Bölüm 721: Alp Ağaç Ata'nın Sırası

Orada ejder pençesi, ejder boynuzu veya ejder pulu yoktu. Bu ilahi ışık tarafından ortaya serilen beden aşırı büyük bir ağaç köküydü ve sanki metalden yapılmış gibi tamamen siyahtı. Bu büyük gök kıvrılan bir ejderha gibi gökyüzünde uçuyordu!

Birçok konuk bu Siyah Ejderha'nın gerçek bir ejderha değil de bir kök olduğunu gördüğünde şaşırdı. Bazıları Ağaç Ata'ya doğru baktı, ilk düşündükleri Ağaç Ata'nın Li Qiye'ye yardım ettiğiydi.

Alp Ağaç Atası normalde bir çam ağacıydı, bu nedenle ağaç kökü bir ejderhaya dönüşüp İkinci Ata'ya saldırdığında birçok kişi Ağaç Ata'nın Li Qiye'yi koruduğunu düşünmeden edemedi.

Ancak Ağaç Ata'dan boşuna şüpheleniyorlardı. Kimse Ölüm Faslı'nı kullanarak yer altındaki en güçlü ölü varlığı çağırdığını bilmiyordu. Ancak bu kök gerçekten Ağaç Ata ile ilgiliydi. O, Alp Ağaç Atası'nın kestiği ana köküydü. Alp Büyük Damarı'ndan kurtulmak istediğinden kendi kökünü kesmişti.

Her ne kadar ayrılan kök hayatını kaybetmiş olsa da dağın en derin kısmındaydı. Li Qiye dağa geldiğinde onu aramayı denemişti.

Bu sefer Ölüm Faslı'nı kullanarak onu çağırmış ve onu bir siyah ejdere dönüştürerek İkinci Ata'yı yaralamıştı.

Bu kök Ağaç Ata zirvesindeyken ona ait olan en güçlü köktü. Yıllardır ölü olmasına rağmen Ölüm Faslı tarafından çağırıldıktan sonra hala aşırı güçlüydü. Bir Erdemli Örnek'i öldürmek onun için problem değildi!

“Pop!” Ata kök tarafından uçuruldu. Kemik kırılma ve kan sıçrama sesleri duyuldu. Ata gibi bir örnek bile bu kökü dengin değildi.

"Alp Ağaç Ata, ne yapmaya çalışıyorsunuz, bize böyle sinsice saldırıyor musunuz?!" Yaralı ata haykırmadan edemedi.

Bu sözler Ağaç Ata'nın bakışının soğumasına neden oldu. Li Qiye ile konuştu: "Genç Asil, bu meseleyi bana bırakın."

Li Qiye gülümsedi ve ayağını yere basıp Ölüm Faslı'nın bir kez daha ortaya çıkmasına neden oldu. Büyük kök güç kaynağını kaybetti ve suda saklanan bir ejder gibi anında kayboldu.

Gökyüzünde İkinci Ata ana kökün yere girdiğini gördükten sonra bir rahatlama nefesi aldı.

Ancak o anda alp Ağaç Ata'nın avucu ona ulaştı. Ağaç Ata'nın saldırısı ne kadar korkutucuydu? Yaklaşan avuç dokuz göğü mühürleyebilirdi. Bir Erdemli Örnek bile bu avuçtan kaçamazdı.

"Alp Ağaç Ata, ne yapmaya çalışıyorsunuz?" Ata yaklaşan avuç karşısında korktu. Haykırırken döndü: "Eğer dönmezsem Huangfu Kutsal Atamızın..."

Ancak sözünü bitirmeden önce tüm kemikleri ezilmiş gibi çatırtı sesleri çıktı. Sefil haykırışı her yerde yankılandı.

Herkes sakinleşmeden önce kanla ıslanmış İkinci Ata Ağaç Ata tarafından yere atıldı.

Ayağa kalkmak için mücadele etti. O anda görünüşü tamamen değişmişti. Tamamen beyaz saçları ile bir anda binlerce yıl yaşlanmış gibiydi. Titrerken kalkmaya çalıştı ancak düz duramıyordu.

“Sen... Gelişimimi sakatladın!" Sefilce haykırdı!

"Huangfu Klanı benim Alp Dağıma gelip küstahça davranmaya cüret mi ediyor!" Ağaç Ata, İkinci Ata'ya baktı ve yavaşça konuştu: "Buraya gelip Kutsal Ata'nın ismini kullanarak istediğini yapabileceğini mi düşünüyorsun? Tanrı Hükümdar bile olsa ona düz bir şekilde bakmam!"

Aniden tüm çevre sessizleşti. Birçok kişi içinde titredi. Herkes Ağaç Ata'nın zirve bir varlık olduğunu biliyordu ama yine de milyonlarca yıldır çok az kişi onun harekete geçtiğini görmüştü.

Bugün sonunda harekete geçmişti ve tek avuç ile bir Erdemli Örnek'in gelişimini yok etmişti. Bu darbe ne kadar güçlüydü? Belki de sadece Ölümsüz İmparator onun gibi zirve varlığı bastırabilirdi!

Hangi miras veya tarikattan olurlarsa olsunlar oradaki büyük karakterler ürperti hissetti. Alp Dağı'na karşı şu andan itibaren küstahça davranmayacaklarına dair yemin ettiler.

TIpkı Ağaç Ata'nın dediği gibi sıradan Erdemli Örnekler şöyle dursun, bir Tanrı Hükümdarı bile önemsemezdi.

O anda İkinci Ata yere çömeldi. Onun örnek seviyesine ulaşması kolay değildi, ama şu an gelişimi kolayca yok edilmişti. Yaşamı sona yaklaşıyordu.

Ağaç Ata sakince ilan etti: "Git ve Kutsal Ata'na söyle. Şu andan itibaren eğer Huangfu Klanıcndan biri Alp Dağı'ma tek adım atmaya cüret ederse klanınızı yok ederim!"

Herkes bu ilanın ardından nefeslerini tuttu. Kimse tek bir ses çıkarmaya cesaret edemedi. Gücünü bildiklerinden Huangfu Klanı'nı yok etmesinin zor olmadığını biliyorlardı.

En sonunda ata Alp Dağı'ndan öğrenciler tarafından çıkarıldı. Bir Erdemli Örnek'in hayatı bu şekilde sona ermişti.

Daha sonra Akçaağaç Kral hızlıca atmosferi hafifletti ve misafirler ile konuştu: “Hadi, devam edelim.”

"Şeytan atasına sonsuz yaşam diliyoruz..." Konukların çoğu anında kadehlerini kaldırdı ve şükranlarını sundu.

Ağaç Ata gülümsedi ve kadehini karşılık olarak kaldırdı.

Ziyafet neşeli kahkahalar ve canlı atmosfer ile devam etti.

***

Huangfu Klanı Lideri Peri Ming ile karşılaştıktan sonra Huangfu Klanıcna dönmedi ve imparatorluk ailesinden birkaç haber almak için Simya Krallığı'nda bekledi.

Ancak günler geçse de aile cevap vermedi. Peri Ming de mesaj göndermedi ve bu da onu oldukça rahatsız etti. Şu ana kadar imparatorluk ailesinin bu meseleyi umursamadığını fark etmişti. Her ne kadar bundan çok umutlu olmasa da onların önemsediği şeyin imparatorluk ailesi tarafından umursanmaması onu oldukça hoşnutsuz yapmıştı.

Ancak ne yapabilirdi? İmparatorluk ailesi ile karşılaşmak bile zordu.

"Enişte, bu kadar endişeli olmana gerek yok." Klan lideri endişeyle volta atarken yanındaki yakışıklı genç konuştu. O baskıcı bir auraya sahipti ve odada oturuyordu.

Bu genç adam Dünya Sütunu Hükümdar Xian Miao'ydu. O genç nesil arasında oldukça popülerdi. Hem politik olarak yetenekliydi hem de gelişim olarak üstündü. Diğer hükümdarlar arasında bile oldukça etkisi vardı.

En önemlisi Xian Klanı'ndan geliyordu ve bu Simya Krallığı'nın ana dalından ayrı bir daldı. Çok uzak bir nesilde en eski ataları imparatorluk ailesinde yüksek bir konuma sahipti.

Daha sonralar bu ata imparatorluk ailesinden ayrılmış ve kendi bölgesinin hükümdarı olarak kendi dalını başlatmıştı.

Her ne kadar Dünya Sütunu Hükümdar'ın konumu büyük olsa da doğrudan imparatorluk ailesi iel kıyaslanamazdı. Ancak en eski ataları hala imparatorluk ailesinin içindeydi ve yer altında gömülüydü.

Huangfu Klanı Lideri durdu ve usulca iç çektikten sonra konuştu: "Nasıl endişeli olmayabilirim? Hoe'er korkunç şekilde öldü ve o küçük şu an Huangfu Klanı'mın kafasına basıyor!"

"Simya Krallığına karşı gelenlerin sonu iyi olmaz!" Dünya Sütunu Hükümdarı'nın gözleri korkutucu bir öldürme arzusu ile şiddetlendi.

Klan lideri tonunu derinleştirdi: "Bu insan küçüğü kesinlikle affetmeyeceğiz. Ne olursa olsun onun kafasını Hoe'er'e sunacağız!"

O anda bir öğrenci girdi ve hızlıca konuştu: "Lordum, bir ata geldi.”

"Ata mı? Hangi ata?" Klan lideri bunu duyduktan sonra biraz sersemledi. Hangi Ata'nın ortaya çıktığını bilmiyordu.

Sonsuz deniz kadar geniş bir aura odayı süpürdü. Bir Tanrı Hükümdara ait olan yenilemz bir aura havaya nüfuz etti. Kimse bu devasa güce karşı çıkamazdı.

Ne klan lideri ne de Dünya Sütunu Hükümdar bu auraya dayanamadı ve anında secde etti!

"Kutsal Ata..." Klan lideri titremesine engelleyemedi ve ekdni gözlerine inanamadı. Kekeledi: "Ata, s… Siz de mi ortaya çıktınız?"

“Evet.” Gelen kişi soğuk bir ifadeye ve korkutucu bir auraya sahipti. Konuştu: "İkinci Ata'nın gelişimi yok edildi ve çok fazla zamanı kalmadı."

"Ne..." Bu haber klan liderinin ruhunu korkuttu. Onun için bu göklerden gelen bir yıldırımdan farksızdı.

"Bu... Bu nasıl olabilir?" Klan lideri dehşet içindeydi. Kısa süre önce en genç ata Dev Bambu Ülkesi'nde can vermişti. Şimdi de İkinci Ata gelişimini kaybetmişti. Bu klanlarına büyük bir darbeydi.

"Yine o Küçük Li!" Gelen kişi soğukça konuştu: "Ağaç Ata onu destekledi ve diğer elderleri öldürüp İkinci Ata'yı sakat bıraktı!"

"Alp Ağaç Atası!" Klan lideri yere düşmekten kendini alıkoyamadı. Bu haberleri duyduktan sonra kendine gelemedi.

Taş Tıp Dünyası'nda Ağaç Ata'nın kudretini bilmeyen kim vardı? Zirve bir varlık olarak ne kadar korkutucu olduğunu kim bilmiyordu? Bu dalkavukluk değildi, Simya Krallığı gibi bir dev bile ona karşı saygılıydı.