Bölüm 28 : Devreden Turan Güneşi Erdem Kanunu (2)

avatar
12220 44

Emperor’s Domination - Bölüm 28 : Devreden Turan Güneşi Erdem Kanunu (2)


Bölüm 28 : Devreden Turan Güneşi Erdem Kanunu (2)

 

Kutsal Kütüphanede bu savaş sanatları kılavuzları uzun zamandır vardı. Ancak kütüphanede tozlu raflar arasında bekliyorlardı. Öğrenciler böyle ölümlü kılavuzlarını okumayı neredeyse hiç tercih etmemişlerdi.

 

Li Qiye soğuk gözlerle kendine gülen izleyicilere baktı. Yanındaki Nan Huairen, kendini akıllı sanan bu öğrenciler için endişelenmeye başlamıştı. Diğerleri farkında değildi ama, Li Qiye bir cellat gibi gözünü bile kırpmadan insanları öldürebiliyordu. Du Yuanguang ve Hu Xui bile karşısında duramamıştı, bu öğrenciler Li Qiye için hiçbir şeydi.

 

İkinci nesil öğrencilerden biri iyi niyetle ve nazikçe konuştu: “Bu dövüş sanatları kılavuzlarına sadece eğlenmek için bakılması gerek; onlara çok fazla odaklanmamalısın.

 

Li Qiye de saygılı bir şekilde cevap verdi: “İlk öğrendiğim teknik ‘Görünmez Çift Bıçak’ tekniğiydi. Sıradan bir dövüş sanatı tekniğiydi ama kayda değer bir güç barındırıyordu. Belki buradaki tüm dövüş sanatlarını öğrenirsem, kendimce dünyada eşsiz olurum.

 

İyi niyetli öğrenci başını salladı ve bu sefer biraz daha ciddi bir ses tonuyla konuştu: “Dövüş sanatları sadece yolun kenarıdır. Birkaç tane seçmen iyi olur. Yüz tane birden öğrenmeye çalışırsan enerjini boşa harcamış olursun ve bu da gelişimini yavaşlatır.

 

Kıdemli amca, senin güzel tavsiyelerini anlayabilecek biri değil o. Görmezden gelmelisin. Nefesini boşa tüketiyorsun.

 

Diğerlerinin gözünde Li Qiye o an çok aptalca gözüküyordu, sadece dövüş sanatları ile bir yere gelinmezdi.

 

Tabii ki Li Qiye kasten bu kılavuzları okumakta ısrarcı olursa, iyi niyetli öğrenci de onu durduramazdı. Li Qiye’ye yol göstermeye çalışmaya devam etti.

 

Li Qiye ona ikinci kılavuzunu verince, öğrenci de başını sallayarak onayladı ve konuştu: “İşte bu doğru, düzgün bir gelişim kılavuzu seçmişsin: ‘Kun Peng’in Küçük Altıncı Formu.’ Bu kılavuz İmparator Kanunu: ‘Kun Peng’in Altı Varyasyonu’undan gelme tamamlanmamış bir kılavuz. Eğer bu tekniği başarıyla geliştirirsen, ilerde belki de ‘Kun Peng’in Altı Varyasyonu’nu öğrenebilirsin. İşte o Zaman harika bir temel oluşturmuş olursun.

 

(Kun Peng, Çin Daoist mitolojisinde devasa kuş/balık. Gücü, boyutu ve hızı ile meşhurmuş.)

 

Bu sözleri duyduktan sonra, diğer öğrenciler de imrenmişti. Sonuçta bir İmparator kanunuydu; tamamlanmamış versiyonu olsa bile, etkisi normal erdem kanunlarından çok daha fazla olurdu. Erdemli Örnek kanunu bile kıyaslanamazdı.

 

Neden Ölümsüz Kanun geliştirecek ki?

 

Hmmph, ne faydasız herif. Öyle bir ölümsüz kanun… Ömrün boyunca uğraşsan bile başarıyla geliştiremezsin.

 

Öğrencilerin hepsi yaygaracıydı ama yakınlarındaki Koruyucunun kendilerine pis pis baktığını görünce çeneleri kapanmıştı.

 

Li Qiye altı büyüğün emrini taşıyordu. Altı büyüğün kararlarını sorgulamak istemedikleri sürece tek yapabilecekleri, kıskançlıklarıyla uzaktan izlemekti.

 

Li Qiye son kılavuzunu da çıkardı. Bu son çıkardığı oldukça eskiydi, antika bile denebilirdi. Bir çok nesle dayanmış, böyle güzel, uzun ömürlü kalitede olduğunu kim bilirdi? Birçok kez okunmasına rağmen üzerinde hiçbir bozulma yoktu.

 

Devreden Turan Güneşi Erdem Kanunu!

 

Görevli öğrenci bu kılavuzu gördükten sonra Li Qiye’ye ve koruyucuya baktı.

 

Bu tekniği gören koruyucunun bile kaşları biraz çatılmıştı: “Devreden Turan Güneşi Erdem Kanunu…

 

Diğer öğrencilerse şimdi sadece kendi aralarında fısıldaşmalara başlamıştı.

 

İşleri aceleye getirmeye çalışan bir aptal daha. Gelişim bu gelişim, öyle aceleye gelir mi?

 

Heh, bir gecede dahi olmak istiyor baksana.

 

Devreden Turan Güneşi Erdem Kanunu’nu geliştirebilse bile bir gecede yenilmez olamaz. Dahiler ve çöp parçalarına gökler tarafından çoktan karar verilmiştir. Bu aptal istediği yöntemi kullansın, sonuçta bir çöp parçası.

 

Öğrenciler kendi aralarında acımasız yorumlarını yapmaya devam ediyorlardı.

 

Bu Erdem Kanununu gelişiminde kullanmasan daha iyi, işin sonunda sana zarar verir.
Koruyucu başını olumsuz anlamda sallamıştı: “Bu Erdem Kanununun ilk aşaması gelişim hızına katkı sağlar evet, ama senin Ölümlü Yaşam Çarkı’nı göz önüne alırsak en iyi ihtimalle İçsel Ömür aşamasına gelebilirsin. Sonrasında bu tekniği kullanarak ilerleyemezsin. Geçmişte bir dahimiz vardı, Aziz Yaşam Çarkı seviyesindeydi. Ancak bu tekniği seçtiği için, gelişiminde Cennetin Temeli seviyesinden ileriye gidemedi. İmparator olma hayali mahvolmuştu.

 

Devreden Turan Güneşi’nin Temizleyici Tütsü Antik Tarikatı’nda adı çıkmıştı, çünkü yetişimciler bununla ilk aşamaları hızlıca atlıyordu. Kişinin kan enerjisini, gelişim hızını arttırmak için kullanıyordu. Ama, kişi belli bir aşamaya geldiğinde devam edemiyordu. Kan enerjisini gelişiminin gücü için kullanıyorlardı ve bu yüzden dengesizleşiyorlardı. Bu da belli bir seviyeye geldikten sonra ilerlemeyi imkansız hale getiriyordu.

 

Bu yüzden en hızlı geliştiren erdem kanunu olarak biliniyordu, ama diğer adı da engelli erdem kanunuydu. Bir çok dahi bunu denemiş ve başarısız olmuştu.

 

Saygıdeğer koruyucu, rehberliğiniz için çok teşekkür ediyorum. Nerede duracağımı biliyorum.

 

Li Qiye gülümsüyordu.

 

Li Qiye’nin kendini dinlemeyeceğini anlayan koruyucu da bir şey demedi. Li Qiye için nefesini tüketmek istemiyordu. Eğer Li Qiye bir dahi olsaydı, müthiş doğuştan gelen yetenekleri olsaydı, o zaman onu durdurmaya çalışırdı.

 

Li Qiye ve Nan Huairen Kutsal Kütüphaneden çıkarken diğer öğrencilerin alayları da doruğa ulaşmıştı.

 

Geri döndüklerinde güneş çoktan batmıştı.

 

Yarın, bir hazine seçeceğiz.” dedi Li Qiye.

 

Nan Huairen de bu fikre katıldı. Li Qiye’nin neden bu kadar fazla teknik seçtiğini bilmiyordu ama hareketlerini sorgulamak istemiyordu.

 

Çok fazla kılavuz oldu, yarın dış bölgeden senin için bir boyutsal kese isteyeceğim. Senin için kullanışlı olur.

 

Li Qiye de başıyla onayladı. Nan Huairen ayrılmak üzereyken sordu: “Kütüphanedeki ikinci nesil öğrencinin adı neydi?

 

Nan Huairen cevapladı: “Qu Daoli, bizim gibi üçüncü nesil bir öğrenci olması gerekiyordu. Doğuştan gelen yetenekleri çok iyi ve Kutsal Kütüphanede kalmak istedi. Böylece ikinci nesil öğrenciliğe terfi ettirildi.

 

Li Qiye bu sözlerin üstüne sadece gülümsedi, Nan Huairen de yanında ayrıldı.

 

Li Qiye kapıyı kapadıktan sonra kalem ve mürekkep aldı ve yüz yirmi beş kılavuzu kendinden başka kimsenin anlamayacağı bir sırayla dizdi.

 

Yüzünde ciddi bir ifade vardı. Tüm kılavuzların ilk sayfasını açtı ve her birinden bir kelime yazdı. Sonra ikinci sayfaya geçti…

 

Li Qiye her adımda son derece titiz davranıyordu; çünkü kendinden başka kimse, bu gökyüzünü çatlatabilecek kadar önemli sırrı bilmiyordu.

 

Biri en güçlü gelişim kılavuzunun ne olduğunu sorsa, herkes şüphesiz Cennetin İradesi Erdem Kanunu derdi. Her çağda, bir Ölümsüz İmparator Cennetin İradesi’ni kazandığında kendilerine has Cennetin İradesi Erdem Kanununu yaratabiliyordu. Bu Cennetin İradesi ile etkileşimi olan bir teknikti. Masmavi Cennetle bir bağ kuruyorlardı ve gücünün sınırı yoktu.

 

Eğer gerçekten bir tane olsaydı, Dokuz Yüce İlahi Kitaptan biri olurdu.

 

Issız Çağ döneminde bir efsane vardı: Gök ve yer oluşmadan önce, bebeklik döneminde, evrene ilkel bir kaos hakimdi. Bu ilkel kaostan büyük başlangıç doğdu. Büyük başlangıç, dokuz dünyayı doğurdu. Dokuz dünya, dokuz hazineyi yarattı. Dokuz hazineden Dokuz Kutsal Kitap geldi.

 

Kutsal kitaplar efsanede dokuz taneydi, ama geçmişte kimse Dokuz Yüce Kutsal kitabı görmemişti.

 

Ama Li Qiye kesinlikle bunu görmüştü. Karga halindeyken, Issız Çağ’da Dokuz kutsal kitaptan birini görmüştü. Fizik Kutsal Kitabı. Sıkı planlamalar ve dökülen kanlarla yüz bin yıldan sonra onu elde edebilmişti.

 

Fizik Kutsal Kitabı’nın gücünden dolayı birçok güçlü yaratık tarafından tehdit edilmişti ve baskı görmüştü. Birçok insan onu kovalayıp öldürmek istemişti. Bunlar arasında Ölümsüz İmparator seviyesindeki gelişimciler bile vardı.

 

Fizik Kutsal Kitabı’na sahip olduktan sonra Li Qiye, göklerin birçok sırrını ve gizemini ondan öğrenmişti. Bu gizemli gerçekleri anladıktan sonra, kutsal kitabı karga bedeninde geliştirmese bile son derece güçlenmişti.

 

Bu kutsal kitap sayesinde Li Qiye’nin, Tun Ri ve Ba Mie gibi daha bir çok Ölümsüz İmparator ile alakası vardı. Tabii ki bu, Li Qiye tarafından kişisel olarak yetiştirilen Min Ren’e de verilmişti.

 

Min Ren’i örnek alırsak, sonraki nesillerde herkes onun Şemsi Ölümsüz Fiziği’nin doğuştan geldiğini sanıyordu. Kendi soyu bile öyle sanıyordu.

 

//Min: Güneş demekmiş, Ren de insan; Ölümsüz Fiziğiyle uyuşuyor. (Şems = güneş) //

FN: Kendisi arapça bir sözcük olur. Kamer de ay demektir. Osmanlıca da harfler şemsi ve kameri olmak üzere ikiye ayrılır. Ve neden bunları anlattığım hakkında hiçbir fikrim yok.

Useless notu: Bölümü atmayı unutmuşum :D






Giriş Yap

Site İstatistikleri

  • 44351 Üye Sayısı
  • 398 Seri Sayısı
  • 44158 Bölüm Sayısı


creator
manga tr