Bölüm 899: Alp Ağaç Ata Kudretini Gösteriyor

Göz açıp kapayıncaya kadar üç gün geçti. Bu süre zarfında Taş Tıp Dünyasındaki herkes gergince bekledi Tüm gözler Li Qiye ve onun her hareketi üzerindeydi; Dağ Geçidi de odak olmaktan kaçamadı.

“Gümbürtü!” Bronz savaş arabası boşluğu ezdi ve gökyüzünde yükseldi.

Bu savaş arabası hızlı bir şekilde dört bronz at tarafından çekiliyordu. Toynakları göğü eziyordu ve arkalarında toynak izleri bırakıyordu.

Canlı varlıklarmış gibi görünüyorken gökyüzünde güçlü kasları ve efsanelerdeki ilahi atlara benzeyen mükemmel hatları ile ilerliyorlardı.

Güneş ışığı dört atın üzerine parlıyor ve yansıması onların bronz bir parlaklık kazanmasını sağlıyordu. Bu bronz ışık millerce uzaklığı aydınlatıyor ve gökyüzünde bir bronz yol oluşturuyordu.

Sanki üstün bir varlık bir fetih başlatmıştı. Savaş arabası gökyüzünde ilerlerken bir Gök Mavisi Ejderha uçtu, bir Anka dans etti, bir Beyaz Kaplan önderlik ederken bir Qilin arkayı korudu. Bu savaş arabası aşırı güçlü bir dövüş aurası yayıyordu ve sanki sonsuz savaş alanına girip düşmanlarını ezmiş gibi bir havası vardı.

Menekşe rengi cübbesi ile süslenmiş Madam Zi Yan, arabanın dizginlerini tutuyordu. O zarifti ve aynı anda onurluydu, onu koruyan mor bir kraliyet aurası yayıyordu.

Jian Wushuang, sırtındaki ilahi yay ile solda oturuyordu. Okçu zırhı giymişti ve savaşa hazır bir general gibi asil bir aurası vardı. Long Jingxian sağdaydı; avuçlarını ovuştururken savaş için heyecanlı gibiydi.

Alp Ağaç Ata öncü kuvvet olarak öndeki yolu temizliyordu. Ayağının altında dünyada uzanan bir yeşil köprü vardı ve sonsuz Tanrı Kral aurası taşıyordu. Yıldızlar onun ayaklarına hareket etti ve güneş ile ay da taşıdı!

Bu at arabası tüm dünyayı ürküttü. Birçok âlem şok oldu ve parlaklığını kaybetti.

İlahi canavarlara sahip savaş arabasını ve onun yolunu açan Tanrı Kralı gören dünyadaki tarikatlar afalladı. Uzmanlar böyle heyecan verici bir manzarayı gördükten sonra boğulmuş gibi hissetti.

Li Qiye arabanın içinde dinlenirken gözleri kapalıydı; haberi bile olmadan geçmişe aniden yolculuk yapmıştı. Dokuz dünyayı süpürüp savaşa bizzat katıldığı bir zamandı. Düşmanlar onun varlığı önünde sadece kafalarını eğebiliyor ve Ölümsüz İmparatorlar yolundan çekiliyordu.

Birçok kişi tek bir savaş arabasından yayılan böyle bir momentumu gördüğünde ne diyeceğini bilemedi. Bir Ölümsüz İmparator bile daha büyük bir varlığa sahip olamazdı. Her ne kadar bir ordu olmasa da onun durdurulamaz aurası tüm dünyayı geri çekilmeye itebilirdi!

“Tetra Bronz Savaş Arabası...” Bazı antik varlıklar da gökyüzündeki arabayı gördükten sonra eski bir efsaneyi hatırladı.

“Bronz savaş arabası ortaya çıktığında sayısız düşman düşer. Kara Karga ortaya çıktığında Ölümsüz İmparatorlar bile geri çekilir. Çağların zorbası, Karanlık El!” Yaşlı varlıklar bu manzara tarafından uyandırıldı. Bu efsaneyi daha önce duymuşlardı ve bir kez daha bronz savaş arabasının harekete geçtiğini gördüklerinde şok olmuşlardı.

“Adam dediğin böyle olmalı!” Genç nesil kanlarının kaynadığını hissetti. Sanki bir Ölümsüz İmparatorun gezisini izliyorlardı.

En sonunda araba Gök Toynağı Dağ Geçidi’nin dışında durdu. Tüm izleyenler o anda gerginleşip nefeslerini tuttu. Büyük güçler ve imparatorluk mirasları bile kendi gözleri ile bunu görmek için ilahi aynalarını hazırladı.

Li Qiye en sonunda gözlerini açtı ve dünyaya bir kez daha ışığın akmasına izin verdi! Dağ Geçidine baktı ve duygusuzca konuştu. “Ağaç Ata, başta teslim olmak mı, yoksa savaşmak mı istiyorlar bakalım. Sadece bir şansları var.”

Ağaç Ata ileri çıktı ve havadan aşağı indi “Boom!” Tüm Dağ Geçidi sallandı. Her ne kadar bu hareket tek bir yaprağı bile yok etmese de Dağ Geçidindeki her yeri sarsmayı başarmıştı.

“Om~~” Bir anda savunma katmanları Dağ Geçidinin çevresini sardı. Kırılmaz bir kale gibi aşılmaz hale geldi.

“Ağaç Ata, bu kadar kibirli olma. Alp Dağı’n en sonunda yok oluş ile karşı karşıya kalacak!” Ağır bir kükreme Dağ Geçidinden geldi.

O anda Dağ Geçidindeki tüm uzmanlar ortaya çıktı. Atalar kilit yerleri gözetiyordu.

Felaket yaklaşırken Cennetsel Krallar sadece geçişleri izleyen ayak askerleri haline gelmişti. Sıradan örnekler, Büyük Çağ Örnekleri, Ebedi varlıklar ve Tanrı Hükümdarlar bizzat stratejik yerleri izliyorlardı. Bazı Kan Çağı Taşına mühürlü Tanrı Kralları bile ortaya çıkmıştı!

Ağaç Ata cevap vermedi ve sadece gökyüzünde durdu. Onun seviyesinde biri için anlamsız kelimelere gerek yoktu.

“Bu kahramanca kelimeleri Dağ Geçidiniz bugünü atlattıktan sonra söylersiniz.” Li Qiye tembelce konuştu: “Teslim olun ya da savaşın, kararınızı verin!”

“Li Qiye, oturup konuşabiliriz.” Antik bir ses Dağ Geçidinden geldi. Hiçbir öğrenci bir şey demeye cüret edemedi. Bu kişinin Dağ Geçidinde oldukça ağırlık taşıdığı açıktı.

Antik ses konuştu: “Geçmişteki sorunları bir kenara bırakabiliriz. Dağ Geçidi kayıplarını telafi edecek!”

“Konuşmak mı?” Li Qiye gülümsedi ve kafasını salladı: “Barış konuşması, iki taraf eşit güce sahip olduğunda yapılır. Benim gözümde Dağ Geçidin pazarlık yapacak durumda değil. Tarikatınızı el değmemiş halde bırakmak istiyorsan bu zor değil. Hemen teslim ol ve ben olduğum sürece asla ortaya çıkmayacağına dair bir kan yemini et. Ardından hazinenizden iki tane Ölümsüz İmparator Gerçek Hazinesi teslim et. Ardından Dağ Geçidini affedebilirim.”

“Li Qiye isteklerin çirkin; sana elimizi veriyoruz ancak kolumuzu istiyorsun!” Antik ses bağırmadan edemedi. Bu herhangi bir imparatorluk mirası için kabul edilemez bir talepti.

Li Qiye gülümsedi ve konuştu: “Size bir Gerçek Hazine bırakmak benim için yeterince merhametli bir şey. Eğer tarikatınızı katletmeyi seçseydim bu yeri tersine çevirip boşaltırdım!”

“Çok iyi, o zaman savaşalım. Gök Toynağı Dağ Geçidimiz savaşta ölen cesur askerlere sahip, bizim aramızda teslim olan korkaklar yok!” Antik ses bağırdı.

Li Qiye kıkırdadı. “Pekâlâ, madem cesursunuz o zaman size yardım edeceğim! Ağaç Ata saldırıyı başlat!”

Ağaç Ata bir şey demezken Dağ Geçidinin içine girdi.

“Bang! Bang! Bang!” Adımları birbiri ardında savunma katmanları ile dağları parçaladı.

İlahi halkalar kafasının arkasında oluşurken üç bin kez dünya çevresinde dolaştı. O anda yenilmez Tanrı Kral aurası ortaya çıktı!

Girişi herhangi bir teknik ve erdem kanunu olmadan yapılmıştı. Mutlak gücü Dağ Geçidini sarsmıştı. Bu güçlü bariyerler onun kudreti altında birbiri ardına parçalandı.

“Sonuçta bir Tanrı Kral yenilmez!” Birçok uzman Ağaç Ata’nın durdurulamaz ilerlemesine şok oldu.

“Geber!” Kilit noktaları koruyan örnekler hemen bir formasyon oluşturdu Büyük bir hız ile iki taraftan Ağaç Ata’yı kuş kafesine alıp yutmayı hedeflediler.

Ağaç Ata bu saldırıya karşı hareket etmedi. Basitçe parmağını kaldırdı, bir meteorun gökyüzünden düşmesine neden oldu.

“Pop!” Bu kıskaç manevrasına katılan uzmanlar, örnekler de dâhil olmak üzere derhal ezilerek kanlı sislere dönüştü.

Bu manzara herkesi afallattı. En güçlü Cennetsel Krallar ve hatta Erdemli Örnekler bile bir Tanrı Kralın önünde karıncaydı. Onlar kolayca ezilerek öldürüldüler!

“İşte gidiyorum!” Ağaç Ata haykırdı ve Dağ Geçidinin Atasal bölgesine girdi. Bu yer görkemliydi ve muazzam manzaralar her yerdeydi. Kutsal otlar yoğun ve dağılmayan bir dünyevi enerji ile doluydu!

“Bang! Bang! Bang!” Yer bir kez daha titredi. Adımları tepeleri parçalarken nehirleri düzleştirdi. Mühürler birbiri ardına dağılırken örnekler veya Cennetsel Krallar tarafından korunup korunmadıkları önemsizdi.

Böyle bir güç seviyesi Ağaç Ata’yı durdurmazdı. Dağ Geçidinin atasal bölgesine sanki gezintiye çıkmış gibi girdi.

Birçok büyük güç bunu gördükten sonra titredi. Bir Tanrı Kral bir tarikatı sorunsuz şekilde yok edebilirdi. İki İmparatorlu bir miras bile Ağaç Ata’yı durdurmakta zorluk yaşıyordu. “Alp Ağaç Ata ilerleyişini durdur!” Bir haykırış duyuldu. Beş Tanrı Hükümdar Dağ Geçidinin derinliklerinden çıktı. İmparatorluk silahlarına sahiplerdi ve gökyüzünde bir formasyon hazırlamışlardı. Tüm bölge mühürlendi ve Ağaç Ata içinde kaldı.

Bu yeni formasyon öncül kuvveti olarak imparatorluk silahlarına sahipti. Beş Tanrı Hükümdar formasyonu kontrol ederek her şeyi bulanıklaştırdı. İlahi kılıçlar gökyüzünde eşsiz yüksekliğe yükseldi. Her biri yukarıdaki yıldızları kesebilirdi.

“Zhang! Zhang!” Bu kılıçlar durdurulamaz bir momentum ile aşağı doğru indi. Tanrı Kral’ı katledecek kadar büyük bir güç taşıyorlardı. Kan bu bıçakların ortaya çıkışıyla sıçradı!

“Benim için kırıl!” Ağaç ata hala çıplak elleydi. Tek eli ile bir mudra yaparken diğer eli ile bir kılıç yaptı. İmparator Bastırma Sanatı fırtına gibi patladı. Bir Ölümsüz İmparatorun büyük daosu bile bu teknik tarafından durdurulurdu!

“Bang! Bang!” Her bir kılıç durdurulamaz kanun tarafından parçalanırken tüm formasyon matlaştı.

Ağaç ata tekniğini serbest bıraktı Sol eli Yin'e dönerken sağ eli Yang haline geldi. Yin ve Yang birleşerek büyük bir Yin Yang Balığı oluşturdu. Balık süzüldü ve uyanışı ile her şeyi yok etti!