Bölüm 1007: Küllere Dönmek

 Editör: Kinyas

Kimse kaosun içinde neler olduğunu göremiyordu ama bu acı dolu haykırışları dinlerlerken oradaki dehşet verici cehennemi hayal edebiliyorlardı.

Bu öldürücü aura birçok kişiyi panikleştirdi; yıllardır mühürlü olan varlıklar bile korkudan ayağa kalkıp tamamen soldu.

“Ölümsüz İmparator Katleden Formasyon...” Göğü Koruyanın içindeki çok yaşlı bir ata ufka doğru baktı. Hem heyecanlı hem de etkilenmiş şekilde mırıldandı: “Ekselansları harekete geçti. Dokuz gök ve on toprak korku içinde titreyecek, tanrılar ve imparatorlar secde etmek zorunda kalacak!”

Kutsal Şehirdeki münzevi klanlar da panikledi. Antik atalar birbiri ardına uyandı. Bu atalar mutlu mu yoksa üzgün mü olmaları gerektiğini bilmiyorlardı. İçlerinden biri mırıldandı: “Üstün şan, bu insan ırkımızın gururu! Bu seviyeye ulaşmak için kaç tane ceset oluştu?”

“Lanett olsun, tıpkı efsanelerdeki gibi!” Gizemli Bambu Dağının içindeki genç de korktu ve dehşet içinde konuştu: “Böyle sonsuz bir varlık kozunu oynadığında Ölümsüz İmparatorlar bile onunla uğraşmak istemez! Benim şansım gerçekten daha kötü olamazdı, o kadar kişi varken onunla karşılaştım! Aptal Kan şeytanları kimi provoke ettiklerini bile bilmiyorlar!”

Uzak güneydeki İlkel Kan Toprakları bile çalkalandı. Korkudan solmuş ifadeleri olan birçok ata uyandı.

“Atam, bu devam ederse korkarım tüm Kna Şeytan Kabilesi yok olacak.” Ata aklındakini Kan Boğası Tanrı Şeytana söyledi.

Tanrı şeytan ortaya çıkmadı. Tabutunda kalıp yanıtladı: “Onun neler yapabileceğini asla anlayamazsınız. Onu durdurmayı deneyenleri sadece ölüm bekliyor. Bu nesillerdir böyleydi, nasıl olur da onu durdurabiliriz? Kan Şeytan Kabilesi de bu derse ihtiyaç duyuyordu. Çok kibirli hale gelip dokuz dünyadaki Kan Irkını yönetmek için ilkel topraklarımızın yerini almayı düşündüler, bu nedenle bu kadar bedel ödemeleri olağandı. Onların dayanışmaları kendi sonlarını getirdi. Kendi yıkımlarını aradıkları için bırakalım da yok olsunlar.”

Diğer atalar tanrı şeytanı dinledikten sonra iç çekti.

***

Kaosun içindeki savaş alanında giderek daha az çığlık duyuluyordu. En sonunda yüksek sesli bir savaş narası ile birlikte birisi kaostan çıkmak istedi. Bu Ölümsüz İmparator Chen Xue tarafından övülen Kan Irkı'nın en büyük lideriydi.

Ancak yaralar ile kaplıydı ve kan ile dolu bir köpeğe benziyordu, artık yenilmez bir Tanrı Kral görüntüsü barındırmıyordu.

“İmparatorlar! İmparatorluk kanınızı ödünç verip bize gücünüzü bahşedin...” Bedeninin etrafında geniş rünler belirdi ve kaostan kaçıp imparatorluk kanını kullanmak adına krallığa ulaşmayı denedi.

Ancak bu şansa sahip değildi. Daha konuşmayı bitirmeden önce uğultu sesi ile birlikte bir parıltılı ışın fırladı.

“Pluff!” Kan havaya fışkırdı. Sefil şekilde haykırırken kaosa geri döndü. Tiz haykırışı uzun süre devam etti.

Kan şeytan kabilesi kan krallığını açmak için çok fazla caba harcamıştı ancak onu kullanamamışlardı. Onların planına göre krallığı açıp imparatorların gücünü ödünç aldıkları sürece tüm düşmanlarını ezebilirlerdi. Tanrı Krallar bile bu güç karşısında ölürdü.

Ancak bilmedikleri şey Li Qiye'nin karşısında olup onu fazlasıyla küçümsedikleriydi. İmparatorluk kanı ve imparatorların gücünü kullanacak şans bile bulmadan Ölümsüz İmparator Katleden Formasyon tarafından yok edilmişlerdi.

“Xshh!” Başka bir ışık ışını kaostan çıktı. Anında krallığın portalını parçalayıp krallığa girdi.

Eğer gökyüzündeki krallık güçlü bir kalpse bu ışık ışını da bir kan oluğuna sahip keskin bir bıçaktı. Ona saplanması büyük bir kanamaya neden oldu.

Krallık delindikten sonra bir sıçrama sesi duyuldu. Büyük mitarda kan aşağı döküldü. Bu çok değerliydi. Bu krallık üç Ölümsüz İmparatorun Uzun Ömür Kanı tarafından arıtılmıştı.

İlk girişten sonra ışık ışını korkutucu bir hızda kanı emdi ve hazine kanının yarısından fazlasını aldı. O anda krallık tepki gösterdi. Üç üstün figür Ölümsüz İmparator kanunları ile saldırırken ilahların mühürleri onlara destek verdi. Her kanun bireysel savunma rünlerine dönüşürken kan emici ışını durdurmaya çalıştı. Aynı anda geri çekilmeye başladılar.

“Gümbürtü!” Patlamalar duyuldu. Krallık portalı mühürledi ve hareket etmeye başladı. Yavaşça gökyüzünden kayboldu. Öncesine göre çok daha sönükleşti. Hazine kanının yarısından fazlası Li Qiye'nin formasyonu tarafından alındı.

Kaos da krallığın geri çekilmesi ile birlikte kayboldu. Li Qiye sonunda soluk ifadesi ile ortaya çıktı. Formasyonu başlatmak için çok fazla kan enerjisi ve abartılı bir yöntem kullanmıştı. Ginseng Atası bile kısa süre içinde onu kendine getiremezdi.

Ancak hazine kanının yarısını elde edebilmişti. Arkasında büyük bir dünya çıktı ve kan arıtma için oraya gönderildi. Onu kendinin yapmayı hedefledi.

Bununla birlikte Li Qiye'nin kan enerjisi yenilenmeye başladı ve teni de renk kazandı.

Li Qiye mırıldanırken gülümsedi: “Üç imparatorun Uzun Ömür Kanından arıtılan hazine kanı son derece besleyici. BU güzel oyuncağı uzun süredir istiyordum.”

Li Qiye dudaklarını yalarken neşeyle yorumladı: “Bu çok fazla. Çok saf ve nazik, bir Gerçek Ölümsüz İlacı bile en fazla bu seviyededir.” Bu dünyada bu destekleyici kandan daha lezzetli bir şey yoktu!

“Ne yazık ki sadece yarısını alabildim.” Li Qiye göğe baktı ve hala tamamen memnun değildi.

O anda gümüş ok uğultu sesi ile belirdi. Li Qiye onu yakaladı ve parçalanmış bölgeye bakarken konuştu: “Biraz üzücü. Gücüm tek başına sadece yüzde onluk kuvvet ortaya çıkarabiliyor. Aksi halde her şey toza dönüşüp tüm kan krallığı elime düşerdi.”

Li Qiye tekneleri en cennete karşı gelici şekilde kullanıp onların güçleri ile formasyonu açmıştı. Ancak bu bile formasyonun nihai gücü için yeterli değildi. Aksi halde liderin grubu anında yok olmakla kalmayıp krallık da kaçma şansı bulamazdı. Li Qiye tüm krallığı ele geçirebilirdi.

Uzun süre sonra öldürücü ara yavaşça dağıldı. Yerdeki uzmanlar sonunda kalkabildi. Bu manzaranın ardından titrediler.

Wang Klanı artık yoktu. Dağlar ve nehirler parçalanmıştı kan ve cesetler her yerdeydi. Yüz binlerce Kan Şeytanı içeren büyük ordu düşmüştü. Çoğu karşı koyma şansı bile bulamadan can vermişti.

Büyük lider Wang Dongtian bile yere çivilenmişti. Gözleri genişçe açıktı ve ölümünde bile kimi provoke ettiğini bilmiyordu.

Son anlarında tamamen pişmanlık doluydu. Hayatı boyunca büyük bir görüşe sahip biri olarak Kan Şeytan Kabilesini refaha yükseltmişti. Ancak en sonunda kabile ellerinde yok olmuştu.

Eğer kime karşı olduğunu bilseydi bu savaşı kesinlikle başlatmazdı. Kabilesinin çok güçlü olduğu ve Ölümsüz İmparatorların kan krallığındaki güçlerine sahip oldukları için ilkel toprakların konumuna meydan okuyabileceklerini düşünmüştü. Li Qiye tarafından yok edileceklerinden dolayı ilkel toprakların ortaya çıkmasına gerek bile olmayacağını beklememişti.

Ne yazık ki pişmanlık için bir ilaç yoktu Wang Dongtian kibrinin bedelini ödemişti. Kabile Wang Dontian sayesinde yükselmiş ve onun yüzünden düşmüştü.

“Blechh!” Öğürme sesleri geldi. Genç bir gelişimci bu katliam manzarası karşısında daha fazla dayanamadı ve midesi bulandı.

Önceki nesilden olan birçok şey deneyimlemiş karakterler bile bu kanlı manzara karşısında titredi.

“Kan Şeytanları için her şey bitti. Hayatta kalan öğrenciler yeterli olsa bile kabile üçüncü sınıf bir kabileden bile daha düşük seviyeye düştü, artık bir daha gelişemezler.” Soluk bir Kan Atası millerce yayılmış olan cesetlere bakarken mırıldandı.

O noktada herkes Li Qiye'ye bakarken titriyordu. Onun tanrı ve iblisleri yok edebilecek kadar cennete karşı gelici bir varlık olduğunu anlamışlardı.

“Huh, sonunda bitti.” Li Qiye nazikçe avuçlarını ovdu ve yok olmuş manzaradan çıkıp Li Shuangyan'n grubuna doğru ilerledi.

Onun yaklaşması uzaklardaki ataların bile geri çekilmesine neden oldu. Li Qiye'ye yaklaşmaya cüret edemezlerken bir gelgit gibi geri çekiliyorlardı.

Li Qiye gruba bakarken gülümsedi: “Kızlar, uzun zaman oldu, beni özlediniz mi?”