Bölüm 1012: Wo Longxuan

 Editör: Kinyas

“Cehennemi Bastıran Fizik, eh.” Li Qiye bunu duktuktan sonra uzaklara baktı

Genç hızlıca konuştu: “Ölümlü Fiziğin yarım tamamlanışta olduğunu duydum Efsanelere göre okulunun fizik kanununun boşlukları doldurmayı başarmış. Bu sersemletici bir başarı; okulundaki elderlar onu çoktan onları refaha taşıyacak bir lider olarak görüyorlar, bu okullarının kurucusu ile kıyaslanabilecek bir seviye.”

“Fizik kanununu mu düzeltmiş?” Li Qiye gülümsedi. Aziz çocuğu ya da diğer deyişle şu anki ölümlü kralı küçümsüyor değildi.

Ama onların sahip olduğu fizik versiyonunu kim bilmiyordu? Okul gerçekten ‘Cehennemi Bastıran Mücevher Kanunu’ isimi bir Ölümsüz fizik Kanunu'na sahipti. Ancak bu kanun herkes tarafından düzeltilemezdi. En azından Mücevher Sütun Ölümlü Kralı'nda bunu yapacak yetenek yoktu.

“Biraz ilginç, bir kral fiziğinden Ölümsüz Fiziğe çalışmak, fena değil.” Li Qiye gülümseyerek konuştu.

Genç hızlıca söze girdi: “Tamamen haklısın. Son zamanlarda Ölümlü Kral Büyük Orta Bölgesinde çok ünlü, Temizleyici Tütsülerin üç Ölümsüz Fiziği'nden daha da ünlüydü. Bunun nedeni temizleyici tütsüdeki üç fizik kullanıcısının çok az galibiyeti olsa da Ölümlü Kral'ın sayılamayacak kadar çok galibiyeti vardı. Bazıları onun orta bölgedeki en iyi dahi olarak Jikong Wudi ile aynı seviyeye koyuyor.”

“Ne zamandır Uzay Ezen Dağ Büyük Orta Bölgesindeki tek imparatorluk mirası oldu?” Li Qiye gülmeden edemedi.

Genç adam omuz silkti ve konuştu: Herkes böyle diyor. Güneyin Koyu Kırmızı Topraklarının Lin Tiandi'si, Kuzeyin Büyük Denizinin Wo Longxuan'ı, Doğunun Yüz Şehri'nin Mei Suyao'su, Batının Issız Çölünün Zhan Shi'si ve Büyük Orta Bölgesinin Jikong Wudi'si. Ama son zamanlarda Mücevher Sütunu Ölümlü Kralı'nın şöhreti de onlara yetişir duruma geldi.”

Li Qiye bir şey söylemeden sadece gülümsedi. Bu tür bir sıralamaya ilgi duymuyordu.

İkisi hızlıca Kar Bulut Tepesi'ne geldi. Li Qiye bu düello ile başlangıçta ilgilenmiyordu ancak aziz çocuğun Ölümsüz Fiziğini çalışmayı başardığını duyduğunda bunun nasıl bir kanun olduğunu görmek istemişti.

Şu anki dokuz dünyada imparator kanunları fizik kanunlarından çok daha kolay şekilde bulunur şeylerdi. Fizik kanunları çok daha değerliydi. Eğer Ölümlü Kral başarılı şekilde Cehennemi Bastıran Fiziği çalışabiliyorsa bu da bir Ölümsüz Fizik Kanunu ile eğitim gördüğü veya belki de tamamlanmış versiyona sahip olduğu anlamına gelirdi.

Zirve izlemek için gelen gelişimciler ile çevriliydi. Bazıları gökyüzünde süzülüyor, bazıları yüksek tepede oturuyor ve bazıları da çimlere oturup izlemeyi sürdürüyordu...

Bu, bulutların içine kadar yükselen karlı bir zirveydi. Normalde çok az kişi buraya gelirdi ama şu an tamamen doluydu. Kalabalık bu büyük düellonun başlamasını bekliyordu.

Ölümlü Kralın şanı Ölümlü İmparator Dünyası'nda yaygındı. Her ne kadar birkaç yıl önce Jikong Wudi veya Mei Suyao kadar ünlü olmasa da son zamanlardaki savaş başarıları şanını sağlamlaştırmasını sağlamıştı.

Mücevher Sütun Ölümlü Kralı o anda tepenin zirvesinde duruyordu.

Geçen onca yıla rağmen sesi ve görünüşü aynıydı. Ancak aurası tamamen farklıydı. O zamanlar aziz çocuk bir dağ kadar sakindi. Şimdi ise bundan çok daha fazlasıydı.

Karşı tepe yüceydi ama ayakları altında oldukça önemsiz görünüyordu. Dik bir şekilde duruyordu ve sanki zamansız, asla değişmeyen ilahi bir dağ gibiydi.

Herhangi bir süslemesi olmayan tamamen gri bir elbise giyiyordu. Bu onun cennet bastırıcı bir aura yaymasına neden oluyordu. Önünde duran biri nefes almakta zorlanırdı; ona doğrudan bakmak bile zordu!

Her ne kadar kan enerjisi dışarıdan maddeleşmemiş olsa da yarım tamamlanıştaki Cehennemi Bastıran Fiziği ona her şeyi bastırabilecek bir antik tanrının eşsiz görüntüsünü kazandırıyordu.

O anda her hareketi dünyanın onun etrafında dönmesini sağlıyordu. O dünyanın merkezi ve evrenin efendisiydi!”

“Genç nesil bizi zamanla aşacak.” Önceki neslinden bir büyük karakter Ölümlü Kralın stilini gördükten sonra mırıldanmadan edemedi. “Şu anda bizim neslimizin sıradan bir örneği bile onun önünde geri çekilmek zorunda kalır!”

“Mücevher Sütunu Ölümlü Kralı, bizim Büyük Orta Bölgemizin Savaş Tanrısı!” Orta bölgeden bir gelişimci gururlu bir ifade ile konuştu.

Her ne kadar Savaş Tanrısı unvanı biraz abartılı olsa da diğer bölgelerden olan gelişimciler gösterişli savaş başarıları nedeniyle Ölümlü Kralın önünde bunu sorgulamaya cüret edemiyorlardı.

“Huh. Bunun tek nedeni son zamanlarda Jikong Wudi, Mei Suyao, Lin Tiandi ve şimdi de Wo Longxuan dahil birçok kişi ile savaşması...” Dahiler bile onun önünde üzgün hissederken mırıldandı: “O bu neslin tüm dahileri ile savaştı. Eğer o bir Savaş Tanrısı değilse kesinlikle bir Savaş Fanatiği!”

Son yıllarda birçok kişiye meydan okumuştu. En güçlü gençler ile savaşmıştı. Bu nedenle ona Savaş Tanrısı veya Savaş Fanatiği diyorlardı.

“Bu gerçekten Cehennemi Bastıran Fizik.” Li Qiye ona uzaktan baktı ve başıyla onaylarken bir şeyi anladı.

“Evet, yarım tamamlanıştaki Ölümsüz Fiziği dünyaya meydan okumasını sağlıyor. Bu seviyedeki fizik gerçekten çok güçlü. Jikong Wudi bile ona bir kere yenildi.” Genç duygulu şekilde konuştu.

“Oh? Daha önce de Jikong Wudi ile mi savaştı?” Li Qiye biraz ilgilenirken kıkırdadı.

Li Qiye Yüz Şehir'deyken Jikong Wudi zaten ünlü biriydi. Üç aziz yeteneğine sahip biri olarak birçok elder ona saygı duyuyordu.

“Ölümlü Kral Jikong Wudi ile üç kere savaştı. Genç yanıtladı: ”Kral iki kere kaybetti ve bir kere kazandı. Herkes yakında bir kez daha Jikong Wudi'ye meydan okuyacağını tahmin ediyor.”

“İki kayıp, bir zafer. Biraz ilginç, biraz daha anlat.” Li Qiye gülümseyerek konuştu.

“Kralın ilk seferde yenildiğini duydum. Jikong Wudi ikinci kez savaştıklarında kaybetmiş ve üçüncü sefer meydan okuyucu olmuş. Üçüncü sefer kaybeden de kral olmuş.” Genç yanıtladı: “Bu nedenle herkes dördüncü seferin kralın meydan okuma sırası olacağını düşünüyor!”

Bunu duyan Li Qiye, Ölümlü Kral'a baktı ve gözlerini daraltırken mırıldandı: “Ölümden bir yeniden doğuş gibi görünüyor.”

Genç onu açıkça duyamadı ve sordu: “Ne dedin?”

“Hiçbir şey, sadece kendi kendime konuşuyorum.” Li Qiye gülümsedi ve kafasını salladı. Çenesini okşarken Ölümlü Kral'a baktı Bu mesele onun için eğlenceliydi.

Kral karlı tepede durdu ve sessizce bekledi. Zaman o dururken durmuş gibiydi.

“Wo Longxuan kesinlikle gelecek, değil mi?” Kalabalık da bekledi. O anda birkaç kişi sabırsızlaştı ve onun gelişini beklerken ufka doğru baktı.

“Kesinlikle önceki rezaleti yıkamak için gelecek.” Birisi mırıldandı: “Son seferinde Ölümlü Kral'a kaybetti. Eğer bu sefer kazanamazsa bu ona büyük bir darbe olacak.”

“Kralın kesinlikle bu savaşı kazanacağını düşünüyorum. Şu anda durdurulamaz bir keskinliğe sahip. Buradaki herkes, muhtemelen İlahi Jikong Wudi ile bile şu an savaşsa, kazanma şansının yüksek olduğunu hissediyordur!” Orta bölgeden bir gelişimci Ölümlü Kral'dan bahsederken gururluca konuştu:

“Savaş henüz başlamadı, bu yüzden söylemek zor.” Kuzey denizinden bir yaşlı şeytan kafasını salladı: “İki kere savaştılar ve ilk yenilen kral oldu. Her ne kadar Wo Longxuan ikinci seferi kaybetmiş olsa da hala kazanma şansı var. O sadece Wo Longzi'nin kız kardeşi değil aynı zamanda Uyuyan Ejder Tepesinin varisi.”

“Splash!” Kalabalığın ortasından yükselen bir dalga belirdi ve şiddetli yeşil okyanus suyu her yere sıçradı.

“O burada, Wo Longxuan burada!” Birisi gökyüzüne bakarken bağırdı.

Büyük dalgalar gökyüzündeki bulutları uzaklaştırdı. Dalgaların arasında devasa bir su ejderi yükselip alçalıyordu. Ejderin tepesinde bir kadın oturuyordu.

Elbise Kolları çırpınırken rüzgarda duruyordu. Giriş şekli herkesi hayrete düşürmüştü.

Altın dantellerle süslenmiş mavi bir elbise giyiyordu. Çok basit görünse de zarifti.

Ay gibi yüzü narin ve mükemmeldi, yüksek köprülü burnu ona egzotik bir görünüm kazandırıyordu. Minyon bir ağzı ve kiraz dudakları ile çekiciydi.

Kafasında bir taç ve şal bulunuyordu. Sadece imparatorluktan geliyormuş gibi değil aynı zamanda yüce bir görüntüsü de vardı.

“Wo Longxuan.” Kuzey bölgesinden bir büyük karakter mırıldandı: “O artık uçurumun varisi değil, artık tarikat lideri.”

“Crash!” Wo Longxuan Kar Bulut Tepesine indiğinde akıntı bir kez daha sıçradı ve su ejderi aşağı inip iz bırakmadan kayboldu.

Ölümlü Kral döndü ve yavaşça konuştu: “Tebrikler, Bayan Xuan. Artık Uyuyan Ejder Uçurumu'nun tarikat liderisiniz. Bu kutlamaya değer bir olay.”

Ona baktı ve hafifçe konuştu: “Teşekkür ederim, bugün kimin galip geleceğini belirleyelim!”

“Çok iyi, yüce tekniklerinizi tekrar görmek istiyorum!” Ölümlü Kral cevap verdi: “Ancak, dikkatli olmalısınız. Savaşlarda kazalar olabilir, bu nedenle eğer size bir şey olursa şimdiden özür dilerim.” . . . .