Bölüm 764: Xian Klanı'nı Katletmek

Simya formasyonu Sonsuz İlahi Kazan tarafından anında kırılmıştı. Kaos Xian Klanı'nı sararken sefil haykırışlar yankılanarak Dünya Sütunu Hükümdarı'nın yüzünün çirkinleşmesine neden oldu.

Simya formasyonu onların en gurur duyduğu şeylerden biriydi. Sıradan klanlar böyle bir formasyona sahip değilken o Li Qiye tarafından kolaylıkla kırılmıştı.

“Bunu da yapabiliyor mu? Bir kazanın bir simya formasyonunu kırması... Bu gerçek dışı bir şey.” Savaşı izleyenler bu manzara karşısında şaşırdı.

“Bu tür bir simya formasyonu bizzat harekete geçmeme bile değmez. Kazanım tek başına onu kolaylıkla kırabilir.” Li Qiye sırıttı.

Dehşet verici haykırışlar formasyon çöktükten sonra duyuldu. Caydırıcı bir şey olmadan tüm bu zehirli yaratıklar Xian Klanı'nın bölgesine girdi. Akın ederlerken köşkler çöktü ve toprak sallandı.

Zehirli yılanlardan biri yüksek bir tepeye gidene kadar her yeri ezdi ve sis tükürdü. Bu sis anında her yeri sardı ve birbiri ardına dağları sararken birçok ovayı aşındırdı. Xian Klanı'nın birçok öğrencisi anında haykırdı ve sis tarafından etkilendikten sonra sonları ile karşılaşarak geriye yerdeki bedenlerini bıraktı.

Örümceklerden biri bölgeye hızlıca girdi ve çok sayıda ağ fırlattı. Bu ağlar göğü kapladı ve savaşmadan önce birçok öğrenciyi kuşattı. Bu ipek tarafından kaplandıktan sonra cızırtılı sesler duyulabilirdi. Çığlıklarının ortasında bedenleri çürümeye başladı!

Bazı altın arılar içeri uçtu ve zehirli iğneleri ile hedeflerini vurdu. Birçok öğrenci zamanında sıyrılamadı. İğneler tarafından vurulduklarında kaçmaya hazır değillerdi. Vurulduklarında gelişimleri ne olursa olsun bedenleri sanki taşlaşmış gibi anında donuyordu.

Zehirli kurbağalar, vahşi gergedanlar ve karanlık boğalar... Her türden varlık Xian bölgesini tsunami gibi işgal ediyordu. Bu toprakları yıkıcı bir güçle çiğniyorlardı. Binalar birbiri ardına saldırı nedeniyle düşüyordu.

Li Qiye bu manzara karşısında sadece gülümsedi. Onun bizzat harekete geçmesine gerek yoktu.

“Ah...” Bölgenin her yerinde haykırışlar duyuluyordu. Yüm Xian öğrencileri savaşmak için gelmişti. Dünya Sütunu Hükümdarı'nın Li Qiye'yi izleyecek zamanı yokken bu canavarlar ile savaşmak amacıyla ön safa doğru hareketlendi.

Birçok kişi üç günden beri bu savaşa dikkat ediyordu, ama hiçbiri böyle bir şekilde başlayacağını düşünmemişti.

İşlerin nasıl başlayacağına dair birçok spekülasyon vardı. Bazıları Alp Dağı'ndan büyük bir karakterin öncül kuvvet olacağına inanıyordu. Bazıları Li Qiye'nin yenilmez hazinelerinden birini çıkarıp Xian Klanı'nı bombalayacağını düşünüyordu... Ancak kimse Li Qiye'nin bizzat harekete geçmesine gerek olmayacağını ve sadece orada dururken canavar ordusunu Xian Klanı'na saldırtacağını beklememişti.

Kalabalık afallarken oldukları yerde şaşkınlıktan donmuştu. Bu saldırı gerçekten çok güçlüydü.

“Bundan sonra kim simyacıların zayıf savaş potansiyeline sahip olduğunu söylemeye cüret edebilir? Böcek ustalığı ve ağaç ustalığı... Bunlar bir klan veya tarikatı kolaylıkla katledebilecek teknikler!” Bir simyacı bu manzarayı gördükten sonra yakındı. Ancak bu sözlerinde gururlu bir ton da vardı!

“Lanet canavarlar, kesin şunu!” Xian Klanı'nın derinliklerinden beş gri saçlı yaşlı adam anında bir formasyon oluşturdu. Onlar ilahi kökler ve hazine ilaçları taşıyarak formasyonlarını güçlendirdiler ve güçlü bir momentum ile öne çıktılar.

“Bang!” Bir dizi gümbürtü sesi oluştu. Beş yaşlı adamın oluşturduğu formasyonun baskısı alıtnda birçok canavar gelgit gibi geri çekildi ve bu saldırıya dayanamadı.

“Xian Klanı'nın beş elderi! Onlar harika simyacılar ve bu dünyada bir zamanlar ünlü olan kişiler!” Beşini tanıyan bir simyacı irkildi.

Bu beş elder, Xian Klanı'nın en sıra dışı simyacılarıydı. Her ne kadar Xian Simya Atası ile kıyaslanamasalar da olağanüstü başarılara sahiplerdi.

Bu zehirli canavarları kovmak ve öldürmek için başka bir simya formasyonu oluşturmuşlardı. Bu onların simya daosundaki değerlerini kanıtlamak için yeterliydi.

“Simya tabanlı bir formasyon?” Li Qiye gülümsedi ve konuştu: “Bir cennet yapımı zehirli formasyonun neler yapabileceğini size göstereyim!”

Bunu dedikten sonra bir simya daosu ortaya çıktı. Li Qiye'nin elleri hızlıca beş rünik büyü oluşturdu ve kendilerini beş farklı varlığa işledi.

“Croakk...” Bir Altın Çizgili Tek Gözlü Kurbağa sürüden dışarı sıçradı.

“Lufff...” Bir Koyu Kırmızı Alev Yılanı da kol kadar büyük dili ile ortaya çıktı.

“Zhi...” Kalabalıktan demir bir akrep çıktı.

Ardından yüz metre uzunluğunda bin bıçak gibi bacaklı bir kırkayak geldi. Tek başına hareketi bile birçok uzmanı süpürüp hayatlarını alabilirdi.

Zehirli iğneler ile kaplı bir örümcek akranlarının arasından fırladı.

Bu beş zehirli canavar anında bir grup oldu ve akıl almaz bir hızda Xian elderlerine doğru atıldı. Bir anda birlikte saldırdılar. Kurbağa zehirli bir sis saçarken koyu kırmızı yılan ateş ile sisi yaktı.

Yanan sis anında ateş denizine dönüştü. Aynı anda örümcek büyük miktarda ağ saçarak iğneleriyle ateş denizine doğru ilerledi. Bir anda tüm gökyüzü son derece aşağılık ateşli ağlar ile kilitlendi.

Beş yaratık birlikte beş eldere doğru saldırdı. Boom! Boom! Boom!” Örümcek dört iğnesini dört yöne doğru fırlatarak formasyonun sütunlarını hedefledi. Bir anda beş elder içeride sıkışıp kaldı. Aynı anda zehirli ateş bir lava dönüştü. Üstelik ağ formasyonun içindeki bölgeyi kilitlediğinden beş elder dışarı çıkmayı başaramadı.

“Açıl!” Beş elder çılgınca kükrerken formasyon en güçlü durumuna ulaştı. Ancak beş yaratığın birlikte olan saldırıları bir uyum içinde güçlerinin aşırı derecede katlanarak yükselmesine neden oluyordu!

“Ahh!” Kısa süre içinde magma denizi beş elderin simya formasyonunu arıttı. Beş elder de arıtılırken sefilce haykırdı.

“Bu da ne?!” Seyirciler dehşete düştü. Başlangıçtan beri beş elder bu yaratıkları geri püskürtebiliyorlardı. Ama şu anda bu beş yaratık anında durumu tersine çevirip beşini de öldürmüştü.

“Bu dünyanın kanunlarına uyan efsanevi Beş Zehrin Birliktelik Nesli doğal bir formasyon. Beş zehirli yaratık bu formasyonu oluşturmak için doğal bir uyum içinde olduklarından bir tekniğe ihtiyaç duymuyor.” Bir Efsanevi Simyacı bu yöntemin özelliğini anladı. Gözleri genişlerken mırıldandı: “Beş Zehirli Birliktelik Nesli... Bunu söylemek yapmaktan kolay! Bunu anında yapabilmek... Bu zehirlerin gücünü on kat arttırabilir!”

“Kaybol!” Zehirli yaratıklar Xian Klanı'nın derinliklerine girdiğinde Cao Guoyao sonunda kendini gösterdi. Bir kazan çağırdı ve canavar selini durdurmak adına bir simya sisi püskürttü.

Cao Guoyao gerçekten büyük bir simyacıydı, özellikle Böcek Sürüsü Vadisi'nden böcek ustalığı elde ettikten sonra bu daha da belirginleşmişti. Tek başına Xian Klanı'nın beş elderinden daha güçlüydü.

“Fena değil, bunu durdurabilir misin görelim bakalım!” Li Qiye bu manzaraya baktı ve gülümsedi. Küçük bir şişe çıkardı ve bir yaratığı serbest bıraktı.

“Buzzz!” Zehirli canavarlarla savaşan Cao Guoyao aniden küçük bir uğultusu sesi duydu. Kafasını kaldırdı ve küçük beyaz bir ipek böceğinin ileri doğru uçtuğunu fark etti. Bu ipek böceği bir çift kanadıyla birlikte çok hızlı uçuyordu.

Bu kadar küçük ve tatlı olan beyaz ipek böceği tamamen zararsız olarak görülebilirdi.

“Kötücül İpekböceği!” Ancak Cao Guoyao sanki hayalet görmüş gibi davrandı. Hızlıca kazanını geri çekti ve diğer hiçbir şeyi önemsemeden kaçmak için döndü.

“Ahh...” Ancak çok uzaklaşamadan önce sefilce haykırdı. Bedeni yere düştü ve seğirmeye başlarken korkunç bir manzara oluştu.

Garip etler bedeninde sanki bir fasulye filizi tomurcuklanıyormuş gibi büyümeye başladı. Bu et belli bir boyuta ulaştığında çatladı ve siyah bir kan kusmaya başladı. Küçük ipek böceği Cao Guoyao'nun bedeninden uçtu ve anında tüm siyah kanı emdi.

“Lanet olsun, Li Qiye Kötücül İpekböceği'ni nereden buldu?” Bilgili bir simyacı bu küçük ipek böceği karşısında soldu. Bacakları zayıflarken yere düştü.

“B... Bu küçük beyaz ipek böceği o kadar korkutucu mu?” Bir öğrenci ustasının bu derece korktuğunu gördükten sonra sormadan edemedi.

Simyacı açıkladı: “Eğer korkunç olmasaydı Cao Guoyao kaçmayı denemezdi. Böcek Sürüsü Ovası'nın sanatlarını elde eden biri birçok zehirli canavar ile tek başına savaşabilir. Onlarda korkacağını düşünüyor musun? Ancak Cao Guoyao bu küçük böceği gördükten sonra hemen kaçtı!”

En sonunda sakinleşti ve dudaklarını yaladı: “Kötücül İpek Böceği... Bu şeytan işey çok nadirdir. Bazıları Simya Şehri'nin aşağılık bataklıklarında yaşar. Böcek Sürüsü Simya İmparatoru'nun onlardan birini burada yakaladığını duymuştum. Daha sonraları ova tarafından büyütülmüş ve Erdemli Örnekleri kolaylıkla öldürebilen bir şeytan haline gelmiş! Söylentilere göre bu ipek böceği bugün bile ovayı koruyor.” Simyacı masalı hatırlarken titredi.