Bölüm 789: Yüz Yaşam Simya İmparatoru

Li Qiye'nin gerçek kimliğini öğrendikten sonra iki yaşlı ata sıkıntı içine girdi. Gizlice dua edip Li Qiye'nin atalarının hatırına Simya Krallığını affetmesini umdular. Aksi halde krallık varoluşsal bir kriz ile yüzleşmek zorunda kalacaktı.

Yaşlı adam ve Li Qiye sakince atasal bölgeyi turlamaya devam etti. Sadece ikisi bu topraklarda yavaşça geziniyordu.

Simya Krallığının içinde bu yaşlı adam en güçlü varlıktı ve sadece Ata Wushuang ondan daha yaşlıydı.

Kimse onun gerçek ismini bilmiyordu ama unvanı olan Yüz Yaşam Simya İmparatoru tüm Taş Tıp Dünyası'nda ve hatta dokuz dünyada biliniyordu.

O çağ da Yüz Yaşam Simya İmparatoru ikinci Ölümsüz İmparator Yao Zhu olabilecek bir varlık olarak görülüyordu, hem bir Simya İmparatoru hem de bir Ölümsüz İmparator olabilirdi.

Ne yazık ki İmparatoriçe Hong Tian ile aynı nesilde doğmuştu. Trajedi önceden belirlendiğinden, nihayetinde ölümsüz İmparator olamamıştı.

O çağda birçoğu imparator olma şansının olduğu konusunda yüksek umutlara sahipti. Ancak Cennet'in İradesi için olan savaşta İmparatoriçe tarafından mutlak şekilde yenilmişti ve o andan itibaren şansını kaybetmişti.

Ancak dünya, çok daha gençken Kara Karga formundaki Li Qiye ile tanıştığını bilmiyordu!

Kara Karga o zaman Simya İmparatoruna oldukça değer vermişti. Simya daosu konusunda büyük bir yetenek ile doğmuştu, sanki bu yol için doğan biriydi. Li Qiye ona bir kazan hediye etmiş ve biraz simya öğretmişti. Daha sonraları bir nedenden dolayı Li Qiye Taş Tıp Dünyası'ndan ayrılmıştı.

Şan eseri Yüz Yaşam Simya İmparatoru Simya Krallığı'na katılmış ve onun öğrencisi olmuştu. Gelişimi ardından yükselmiş ve en sonunda ana varis haline gelmişti. Bu süre zarfında bir dahi olarak ünlenmişti.

Daha sonraları Bir İmparator Adayı olmuş ve Hong Tian ile savaşmıştı. Hikâyenin geri kalanı zaten söylenmişti.

Bu yenilgi belki de simya İmparatoru için kötü bir şey değildi. Cennet'in İradesi için olan savaştan ayrıldıktan sonra simya daosuna odaklanmış ve sıra dışı bir Simya İmparatoru haline gelmişti. Bazıları simya daosu konusunda onun kesinlikle Simya Krallığı'nın öncülü olan Ölümsüz İmparator Yao Zu ile kıyaslanabileceğini söylüyordu.

Simya daosu için birçok mucize yaratmıştı ve dokuz dünyada birçok kişi onu üstün bir simyacı olarak övmüştü. Çok uzun zamanın ardından dünyadan kaybolmuştu.

Gelecek nesiller onun öldüğünü düşünmüştü, çok az kişi onun hayatta olup krallığın en derin kısımlarında gömülü şekilde durarak kendini göstermediğini biliyordu. Krallığın öğrencileri bile yaşayan bir Simya İmparatoruna sahip olduklarını bilmiyorlardı.

Sadece ata seviyeli karakterler bir Ölümsüz İmparator Adayı olan bir Simya İmparatoruna sahip olduklarını biliyorlardı!

Bir İmparator Adayı Cennet'in İradesi tarafından tanınan bir varlıktı. Büyük Çağ Yolu'ndaki Tanrı Krallar Cennet Yolu'ndaki İmparator Adaylarına eşdeğerdi!

En sonunda Yüz Yaşam Simya İmparatoru ve Li Qiye atasal bölgedeki en yüksek tepeye çıktı ve uzağa doğru baktı. Ancak o bölge dünyevi öz ve sonsuz kanun ile sarılı olduğundan kimse arkasında olanları göremiyordu.

Bir süre baktıktan sonra Li Qiye duygusal şekilde konuştu: “Üç damar kaynağı... Çok sayıda yenilmez varlık kökenlerini ve gizemlerini anlamak istedi ama kaç tanesi başarılı oldu?”

“Lordum üç kaynak hakkında bu dünyadaki herkesten daha fazlasını biliyor.” Yüz Yaşam Simya İmparatoru yanıtladı. Bu sadece dalkavukluk değildi bu basitçe gerçekti.

Li Qiye sadece gülümsedi ve bu iddiayı inkâr etmedi: “Bu nesilde kesinlikle oraya bir yolculuk yapacağım!” Bunu söyledikten sonra gözleri daraldı.

“Lordum bu nesilde bedenini geri kazanmış, böylece ebedi bir efsane yaratabilir.” Yüz Yaşam Simya İmparatoru hayal kırıklığı içinde iç çekti: “Ne yazık ki yaşlıyım ve gidemeyeceğim, akis takdirde sizin yanınızda yer alırdım.”

İmparator gibi birisi ömrünü arttırmak için her türlü aracı kullanmış olurdu. Bu seviyedeki birinin ömrünü arttırmak göklere ulaşmaktan daha zordu.

Li Qiye uzaklara bakmaya devam etti ve eski hatıralarda kendini kaybederken sessiz kaldı.

Bir süre sonra Yüz Yaşam Simya İmparatoru usulca konuştu: “Lordum, gelecekte kesinlikle o yere gideceksiniz.”

“Evet, oraya tekrar gideceğim!” Li Qiye ciddiyetle konuştu: “Siyah Ejderha Kral benim bu deri parçasını kazanmam için büyük bir bedel ödedi. Eğer o yere gitmezsem her şey boşa gider. Bu nesilde o yeri süpürüp gökleri bastıracağım!”

Yüz Yaşam Simya İmparatoru bir kez daha iç çekti: “Siyah Ejderha Kral aniden savaşa gitti ve Ölümsüz Şeytan Yer Altı Odasını işgal etti. Savaş çok aniden geldi. Öğrendiğimde çoktan sona ermişti, bu nedenle ona yardım edemedim.”

“O yere gittikten sonra bizzat yer altı odasını ziyaret edeceğim. Bazı şeyler sona ermeli” Li Qiye huşu uyandırıcı şekilde konuştu.

“Lordumun yer altı odasına saldırdığı gün emir vermesi yeterli, çağrınıza kulak vereceğim!” Yüz Yaşam Simya İmparatoru ciddiyetle konuştu.

O hala Li Qiye'ye borçlu olarak hissediyordu. Bunu geri ödeme şansı hiç olmadığından bu nesilde bunu yapmaya kararlıydı.

“Gerekirse sana bildireceğim.” Li Qiye nazikçe onayladı.

Uzun bir sessizliğin ardından imparator sordu: “İkiniz yollarınızı ayırdığınızda imparatoriçe Taş Tıp Dünyası'na geri döndü. Lordum da bunu biliyor olmalı, imparatoriçe çok gururlu olsa da sizi asla unutmadı.”

Sadece Yüz Yaşam Simya İmparatoru Li Qiye'nin önünde böyle bir şey söylemeye cüret edebilirdi. Sıradan kişilerin bu cesareti olmazdı ama doğal olarak sıradan kişiler bu hikâyeyi bilme fırsatına da sahip olmazdı.

“Biliyorum, onu görmek istemediğimden dolayı daha sonraları Taş Tıp Dünyasına gelmedim.” Li Qiye nazikçe iç çekerken kalbine üzüntü doldu: “Hong Tian ayrılmadan önce beni görmek istedi, ama o...”

Melankolik olmadan edemedi. Hatıraları yılların ardından tozla kaplanmıştı: “O inatçı bir çocuk. En sonunda bile pes etmedi…”

“Lordum dokuz dünya için çok çaba gösterdi.” İmparator da hasret doluydu. Diğerleri Li Qiye'nin hikâyelerini bilmese de o birkaç tanesini biliyordu.

“Burası hala benim korumam altındaki bir dünya.” Li Qiye sesindeki yalnızlık belirtisi ile konuştu: “Hong Tian pes etmeyecek ve ben de başımı asla eğmeyeceğim. Karşılaşma sadece başka bir savaşla sonuçlanacakken bunun ne anlamı var? Benim için Min Ren, Hong Tian ve hatta Qian Li ile Küçük Siyah'ın hepsi bizzat eğittiğim öğrenciler. Onların eşsiz kişilikleri ve duyguları var. Onları kendim için eğittim, ama aynı zamanda yenilmez olacakları için büyümelerini de umdum...”

“Eğer onun yanında olsaydım Küçük Siyah'ın yaptığı şeyi yapmasını istemezdim.” Li Qiye ifade karardı.

“Bu dünyada lordumu bilenler nesillerdir perdeler arkasındaki karanlık el olduğunuzu düşünür, ama hangisi sizin milyonlarca yıldır terk edip feda ettiğiniz şeyleri bilir?” İmparator yakındı.

“Dünyanın bana bakış açısı önemli değil.” Li Qiye nostaljik bir şekilde konuştu: “Yanımdaki kişilerin olağanüstü bir yolda yürümesini istiyorum. Dünya Ölümsüz İmparator olmanın son hedef olduğunu düşünüyor ama benim gözümde bu yolculuğun sadece başlangıcı.”

“Lordum İmparatoriçe ile görüşmek istemediği zamanda bu konuyu düşünmüş olmalı.” İmparator cevap verdi.

“Hong Tian her zaman inatçıydı bu nedenle o fikirden vazgeçmesini umuyorum.” Li Qiye acı şekilde gülümsedi: “Her ne kadar yolculuğunu kendi gözlerim ile göremesem de onun inanılmaz olmaya devam edeceğini biliyorum. O eşsiz bir kız!”

İmparator bir şey demedi ve sadece Li Qiye'nin yanında dudu.

Li Qiye uzaklara bir kez daha baktı ve konuştu: “Simya Krallığın çok iyi bir yeri işgal ediyor. Gurur ve kibirin ortaya çıkması anlaşılabilir.”

İmparator cevap olarak çarpıkça gülümsedi: “Genç nesil yerin ve göğün genişliğini bilmiyor. Kendilerini gösterdikleri an dokuz dünyayı süpürebileceklerini düşünüyorlar. Krallığın geçmiş yemini ihlal etmesiyle ilgili olarak lorduma kabul edilebilir bir cevap vereceğim.”

“Yüz Yaşam...” Li Qiye sırıttı ve kafasını salladı: “Küstah olmak gerekirse, yaramazlıklarını gerçekten önemsiyor muyum? En iyi ihtimalle bu, akmaya devam eden zaman nehrinde sadece bir çakıl taşından ibaret. Benim için yolumu engelleyenler merhamet olmadan öldürülecekler!

”Eğer krallığın geçmiş yemine uymamayı seçmeye devam ederse ne kadar daha sürdürebileceğini düşünüyorsun? Bing Yu, Ming Du, Qian Li ve diğerleri... Krallığın o zamanlar bir şey yaptığı an onlardan biriyle karşılaşırdı ve o noktada tamamen yok edilmiş olurdu! Yaşamaya devam etsen bile ne kadar daha bana yalvarıp Simya Krallığını senin için affetmemi sağlayacaksın?”

Li Qiye devam etmeden önce yanındaki Yüz Yaşam Simya İmparatoru'na baktı: “Bu yer birçok kişinin ağzının suyunu yıllardır akıtıyor! Bu sözleri duymak zor olabilir ama benim insanlarımın bu bölgede ebedi bir temel oluşturmasını istedim. Ancak bu düşünceyi gerçekleştirmedim. Bunun ilk nedeni o zamanlar sizin yaşlı moruklarınızın biraz mantıklı olmasıydı. Diğeri ise sana olan saygımdan ötürüydü, bunlar nedeniyle krallığınıza saldırmadım.”

“Lordum, anlıyorum.” İmparator acı şekilde gülümsedi: “Uzun bir inzivadan sonra küçükler dokuz dünyayı süpürmek için yeterli güce sahip olduklarını düşünmüşler. Onlar sizin dokuz dünyayı saran kutsal auranızı veya tanrı katleden mucizelerinizi görmediler.”

“Yüz Yaşam...” Li Qiye cevapladı: “Bu sefer ceza ile uğraşmayacağım. Çok fazla zamanın yok, bu nedenle krallığını yeniden biçimlendirmek için zamanını akıllıca kullan. Aksi halde gelecek sefere yoluma çıktığında bu kadar düşünceli olmayacağım.”