Bölüm 962: Chi Zixian

 Editör: Fullbringer

"Nereye gitmek istiyorsunuz?" Ye Chuyun, Li Qiye'yi dinledikten sonra sordu.

Li Qiye kafasını kaldırdı ve görkemli Gizli Ejder Dağlarına baktı "Gizli Ejderha dağlarına gitmek istiyorum. Biraz zaman alabilir.”

“Sizinle geleceğim!” Ye Chuyun acele ile cevap verdi: “Belki size yardımcı olabilirim.”

“Hayır.” Li Qiye kafasını nazikçe salladı: “Bu gezi kişisel bir konu. Aynı zamanda yapmanı istediğim bir şey olduğu için geride kalmanı umuyorum."

Cevap verdi: "Sadece emri verin."

Li Qiye, Si Yuanyuan'a baktı ve konuştu: "Kızıl Gece pes etmeyecek gibi duruyor. Ben dönene kadar Yanyuan'ı koruman gerek."

"Korkarım bu Kız Kardeş Ye ve Saf Nilüfer Okulunu da içeri çekecektir." Shi Yuanyuan kötü hissetti. Sadece Li Qiye'yi değil Ye Chuyun'u da buna çekiyordu.

Li Qiye kafasını salladı: “Bu konuda endişelenme. Ben sorundan korkan biri değilim ve yanımda kalanlar için de aynısı geçerli olmalı. Eğer krallık zekiyse mümkün olduğunca uzağa kaçar. Aksi halde eğer beni kızdırırlarsa bizzat onları ziyaret ederim!"

"Merak etme, küçük kız kardeş." Ye Chuyun onu teselli etti: "Kardeş Li seni korurken krallık sana bir şey yapamaz."

Shi Yuanyuan bunları duyduktan sonra nazikçe iç çekti. İkisinin krallık ile savaşmasını istemiyordu ancak eğer dönerse de ev hapsinde kalacaktı.

Bunun nedeni Chi Zixian'ın neredeyse kraliyet tahtına oturmak üzere olmasıydı. İmparatorluk ailesinin elderleri onun gibi bir rakibin böyle kritik bir dönemde görülmesini istemezdi.

"Beklenmedik bir şey olmazsa, yakında geri geleceğim. En fazla on gün sürer." Li Qiye belirtti.

Ye Chuyun yanıt olarak başını salladı: "Peki ya Tanrı Savaşı Dağları?

İlk başta Tanrı Savaşı Dağlarına gitmek istiyorlardı ancak bu yolculuk ertelenmişti.

Li Qiye ufak baktı ve konuştu: "Aceleye gerek yok, ne olursa olsun her şey kontrolüm altında olacak. Gizli Ejder Dağları ile işim bittikten sonra Tanrı Savaşı Dağlarına gideceğiz."

Aslında Li Qiye'nin Ejder Dağlarına gitme nedeni sadece bir şeyi onaylamaktı.

Sıradaki birkaç gün içinde Li Qiye, Si Yuanyuan'a ilkel kanunları öğretti. Her ne kadar kanunlar oldukça derin olsa da Shi Yuanyuan büyük temeli nedeniyle kolayca öğrendi. Üstelik herhangi bir yardım olmadan yazıtı bu kadar iyi öğrenmesinin üzerine şu an Li Qiye ona bir şeyler öğretiyordu. Bu nedenle ilkel kanunları öğrenmek zor olmazdı.

Bunu yaptıktan sonra Li Qiye Kutsal Şehri terk etti ve tek başına dağlara girdi.

Bu sırada Kızıl Gece Krallığının Yüce Elderinin haberleri onlara ulaştı. Chi Zixian da bunu duydu.

İfadesi değişirken ürpertici hale geldi. O Kan Irkının beş azizinden biriydi, Yarım Ay Prensesi ve Chi Tianyu'ya göre daha yüksek seviyedeydi ve Kızıl Gece Krallığından geldiği için daha kudretliydi.

Saf yetenek açısından Bai Jian ve Göğü Sırtlayan Hükümdardan daha zayıf olabilirdi, ancak iki imparatorlu bir tarikattan gelme avantajına sahipti.

Tahtın varisi olarak doğmamıştı ve rakiplerini yenerek bu konuma gelmişti, ancak şu an onun için en güzel şey krallığın Ye Tianyi gibi parlak bir dahi üretmemesiydi. Aksi halde güçlü desteğine rağmen varis konumunu elde edemezdi.

Ancak zihninde hala büyük bir gölge vardı. Shi Yuanyuan!

O yan daldan geliyordu ve kendi kendine eğitim yapmıştı, ancak Gün Batımı Parıltısı Yazıtında başarı elde etmişti. Başarıları Chi Zixian'un şu anki konumunu etkiliyordu.

Daha önemlisi Si Yuanyuan'ın yan dalının imparatorluk ailesinden gelen bir atasının olmasıydı, bu nedenle bir Ölümsüz İmparatorun doğrudan soyundan gelen biriydi!

Ancak Chi Zixian için en şok edici şey Shi Yuanyuan'ın Gün Batımı Parıltısı Yazıtındaki aydınlanmasının eşsiz olmasıydı. Bu da Si Yuanyuan'ın Kızıl Gece Krallığını yönetebilecek biri olduğu anlamına geliyordu.

Krallık kökenlerine geri dönme geleneğine sahipti. Üstelik bu gelenek öncülleri Ölümsüz İmparator Chi Ye tarafından başlatılmıştı.

Genç yaşta imparator başlama noktası olarak Gün Batımı parıltısı Yazıtını kullanmıştı. Kan İlkel Topraklarında da eğitim yapmıştı. Statüsü ilkel topraklar tarafından kabul edilmişti ve İlkel Topraklar içinde Kan Irkının dizginlerini eline almıştı.

Daha sonraları Ölümsüz İmparator Chen Xue doğana kadar Kızıl Gece Krallığı düşüşe geçmişti. O da ilkel topraklara genç yaşında dönmüş ve en sonunda krallığı canlandırmak için tahtı kazanmıştı. Bu da krallığın tekrar ilkel topraklar yerine Kan Irkını yönetmesini sağlamıştı!

Geçmiş nedeniyle krallık her zaman ırklarının tepesine dönmek ve liderleri olmak istiyordu!

Her ne kadar Fırtına Tanrısı Chi Zixian desteklese de bu tüm ataların onu destekledikleri anlamına gelmiyordu.

Bu özellikle de Si Yuanyuan'ın ortaya çıkışından sonra gerçek olan bir şeydi. Bir dereceye kadar Chi Zixian'ın konumunu gerçekten etkiliyordu. Birkaç elder Si Yuanyuan'ın Gün Batımı Parıltısı Yazıtına olan yatkınlığı nedeniyle onu görebilmeyi umuyordu. Bu da onun Ölümsüz İmparator Chi Ye'nin yaptığı gibi efsanevi ilkel kanunları geliştirebilme şansı olduğu anlamına geliyordu! Eğer bunu başarabilirse bu da Kızıl Gece Krallığının Kan Irkının yeniden zirvesinde olup onlara dokuz dünyada emir verebileceği anlamına gelecekti.

Eğer bu durum gerçek olursa sadece Chi Zixian tahtını kaybetmeyecekti, onun dalı da krallığın kontrolünü kaybedecekti.

Bu nedenle o ve kolu bunun olmasına izin vermezdi. İmparatorluk ailesinden olan onun dalının ataları Si Yuanyuan'ın varlığını silmeye karar vermişti, bu sayede yancılar böyle bir parlak öğrenciye sahip olduklarını öğrenemeyeceklerdi.

Aslında eğer güçlü bir ata buna karşı çıkmasaydı Si Yuanyuan bu dünyadan çoktan ortadan kalkmış olurdu.

Chi Zixian bükülmüş ifadesi ile soğukça konuştu: "Bu orospu hayatı boyunca saklanmak yerine yine yüzünü göstermeye cüret etti!"

"Ekselansları yakında tahta çıkabilecek, bu nedenle onun ani ortaya çıkışı belki bunun için bir tepki olabilir." Bir uzman fikrini belirtti.

Chi Zixian soğukça yanıt verdi: "Yan daldan gelen biri bana karşı kraliyet tahtı için yarışmak mı istiyor? Sadece bir aptal rüyası!”

Bunu demesine rağmen Chi Zixian eğer Si Yuanyuan'ın ilkel topraklara dönebilirse krallığı kontrol etme şansı olacağını iyi biliyordu.

"Ortaya çıkışı Ekselanslarına bir saldırı olmayabilir." Stratejisti konuştu: "Ekselanslarının yükselişine çoktan karar verildi. Eğer Shi Yuanyuan ataların korumasına sahipse bile durumu tersine çeviremez. Ekselansları bu konu ile dikkatini dağıtmaktansa huzur içinde beklemelidir."

"Hayır!" Chi Zixian'ın ifadesi karardı: "Bu orospu hayatta kalmaz. Ne kadar uzun süre yaşarsa o kadar tehdit olacak! Yönetici olsam bile gelip ilkel topraklardan döndüğünde tahtımı alabilir!"

"Ekselansları, bunu yapmamalıyız!” Stratejist uyardı: "Eğer ekselansları Si Yuanyuan'ı öldürürse bu anlaşmayı bozar. Atalar mutlu olmayacaktır!"

Si Yuanyuan'ın hala hayatta olmasının tek nedeni ataların onu korumasıydı, ancak Fırtına Tanrısının otoritesi nedeniyle iki taraf da taviz vermişti. Si Yuanyuan imparatorluk ailesine girip imparatorluk kanunları öğrenemezken Chi Zixian'ın tarafı da üstün olmalarına rağmen ona zarar vermeyeceklerini garanti etmişti.

"Hadi ama!" Gözleri soğurken sözleri çok daha soğuktu. "Şu an durum farklı. Orospu Yüce Elderi öldürmek için yabancıları baştan çıkardı. Bu ihanettir ve ölümle cezalandırılmalıdır! Ben, Kızıl Gecenin ana varisi, tarikatın hainlerini imha etme yetkisine ve sorumluluğuna sahibim!"

Chi Zixian, Si Yuanyuan'ın varlığının bir tehdit oluşturması nedeniyle daha fazla yaşaması istemiyordu. Si Yuanyuan ona göre ölmek zorundaydı.

“Hmm..." Stratejist düşündü: "Si Yuanyuan'ı öldürdüğümüzde yaşlı atalara cevap vermek kolay olmayacak."

"Söyleyecek bir şey yok.” Chi Zixian dudak büktü: “Herkesin hainlerle başa çıkma sorumluluğu var! O orospu Yüce Elderi öldürmek için yabancılar ile birlik oldu. Bu ataları ve tarikatı vazgeçirecek bir günahtır! Atalar bizi suçlasa bile bir şey yapmayacaklardır!"

Chi Zixian'ın güvendiği kişi Fırtına Tanrısı'ydı. Ölümsüz İmparator Chen Xue'nin kızı olarak krallıkta mutlak bir otoriteye sahipti.

Chi Zixian kuru bir şekilde konuştu: "Hazırlıkları yapın, yarın o hain sürtükle şahsen başa çıkmak için kutsal şehre gideceğim!”

Yardımcıları emri yerine getirdi ve harekete geçti.

Arından ürpertici bir gülümseme ile dışarı doğru baktı, 'Bu sefer o orospu kesinlikle ölecek!' O öldükten sonra rahatça uyuyabilecekti.

Gelecek hedefleri için Fırtına Tanrısını mümkün olduğunca kullanmak istiyordu. Krallığın kontrolünü alıp kendi kolu gerçekten yetki sahibi olana kadar agresif reformlar planlıyordu!