Bölüm 712: Alp Ağaç Ata

Araba daha fazla görülemediğinde biri söylemeden edemedi: "Bu Li Qiye... O sadece bir küçük, neden Ağaç Ata ile görüşüyor? Ustam Antik Fildişi Hükümdarı Simya Alemi'nin geçmiş neslinin en yetenekli şeytan hükümdarı, ama o bile Ağaç Ata'yı göremedi."

"Dev Bambu Ülkesi'nin İlahi Muhafızı nedeniyle mi? O ve ağaç  ata dünyamızın iki şeytan atası, bu nedenle olabilir. Madam Zi Yan ve Li Qiye o ülkeden, bu nedenle Ağaç Atası'nın onları görmek istemesi garip değil." Yaşlı bir gelişimci düşündü.

Birçok konuk bunun mantıklı olduğunu hissetti, sonuçta Ağaç Ata'nın diğer şeytan atasının soyundan gelenleri görmek istemesi normaldi.

Araba ahşap köprü boyunca ilerledi. Gıcırdayan sesler duyulsa da yolculuk çok pürüzsüzdü. Arabanın zirveye ulaşması çok uzun sürmedi.

Tepedeki dünyevi enerji okyanus kadar genişti. Her şey canlı maviye boyanmıştı ve bu bölge büyük bir okyanus gibiydi. Her ne kadar tepe büyük olmasa da bu bölgenin ilkel gücü gibi hissediliyordu.

Tepenin üzerinde çok sayıda yıl geçiren yaşlı bir çam ağacı vardı. Milyonlarca yıldır burada kökleşmişti ve hiçbir şey onu sarsamazdı.

Li Qiye'nin gelişi ile birlikte ağacın altında oturan yaşlı adam kalktı ve onu gülümseyerek karşıladı: "Genç neslim kuyudaki kurbağa kadar cahil ve Genç Asil Li'nin sıradışı olduğunu anlayamadı, bu nedenle sizi gücendirmiş olduk. Lütfen onları affedin.”

Bu yaşlı adam ünlü Ağaç Atası'ydo. Arkasındaki yaşlı çam ağacı gerçek bedeniydi.

Bir yabancı bunu duysaydı yanlış anladıklarını düşünerek tamamen sersemlerdi. Ağaç Ata gibi bir karakter Li Qiye'den özür diliyordu!

"Merak ediyorum da bu sizin fikriniz miydi, yoksa öğrencileriniz bu kararı kendi başlarına mı aldı?” Li Qiye sakince arabasında otururken Ağaç Ata'ya baktı.

Ağaç Ata da ona baktı ve gerçek bir gülümseme ile cevapladı: "Küçük Akçaağaç iyi niyetliydi. Genç Asil Li'nin benim problemimi çözeceğini düşündüğü için Genç Asil Li'yi tutmak istedi. Eğer birini suçlayacaksanız beni suçlayın lütfen. Bu bizim Alp Dağı'mızın hatası.”

Li Qiye kıkırdadı ve arabadan indi. Boğasına hafifçe dokunduktan sonra konuştu: "Mmm, biraz samimiyet hissediyorum. Tazminatlara gelince, bunu düşüneceğim.” Bunu dedikten sonra Ağaç Ata'nın yanına oturdu.

Ağaç Ata kenarda duran İmparatorluk Drako Boğası'na baktı ve övmeden edemedi: "Ne ilahi bir yaratık! Gerçek Ejderha'ya dönüştüğünde onunla kıyaslanamayız." Diğerleri bunu anlayamayabilirdi ama Ağaç Ata bu boğanın bir Gerçek Ejderha'nın soyuna sahip olduğunu anında anlamıştı. Bu sırada boğa Ağaç Ata'nın övgüsünü görmezden gelip sakince olduğu yerde durdu.

"Sadece Genç Asil Li gibi büyük bir adam böyle ilahi bir canavarın ustası olabilir." Ağaç Ata Li Qiye'nin yanında otururken hafifçe gülümsedi.

Aynı anda Madam Zi Yan da Li Qiye'nin arkasına geçerek bekledi. Her ne kadar bir büyük şeytan ve kral olsa da statüsü ve kimliği Ağaç Ata ile konuşmak için yeterli değildi.

Li Qiye Ağaç Ata'ya baktı ve gülümsedi: "Zeki kişiler ile konuşmak daha kolay. Geçmiş konulara gelince, onlar artık benim için önemli değil. Madem benimle görüşmek istedin, konuya girebiliriz. Hemen konuya girmek istiyorum.”

Ağaç Ata Li Qiye'ye baktı ve konuşmadan önce iç çekti: "Ben sayısız yıldır yaşıyorum. Taş Tıp Dünyası'nda Dev Bambu İlahi Muhafızı dışında korkarım kimse benim kadar yaşamadı. Milyonlarca yıldır birçok kişi gördüm, ancak Genç Asil Li'yi hatırlamıyorum."

"Beni çok fazla kişi çözemez, bu yüzden aldırma." Li Qiye sakince konuştu.

Ağaç Ata devam etmeden önce biraz düşündü: "Belli bir problemim var ve Küçük Akçaağaç sizin Dev Bambu İlahi Muhafızı ile konuşabildiğinizi duymuş, bu nedenle sorunumu çözebilir mi diye muhafızın durumunu bilmek istedi. Ancak bana göre Küçük Akçaağaç bu konuda yanlış düşünüyor. Aynı problem muhafız için geçerli değil. Her ne kadar ikimiz de iki büyük şeytan atası olarak anılsak da Kıdemli İlahi Bambu'nun benim problemimi paylaşmadığını biliyorum."

"Bu konuda haklısın.” Li Qiye cevap verdi: "Sen gerçek bir şeytan atasısın. ancak Dev Bambu değil."

Ağaç Atası hafifçe başıyla onayladı ve ekledi: "Bu nedenle Küçük Akçaağaca işlere yanlış baktığını söyledim. Bana göre problemi çözmek için gerçek yöntem Kıdemli Dev Bambu ile konuşma yeteneğiniz değil, doğrudan sizsiniz Genç Asil Li. Simya daonuz üstün, bu nedenle bugün problemimi çözebilir misiniz diye görmek için sizi buraya davet ettim."

“Bu konuda yanılıyorsunuz.” Li Qiye kafasını salladı ve açıkladı: “Senin sorunun simyacılar tarafından çözülebilecek bir şey değil. Buraya otururken ilaç kokusu aldım. Eğer hatalı değilsem son zamanlarda problemini teşhis etmek için buraya Simya Krallığı'ndan eski simyacılar çağırmışsın."

Ağaç Ata sersemledikten sonra hayret içinde övdü: "Genç Asil Li gerçekten anlaşılmaz. Gerçekten simya daosunda eşsiz olmaya layık..." Bu noktada başıyla onayladı ve itiraf etti: “Benim durumum çok iyimser görünmüyor. Son zamanlarda giderek kötüleşiyor, bu nedenle yaşlı simyacıdan yardım istemekten başka seçeneğim kalmadı. Ne yazık ki o da güçsüzdü."

"Görünüşe göre bana oldukça güveniyorsun." Li Qiye kıkırdadı.

Ağaç Ata da gülümsedi ve konuştu: "Genç Asil Li'nin hapları yemek yapıyor gibi yapabildiğini duydum. Simya Krallığı'ndan olanlar bile böyle bir üstün hap arıtma yeteneğine sahip olmadığından size olan umudum oldukça yüksek."

"Sorununu çok iyi biliyorum.” Li Qiye bunu önceden biliyor gibi konuştu: "Cennet birinin hayatının sona ermesini istediğinde kimse bundan kaçamaz. Bu doğanın bir parçası."

"Gerçekten inanılmaz, incelemeden önce sorunu biliyorsunuz. Siz inanılmaz bir doktorsunuz.” Li Qiye'nin sözlerinin ardından Ağaç Ata'nın ifadesi değişti.

Li Qiye gülümseyerek konuştu: "Bunun iyi bir doktor olmakla ilgisi yok. Bu bir musibet, en azından sadece senin gibi bir varlık böyle bir musibete dayanabilir."

"Biri tanrının eleminden kurtulabilir ancak kimse kendi getirdiği felaketten kurtulamaz." Ağaç Ata çarpık şekilde gülümsedi ve konuştu: “Bu nedenle, bu yaşlı hayatım Genç Asil Li'ye bağlı. Eğer bana yardım edemezseniz korkarım ki daha fazla yaşayamayacağım."

Bunu duyan Li Qiye'nin yanındaki Madam şok oldu ve konuşmak zorunda kaldı: "Ağaç Ata İlahi Muhafızımız gibi değil mi? Siz bu dünyada on milyonlarca yıl yaşayamaz mısınız?"

"Hayır, ben Kıdemli Dev Bambu gibi değilim. Ben bir şeytanım, ama kıdemli değil." Ağaç Ata kafasını hafifçe salladı ve konuştu: "Kıdemli Dev Bambu farkındalık kazanmayı seçmedi ve bu dünya tarafından zincirlenmedi. Duygusuz olarak o ölümsüz bir bambu, Zarif Masmavi Büyük Damar'da kökleşmiş bir ağaç. O ölümsüz bir bambu olarak yaşamaya devam edebilir."

"Ama Kıdemli de Alp Büyük Damarı'nda kökleşmiş." Madam konuşmadan edemedi:

Ağaç Ata gülümsedi: "Doğru. ben de bu büyük damarda kökleştim. Ancak benim farkındalığım var ve ben bir şeytanım. Her ne kadar damara kökleşmem üç beş nesil yaşamamı sağlasa da en sonunda ölmeye mahkumum."

Li Qiye sırıttı ve yorumladı: "Mmm, en fazla üç nesil daha yaşayabilirsin, bu yüzden biraz isteksizsin."

Ağaç Ata üzgün bir gülüş ile cevapladı: "Genç Asil Li, lafı ağzımdan aldı. Her ne kadar çok sayıda ilahi tekniğe sahip olsam da büyük damara kökleştikten sonra onunla bir olmam gerekti. Alp Büyük Damarı'nın uzandığı milyonlarca millik bölgede istediğim gibi dolaşabilirim, ama onu terk edemem. Avatarım bile bunu yapamaz.”

"Kıdemli dışarı çıkmak mı istiyor?” Madam zeki bir kişi olduğundan Ağaç Atacnın niyetini anında anladı.

Ağaç Ata hafifçe başıyla onayladı: "Aynen öyle, nesillerdir yaşıyorum ama Alp Dağı'ndan hiç çıkmadım. Birkaç yıl daha yaşayabiliyorken dışarı çıkıp hayatımın sonuna kadar pişmanlık duymadan dünyayı görmek istiyorum."

"Ne yazık ki o yaşlı, aşağılık göklerin gücünü küçümsedin." Li Qiye bir kez daha kıkırdadı.

Ağaç Ata da gülümsedi: "Aslında uzun yıllar yaşadım ve ilk kez göklerinin birinin ömrünü kestiğini gördüm. Bu yerden gitmek istiyorum ama bunun için ana kökümü kesmem gerekiyor. On binlerce yılın ardından bunun için hazırlanmıştım..."

Madam bunu duyduktan sonra sarsıldı. Ağaç Ata gibi kişiler için ana kök yaşamından çok farklı değildi. Kendi kökünü kesmek için nasıl bir çaba ve bedel ödemesi gerekliydi?

Ağaç Ata devam etmeden önce bir anlığına duraksadı: "Her şey ana kökümü keserken sorunsuz gidiyordu. Ancak son anda yüksek gökler hayatımı sona erdirmek isteyen kudretli bir musibet gönderdi. Benim seviyemdeki birinin Cennet'in İradesi'ni elde etmek için bir Ölümsüz İmparator olmak istemesi dışında karşı gelemeyeceği hiçbir musibet olamazdı. Ancak bu musibet benim ömrümü kesebilecek kadar kudretliydi ve ilk kez bu seviyede bir musibet gördüm."