Bölüm 735: Zehirli Yara

Yuan Caihe orada sudaki zarif bir nilüfer gibi durdu. Görünüşü krallık çökertici değildi, nazik ve sakin mizacı insanların ona aşık olmasını sağlardı.

"Peri Yuan!” Birçok simyacı onu gördükten sonra büyülendi. O dört dahi arasındaki tek kızdı, bu nedenle çok sayıda simyacının zihninde bir tanrıça olduğu söylenebilirdi.

Yuan Caihe oraya geldi. Kısa sürede birçok göz ona odaklandı. Marki gibi bir dahi bile kendini daha cesur göstermek için göğsünü dışarı çıkarmadan edemedi.

Aşırı kibirli kutsal doktor gibi biri bile heyecanlıydı. Büyük bir kendine güven ile dik durdu ve onunla konuşmak istedi: "Peri Yuan…”

Ancak Yuan Caihe sadece başıyla onayladı ve doktoru geçti. Marki ona doğru yürüdüğünü gördü ve çok mutlu oldu. Bir şansı olduğunu düşündü.

Ne yazık ki rüzgar gibi önünden geçip Li Qiye'nin önünde durdu. Sakin ve rahat bir gülümseme sergiledi, sesinde neşe vardı: "Büyük Kardeş de Hükümdar'ın Konutu'na gelmiş."

Yuan Caihe'yi gören Li Qiye'nin ruh hali aydınlandı. Neşeyle gülümsedi ve konuştu: "Burada bir konuk olduğunu duyduğumdan seni görmek için geldim."

"Teşekkürler Büyük Kardeş..." Yuan Caihe her zamanki huzurlu tavrıyla hoş bir gülümseme sergiledi.

Yuan Caihe'nin mizacını gören Madam iç çekmeden edemedi. Genç Efendi'sinin Yuan Caihe'yi bu kadar sevmesine şaşmamalıydı. O gerçekten Genç Efendisi tarafından değer görüyordu.

Yuan Caihe, Li Qiye'nin elini doğal bir şekilde ve nazikçe çekti.

Oradaki birçok genç bu samimiliği kıskandı. Marki biraz önce Li Qiye'nin Yuan Caihe'yi göremeyeceğini söylüyordu, bu nedenle bu manzara onun yüzüne şiddetli bir tokat gibi gelmişti.

Kibirli doktor bile sinir olup kaşlarını çatmıştı. Bir simyacı olduğundan doğal olarak Yuan Caihe'den hoşlanıyordu. Ne yazık ki bu güzellik onun duygularına karşılık vermiyordu.

"Kıdemli, ilahi kökünüz iyi. İki yıl sonra çiçek açabilir." Yuan Caihe Gözlemci Hükümdar'a bilgi verdi.

Bunu duyan hükümdar rahatlama nefesi aldı. Kalbindeki endişe sonunda kalkarken hızlıca yanıtladı: "O kökün kurtulması erdemli yeğenim sayesinde. Sana kıdemlin olarak misfirperverliğimi gösterebilmem adına burada bir süre kalmalısın. Eğer Genç Asil Li de burada kalırsa hiçbir şey bundan daha iyi olamaz. Kalmasını sağlamaya çalışmalısın.”

Hükümdar ve Sakin Bahçe Lideri birbirlerinin en iyi arkadaşlarıydı. İlahi kökü ile bir problem olduğunda Tarikat Lideri Ren'i onu iyileştirmesi için davet etmişti. Tarikat lideri inzivada gelişim yaptığı için onun yerine Yuan Caihe'nin gelmesini beklememişti.

Yuan Caihe gülümsedi ve kafasını nazikçe salladı: "Kıdemli çok nazik, bu kadar sorun olmak istemem. Büyük Kardeşimi biraz takip edeceğim ve şimdilik konakta kalmayacağım."

Hükümdar onu tutamayacağını bildiğin için daha fazla ısrar etmesi garip olurdu. konuşmak zorunda kaldı: "Eğer erdemli yeğenim ve Genç Asil Li'nin ihtiyacı olan bir şey varsa istediğiniz zaman konağıma gelebilirsiniz."

Li Qiye hızlıca ona teşekkür etti ve Li Qiye ile birlikte gitmek üzereydi, ama konaktan bir öğrenci içeri girdi ve bağırdı: "Usta, durum kötü, Birinci Kardeşe bir şey oldu..."

Yüzü soluktu ve konuşurken aciliyetle konuşuyordu.

Hükümdarın ifadesi hızlıca değişirken tonunu yükseltti: “Seni bu kadar endişelendiren ne oldu?”

Birinci Kardeş dedikleri hükümdarın tek oğluydu.

O anda ondan fazla uzman odaya girdi ve kanlı bir genci taşıyorlardı. Göğsünde korkunç bir delik vardı ve sanki tamamen delinmiş gibiydi.

Üstelik on uzman da kanlıydı. Hepsinin farklı yaraları vardı ama onlarınki sadece yüzeyseldi!

"Oğlum!” Hükümdar taşınan genç adamı gördükten sonra dehşete düştü. Hızlıca oğlunun göğsündeki yarayı kontrol etti ve kalbi anında battı.

Genç adamın göğğsündeki kanlı delik siyah bir kan yayıyordu. Kim görürse görsün korkutucuydu!

Genç adam acı içinde haykırıyordu. Hala hayatta olduğu açıktı ancak korkunç bir zehri tarafından saldırıya uğruyordu. Bedeni sanki acı yüzünden kendini kırmak istiyormuş gibi bükülüyordu.

Hükümdar bu manzara nedeniyle üzgün hale geldi. Hızlıca harekete geçti ve geçrek kaderini korumak adına oğlunun Kader Sarayı'nı mühürledi. Buna rağmen oğlunun bedeni sanki zehir birkez daha saldırmış gibi siyah bir sis yaydı.

“Ne oldu?” Hükümdar oğlunu taşıyan bir uzmana endişeyle sordu.

"Amca, birinci kardeş uzun ömür canavarları avlamak için Yılan Bataklığı'na girmek istedi, ancak zehirli bir yaratık tarafından pusuya düşürüldük. Onun şeklini bile göremeden birinci kardeş ağır yaralandı. Eğer Kıdemli Amca zamanında gelmeseydi korkarım tamamen yok olurduk!”

"Bu çocuk..." Hükümdar hem kızgın hem de şok olmuşken bağırdı: "Simya Şehri'nin uğursuz topraklarına gidecek kadar nasıl pervasız olabilir!"

Şehir çok büyüktü. Başkent olarak bilinmesine rağmen kendi topraklarında birçok tehlikeli alan vardı. Hatta bazı yerler Erdemli Örneklerin bile dikkatsizce girmeyeceği yerlerdi.

Hükümdar oğlunun bednindeki siyah sisin giderek yoğunlaştığını fark etti bu nedenle en güçlü kanunlarından birini kullanarak oğlunun canlılığını mühürledi ve hemen öğrencisine emretti: "Çabuk  biraz Ruh Törpüleyen Ölümsüz Tozu getirin!"

Genç adamı tutan uzman kafasını salladı  ve konuştu: "Amca, birinci kardeş yaralandığında bedenindeki Ruh Törpüleyen Ölümsüz Tozunu kullandık ancak etkisi olmadı. Zehri sadece geçici olarak durdurabildi.”

Hükümdar bunu duyduktan sonra sıkıntı içindeydi. Bu toz Simya Krallığı içinde herhangi bir yarayı iyileştirebilecek kadar ünlü bir ilaçtı. Eğer toz bile etkisizse diğer merhemlerden bahsetmeye bile gerek yoktu.

"Hükümdar, korkarım Genç Asili'niz aşırı nadir bir zehirle zehirlenmiş, bu nedenle merhemler etkisiz olacaktır." İblis El Kutsal Doktor kenarda dururken yavaşça konuştu.

Hükümdar sakinleşti ve Kutsal Doktora baktı. Sonunda ünlü doktorun tıbbi yeteneklerinin Taş Tıp Dünyası'nda üst düzey olduğunu hatırladı!

Hükümdar doktora ellerini kenetledi ve konuştu: "Erdemli yeğenim zamanımızın bir numaralı doktorudur. Oğlumun hayatı tehlikede, lütfen onu kurtarın."

Kutsal Doktor gururlu bir gülümseme sergilemeden edemedi. Etrafa baktıktan sonra yerdeki genç adama yakından baktı ve yarasını dikkatlice inceledi.

Bir süre sonra yavaşça konuştu. "Genç Asiliniz bir İblis Gölet Sülüğü tarafından saldırıya uğramış. Bu yaratık bir yılanı andırıyor ve neredeyse dört metre uzunluğunda. Tamamen gri ve başsız, ancak keskin dişleri olan bir çiçek gibi ağzını açabilir. Hızı yıldırım kadar yüksek ve hızlıca birilerine sinsi şekilde saldırıp onların göğsünü delerek anında öldürebilir!"

“Evet, Evet! Birinci Kardeşe saldıran yaratık aynı doktorun tarif ettiği gibiydi." Uzman bunu duyduktan sonra onayladı.

"İblis Gölet Sülüğü'nün zehri aşırı şiddetlidir ve birini anında öldürebilir. Eğer Genç Asil'imizin yüksek gelişimi ve hızlı toz kullanımı olmasaydı korkarım şu ana kadar hayatta olmazdı. Ancak bu devam ederse ölümü kesin. Altı saat daha dayanamayacak!” Doktor sesini yükseltti ve konuştu:

Korkmuş hükümdar doktora sordu: "Erdemli yeğenim bu zehri tedavi edebilir mi?”

Kutsal Doktor gururla güldü ve ardından gösterişli şekilde konuştu: "Hükümdar, her ne kadar bu sülük çok nadir olsa da aşırı zehri nedeniyle bir Cennetsel Kralı öldürebilir, ancak bu benim için sorun değil. Bu dünyada iyileştiremeyeceğim bir hastalık yok!”

Beyanından sonra Yuan Caihe'ye bakmaktan edemedi. Güzelliğe kendi üstün tıbbı yeteneklerini sergilemek istemişti.

Büyük kibrine rağmen herkes onun harika tıbbi yetenekleri olduğunu biliyordu.

"Erdemli yeğenim, lütfen oğlumu kurtar.” Hükümdar bu son çözümü olduğundan sevincini gizleyemedi.

Doktor küstahça gülümsedi ve konuştu: "Hükümdar, oğlunu kurtarmak zor değil. Ancak alışkanlıklarımı bilmelisin, fiyatım az değil.”

Hükümdar derin nefes aldı, doktorun hikayelerini daha önce duymuştu ve zihnen hazırdı. Sesini derinleştirdi ve konuştu: "Erdemli yeğenim ne istiyor? Yeteneğim dahilinde olduğu sürece elimden gelenin en iyisini yapacağım!”

"Gözlemci Hükümdarın bir dilek asası olduğunu duydum...” Doktor gülümsedi ve konuştu: "Bu hazineyi duydum, yani bu eşyayı bana vermek ister misiniz?"

Bu istek hükümdarın ifadesinin değişmesine neden oldu. Geçrekten böyle bir hazineye sahipti, ama o kendisi için çok önemliydi.

Bu koşul çok ağır olduğundan tereddüt etti. Dilek Asası son derece değerli ve dipsiz bir eşyaydı.

"Hükümdar, zaman kimseyi beklemez.” Doktor soğukça konuştu: "İmparatorluk ailesinin ataları veya bir Efsanevi Simyacı bu zehri tedavi edebilir, ama hükümdar onlar gelene kadar bekleyebilir mi?! Eğer hükümdar tedaviyi geciktirirse korkarım oğlunun hayatını koruyamayacak!"