Bölüm 940: Su Zhen

 Editör: Fullbringer

Li Qiye orada sessizce oturdu. Her ne kadar İmparatoriçe ile evlenmek hakkında bir şey söylemese de Ölümsüz İmparator Mu Tian'ın onun içeri atlaması için açtığı delik aynı noktaya gidiyordu.

“İmparator, bu konuda ne düşünüyorsunuz? Ne yapmak istiyorsunuz?” Gök İçin gerginliğine rağmen sordu.

Li Qiye tarikat liderine baktı ve konuştu: "Sözlerim bin altın değerinde! Eğer kabul ettiysem, o zaman öyle olsun! Onunla evleneceğim!”

Gök İçin bunu duyduktan sonra rahatlama nefesi almadan edemedi. Alnına damlayan soğuk terleri sildi. Eğer İmparator kabul etmeseydi kimse o zaman olanları tam olarak bilmediğinden yapabilecekleri bir şey yoktu.

Üstelik onlar sadece öğrenciydi, İmparatordan bir şey yapmasını istemek veya zorlamak için nitelikli değillerdi.

“Ancak İlahi İmparatoriçe konumu ona ait değil.” Li Qiye kafasını nazikçe salladı: “Eğer istiyorsa ona cariye pozisyonlarında birini verebilirim.”

“...” Tarikat lideri ne yapacağını bilemedi. Bu yorum yapabileceği bir şey değildi, bu nedenle ne demesi gerektiğini bilmiyordu.

“Kabul ediyorum!” Gök İçin ne yapacağını bilemez haldeyken tatlı ve net bir ses duyuldu ve birisi içeri doğru yürüdü.

Gök İçin içeri gireni gördükten sonra korktu ve hızlıca onu durdurdu: “Su Zhen, sen, buraya gelmemeliydin!”

İçeri giren kişi konuştu: “Tarikat Lideri bu hayatımdaki en büyük olay, bilmeye hakkım var.” Onun nazik sesini duymak bile tarif edilemez bir zevk verirdi. Diğerleri onun güzellik olduğunu düşünmesi için bu bile yeterliydi. Yumuşak sesindeki netlik çok rahatlatıcıydı.

“İçeri girsin.” Li Qiye kızı durduran tarikat liderine söyledi: “Bu doğru, bu onun hayatındaki önemli bir olay, bunun sorumluluğunu alma hakkı var.”

Gök İçin kızı içeri almak zorunda kaldı. İmparatorun onun yüzünü gördükten sonra kızacağını düşündüğü için midesinde bir titreme hissetti.

Kız Li Qiye'nin önne yürüdü ve doğrudan ona baktı. Oldukça cesurdu ve onun kimliğini bilmesine rağmen tereddütsüzdü.

Li Qiye önündeki kızı gözlemledi. Belini saran yeşimden tamamen beyaz bir kıyafet giyiyordu. Çok basit bir stili vardı, ancak bu ona asil bir hava veriyordu.

Bu gevşek ipek elbise altında onun kıvrımları görülebiliyor, vücudunu gizleyemiyordu. İnce ve uzun kaşları ve düz omuzları vardı. Kızın figüründe bir kusur bulmak zordu.

Figürü ile üstün bir güzellik olduğu açıktı.

Tek gizemli kalan şey yüz hatlarıydı. İpek bir peçe takıyordu ve sadece parlak, sulu gözleri görülüyordu!

“Göğü Koruyan öğrenci Su Zhen, İmparatoru selamlar.” Diğerlerini çıldırtacak kadar tatlı sesi ile onun önünde eğildi.

Li Qiye usulca konuştu: “Perdeni çıkar ki görebileyim.”

Gök İçin'in kalbi Li Qiye'nin sözleri nedeniyle kasıldı. Bir şey söylemek üzereyken dilini ısırdı.

Su Zhen emre uydu ve Li Qiye'nin görmesi için peçesini çıkardı.

Sesini ve figürünü gören herkes onun büyük bir güzellik olduğunu düşünürdü, ancak yüzünü gördükten sonra ya derin nefes alır ya da istemsiz bir korku çığlığı atarlardı.

Yüzü figürü ile orantısızdı. Yüz özelliklerinin oranı mükemmeldi, ancak yüzünde büyüyen birçok garip, rünik çizgi vardı. Onlar kırışıklıklara benziyorlardı, ancak kırışıklık değillerdi. Sanki bu dünyadaki en korkunç lanete yakalanmış gibiydi.

Açıkçası iğrençti ve insanların soğuk olmamasına rağmen titremesine neden olurdu. Kimse Su Zhen'in yüzüne ikinci kez bakmak istemezdi.

Gök İçin de bakmaya dayanamadı. Yüzüne bakmaktan korkmuyordu, sadece onun incindiğini görmek istemiyordu.

Nazikçe iç çekerken bu günün geleceğini biliyordu. İmparatorun tarikatlarından bir öğrenci ile evlenmesini sağlamak mantıksızdı. Üstün İmparatorları şöyle dursun, kimse Su Zhen gibi biri ile evlenmek istemezdi.

Sakince konuştu: “Eğer İmparator Su Zhen ile evlenmek istemezse sizi suçlayamam. Doğuştan İmparatoriçe olmak kaderimdeydi. Sizin için doğdum ve sizin olarak öleceğim!” Su Zhen yüzünü sergiledikten sonra kendinden emin değildi.

“İmparator, o suçlanamaz. Bu yüz ile doğdu.” Gök için hızla konuştu: “Yüzündeki rünler kalıcıdır. Onları kaldıramıyoruz, biz...”

Li Qiye nazikçe elini salladı. Onun yüzündeki rünik çizgilere dikkatli şekilde baktıktan sonra konuştu: “Çağlar boyu nasıl tür kişiler görmedim? Benim için et güzelliği anlamsızdır. Zirveye ulaşamazlar. Güzel veya değil, benim için önemsiz.”

“İmparatorun demek istediği...” Gök için bunu duyduktan sonra mutlu olmadan edemedi.

Li Qiye Su Zhen'e baktı ve yavaşça açıkladı: “Sözüm geçerli. Eğer Mu Tian'a söz verdiysem o zaman yaparım! Eğer istiyorsan seninle evleneceğim, ama karımın pozisyonu sana ait olmayacak! Bunun nedeni görünüşün değil. Korkarım bu dünyadaki kimse benim karım olamaz. Sana iki seçenek veriyorum; ilki cariyem ol, ikincisi dert ortağım ol. Benim hakkımda birçok şey bildiğin için yanımda kalmaya niteliklisin!”

“Kabul ediyorum!” Su Zhen'in hiç düşünmesine gerek yoktu: “Ne olursa olsun emirlerinizi takip etmeye hazırım.”

“Çok iyi.” Li Qiye başıyla onayladı ve onunla konuştu: “Buraya gel, yüzünü göreyim.”

Utanç veya doğal olmayan bir şey içermeden ilerledi; hala önceki gibi sakindi.

Aralarında sadece birkaç santim vardı. Li Qiye nazikçe yüzünü okşadı ve pürüzsüz cildini hissetti. Bir süre ona dokunmaya devam etti.

Su Zhen bir şey demeden rahatça orada durdu. Tarifsiz bir huzur ve zarafet ona işlenmişti.

Gök İçin orada nefesini tutarak izledi. Yorum yapmaya cüret edemedi.

“İmkânsız!” Onun yüzünü birkaç kere hisseden Li Qiye irkildi ve konuştu: “Bu imkansız! Qi Zhen'in ana kolunun soyuna sahipsin!”

“İmparator da bunu fark etti.” Gök İçin şaşkınca ekledi: “Haklısınız, öncülümüzün torunlarından.”

“Hayır.” Li Qiye elini salladı: “Onun Qi Zhen'in torunlarından olup olmadığını iyi biliyorum. Eğer Qi Zhen isteseydi bu soy çok uzun zaman önce alt nesillere aktarılırdı.”

“Mu Tian o zamanlar ne yaptı?!” Li Qiye başka bir olasılığı düşündü ve Gök İçin'e sordu.

“Ben, ben, bu konuyu gerçekten bilmiyorum.” Gök İçin açıkladı: “Atam Mu Tian detayları küçüklere söylemedi. Ustam bile net bir anlayışa sahip değil.”

“Tek duyduğum Su Zhen'ın aile kolunun Ata Mu Tian'ın neslinden sonra Göğü Koruyanda ortaya çıkması. Bu kolun öncülümüzün torunları olduğunu belirten kişi oydu, ancak Su Zhen gibi bir soy sadece bu nesilde ortaya çıktı ve tek kişi de o.” Gök İçin bildiği her şeyi Li Qiye'ye söyledi.

Li Qiye bunu duyduktan sonra bir an için düşündü. Eğer gerçekten bu Ölümsüz İmparator Qi Zhen'in soyu ise o zaman başka bir olasılık daha vardı!

Li Qiye Su Zhen'e baktı ve yavaşça konuştu: “Kesin konuşmak gerekirse sen Qi Zhen'in soyuna sahipsin, ama Qi Zhen'in torunlarından değilsin.”

Ardından yüzündeki rünik çizgilere baktı ve devam etti: “Yüzün hakkında ne düşünürsen düşün aşağılık hissetmene gerek yok. Bundan gurur duymalısın, bu bir onurdur! Böyle bir şeyin gerçekleşmesi son derecede nadirdir! Bu senin soyunda çok değerli bir işaret.”

“Biz neyiz? İnsan mıyız?” Su Zhen sormadan edemedi.

Gök İçin de merakla Li Qiye'ye baktı. Her ne kadar herkes Ölümsüz İmparator Qi Zhen'in öncülleri olduğunu bilse de imparator her zaman bir gizemdi. Kimse imparatorun arka planını ve hatta cinsiyetini bilmiyordu.

Aslında Ölümsüz İmparator Qi Zhen'in bu dünyada en kısa süre kalan imparator olduğu bile söylenebilirdi. Söylentilere göre imparator olduktan sonra Qi Zhen hemen ortadan kaybolmuştu.

Dünya Muhafızı Gerçek Tanrı da dahil kimse bunun detaylarını bilmiyordu.

“Şimdilik bilmene gerek yok.” Li Qiye kafasını salladı: “Eğer sıkı çalışırsan bir gün sana bir sır anlatacağım.”

Su Zhen sormadan edemedi: “Bu ‘bir gün’ için gerekli olan kriterler nedir?”

“Soya çekime ulaştığın gün.” Li Qiye nazikçe yüzüne tekrar dokundu ve konuştu: “Unutma, bu düşük benlik saygısı için bir neden veya bir yük değil. Bu çizgiler çirkin değil, sadece nedenini henüz bilmiyordun. Onlar içindeki sırlar hayal gücünün ötesinde.”