Bölüm 907: Kristalize Deniz Tarikatının Yıkımı

"Boom!" Herkes Li Qiye'nin büyük kan enerjisi tarafından uyuşturulmuşken gök gürültülü bir ses mavi göğün derinliklerinden yankılandı.

Bu ses çok yüksek değildi, ancak Taş Tıp Dünyasındaki birçok kişi sanki ruhları bedenlerini terk etmiş gibi sarsılmıştı.

Bir Tanrı Kral bile kalbindeki bu yankıyı hissederdi. Bu ses duyulduktan sonra içgüdüsel bir korku oluşmuştu. Birçok güçlü ata göklere doğru baktı, ancak çok azı net şekilde görebildi. Orada herhangi biri tarafından hissedilmeyen ilahi bir prestij vardı. Kısacası o yer bu dünyadaki her şeyi bastırabilirdi. O her şeyin üzerindeydi!

"Yüksek göklerin öfkesi!" Bir ata en sonunda bir ipucu fark etti ve mırıldandı: "Efsanelerdeki göklerin öfkesi bu... Gökler öfkelendiğinde gazabını bir İlahi Ceza olarak indirir!"

En güçlüler bile böyle bir manzara karşısında dikkatsizce hareket edemezdi. Çünkü çok az kişi göklerin gazabını görebilirdi. Görmeyi başaranlar ondan mutlak şekilde korkardı.

Bazı sıra dışı büyük karakterler derin nefesler aldı. Li Qiye gökleri öfkelendirebilmek için ne kadar cennete karşı gelici olmalıydı? Ancak Yaşam Daralmasını kırmak için kan enerjisini kullandığından cennetin gazabını çekmemesi garip olurdu.

Li Qiye kafasını kaldırarak göklere doğru aynı noktada dururken baktı. Ancak göklerin gazabı inmedi.

Li Qiye sırıttı ve dudak büktü. Artık gökleri önemsemiyordu. Kan enerjisini, dallarını oluşturan solmuş bir ağaç gibi topladı.

Yaşlanmış görüntüsü kaybolurken kan enerjisi geri döndü ve bir kez daha genç bir adama benzedi. O anda kan enerjisi Yaşam Daralmasından önceki haline göre katlarca yüksekti.

Li Qiye hala sırada gözüküyordu ama kan enerjisi harekete geçtiğinde dağları itip denizleri tersine çevirebilecek bir his veriyordu. Sanki bu küçük bedenin içinde bir ejderha gizliydi!

"Zzz~~" Dört İçsel Fizik parladı. Durdurulamaz ilahi bir aura yaydılar ve güçleri katlanarak yükseldi.

Fiziklerden yayılan kanun dalgaları kuyruğunu yayan bir tavus kuşu gibiydi. Mutlak hız, mutlak güç, mutlak ağırlık ve mutlak arıtma! Büyük momentumu ile birlikte Li Qiye bu dünyada yeni bir etki alanı açtı. Yeni dünyanın başlangıcı gibi geniş ve belirsizdi. Güneş ve ay yükselirken göksel varlıklar çevresinde gezindi. Yeni yaşamlar yaratıldı.

O anda dört fiziğinin her biri mutlak etki alanına sahipmiş gibi bir his verdi.

"Yarım tamamlanışta olan Ölümsüz Fizikler... Üstelik dördü de öyle!" Birisi bu manzara karşısında mırıldandı: "Erdemli Örnekler artık onun önünde sadece secde edeiblir. Tanrı Hükümdar ve Tanrı Krallar dışında onun yarım tamamlanıştaki fiziklerini kim durdurabilir ki? Belki de ebedi varlık bile bunu yapacak güce sahip olmaz!"

Yarım tamamlanış gelişimciler için yaygın bir terimdi. Aslında Ölümsüz Fizikler esasında değişim geçirmiyordu, ancak belli bir seviyeye ulaştıklarında daha güçlü oluyorlardı ve gelecek yenilmezlikleri için bir temel oluşturuyorlardı.

Yarım tamamlanmış aşaması Ölümsüz Fizikler için bir alem geçişi değildi, sadece Yaşam Daralmasından önce Ölümsüz Fizikler küçük tamamlanışta olarak düşünülüyor ve daralmanın ardından yarım tamamlanışa ulaşıyorlardı.

Yaşam Daralmasını aşmak yeterli kan enerjisi ile gelişimciler için ikinci bir yaşam elde etmekle aynıydı. Zaten zayıf kan enerjisine sahip olanların dışında Yaşam Daralmasını aşanların çoğu ardından daha güçlü kanlara sahip olurdu.

Bu nedenle gelişimciler bu musibeti yenmek için en erken zamanı seçerlerdi, ancak birinin bunu yapması için yeterince güçlü olması gerekliydi!

Ölümsüz Fizik kullanıcıları için eğer musibet geri tepmesiz olarak aşılırsa fizikleri kan enerjisi artırılması nedeniyle yarım tamamlanışta olarak kabul edilirdi.

Her ne kadar fiziklerin kendileri aynı olsa da kan enerjisindeki yükseliş onları çok daha güçlü hale getiriyordu.

Daha önemlisi sadece Yaşam Daralmasını aşan Ölümsüz Fizik kullanıcıları gelecekte yenilmez olacak yarım tamamlanışı elde edebilirlerdi. Bu başarı sayesinde hala genç olan kullanıcının enerjisi güneş gibi yükselir ve onların fiziklerinde daha iyi ilerlemelerini sağlardı. Bu fiziğin potansiyelini sınırsız hale getirerek gelecekte onun gerçek gücünü daha iyi şekilde kullanmalarını sağlardı.

Gelişimciler bu konuda özel bir anlayışa sahiplerdi. Eğer biri Yaşam Daralmasından önce küçük tamamlanışa ulaşamazsa gelecekte büyük tamamlanışa ulaşmış olsalar bile fizikleri sınırlı olacaktı.

Bazıları büyük tammalanıştaki fiziklerin yarım tamamlanışa ulaşmadan mükemmel Ölümsüz Fizikler olamayacağını söylüyordu. Böyle kişiler Ölümsüz İmparatorlara saldıramazdı. Sadece gerçek bir fizik gelecekte Ölümsüz imparatorlara saldırmalarını sağlayabilirdi.

Bu teori yaşlı bilgeler tarafından fazlasıyla kabul edilen bir şeydi. Bu nedenle Ölümsüz Fizik'e sahip olan herkes yarım tamamlanış seviyesine ulaşmak için büyük çaba gösterirdi. Bu nedenle Ölümsüz Fiziği küçük, yarım ve büyük tamamlanış olarak ayırırlardı.

Ama Li Qiye için yarım tamamlanış onun Ölümsüz Fizikleri için önemli bile değildi. Onun için her şey akan nehir gibi pürüzsüzdü. O zaten güçlü bir temel oluşturmuştu. Daha önemlisi o Fizik Yazıtından fiziklere sahipti!

Pürüzsüz süreci Yaşam Daralmasının başlangıcından önce küçüm tamamlanışı garantiliyordu. Aksi halde ortaya çıkmazdı.

Çok sayıda kişi dört yarım tamamlanıştaki Ölümsüz Fiziğini kıskandı. Bu onun her şeyi kesinlikle süpürebilmesini sağlayacaktı. Yetenekler ve yatkınlıklar dört Ölümsüz Fiziğin karşısında anlamsızdı!

Li Qiye fiziklerini geri çekti ve etrafa baktı. En sonunda savaş arabasına oturdu ve emretti: “Şimdi her şey bitti. Gidelim.”

Ağaç Ata yolu açarken diğerleri de sessizdi. Madam dizginleri eline aldı ve dört bronz at arabayı gökyüzüne doğru çekti. Hızlıca herkesin gözü önünde ufukta kayboldu.

Yabancılar oraya bakarken sadece sessiz kalabilirdi. Üç kısa gün içinde birçok şok edici olay gerçekleşmişti. İlki Taşlı Kenar Krallığının ve ardından da Gök Toynağı Dağ Geçidinin yok oluşuydu. İkisi de imparatorluk miraslarıydı. Dağ Geçidi iki imparatora sahipti, ancak yine de yok edilmişti!

Tüm Taş Tıp Dünyası bu parlak savaş başarısı karşısında şaşkınlığa düşmüştü. Birçok kişi genç nesil arasında kimse onunla kıyaslanamayacağı için yakınıyordu.

Ye Qingcheng bir numara unvanını almak için çok sayıda plan ve sayısız girişimde bulunmuştu. Atalar ile savaşmış ve onları yenmeye çabalamıştı. Onun savaş başarıları oldukça örnek teşkil ediyordu.

Ancak Li Qiye'ye kıyasla öne çıkabilecek hiçbir şeyi yoktu. Li Qiye hareketsiz kalmayı seçtiğinde sorun yoktu, ancak harekete geçtiğinde bu imparatorluk miraslarının yıkımı ile sonuçlanıyordu!

Herkes bu karmaşanın sonunda sona erdiğini düşündüğünde Simya Aleminden şok edici bir haber geldi. Kristalize Deniz Tarikatı yok edilmişti!

Simya Aleminden gelen bu haberle kısa sürede tüm dünyayı sardı. Birçok kişi bunu duyduktan sonra afalladı. Üçüncü imparatorluk mirası da yok edilmişti. Dünya çok hızlı şekilde değişiyordu.

Kısa süre sonra büyük güçler bazı bilgiler elde etmeyi başardı. Görünüşe göre Jianlong Klanı, Canavar Efendisi Başkenti ve Jian Klanı aniden ortaya çıkmıştı. Tek gecede üç imparatorluk mirası ordularını gönderip Deniz Tarikatını aceleyle ezmişti. Diğerleri neler olduğunu fark bile edemeden şok edici savaş sona ermişti.

Büyük güçler bu haberleri duyduktan sonra titredi. Herkes bu devlerin dünyanın geri kalanından uzak durmayı seçtiğini biliyordu. Ancak onlar deniz tarikatını yok etmek için tek gecede harekete geçmişti. Bu gelişme herkesi dehşete düşürdü.

Birçok ata nedenini anladı ve mırıldandı: "Li Qiye...”

Bu düşünce onları ürpertti. Jianlong Klanı, Canavar Efendisi Başkenti ve Jian Klanı... Bu canavarlar Li Qiye için çalışmak istiyordu! Bu biraz korkutucu değil miydi?

Neden nesillerdir inzivada olan bu canavarlar Li Qiye için ortaya çıkmıştı? Gerçek nedeni bilen herkes korkudan aklını kaçırdı.

Dünyanın sakinleri üç kısa gün içinde üç imparatorluk mirasının yok edilmesi nedeniyle dehşete düşmüştü. Büyük güçler öğrencilerini geri çekip tarikatlarını kapatmıştı.

Birçok büyük ata öğrencilerine uyarı yapmıştı: "Li Qiye ile karşılaştığınızda geri çekilin. Onu gücendirenler tarikattan atılacaktır. Eğer Li Qiye'yi rahatsız ederseniz kafanızı kesip af dileyin, tarikatı buna karıştırmayın!"

Bu büyük güçler Dağ Geçidi gibi bir imparatorluk mirası ile kıyaslanamayacakları için korku içindeydi.

Bu nedenle Li Qiye'nin bu neslindeki fethinden kaçınmak için bu büyük güçler kapılarını kapatıp öğrencilerini geri çekmeyi seçmişti. Kendilerine bir felaket getirmek istemiyorlardı.