Editör: ÇHY

Bölüm 852: İmpartorluk Sınırı

Mei Aonan'ın varlığı tüm çevreyi sessizleştirdi ve birçok kişiyi titretti. Ağacın şekli, insanın ismi vardı. Bugün, Mei Aonan'ın prestiji kesinlikle Ye Qingcheng'inki kadar inanılmazdı.

(Ç.N: Ağacın şekli insanın ismi Useless'in öğretileri var adamım :D )

Jianlong Klanı'ndan gelmesine rağmen şan kazanmak için klanına biraz bile bel bağlamamıştı. Altın kızı olmasının dışında diğer yönlerinin hiçbirinde klanının gölgesi yoktu.

Üç imparatorlu klanını kullanmadan kendi yolunda ilerlemeyi seçmişti. Üstelik prestiji Ye Qingcheng'inkini tehdit ediyordu. Bu ne kadar inanılmazdı?

Genç Kral ve okuldan olan elderler, İmpartorluk Sınırı'ndan gelen sesi duyduktan sonra öfkelendi. Onlar sonuçta bir imparatorluk mirasıydı ancak o yine de onları yok etme niyetini ilan etmeye cüret etmişti. Onları açıkça küçümsüyordu.

Genç Kral soğuk bir şekilde dile getirdi: “Mei Aonan, ünlü olduğun için istediğini yapabileceğini düşünme. İkinci kardeşime kıyasla hâlâ zayıfsın.”

“Ye Qingcheng bir şey değil. Bir numara olduğu için bir numara unvanını tutabileceğini düşünme. Bu Genç Asil onu önemsemiyor.” Mei Aonan'ın otoriter karakteri, diğerlerinin İmparatorluk Sınırı hakkında duyduklarının aksine sertti: “Eğer Göksel Dizi Okulunuz, Ye Qingcheng nedeniyle buna karışmak istiyorsa bu Genç Asil sizi öldürerek onun ortaya çıkmasını sağlayacak. Hepsini öldürün!”

Emri verdiği an büyük karakterler uçan kıtadan atladı. Bu uzmanların kan enerjileri durdurulamaz gelgitler gibi kalıntılara yöneldi; sanki tüm bölgeyi tersine çevirmek üzerelerdi.

İlk atlayan dört gözlü Basilisk'in ablası Saygıdeğer Basilisk'di.

Önceki nesilden bir tarikat lideri onu gördükten sonra bağırdı: “Saygıdeğer Basilisk…”

O Canavar Efendisi Başkenti'nin Ejder-Kaplan Hükümdarı ile birlikte ünlüydü. Herkes onun kim olduğunu biliyordu.

İkinci atlayan bir altın parlaklığına sahip devasa bir karıncaydı ve altından yapılmış gibi görünüyordu. Gözleri yakut gibi kıpkırmızıydı.

“Altın Karınca Tiran!” Bir Şeytan Kral bu karıncayı gördüğünde şok oldu. Bu ünleneli uzun süre olmuş bir karakterdi. Milyonlarca karıncaya sahip bir ülkeyi yönetiyordu ve bir zamanların Şeytan Kralı’ydı.

Üçüncüsü bir siyah sel ejderiydi. Bu sel ejderinin ejder kafası vardı ve biraz metalik bir parlaklığa sahip, siyah pullu bir zırh ile kaplanmıştı, sanki Gerçek Ejderhaya dönüşmek üzereymiş gibi görünüyordu.

“Galaksi Sel Ejderhası!” Büyük güçlerden saklanan bir ata bile bu varlığı görünce panikledi.

O anda birbiri ardına inanılmaz karakterler indi. Onların hepsi ünlüydü; büyük şeytan krallar, taş krallar ve inanılmaz lordlar oradaydı...

Herkes bunu duyduktan sonra derin bir nefes aldı. Grup eşsiz ve kibirli karakterlerden oluşuyordu. Ancak her biri Mei Aonan'a çalışmak istiyordu. Bu onun yeteneklerini gösteriyordu.

“Böyle bir takım Ye Qingcheng'in tarafındaki otuz altı ata ile kıyaslanabilir. Biraz daha zayıf olsa bile fark çok fazla değildir.” Birisi mırıldandı.

“Haha, Ye Qingcheng'in köpekleri değil mi? Hiç birinizi sevemedim, geberin!” Altın Karınca Tiran haykırdı ve dönen bir altın disk gibi okula doğru ilerledi.

Saygıdeğer Basilisk ve Galaksi Sel Ejderi diğer karakterlerle birlikte kayıp kuzuyu avlayan bir kurt sürüsü gibi ilerledi.

“Geber!” Genç Kral ve diğer uzmanların kaçışı yoktu. Formasyonları Long Jingxian tarafından parçalandığından düşmanları ile sadece kafa kafaya karşılaşabilirlerdi.

“Ahhh...” İki tarafın çarpışması sefil haykırışlara neden olurken kan göğe sıçradı. Kan sıçramaları neredeyse açan güzel çiçekler gibiydi. Kafalar her yere uçarken cesetler yere düştü. Okul Saygıdeğer Basilisk'in grubuna denk değildi. Serbestçe girdiler ve katliamlarına başladılar.

Saygıdeğerin gözleri savaş alanının ortasında aydınlandı. Gözleri süpürürken okuldaki uzmanlar taşlaştı. Altın Karınca Tiran yıldırım kadar hızlıydı. Ön çene kemiği altın bir makasa benziyordu. Okul uzmanları dilimlenirken kesme sesleri duyulabiliyordu. Sel ejderhası çok daha zalimaneydi; dev pençeleri aşağı inip düşmanlarını kıymaya dönüştürmüştü.

Kan sağa sola sıçrarken sefil haykırışlar her yerden geldi. Okul onlara denk değildi ve acı kayıplar vermişti. Bu tek taraflı bir katliamdı.

“Formasyonu etkinleştirin!” Felaket kayıp nedeniyle okul elderleri haykırdı. Uzun Ömür kanlarını sunarak tek bir formasyon dizisini güçlendirdiler.

“Znnng!” Yeterince Uzun Ömür kanı alan dizi üstün bir formasyon oluşturdu. Kudretli imparatorluk aurası sonsuz göklerin ağı gibi Saygıdeğer Basilisk'in ordusuna doğru atıldı.

“Bu bir imparatorluk formasyonu mu?” Birisinin bu imparatorluk aurasını algıladıktan sonra kalbi hızlandı.

Ancak üstün formasyon bölgeyi tamamen bastırmadan önce yukarıdaki İmparatorluk Sınırı'ndan bir sütun indi. Taş gövdesinde engin gizemli rünler işlenmişti ve kendini anında formasyona çiviledi.

Sütun, formasyon içindeki tüm rünleri ve dizileri emip onu güçlendiren Uzun Ömür Kanı’nı da alırken kimse onu engelleyemedi. Sütun tarafından tamamen tüketildikten sonra güçlü formasyon anında parçalandı.

“Hayırr...” Elderler kozları olan formasyonun yok olduğunu gördükten sonra umutsuzluğa kapıldılar. Onun sayesinde düşmanlarını durdurabileceklerini düşünmüşlerdi ama o şu an yok olmuştu.

“Eğer Ölümsüz İmparator Zhen Ji'nin formasyonunu getirdiyseniz ilerleyişimi yavaşlatabilirdi! Ancak beni bu küçük çizimle durdurmaya mı çalışıyorsunuz? Ne kadar safça...” Mei Aonan'ın zorba sesi yukarıdaki kıtadan geldi. Kadın olması önemsizdi, karşı cinslerine de aynı şekilde baskı kurardı.

“Ah!” Haykırışlar her yerden geliyordu. Okulun elderleri bile ordu tarafından öldürüldü. Formasyonları olmadan tamamen çaresizlerdi.

Onlar imparator tarafından bırakılan bir formasyona sahip bir imparatorluk mirasıydı ama en sonunda imparator tarafından bizzat kurulmamışlardı. Öğrencileri tarikatı kuranlardı, bu nedenle gerçek imparatorluk miraslarının gücüne sahip değillerdi.

Bu nedenle kolayca imparatorluk formasyonlarını çıkaramıyorlardı, tarikatı korumak için ona ihtiyaç vardı.

“Hayııır...” En sonunda Genç Kral bile Galaksi Sel Ejderi'nin pençeleri altında can verdi. Ölüm anında gözleri açıktı, bu şekilde ölmek istemiyordu. Büyük hırsı hayalden öteye gidememişti. Ye Qingcheng Ölümsüz İmparator olduğunda Tanrı Kral unvanı alacağını hayal ediyordu.

Ne yazık ki vücudu Sel Ejderhası tarafından bir parça çöp gibi atılmıştı.

Kısa sürede okulun geri kalanı, grup tarafından bir fırtına gibi süpürüldü. Tüm uzmanlar katledildi ve kimse kaçmayı başaramadı.

Kan kokusu havaya işlerken kan akıntıları nazikçe yerde ilerleyerek yeri çamur kırmızısına boyadı. Her ne kadar oradaki gelişimciler daha önce ölüm görmüş kişiler olsalar da böyle bir katliam onları yine de titretmişti.

Bu soğuk ve acımasız bir hareketti. Mei Aonan'ın kısa sürede böyle bir şan kazanması nedensiz değildi.

“Bu bir savaş ilanı.” Bu manzarayı gördükten sonra biri mırıldandı.

Taş Tıp Dünyası'nda herkes Ye Qingcheng'ın Ölümsüz İmparator olacağını biliyordu. Ancak Mei Aonan da aynı hedefi paylaşıyordu. Bir dağda iki kaplana yer yoktu. Üstelik sadece bir Cennet'in İradesi vardı. İkisi arasındaki çatışma kaçınılmazdı!

Üstelik ikisinin de arkasında büyük güçler olduğundan bu sadece kişisel bir rekabet de değildi.

Ye Qingcheng, Taşlı Kenar Krallığı’ndandı ve binlerce takipçisi vardı. Birçok büyük güç ona destek veriyordu ve Dağ Geçidi gibi imparatorluk mirasları da dâhildi. Bundan dolayı onun dünyayı saracak güce sahip olduğu kolayca görülebiliyordu.

Takipçi konusunda Mei Aonan muhtemelen onun dengi değildi. Ye Qingcheng dünyanın her yerinden dostlara sahipti. Birçok varis ve hatta imparatorluk miraslarının Aziz Çocukları ona yardım etmek istiyordu. Öte yandan Mei Aonan çok kibirliydi ve birçok büyük karakter onu desteklemesine rağmen çok az arkadaşı vardı. Aslında kampı Ye Qingcheng'inki kadar güçlü değildi.

Ye Qingcheng'in çağrısının dünyanın geri kalanı tarafından cevaplanacağı söylenebilirdi. Ancak Mei Aonan, Jianlong Klanı'ndan geliyordu.  Eğer klan ona yardım etmek için kendilerini gösterirse Dağ Geçidi gibi bir varlık bile titrerdi.