Bölüm 32 : Kun Peng’in Altı Varyasyonu (2)

avatar
12067 42

Emperor’s Domination - Bölüm 32 : Kun Peng’in Altı Varyasyonu (2)


Bölüm 32 : Kun Peng’in Altı Varyasyonu (2)

 

Silah Deposu’unun içerisindeki heykel, Ölümsüz İmparator Min Ren’in heykeli değildi. Tarikata çok büyük katkılar sağlamış eski büyüklere de ait değildi. Bu, kocaman bir kara karganın heykeliydi.

 

Heykeldeki karganın kanatları sanki dokuz göğe kavuşmak istercesine açıktı. Pençelerinde ölümlü çeliğinden yapılma çift bıçak vardı. Bu bıçaklar ‘Görünmez Çift Bıçak’ talimi yapılan bıçaklarla aynıydı.

 

Kimse bu çift bıçağın ne kadar süredir burada olduğunu bilmiyordu. Zamanın acımasızlığına dayanamamış bıçaklar paslıydı ve sanki her an dağılacaklarmış gibi duruyorlardı.

 

Li Qiye büyülenmiş gibi heykele bakıyordu. Bu pozunu kendisi unutmuş olabilirdi ama Ölümsüz İmparator Min Ren unutmamıştı. Nan Huairen, Li Qiye’nin ciddiyetle heykele baktığını görünce fısıldadı:

 

Kıdemli, bu efsanelerdeki Karga Tanrı’nın heykeli. Atamız gençken bu Karga Tanrı onu bu zirvede eğitmiş. Bu yüzden tarikatımız buraya kurulmuş. Bu heykel de atamızın yükselişinden sonra bir anıt olarak buraya dikildi.

 

Li Qiye hikayeyi duyunca gülümsemişti. Tabii ki hikayeyi biliyordu, efsanelerde geçen Karga Tanrı kendisinden başka biri değildi. Ayrıca tüm hikayenin yalan olduğunu da biliyordu. Tarikatın buraya kurulmasının nedeni sadece kendisinin bildiği bir sırdı.

 

Ama bu heykelin tasvir ettiği şey yanlış değildi. Dövüş sanatlarını seven yürek yemiş delikanlıyla tanıştıkları an, pençelerini kullanarak çocuğun elinden çift bıçağı kapmıştı.

 

Min Ren ölümsüz imparator olduktan sonra bile tanıştıkları ilk anı unutmamıştı.

 

Hadi içeri geçelim.” Li Qiye düşüncelerini topladıktan sonra Silah Deposuna girdi.

 

Bu cephanelikte, her tipten Yaşam hazinesi ve Ömür hazinesi vardı. İlk katta on bin farklı silah vardı ama bunlar sadece düşük seviyeli metallerin karışımıyla oluşmuş çeliklerden yapılmaydı. Buradaki hazineler epey düşük seviyeydi.

 

Bir gelişimcinin silahları dört çeşide ayrılıyordu: birincisi, yaygın silahlar; ikincisi, ömür silahları; üçüncüsü, yaşam silahları; ve son olarak dördüncüsü, gerçek silahlar.

 

Yaygın silahlar yeni öğrenciler içindi. Ölümlü çeliği ve bazı büyülü metallerle karıştırılarak yapılıyorlardı. Değerli materyaller bulundurmuyorlardı. Bu silahlar normal çeliği sanki kilmiş gibi kesebildiği için ölümlülerin gözünde çok ilahi bir şey gibi gözükse de, gelişimcilerin gözünde pek değerleri yoktu. Bunlarla Yüce Dao’dan gelen gizemli hakikatlerin gücünden tam olarak yararlanamıyorlardı.

 

Teknik olarak, Ömür silahları geleneksel silahlar olarak değerlendirilmiyordu. Silah şeklinde olsalar bile daha çok birer hazine gibiydiler. Kullanıcısının ömrünü uzatmak ve kan enerjisini beslemek gibi işlevlerde kullanılıyorlardı. Genel olarak her gelişimcinin Yaşam Çarkını beslemesi için en azından bir ömür hazinesine sahip olması beklenirdi. Savaş sırasında da tüketilen Yaşam Çarkını çabucak yenileyebildiğinden, destek rolünde önemli bir yeri vardı.

 

Yaşam ve Gerçek hazineleriyse gelişimcilerin asıl güçleriydi. Hem saldırı hem de savunma anlamında kullanılabiliyorlardı.

 

Gelişimciler hayatları boyunca birçok Yaşam Hazinesi elde edebiliyordu. Hatta bazen başkalarından miras kaldığı da olurdu. Ancak sadece bir Gerçek Hazine’ye sahip olabiliyorlardı. Çünkü Gerçek Hazine kullanıcısının doğrudan Gerçek Ruhu’na bağlanıyordu. Gerçek hazine ve gerçek ruh birbirlerini doğrudan destekliyorlardı. Gerçek hazine bir gelişimcinin ruhuna bağlandığında, başka bir gelişimci onu kullanamazdı.

 

Gelişimci kendi hazinesini yapıp ömrü boyunca onu kullanacak olsa bile, gerçek bir hazinenin gücü sıradan yaşam hazinelerini fazlasıyla aşıyordu. Aynı seviyedeki iki gerçek ve yaşam hazinesini kıyaslamaya kalkarsak gerçek hazinenin gücü bariz şekilde üstün oluyordu.

 

İlk kattaki bazı silahlar, Derin Çelik Kılıç, Buzlu Hilal Kılıcı ve Metorik Pençeler gibi yaygın silahlardı; ama Shan He Pagodası, Şeytan Katleden Çember ve Jiang Jiao Asası gibi yaşam hazineleri de vardı.

 

Ayrıca, İlahi Tanrı Taşı, Kanlı Gök Halatı ve Ateşli Güneş Hat Kalemi gibi gerçek hazineler de vardı.

 

Li Qiye ilk katı gezerken bu silahlardan yayılan öldürücü aurayı hissetmişti.

 

Her birine bakmak için vakit ayırmıştı ,sonrasındaysa ikinci kata çıktı. İkinci katta, birinci kata göre daha üst seviyeli Yaşam ve Gerçek Hazineler vardı.

 

Li Qiye burada da her silaha bir kez baktı. Hiçbirini seçmemişti, böylece üçüncü kata çıktılar.

 

Li Qiye’nin üçüncü kata girdiğini gören, silah seçmekle meşgul öğrenciler kıskanmadan edemedi. Birinin ağzı açılmıştı bile:

 

Ben Güney dağına gittim ve Uzun Ömür Ruhu’nun kellesini aldım. Tarikata daha başka katkılarım da oldu ama ancak ikinci kattan hediye seçebiliyorum. Bu nasıl oluyor da üçüncü kata girebiliyor?

 

Silah Deposunun üçüncü katı, tarikata büyük getiriler sağlamış öğrenciler içindi. Li Qiye’nin buraya giriyor oluşu diğer öğrencilerde bir adaletsizlik hissi uyandırmıştı.

 

Büyüklerden izni var.

 

Li Qiye sinirli öğrencilere doğru döndü ve yavaşça konuştu: “Eğer büyüklerin emirlerini sorgulayacak yetenekleriniz varsa gidin karşılarına çıkın. Burada ötüp vaktinizi harcamayın.

 

Li Qiye’nin sözleri üçüncü nesil öğrencileri kızdırmıştı. Oradaki birçok öğrenci kendi gruplarına sahip olan yüksek seviyeli öğrencilerdi ama çöp parçasının teki onlara tepeden bakıyordu.

 

Öğrencilerden biri öfkeyle bağırdı: “Bakalım bu kibrinle daha ne kadar yaşayabileceksin! Bir gün sana haddini bildireceğim!

 

Li Qiye ise görmezden gelip üçüncü katta gezmeye devam etti.  Nan Huairen bu öğrencilerin Li Qiye’yi sadece dış yüzüne göre yargıladıklarını biliyordu; ama gerçekten de Li Qiye’nin katıksız bir aptal olduğunu falan mı düşünüyorlardı?

 

Silah Deposunun üçüncü katına girdiklerinde, birçok göz kamaştırıcı auradan yayılan kör edici ışıklarla karşılaşmışlardı. Kendi auralarıyla etrafa ışıklar yayan Yaşam silahları ve gerçek silahlar ilahi sesler çıkarıyorlardı ve durdurulamaz bir tsunami gibi Yüce Dao enerjisi yayıyorlardı. Sanki buradaki hazineler canlıydı.

 

Hiç şüphesiz buradaki hazineler, ilk iki kattan çok daha üst seviyedeydi.

 

Kıdemli, buradaki tüm hazineler aşağıdakilere kıyasla fevkaladedir. Buradaki en düşük seviye hazine ‘İçsel Ömür’ seviyesinde ve en yükseği de ‘Cennetin Temeli’ seviyesindedir. Hatta bir tane Gerçek Tanrı Gerçek Hazinesi bile var.

 

Nan Huairen böyle bir açıklama yapma ihtiyacı hissetmişti.

 

Yaşam silahları ve Gerçek silahlar, onları kullanan gelişimciler ile bir bağ kuruyordu. İçsel Ömür seviyesindeki bir gelişimcinin, İçsel Ömür seviyesindeki bir silah alması onun için daha iyi olurdu.

 

Bak, bu Jiu Lu Uzun Ömür Çarkı!

 

Nan Huairen bir tanesini tanıtıyordu: “Kıdemli, bu çark Jiu Lu Uzun Ömür canavarının yaşam halkalarından yapılmıştır ve o yaratığın gücünü miras olarak taşır. Eğer bu çarkı kullanarak yaşam özünü beslersen, kan gücün daha saf bir hale gelir.

 

Ve bu da Jiang Fei İlahi Halatı.

 

Nan Huairen üçüncü kattaki hazineleri çok iyi tanıyormuş gibiydi, Li Qiye’ye tüm hazinelerin özelliklerini ezbere bildiğini göstermek istercesine silahları tanıtıyordu.

 

Bu hazine, Savaşçı Örtüsü seviyesindeki ilahi bir canavarın kemiklerinden yapılmıştır. O canavarın bir Çift Başlı Yarı Ejder olduğunu düşünüyorum. Bu hazine ile bağ kurarsan, ejderha kemiklerinin orijinal gerçekliklerini aktif edebilirsin.

 

Buradaki de Cehennem Kırıcı Balta, bir parça Yıldız Ruhu Ölümsüz Çeliği’nden dövülmüştür…

 

Nan Huairen gerçekten de üçüncü kattaki tüm silahları biliyor gibiydi. Silahları kendini durduramıyormuş gibi tanıtıyordu.

 

Li Qiye de bunu düşündüğünden ona baktı ve övdü: “Görünüşe göre burası ile epey içli dışlısın.

 

Nan Huairen biraz utandı ve cevapladı: “Ustam Silah Deposuna giderken hep peşine takılırdım. Bu yüzden burası hakkında birkaç şey biliyorum. Ama dördüncü kata sadece bir kere büyüğümle gidebilmiştim.

 

Nan Huairen ustasının aksine çok dostane ve sosyal biri olduğundan, Elder Sun onu pek severdi.

 

“Bir üst katta… Hangi yaşam ve gerçek hazineleri var?” diye sordu Li Qiye normalce.

 

Silah deposu dokuz katlıydı ama o an sadece üçüncü kattaydılar.

 

Sadece bir kere dördüncü katta bulunmuştum ama, oradaki hazineler Kraliyet Asili seviyesindeydi. Onun üstündeki katları ise bilmiyorum.

 

Dokuzuncu katta Ölümsüz İmparator seviyesinde Gerçek Silah var mıdır?” diye sordu Li Qiye. Min Ren yaşamı boyunca bir çok silah yapmıştı ve Li Qiye bu silahlardan birkaç tanesini tarikatın korunması için arkasında bıraktığını biliyordu.

 

Nan Huairen etrafa bakındıktan sonra fısıldadı: “Duyduğuma göre artık Hiç Ölümsüz İmparator Yaşam Hazinemiz yokmuş. Yani doğal olarak Gerçek Hazine de yoktur.

 

Hiç kalmamış mı?” Li Qiye bunu duyduğuna inanamamıştı çünkü Min Ren sadece bir silah bırakmamıştı. Soyundan gelenler ne kadar salak ve saygısız olursa olsun, öyle hazineleri çar çur etmemeleri gerekirdi.

 

Nan Huairen başını iki yana salladı ve usulca konuştu: “Detayları tam olarak bilmiyorum, hatta ustam bile bilmiyor. Daha önce anlattığım gibi, otuz bin yıl önce İlahi Tanrı Tarikatıyla savaşmıştık. O savaşta, Yüz binlerce yıl hüküm sürdüğümüz Kadim Krallıktaki hakkımızı ve son Ölümsüz İmparator Gerçek Hazinemizi kaybetmişiz.








Giriş Yap

Site İstatistikleri

  • 44251 Üye Sayısı
  • 398 Seri Sayısı
  • 44158 Bölüm Sayısı


creator
manga tr