Bölüm 715: Anlaşma

Ağaç Ata kızgın değildi. Bunun yerine Li Qiye'ye baktı ve derin bir tonla cevapladı: "Genç Asil Li, Ye Qingcheng'in bile dao koruyucusu olmam için bana istekte bulunduğunu biliyor olmalı. Üstelik onunla gitmem bile gerekmiyordu, tek yapmam gereken gelişimi sırasında hatalarını belirtmemdi. Bunu yaparak bana ustası gibi ibadet edecekti."

"Ye Qingcheng? Kim olduğunu bilmiyorum.” Li Qiye düz şekilde konuştu: "Ayrıca ben, Li Qiye, kimsenin kıyaslanamayacağı biriyim. Ağaç Ata, dürüst olacağım, sen bir Tanrı Kral, bir zirve varlık olarak anılabilirsin. Gerçekten inanılmazsın. Ancak gerçek yenilmezliğe ulaşmadan önce gitmen gereken çok uzun bir yol var."

Genç Efendisi bu sözleri söylediğinde Madam terlediğini hissetti. Dar görüşlü olan biri anında kızıp onları bastırırdı.

Ancak Ağaç Ata sinirlenmedi. Başıyla onaylayıp konuştu: "Genç Asil Li'nin sözleri doğru. Ben Taş Tıp Dünyası'nda bile rakipsiz değilim."

Li Qiye doğrudan konuya girdi: "Ağaç Ata, şöyle söyleyeyim, eğer birinin gerçekten benim için çalışmasını isteseydim Dev Bambu Ülkesi'nde olduğum zaman Dev Bambu'yu aydınlatabilirdim. Beni takip etmek için fazlasıyla istekliydi, sence sen mi yoksa Dev Bambu mu güçlü? Bunu yapmamamın tek nedeni bu dünyada sonsuza kadar varlığını sürdürmesini istemem. Aslında Ağaç Ata'nın bana bağlılık yemini etmesine gerek yok, ben Taş Tıp Dünyası'nda bayrağım altına girecek senin gibi bir iki varlık bulabilirim."

Li Qiye sormadan önce duraksadı: “Senin için bir yer bıraktım, nedenini biliyor musun?”

“Bu konuda net değilim, ama merakla dinliyorum.” Ağaç Ata yavaşça konuştu.

Li Qiye sakince açıkladı: "Nedeni çok basit. İlk olarak yaşlı aşağılık göklere meydan okumak istiyorum. İkincisi İmparatoriçe Hong Tian! Her ne kadar onun mirasından bir parça alsan da bir gün İmparator Bastırma Sanatı'nın beni takip ederek sayısız ırka bir iz bırakacağını umuyorum!"

Ağaç Ata bu cevap karşısında biraz şaşırdı. Birçok spekülasyonu vardı, ama hiçbiri bu nedene yaklaşamamıştı.

Ağaç Ata derin bir nefes alıp konuştu: "Genç Asil Li benden ne yapmamı istiyor?"

Li Qiye cevap verdi: "Koşulum oldukça basit. Bayrağım altında bir general konumunu sana bırakacağım! Gelecekte Dokuz Dünya'yı ve sayısız ırkı benim için süpürmeni istiyorum!"

Madamın kalbi bunu duyduktan sonra hızlandı. Bu ne kadar otoriter bir hırstı? O anda Genç Efendisi'nin tüm ırkların gururla üzerinde durduğunu görebiliyordu.

"Demek Genç Asil Cennet'in İradesi'ni sırtlayıp Ölümsüz İmparator olmak istiyor!" Ağaç Ata konuştu: "Ancak rakipleriniz çok fazla. Göksel Varlık Ye Qingcheng, İmparatorluk Sınırı Mei Aonan... Bunlar bu neslin en güçlü adayları. Bana göre ikisi de sıradaki imparator olabilir."

"Ölümsüz İmparator?” Li Qiye gülümsemeden edemedi. "Benim için Ölümsüz İmparator sadece bir başlangıç. Ağaç Ata, beni diğerleri ile kıyaslamana gerek yok. Dahiler veya periler fark etmez, onlar benim yolumda durmadıkları sürece onları umursamam. Ancak benim yolumu engellerlerse merhamet etmeden katledilirler!"

Madam bu cevap karşısında çarpık şekilde gülümsedi. Ye Qingcheng ve Mei Aonan kimdi? Genç nesilde kimse onları küçümsemeye cüret edemezdi ama Genç Efendisi onları önemsemiyordu.

Ancak Genç Efendisinin gelecekte o ikisine tepeden bakacağına kesinlikle emindi.

Li Qiye sordu: "Ağaç Ata, burada hepimiz mantıklı kişileriz. Çabuk ve dürüst olalım. Sadece bir kelime, evet mi, hayır mı?”

Ağaç Ata gözlerindeki bilge parlaklık ile Li Qiye'ye baktı. Diğerleri o an Li Qiye'yi çok övünen biri olarak görebilirdi. Ancak Ağaç Ata kimdi? Li Qiye onun seviyesindeki birinden bağlılık yemini istemişti. Bu çok mantıksız ve düşünülemez bir şeydi!

"Pekala, madem Genç Asil Li kendine bu kadar güveniyor, o zaman bu yaşlı adam bir kumar oynayacak. Umarım Genç Asil beni hayal kırıklığına uğratmaz." Ağaç Ata en sonunda ciddiyetle konuştu.

“Bir gün bu kararın ne kadar akıllıca olduğunu anlayacaksın. Bu hayatın boyunca verdiğin en iyi karar." Li Qiye oldukça sakindi. Sanki Ağaç Ata gibi bir varlığı bayrağı altına almak büyük bir şey değildi.

Ağaç Ata'nın anlaşmayı kabul etmesi Madam'ı şaşırttı. Bu Alp Ağaç Atası'ydı, Taş Tıp Dünyası'ndaki iki büyük şeytan atasından biri ve diğerlerinin 'Tanrı Kral' dediği biriydi!

Eğer dünya Ağaç Ata'nın Genç Efendisine katıldığını bilirse büyük bir karmaşa yaratırdı. Öncü olarak bir Tanrı Kral... Bu ne kadar zalimane bir şeydi? Böyle bir manzara karşısında herkes şok olurdu.

Kısa süre sonra Ağaç Ata ve Li Qiye aynı anda gerçek kader yemini etti. Ağaç Ata her zaman Li Qiye'ye sadık olacağına yemin etti.

Yeminler edildikten sonra Li Qiye Ağaç Ata ile konuştu: “Çok iyi, başlayacağız. Beni oraya götür.”

Bir anda Li Qiye ve Ağaç Ata parladı ve anında kayboldu. Madam nereye gittiklerini bilmiyordu. Orada sessizce dönüşlerini bekledi.

Ağaç Ata Li Qiye'yi Alp Büyük Damarı'nın en derin kısımlarına götürdü.

Orada sanki okyanusun çevresinde dönen sınırsız dünyevi enerji vardı ve bir Ejderha yatıyordu. Ancak Li Qiye'nin dikkatini çeken bunlar değildi, o daha önce birçok büyük damar görmüştü.

Onun dikkatini çeken önündeki yıldırım dünyasıydı. Bu geniş alanda inanılmaz miktarda büyük kökler vardı. Onlar iç içe geçmişti ve sonsuz yıldırım dünyasını en dehşet verici hapiste sarmışlardı.

Bu kalın yıldırım çizgileri çıldırmış Ejderler gibi her yere saldırıyordu. Sanki bu dünyadaki en tehlikeli ve korkutucu yer burasıydı. Bu yer elektrik alanı gibiydi. İçeri giren biri anında yok edilirdi.

En korkutucu şey ise bu yıldırımın büyüsel rünlerden oluşmasıydı. Onlar bir araya gelerek bu dünyadaki her şeyi delip yok edebilecek fasıllar oluşturmuştu.

Ağaç Ata önündeki yıldırım alanına baktı ve Li Qiye ile konuştu: "Burası hayatımı azalttıktan sonra gökler tarafından bırakılan son musibet. Her ne kadar onu bastırmayı başarsam da tamamen dağıtamadım. Yıldırım alanı benim azılı düşmanım. Benim tüm bastırma yöntemlerimi kırıp geçiyor."

"Baskından kurtulması şaşırtıcı değil. Yaşlı aşağılık gökler sana müsamaha göstermeyecek." Li Qiye yıldırım alanına baktı ve konuştu: "İmparator Bastırma Sanatı senin mirasınken yaşlı aşağılık göklerin hayatını kesmesi buna karşı gelen bir şey. Bu yıldırım alanının içindeki fasıl ve rünler senin mirasının tersi. Onlar gelişimin ile mücadele ediyor,  nasıl olur da onu yok edebilirsin?"

"Başlangıçta, tam olarak anlamadım. Daha sonra sonunda içindeki etkileri de anladım.” Ağaç Ata nazikçe iç çekti ve konuştu: "Ne yazık ki zaman beni beklemedi. Eğer göklerin hayatımı kesip atacağını bilseydim daha fazla hazırlık yapardım. Ancak yaşam daralışımın ardından kan enerjim büyük ölçüde hasar aldı ve zirve durumuna ulaşamadı. Onu umutsuzca bastırabildim, ancak bu yerden tek bir adım dışarı atmaya bile cüret edemiyorum."

“Merak etme. Bu musibet ile ilgilendikten sonra gelişim yapabileceksin. Alp Büyük Damarı gerçekten iyi bir konum. Yeterli zaman ile birlikte bu yerdeki dünyevi enerji seni zirve durumuna geri getirecektir." Li Qiye yıldırım alanına bakarken konuştu.

Ağaç Ata da başıyla onayladı. Burada bu kadar yaşabilme nedeni büyük damardı. Aksi halde ne kadar cennete karşı gelici olursa olsun şu ana kadar yaşayamazdı.

"O zaman başlayalım!” Li Qiye Ağaç Ata ile konuştu.

Ağaç Ata hızlıca konuştu: “Bir şey hazırlamamız gerekiyor mu? Eğer hazine veya ruhsal ilaç gerekliyse söylemeniz yeterli."

“Gerek yok, şimdi başlayacağız.” Li Qiye kafasını salladı.

Ağaç Ata kendini hazırlarken ifadesi biraz değişti. Gök gürültüleri duyulurken dallar gevşemeye başladı.

"Boom!” Yıldırım alanı ağacın baskısından kurtuldu ve anında dışarı doğru patladı. Bir anda kendi farkındalığına sahipmiş gibi Li Qiye'ye doğru göğü kaplayıp ikisini de yok etmek istiyormuş gibi ilerledi.

Ağaç Ata bile bu devasa yıldırım dalgalarının karşısında panikledi. Savunma bariyeri olmadan anında yanıp kül olacaklardı.

"Açıl!" O anda Li Qiye kükredi. Ana sarayı ileri uçtu ve bir patlama ile birlikte sarayı sanki bir dünya açtı.

Yaşam ağacı gür ve yemyeşildi, yaşam kazanının alevleri kavurucuydu ve yaşam sütunu göğe yükseldi. Kükremeler ile birlikte yaşam sütununun rünleri döndü ve antik bir rün oluşturdu.