Bölüm 1040: Mei Suyao'nun Güzelliği

Editör: Kinyas

“Herhangi bir müzakere girişimi yararlı olur mu?” Çarpıkça gülümsedi ve hafifçe kafasını salladı: “Pazarlık edecek yerim var mı?”

Li Qiye ona bakıp gülümsemeden edemezken konuştu: “Gerçekten yaşlı moruğun sana ne söylediğini merak ediyorum.”

Çiçek açmanın eşiğinde bir çiçek tomurcuğu gibi yanıt vermeden gülümsedi. Bu aşkın güzellik ve sınırsız çekicilik ile doluydu.

Li Qiye ayağa kalktı ve gitmek istedi ancak Mei Suyao konuşarak onu durdurdu: “Kalacak bir yerin yoksa burada kalabilirsin. Okulumuz sana kalacak yer sağlamak istiyor.”

Li Qiye ona baktı ve konuşmadan önce gülümsedi: “Kız, hangi fikirlere sahipsin? Planların neler?”

Mei Suyao kıkırdadı. Neşeli bir tonda konuştu: “Bana karşı hala temkinli gibisin. Sanırım seni suçlayamam. O zamanlar saf olmak ve sana kötü bir izlenim bırakmak benim hatam.”

Li Qiye nazikçe kafasını salladı: “Kız, sen felaketlere neden olabilecek bir güzelliksin. Ancak doğal olarak okulundaki yaşlı morukların ne düşündüğünü anlıyorum. Ancak daha merak ettiğim şey senin düşüncelerin.”

Çekici güzellik yanıt olarak gülümsedi: “Ben haksız yere alçak gönüllü olan biri değilim. Ancak tabii ki seninle evlenmek istediğimi ve İmparatorluk Kraliçesi konumunu istediğimi de söylemiyorum. Bana göre seninle yakın arkadaş olmak oldukça mutluluk verici; yakın kız arkadaş, yaş farkı önemsiz olan dostluk veya sadece bir tanıdık olmamız fark etmez.”

Li Qiye ona baktı.

“Sana inanıyorum.” Li Qiye yavaşça konuştu: “Ancak yaşlı moruklarınız daha yumurtadan çıkmadan tavuk olduğu günlerin hayalini kuruyor.”

“Onları suçlamıyorum. Ana varis olarak okulun büyümesi için büyük önem taşıyan bir planı uygulama sorumluluğum var.” Ciddi bir şekilde konuştu: “Atalar aramızda senin kimliğin ne olursa olsun bir evlilik düzenlemeyi umuyorlar. Kısacası sana benden daha fazla değer veriyorlar.”

Li Qiye gülümsedi. Okuldaki yaşlı moruğu tanıyordu. İmparator formasyonunu aldıktan sonra bu yaşlı adam onun kimliğini tahmin etmiş olmalıydı. Huyuna gitmeye çalışması anlaşılabilirdi.

“Benimle evlenmek ister misin?” Doğrudan güzel Mei Suyao'ya bakarken sordu.

Yüzü kızardı. Olukça güzeldi ama şu an bu kırmızılık ile daha da büyüleyici olmuştu. Birçok kişi tek bakışta kendinden geçerdi.

Gülümsedi ve ona bakarak açıkça konuştu “Kadın olarak eksikliğim olmadığına inanıyorum. Seninle evlensem veya benimle evlenmek istesen bile eş pozisyonunun benim olmayacağını düşünüyorum, haksız mıyım?”

“Akıllı kız.” Li Qiye gülümsedi ve bir şey söylemedi.

Karşılık olarak o da gülümsedi: “Ne olursa olsun, bu konuda seni rahatsız etmeyi umuyorum. Gerisi kadere kalsın, gelecekte bana karşı farklı bir bakışa sahip olacağına eminim.”

“Geleceği beklemeye gerek yok.” Ona bakarak konuştu: “Şu an sana karşı yeni bir bakışım var. Eğer eskiden zeki bir kadın olduğunu söylersem şimdi kesinlikle bilge bir kadınsın.”

“Böyle bir övgü duymaktan onur duyuyorum.” Zarif ve kadınsı bir şekilde teşekkür etti.

Li Qiye oldukça memnun oldu. Geçmiş rüzgâr gibi gitmişti. Dar görüşlü biri değildi, Mei Suyao mütevazı duruşunu bugün sürdürdüğü için bu samimiyetini göstermek için fazlasıyla yeterliydi.

“Sanırım zaten biliyorsun ama Yükselen Ölümsüz Tarikatı'ndan birileri geliyor.” Li Qiye gitmek üzereyken Mei Suyao söyledi.

“Hangi seviyeli karakterler?” Sanki önemsemiyormuş gibi yavaşça sordu.

Yükselen Ölümsüz Tarikatı herkesi korkutabilecek bir devdi. Herkes onu duyduktan sonra paniklerdi.

“Gelecekte ne olacağını bilmiyorum ama şu anda yüksek statüye sahip bir elçi geliyor.” Ardından ona dikkatlice bakıp konuştu: “Bu elçinin İlahi Tanrı Tarikatı ile derin bağları olduğunu duydum.”

“Derin? Ne demek istiyorsun?” Gülümseyerek sordu.

Mei Suyao açıkladı: “Söylentilere göre bu elçi Zor Dao Çağı sırasında gençliğinde İlahi Tanrı Tarikatı'nın azizesiyle evlenmiş.”

“Biraz ilgi çekici.” Li Qiye çenesini biraz okşadı. İlahi Tanrı Tarikatı ve Temizleyici Tütsü ezeli düşmanlardı. Geçmişte Temizleyici Tütsü'yü yenip bölgelerini almışlardı.

Mei Suyao devam etti: “İlahi Tanrı Tarikatı'nın şu anki azizesi Yükselen Göksel Azize iken teyzesi bu elçinin ilk karısı.” Ona baktı ve ekledi: “Bir süre önce Nantian Klanı'nın genç kralı Yükselen Göksel Azize ile iyi ilişkiler kurdu.”

“Anladım.” Li Qiye gülümsedi ve gözlerini daralttı: “Yükselen Ölümsüz Tarikatı'ndaki o yaşlı moruklar artık can sıkıntısına dayanamıyor.”

“Yükselen Ölümsüz Tarikatı'nın bu nesilde inme ihtimali var.” Ciddi şekilde başıyla onayladı ve ağır şekilde konuştu: “Tarikatın aşırı cennete karşı gelici bir varise sahip olduğunu duydum.”

“Yükselen Ölümsüz'ün varisleri her zaman sıra dışı olmuştur.” Li Qiye bu noktayı reddetmedi. Nesillerdir tarikatın varisleri hep sıra dışıydı.

“Tarikatımın atları gizli bir bilgi edindi.” Mei Suyao'nin ifadesi ciddileşti. “Bu varisin Ölümsüz Fiziği'nin birkaç yıl içinde büyük tamamlanışa ulaşabileceğini düşünüyorlar.”

Büyük Tamamlanıştaki bir Ölümsüz Fizik... Bu çok ciddi bir konuydu. Söylentilere göre büyük tamamlanıştaki bir kişi bir Ölümsüz İmparator'a saldırabilirdi. Eğer modern zamanda biri bu seviyeye ulaşabilirse bu oldukça korkutucu olurdu.

“Anlıyorum, bir büyük tamamlanış.” Li Qiye sadece gülümsedi ve bir şey söylemedi.

Mei Suyao ona baktı ve konuştu: “Genç Asil'in rakipsiz olduğunu biliyorum ama bir şey daha söylesem mi merak ediyorum.”

“Devam et.” Nazikçe onayladı.

Sadece tavrını sürdürdü: “Kötücül Buda veya Li Qiye olduğun fark etmeksizin birkaç kişi seni gözlerinde bir diken olarak görüyor. Bazıları daha basit bir gelecek için seni yok etmek adına beni de davet etti. Umarım dikkatli olursun.”

“Seninle birlikte çalışmaya nitelikli olanları parmaklarım ile sayabilirim. Belki sadece iki tanedirler.” Li Qiye gülmeden edemedi.

Mei Suyao yanıt olarak kıkırdadı. Kim olduğunu söylemedi ancak herhangi bir zeki kişi bunu anlayabilirdi.

“Kız, bir şey vermeden senin eşyalarını almam. Madem bana bunu verdin, sana bir yaratılış vereceğim.” Gitmeden önce konuştu: “Düşük dünyaya girmeden önce beni bulmaya gel. Sana doğru yolu göstereceğim.”

“Teşekkür ederim Genç Asil.” Tatlı şekilde eğildi: “Atalarım adına konuşuyorum: eğer bir şeye ihtiyacın olursa okulum her zaman yanında. Her an sana yardım edebiliriz.”

“O yaşlı bunakların biraz öngörü yeteneği var gibi görünüyor.” Güldü ve gitti.

Mei Suyao onu izledi ve ardından okulundaki bir eldere emretti: “Elder, okula geri dön ve Genç Asil Li için en kısa sürede hazinenin diğer yarısını hemen getir.”

Elder emri kabullendi ve hemen yerine getirmeye gitti.

Li Shuangyan ve diğerleri gelmediği için Li Qiye tekrar Yağmur Çiçeği terasında kaldı. Geldiği an, Sikong Toutian bir mesaj getirdi.

Anında Li Qiye'nin önüne geldi ve hızlıca konuştu: “Patron, emriniz var mı? İlahi Tanrı Tarikatı ile ilgili?”

Sikong Toutian'a baktı ve sordu: “İlahi Tanrı Tairkatı? Onlara ne olmuş?”

Sikong Toutian hemen cevap verdi: “Patron, Temizleyici Tütsü ve İlahi Tanrı arasında biraz sürtünme olduğuna dair duyumlar aldım. Bu haberler henüz Koyu Kırmızı Toprak'a ulaşmadı.”

“İlahi Tanrı Tarikatı oldukça cesur davranıyor. Sonunda artık sabırlarını kaybetmiş gibiler.” Li Qiye gülümsedi.

“Patron muhtemelen bunu da duymuştur. Şu anda destekleri öncekinden çok daha güçlü. O zamanki destekleri Gök Mavisi Gizemli Antik Krallık idi ancak şu an Yükselen Ölümsüz Tarikatı.” Sikong Toutian yavaşça konuştu: “Şu anda Gök Mavisi Gizemli Antik Krallık bile İlahi Tanrı Tarikatı'na karşı temkinli davranıyor.”

“Yükselen Ölümsüz Tarikatı henüz ortaya çıkmadı ama çıksa bile umurumda değil.” Li Qiye serbestçe gülümsedi: “Yükselen Ölümsüz daha burada olmadan bıçaklarını keskinleştirmeye başladılar. Büyük Orta Bölgesi'ne dönene kadar bekle, yapacağım ilk iş İlahi Tanrı Tarikatı'nı yok etmek olacak.”

Li Qiye Temizleyici Tütsü konusunda endişelenmiyordu. Peng Keng'in gurubu yüzünden büyük bir şey olmamalıydı.

“Bana emir verdiğiniz an öncü kuvvetiniz olup İlahi Tanrı Tarikatı'na giden yolda birilerini öldüren ilk kişi olacağım.” Sikong Toutian göğsünü üç kez yüksek sesle tokatladı.

Li Qiye ona bakıp konuştu. “Oraya öldürmek için mi yoksa hazine kapmak için mi geleceksin? İlahi Tanrı Tarikatı'na ilk giren kişi olacağına kesinlikle inanıyorum. Yani daha doğrusu onların hazine odasına ilk giren kişi olacaksın.”

“Hahaha, Patron, öldürmek ve yağma yapmak normal şeyler, bu hırsızlık değil!” Utanmadı ve derisi inanılmaz derecede kalındı.

Li Qiye gülümsedi ve onu azarlamadı: “Bu sefer senden İlahi Tanrı Tarikatı'na girip birilerini öldürmeni istemeyeceğim. Başka bir şey yapmanı isteyeceğim.”

“Patron söylemen yeterli. Söylediğin sürece mükemmel bir şekilde yerine getireceğim. Ben işini yapan bir adamım, bana güvenebilirsin.” Göğsünü yeniden yüksek sesle yumrukladı ve güven dolu şekilde Li Qiye'ye aktardı.