıl öğreteceğim bana kalmış. Bana ne yapacağımı söyleyen birine ihtiyacım yok. Eğer başka işin yoksa, kapı şurada.”

 

“Hay seni…”

 

Li Qiye’nin sert sözleri söylerken özellikle karşısındaki yüzüne bile bakmamıştı. Bu tavrı Bölüm Lideri Zhou’yu sinirden titretmeye yetmişti.

 

“Bölüm Lideri Zhou, lütfen gider misiniz artık?”

 

Li Qiye manzarasını onunla bozmak istemiyordu. Onun seviyesindeki bir karakter ile zamanını boşa harcamak istemiyordu.

 

Bölüm Lideri Zhou çileden çıkmıştı. Öfkesi göğe yayılsa bulutlar kararırdı. Dişlerini sıkarken neredeyse kıracaktı. Artık sinirden gülüyordu ve soğukça konuştu:

 

“Güzel, güzel, güzeeel! Değerlendirme gününe kadar bakalım öğrencilerini nasıl eğiteceksin!”

 

Lafını bitirdikten sonra döndü ve çıktı.

 

Bölüm Lideri Zhou’nun gidişinden sonra, damdan düşer gibi Li Shuangyan belirdi. Li Qiye’yi soğuk bakışlarla süzdükten sonra kayıtsızca konuştu:

 

“Her yönden kendine düşman ediniyorsun, olabileceklerden korkmuyor musun?”

 

“Gelişim her şey değildir.”

 

Li Qiye rahat yerinden prensesin gözlerine baktı ve konuştu:

 

“Öldürmek, çok zor bir şey değil. Ne şekilde öldüreceğin veya öldürmeye layık mı olduğu, asıl soru.”

 

“Öldürmekten bahsetmişken!”

 

Li Qiye gülümsemeden edemedi ve konuştu:

 

“Temizleyici Tütsü Antik Tarikatı’nda binlerce adamdan ve attan oluşan büyüleyici bir ordu belirseydi ne olurdu? Gelenlerin sayısını cesetlerden anlardık!”

 

Li Shuangyan Li Qiye’ye baktı ve soğukça konuştu:

 

“Yani, kendine epey güveniyorsun.”

 

“Ancak, unutma. Sen benim kılıç hizmetçimsin; ustanı koruma sorumluluğun var.”

 

Li Qiye böyle meseleleri konuşmak için fazla tembeldi.

 

“Sen…”

 

Li Shuangyan’ın yüzü, Li Qiye’nin tavrı yüzünden kıpkırmızı olmuştu. Uzun süredir gelişim yapıyordu ve Dao irade gücü stabil bir seviyedeydi. Ama ne zaman Li Qiye ile karşılaşsa, sinirleri tavan yapıyordu.

 

Sonuçta Li Shuangyan cennetlerin sevilen bir kızıydı, derin bir nefes aldı ve kendini sakinleştirdi. Li Qiye’ye baktı ve sonunda konuştu:

 

“Bana boyun eğdirmek de çok zor bir mesele değil. Ama boyun eğmem için bir neden vermelisin.”

 

“Saf Kristal Fiziği; yirmi dört Krap Fiziği’nden biri, fena bir fizik değildir.”

 

Li Qiye baktı ve hiçbir şey olmamış gibi devam etti:

 

“Benim yanımda düzgünce dur. Gelecekte sana birkaç şey öğretirim. Sıkı çalıştığın sürece, benim eğitimimle Hükümsüz Kusurlu Fiziğe ulaşmak hiç problem olmaz.”

 

“Büyük bir vaat.”

 

Li Shuangyan, Li Qiye’ye bakmaktan kendini alamadı ve ardından soğuk bir tavırla konuştu:

 

“Hükümsüz Kusurlu Fiziğin arkasında yatan anlamı bilmezsin bile. On iki Ölümsüz Fizikten biri o! Antik zamanlardan günümüze kadar, Ölümsüz Fiziğe ulaşanların sayısı çok az! Ben şuan Aziz Fiziği erdem kanunu ile çalışıyorum. Fizik erdem kanunlarının zirvesidir bu!”

 

Li Shuangyan Kral Fizik ile doğmuştu ve bu insanın gurur duyabileceği bir şeydi. Saf Kristal Fiziği son derece nadirdi ve yirmi dört Kral Fiziğinden biriydi. Şu an geliştirdiği fizik erdem kanunu da dünyadaki en iyi erdem kanunlarından biriydi. Ama onun gibi biri için bile Saf Kristal Fiziğini Saf Yeşimtaşı Fiziğine yükseltmek aylar sürerdi.

 

Saf Yeşimtaşı Fiziği de on sekiz Aziz Fizikten biriydi. Aziz Fizik tamamlandığında, gücü hiç de hafife alınamazdı!

 

“Onngggg….”

 

Li Qiye tek kelime etmedi, Yaşam Çarkı aniden belirmişti. Kafasın arkasında ilahi bir aura dönüyordu. Kan enerjisi bir kasırga gibiydi. Saniyesinde, Kun gibi bir şey okyanustan zıpladı ve Kader Sarayı’nı aşağı yukarı salladı. Tam o anda, Li Qiye Li Shuangyan’a şiddetli bir tekme attı.

 

Li Shuangyan’ın yüz ifadesi değişmişti. Beyaz elleri havayla kaplandı ve Li Qiye’nin tekmesini tutacak bir gümüş kalkan belirdi.

 

“Bamm…”

 

Bir gürültü koptu. Bir tekmenin altındaki, on bin dağ kadar ağırlık, kelimelerle anlatılamayacak kadar derindi. Bu öyle bir tekmeydi. Li Shuangyan’ın böyle bir tekmeyi engellemesi kolay değildi. “Çatır, çutur” bir ses geldi, tekmenin altındaki gümüş kalkan bir anda tuzla buz olmuştu. Tekmeyi başarıyla karşılasa da, bir adım geri atmak zorunda kalmıştı. Ayağının altındaki taş tuğlalar hareketinin etkisiyle ezilmişti.

 

Li Shuangyan’ın yüz ifadesi müthiş bir şekilde değişmişti. Li Qiye’den gelen bu tekmenin gücü Dao değildi. Yüksek bir güçten gelmiyordu, ama ağırdı. Saf bir ağırlığın gücüydü bu.

 

Sanki Li Qiye’nin ayağı, on bin dağ kadar ağırdı. Bu tekmenin gücü, dağları ve nehirleri yıkmaya yeterdi! İmkansız bir şeydi bu. Li Qiye’nin gelişimi hala çok sığ idi. Böyle bir tekme atabilmesine imkan yoktu!

 

“Cennetin Gururlu Kızı, bu üç kelimeyi utanç duymadan taşımayı hak ediyorsun. Tekmemin ağırlığına dayanabilmen, gelişiminin ölçülemez olduğunu gösterir.”

 

Li Qiye, Li Shuangyan’a bir bakış attıktan sonra devam etti:

 

“Su Tanrısı Tapınağından, Saf Yeşimtaşı Kutsal Kalp yöntemini çalışıyorsun. Kötü bir fizik yöntemi değildir.”

 

Bu sözlerden sonra çıktı gitti.

 

Li Shuangyan uzun bir süre sessizliği bozmadı. Daha önce hiç tecrübe etmediği bir şaşkınlığı yaşıyordu. Hiç bu kadar şaşırdığı olmamıştı. Li Qiye ile tanışmasından bu yana, Li Qiye ona gizemli bir hissiyat vermişti. Diğerlerinin onun içini görememesini sağlıyordu. Ama bugün, bu ağır tekme ile kendisini tamamen afallatmıştı!

 

Li Qiye’nin gelişiminin Yun Fiziği seviyesinden öteye geçmediğinden kesinlikle emindi. Ancak bu ağır tekme, tüm benliğini sarsmıştı. Bu tekmenin arkasındaki gücün sadece Dao gücü değil aynı zamanda ağırlığın gücü olduğunu hissetmişti.

 

Bir insan bacağının bu kadar ağır olması kesinlikle imkansızdı. En azından Ölümlü Fizik sahibi biri bunu yapamazdı! Neden Li Qiye’nin bacağı bu kadar ağırdı? Bunları düşünürken Li Shuangyan’ın kalbi sakinleşemiyordu!

 

Fiziklerden bahsetmişken; birçok farklı Fizik vardı. Örneğin Xiantian Fiziğinden Yüce Dağ Fiziği. Yahut, Kral Fizik ağacından, Şeytan Bastırıcı Fizik, hatta Aziz Fiziklerden Cehennemi Bastıran Fizik.

 

Ancak, herkes Li Qiye’nin Xiantian Fiziğe veya Kral Fiziğine sahip olmadığını görebilirdi. Aziz Fiziğine de kesinlikle sahip olamazdı! Doğuştan Kral veya Aziz Fiziğine sahip olanlar kimsenin gözünden kaçmazdı.

 






Giriş Yap

Site İstatistikleri

  • 44235 Üye Sayısı
  • 398 Seri Sayısı
  • 44158 Bölüm Sayısı


creator
manga tr