Bölüm 957: Kışkırtıcı Kalabalık

 Editör: Fullbringer

"Oh, bizim küçük ayakçımız da sonunda gelebilmiş." Li Qiye platforma adım attığında alaycı bir ses duyuldu. Hızlı Kılıç Markisi dudak büktü: "Merak ediyorum da küçük çocuk yukarı çıkmaya çalışırken bir şey elde edebildi mi?"

Li Qiye'yi kasıtlı olarak sürekli küçük düşürmeye çalışıyordu. Li Qiye'nin kızmasını ve bu sayede ona ders vermek için bir bahane bulmayı umuyordu. Kıdemli kız kardeşinin kadınını çalmaya cüret etmişti! Onun için iyi bir son olmayacaktı.

Li Qiye ona hiç aldırmadı. Gözleri vahşi ejder ağzını andıran büyük mağaradaydı. Milyonlarca yılın ardından hala aynıydı.

Hızlı Kılıç Markisi devam etti: "Yo, bu küçük ayakçı çocuğun yeteneği olmasa da kendine hâkim olma yeteneği kesinlikle birinci sınıf. Bir kaplumbağa için kesinlikle iyi bir özellik.”

O anda birçok kişi Li Qiye'ye baktı. Genç uzmanların çoğu Kan Irkındandı. Markinin sözlerinden Li Qiye ve Ye Chuyun arasındaki konuyu az çok biliyorlardı, ancak herkes Li Qiye'nin onun ayakçısı olduğuna herkes inanmıyordu.

Herkes markinin onu savaşmak için bilerek kışkırttığını biliyordu. Bu sayede marki kardeşinin aşk rakibini yok edebilirdi.

Li Qiye onu görmezden geldi ve dev mağaraya bakmaya devam etti. Adım adım garip bir şekilde ilerledi. Her adımın tarif edilemez bir ritmi vardı. Diğerleri adımlarına dikkat etmiyordu; sadece Si Yuanyuan onun yürüyüşüne tamamen odaklanmıştı. Her hareketinin arkasındaki anlamı fark etmeyi deniyordu.

Li Qiye toplanma yerine yaklaşırken genç bir adam ayağa kalktı ve soğukça konuştu: "Burası diğer yetenekli kişiler ile dao tartıştığımız bir yer. Rastgele köpekler buraya giremez."

Uzun saçları uzun ve ince figürü ile birlikte rüzgârda çırpınıyordu. Her ne kadar kaslı olmasa da fiziği tamamen güç doluydu ve güneş aurası yayıyordu. O Saf Kan Okulunun varisi Chi Tianyu'ydu. Okulun en saf soyunu miras aldığı için bedeni hafif koyu menekşe rengine sahip bir auraya sahipti.

Ev sahibi olarak ejder platformuna birçok genci davet etmişti. Tartışmaların dışında arkadaşlık kurmak ve bu yerdeki hazineler hakkında konuşmak istiyordu. Buradakiler ile birlikte Ejder Platformu ve Kaplan Tepesinde ondan öncekilerden daha iyi başarılar elde etmek istiyordu.

Grup mağaranın çevresinde dururken Li Qiye ona doğru yürüdü. Chi Tianyu doğal olarak bu yeni davetsiz misafirden mutlu değildi. Üstelik Li Qiye onun aşk rakibiydi.

Chi Tianyu'yu duyduktan sora Hızlı Kılıç Markisi ne yapacağını anında anladı. Kıdemli kardeşinden bir emir bekliyordu. Li Qiye'nin yolunu kapadı ve soğukça konuştu: "Bir ayakçı nerede durması gerektiğini bilmeli. Burası ustaların yeri, kaybol ve hizmet et. Eğer bu yere adım atarsan köpek bacaklarını kırarım!"

Li Qiye'nin gözleri bu yerin nabzını hissettikten sonra daraldı. Bir öldürme arzulu parıltı anında oluştu. O anda gözünde Hızlı Kılıç Markisi ölü bir adamdan farksızdı.

Bundan önce markiyi önemsememişti. Kim önlerinde hareket eden bir böceği önemserdi ki? Ama şu an marki onun işlerine karışıyordu. Kim olursa olsun oylunu engelleyenler merhamet olmadan öldürülürdü!

"Hızlı Kılıç Markisi, kimden bahsediyorsun?" O anda hoş olsa da emredici bir ses duyuldu. Bir kadın nehirde açan bir nilüfer gibi gökyüzünden indi. Hem büyüleyici hem de zarifti.

"Okul Lideri Ye burada..." Birisi şaşkınca konuştu. Herkes onu karşılamak için ayağa kalktı. Marki bile irkildi ve formaliteleri geçti.

Ye Chuyun gökyüzünde süzüldü.

Genç yaşına rağmen statüsü buradakilerden yarım nesil yüksekti. Kan Irkının Beş Azizi içinde sadece Göğü Taşıyan Hükümdar onunla aynı nesildendi.

O genç nesilde ilk Erdemli Örnek olan kişiydi, bu nedenle akranları arasında önemli bir konuma sahipti.

Ona selam vermeye gelenlerin çoğu onun hayranları ve talipleriydi. Bu özellikle Chi Tianyu için geçerliydi. Onu gördükten sonra canlandı. Sırtını dikleştirdi ve gururlu şekilde en çekici tarafını sergiledi.

"Okul Lideri Ye'nin bizim küçük toplantımıza katılması bir onurdur. Tianyu'nun gelişim yolunda birçok sorusu var, umarım Okul Lideri Ye bana birkaç ipucu verebilir." Chi Tianyu gülümsedi ve Ye Chuyun'u selamladı.

İmparatorluk mirasından gelen Bai Jian bile hafiflik sergilemeye cüret edemedi. Bizzat ileri çıktı ve arkadaşça gülümsedi: "Eğer Kardeş Tianyu bile yardım istemek zorunda kaldıysa geri kalanımız da kenarda öğrenci olarak dinlemek zorunda kalacak. Bu yerde Okul Lideri Ye gerçekten de gelişim açısından en iyisidir. Lütfen ana koltuğa oturun."

Diğer genç dâhiler de birçok övgü ile öne çıktı. İçlerinden bazıları için onunla karşılaşmak bile bir lütuftu. Ona hayran olanlar gerçekten heyecanlıydı ve bazıları kendilerinden geçti.

Ejder Platformuna adım attı ve nazikçe başıyla onayladı: "Herkes çok nazik.” Ardından durmadı ve anında Li Qiye'nin yanına gitti.

"Önceden ilgilenmeme gereken çok şey olduğundan bu küçük kız kardeş geç geldi, lütfen affedin Kardeş Li." Ye Chuyun, Li Qiye'nin yanında dururken usulca konuştu. Konuşma şekli dokunulmaz bir okul lideri veya sıra dışı bir örnek gibi değil nazik ve erdemli bir kadın gibiydi.

"Seni burada görmek güzel." Li Qiye nazikçe onayladı ve platformdaki dalgalanmaları hissederken yerdeki deliğe doğru ilerlemeye devam etti. Ye Chuyun da onu hemen arkasından takip etti.

Bu birçok dâhinin birbirlerine bakmasına neden oldu. Chi Tianyu'nun gülümsemesi o anda dondu, atmosfer de garipleşti.

Kardeşinin yerine harekete geçmek isteyen Hızlı Kılıç Markisi de küstahça davranmaya cüret edemedi. O Ye Chuyun'un önünde sadece bir küçüktü.

Bai Jian sadece gülümsedi ve başını salladı. Bu durumda konuşmak zordu bu nedenle herkes biraz utandı ve garip hissetti.

Kalabalıkta sadece Yarım Ay Prensesi mutluydu. Bu en çok görmek istediği şeydi. Eğer Li Qiye ve Ye Chuyun bir çift olursa Chi Tianyu da er ya da geç pes edecekti. Bu da onunla olma şansı olacağı anlamına geliyordu.

Ona göre kimse Chi Tianyu'ya kendisinden daha layık değildi. İkisi de Kan Şeytan Kabilesinden geliyorlardı ve ikisinin tarikatları denkti! Üstelik tarikatlarındaki kıdemliler de ikisinin dao yoldaşı olmalarını istiyordu.

Kalabalığın için şaşkın bakışlar oluştu Ye Chuyun'a hayran olanlar ne yapacaklarını bilemediler. Onlar ve hatta Chi Tianyu'nun burada olma nedeninin toplantıları olduğunu düşünmüşlerdi, gelme nedeninin Li Qiye olduğunu beklemiyorlardı. Bu onlar için oldukça rahatsız ediciydi ve Li Qiye'yi aşk rakipleri olarak görmelerine neden olmuştu.

Li Qiye belli bir ritim ile deliğine etrafında birkaç tur attı. Bu sırada Si Yuanyuan ve Ye Chuyun onu takip etti. İkisi arasındaki fark Ye Chuyun'un ona karşı daha sevecen ve düşünceli görünmeseydi.

Bu Chi Tianyu'nun kıskançlıktan kudurmasını sağladı. Ye Cuyun'un Li Qiye'nin arkasından bakan nazik gözlerini gördükten sonra kıskançlığı daha da arttı. Kıskançlık kalbini parçalıyordu.

"Haha, sen hazine elde edebileceği mi düşünüyorsun?" Li Qiye'yi bastırmak iççin soğukça homurdandı.

Li Qiye durdu ve gülümsemeden önce ilgisizce ona baktı. "Ee ne olmuş? Kaplan Tepesindeki aydınlanma ve Ejder Platformundaki hazineler! Bu sıradan bir şey."

“Hahahaha... " Chi Tianyu gülmeden edemedi. "Kaplan tepesinden aydınlanma ve Ejderha platformundan hazineler! Bu kişiye bağlı bir şey. Ölümsüz İmparatorlar kadar parlak olmadıkları sürece bu sadece bir aptal rüyası."

"Haha, kardeşim, bir aptal hayal kurduğunu bile bilmiyor. O gelecek Ölümsüz İmparator kadar parlak olduğunu düşünüyor." Hızlı Kılıç Markisi kardeşinin yanında durdu ve alaycı şekilde konuştu: "Ama hareketleri onun kahkaha konusu olmasını sağlıyor. Sadece bir Palyaço, hepsi bu.”

Diğer genç dâhiler izlerken yerlerinde durdular. Li Qiye'yi tanımıyorlardı. Ye Chuyun'dan hoşlananlar Chi Tianyu'nun Li Qiye'ye bir ders vermesini görmekten mutlu olurdu.

Ye Chuyun onlara baktı ve hafifçe yüzünü buruşturdu. Birkaç kişi intihar etmek istiyordu; bu kişileri ölümlerine gitmekten kimse engelleyemezdi.

Li Qiye kaşlarını kaldırdı ve soğukça konuştu: "Ağzına dikkat et, aksi halde ölümünün nedenini bile bilemeyeceksin!"

“Öyle mi?” Chi Tianyu'dan önce marki cevapladı: "Koyu Kırmızı Topraklarda benim Saf Kan Okulumu kimin tehdit etmeye cüret edebileceğini görmek istiyorum. Kim okuluma düşman olabilecek kadar cesurmuş?! Bunu yapmaya cesaret edenleri sadece ölüm bekliyor. Akıllı ol ve geldiğin yerden dön!”