Bölüm 1003: Eski Dostlar İle Karşılaşmak

Editör: Kinyas 

Kan Şeytan Kabilesinin hırsları hakkındaki söylentileri duyan birkaç Kan atası vardı. Onlar kabilenin Kan Irkı içindeki en üst düzey klan olmak istediğine inanıyorlardı.

Aslında kimse bu söylentiden şüphelenmiyordu. Sonuçta geçmişte üç tane Ölümsüz İmparator üretmişlerdi. Kabilenin korkutucu kaynakları ve daha önemlisi, Wang Dongtian başa geçtikten sonra birçok değişim geçirmişti. Endişe verici seviyede güçlü hale gelmişlerdi. Nesiller boyu yapılan reformların ardından bugünkü birleşik topluluğa dönüşmüşlerdi.

Her ne kadar bu süre boyunca bir imparator üretmemiş olsa da dahiler birbiri ardına ortaya çıkmıştı. Orada birçok örnek ve hatta ebedi varlık vardı! Bazıları kabilenin Kan Irkı içinde en çok örneğe sahip olan yer olduğunu bile söylüyordu.

Ve daha korkutucu bir söylenti daha vardı. Hırsları burada son bulmuyordu. Kabile Kan İkel Topraklarına rakip olan bir oluşum haline gelmek istiyordu. Bu hayal gücünün ötesindeydi; ilkel toprakların yerini alabileceklerine inanıyorlardı.

Ancak doğal olarak kan atalarının çoğu bu söylentiler karşısında sadece homurdanıyordu. Bunun sadece insanlar veya başka ırklar tarafından yapılan bir propaganda olduğunu varsayıyorlardı. Hedefleri Kan Irkı'nın birliğini yok etmekti.

Gerçek şu ki bu atalar da bunun imkansız olduğunu düşündü. Milyonlarca yıldır, nesiller boyu ilkel topraklar her zaman dokuz dünyadaki Kan Irkını kontrol etmişti. Hiçbir miras veya kişi Kan Irkı'dan ilkel toprakların konumunu sarsamamıştı.

Bu nedenle bu söylentilerin sadece kötü niyetli bir iftira olduğunu düşündüler. Kan şeytan kabilesi ilke toprakların konumuna meyda okuyacak kadar aptal değildi. Bu ölümle kur yapmak gibi olurdu!

Ancak Li Qiye ve Wang Dongtian arasındaki konuşmayı duyduktan sonra bu kan atalarının bazıları hafifçe irkildi. Kabile hakkındaki bu söylentileri hatırlamadan edemediler. Bunun doğru olabileceğini düşünüp titrediler!

Genç nesil Li Qiye ve ilkel toprakların arasındaki ilişkiyi bilmiyordu. Ancak ilkel topraklar son zamnalarda Kan Irkı'nın güçlü kollarına mesajlar göndermişti. Bir aptal bile Li Qiye'nin ilkel topraklar için büyük bir önem taşıdığını anlardı. Kan Irkı'nın liderliğini bile el geçirebilirdi.

Her ne kadar böyle söylentiler ilkel topraklardan doğrudan bir cevap almasa da bu Li Qiye'nin önemini göstermek için yeterliydi.

Ancak bu mesajları alan Wang Dongtian kadar zeki biri nasıl olur da Li Qiye'ye karşı gelmek için Fırtına Tanrısı ile birlikte çalışırdı. Bu ne anlama geliyordu?

“Canlılar terfi eder ama cennet onları elden çıkarabilir! Bırakalım da buna cennet karar versin! İyi dedin.” Li Qiye övmeden edemedi. “Sen vizyonlu birisin, bunu kabul etmem gerek. Ancak düşmanını o kadar küçümsüyorsun ki bu artık vizyonluk bir konu değil, sen basitçe kendi yeteneklerini gözünde büyütüyorsun!”

“Kendi yeteneklerimi gözümde mi büyütüyorum?” Wang Dongtian'ın derin gözleri soğuk bir parıltı yayarken yavaşça cevapladı: “Bir üstün lorda karşı kendi limitlerimi bilmediğimi kabul ederim. Ama sana karşı, bunun böyle olduğuna inanmıyorum.”

“Hahahaha, ne komik ama.” Li Qiye kıkırdadı.  “Şu an ne tür bir düşman ile karşı karşıya olduğunuzu asla anlayamayacaksınız. Aslında size göre Kan İlkel Toprakları sadece hurda ve paçavralardan yapılı bir yer; aksi halde bugün verdiğiniz karardan çoktan pişman olmuş olurdunuz.”

“Öyle mi?” Wang Dongtian tersledi: “Kan Şeytan Kabilem asla pişman olmaz. Düşmanlarımız ile son adamımız kalana kadar savaşacağımıza yemin ettin!”

“Ne kadar da cesurca.” Li Qiye gülümseyerek konuştu. “Pekala, benim neler yapabileceğimi gördünüz ve gücümün net değerlendirmesi konusunda da anlayış sahibi olmalısınız. Bu nedenle hazır olmanız gerekiyor. Ben zaten merhametli davrandım ve birçok fırsat tanıdım. Başlayın, sahip olduğunuz her şeyi gösterin. Bekleyeceğim, böylece diğerleri size savaşma şansı vermediğimi söyleyemez.”

Wang Dongtian konuşmadan Li Qiye'ye baktı. Onun rahat ve sakin tavrı gösteriş gibi durmuyordu. Bu Li Qiye'nin nasıl cennete karşı gelici yöntemlere sahip olduğunu merak ettirmişti.

Ancak, tereddüt edecek zamanı yoktu. Yavaşça konuştu: “Pekala, madem bu kadar kendinden eminsin, o zaman bizzat bizim dayanışmamıza şahitlik edeceksin!”

“Başlayın!” Emir verdi.

Ordu emiri duyduktan sonra hemen Li Qiye'ye saldırmadı. Bir öğrenci taburu anında bir formasyon oluşturdu. Büyüyle rünler bedenlerinde belirdi.

“Buzz!” Tüm Wang bölgesi aydınlandı. Formasyon dizileri yerden yükseldi ve tüm bölgeyi aydınlattı.

Birçok ilahi yankılandı. Çok güçlü bir kuvvet bölgenin ortasında dalgalandı. Ardından patlama sesleri duyuldu.

“Pop!” Çok güçlü bir kanlı ışın, klanın içinden göğe yükseldi. İlk gök kubbeyi yardı. Koyu kırmızı parlaklığı yukarıda bir formasyona dönüştü, sanki zamansız bir portal açmak üzereydi.

“Bu da ne?!” Birçok kişi zamansız güç dalgalanmasını hissettikten ve gökyüzündeki portalı gördükten sonra huzursuz hissetti.

“İlginç.” Li Qiye portala baksa da tahtında ilgisizce oturmaya devam etti. “Bu efsaneyi daha önce duymuştu. Ancak benim önümde zirveye ulaşamayan bir şey.”

Sözleri Wang Dongtian'ın ifadesini çirkinleştirdi, bu portalı kabilelerinin nihai gücü olarak saklıyorlardı. Ancak Li Qiye'nin sözleri tamamen küçümseme doluydu. Bu kabilenin bilgelerinin çabalarına bir hakaretti.

“Büyük konuşuyorsun!” Wang Dongtian soğukça konuştu: “Teslim ol aksi halde zaman geldiğinde bir Tanrı Kral bile olsan ölümden kurtulamayacaksın!”

“Gerçekten mi?” Li Qiye konuşmadan önce başka bir zalimane ses duyuldu: “Kan şeytan kabilenizin bu kadar inanılmaz olduğunu mu düşünüyorsunuz? Bizi deneyin o zaman!”

Bu ruh çalıcı olsa da hoş ses, zalimane bir şekilde yankılanırken birçok kişinin dikkatini çekti.

O anda birçok figür yakınlaştı. Herkesin önünde büyük bir salyangoz ortaya çıktı. Salyangozun üstünde aynı üniformayı giyen üç kız vardı.

Birçok kişinin gözü üçünü gördükten sonra aydınlandı. Onlar rakipsiz seviyede krallık çökertici olarak tarif edilmeye kesinlikle uygunlardı.

Üçünün de kendi stili ve çekiciliği vardı. Birisi asil bir havaya sahipti, birisi buz kadar soğuktu ve sonuncusu da büyüleyici derecede seksiydi!

Konuşan seksi kızdı! O uzun ve ince bir figüre ve geniş eğrilere sahip hatlara sahipti. Süt beyazı göğüsleri dolu ve yuvarlaktı. Görünüşü tarif edilmez derecede çekiciydi ve herkesin kendinden geçmesine neden oldu.

Bu üç üstün kadın nereye giderlerse gitsinler odakları üzerlerine çekerlerdi.

“Kim bunlar?” Çok sayıda genç kendinden geçip onlara tarafından büyülendi.

Li Qiye üçünü gördükten sonra gülümsemeden edemedi. Sanki yeniden ailesi ile karşılaşmış gibi tarifsiz bir duygu hissediyordu.

Birlikte zaman geçirdiklerinden dolayı onlara oldukça aşinaydı. Chen Baojiao, Li Shuangyan ve Su Yonghuang. Orada aynı zamanda devasa salyangoza dönüşen Niu Fen de vardı.

“Genç nesil bizi zamanla aşacak!” Wang Dongtian üçünü gördü ve gözleri bu sözü söyledikten sonra ciddileşti. Kan şeytan Kabilesinin lideri olarak onları gördükten sonra anında bazı ipuçları fark etti.

“Korkunç kısım henüz gelmedi!” Yılların ardından Chen Baojiao hala önceki kadar tiz canlıydı. Bağırdı: “Genç Asil, düşmanları sizin için geri püskürtelim!”

Ardından gökyüzüne adım attı ve otoriter bir momentum ile büyük orduya ilerledi.

Ciddi bir bakış ile Wang Dongtian emretti: “Onları durdurun!”

Emriyle birlikte bir süvari birliği büyük koalisyondan fırladı. Bir atanın emri altında hızlıca Chen Baojiao'ya doğru ilerlediler.

“Tam zamanında.” Bağırdı. Dehşet verici bir fırtına bedeni etrafında döndü. Dünyanın momentumunu ödünç aldı ve sonsuz daonun gücünü kullandı. Zalimane Kutsal Pınar Fiziği anında onun saldırı gücünü delice yükseltti.

“Clank!” Bir süvari kılıcı gökyüzünde uçtu ve yıldızları bile aşağı indirebilirdi. Yukarı aşağı sallandı ve anında kanın etrafa saçılmasına neden oldu. Kafalar uçmaya başladı. Yüzlerce uzman tek bir darbeyi bile durduramadı.

Zalimane Bahar Fiziği, Zalimane Ölümsüz Süvari Kılıcı ve Gökte Hareket Eden Sekiz Kesiş mükemmel bir kombinasyondu. Bu Chen Baojiao'nun karşılaştığı her şeyi öldürmesi için yeterliydi. . .

“Formasyonu etkinleştirin!” Wang Dongtian irkildi, Chen Baojiao'nun tek saldırı ile bir Erdemli Örneki öldürebildiğini gördü ve anında bir emir verdi.

Beş atlı birlik daha ileri çıktı ve Chen Baojiao'u tuzağa düşürmek için beş element formasyonu oluşturdu.

“Geberin!” Li Shuangyan güçlüce kükredi. İleri çıktı ve sanki karda oynayan bir elf gibi uhrevi bir figür haline geldi.

Zamansız portalı güçlendiren Kan Şeytan uzmanlarına doğru yöneldi. Doğal olarak Wang Dongtian'ın emir vermesine gerek yoktu; ordu kesinlikle bu uzmanlara yakınlaşmasına izin vermezdi.

Dört atlı birlik onu engellemek için ileri çıktı. Onun tek bir adım daha atmaması için dünya mühürleyen bir momentum ile saldırdılar.