Bölüm 695: Bir Kral İlacı sadece Bir Çöp

avatar
3456 12

Emperor’s Domination - Bölüm 695: Bir Kral İlacı sadece Bir Çöp


 

Bölüm 695: Bir Kral İlacı sadece Bir Çöp

 

"Gerçekten bahse girmek ister misin?” O noktada Li Qiye gelişigüzel şekilde sakin ve rahat ifadesi ile Hap Kralı'na baktı.

 

Aniden Hap Kralı kızardığını hissetti. Taş Çiçeği sahip olduğu en iyi ruhsal ilaçtı.

 

Her ne kadar Gök Toynağı Dağ Geçidi'nden gelse ve elderler tarafından fazlasıyla değer görse de üçüncü nesil bir genç öğrenciydi. Nasıl olur da kolayca bir kral ilacı çıkarabilirdi?

 

O anda Hap Kralı çoktan bir kaplana bindiğinden inemiyordu. Gök Toynağı Dağ Geçidi'nin bir öğrencisi olduğundan bilinmeyen bir simyacıya karşı pes ederse bundan sonra nasıl yaşayacak yüzü olurdu? Hap arıtma yeteneklerine güvenip bir bahse girmek istedikten sonra makul bir Kral İlacı çıkaramadıktan sonra hepsi anlamsızdı.

 

"Bir Kral İlacı, haksız mıyım? Dağ Geçidi'mizde de bunlardan var." O anda farklı bir ses ovada duyuldu: "Teng'er, onunla bahse gir."

 

(Ç.N: Teng ismi muhtemelen. Anlamı Sarmaşık.

 

"Demek Dağ Geçidi'nden bir elder." Birçok kişinin ifadesi bu sesi duyduktan sonra değişti. Onlar bu tür bir bahsin bir Gök Toynağı elderini rahatsız etmesini beklemiyorlardı.

 

"Teşekkürler, Usta." Hap Kralı bu sesi duyduktan sonra heyecanlandı ve hızlıca sesin geldiği yöne doğru eğildi. Ustası arkasındayken çok daha cesurdu.

 

Gerçekten de bir anda bir Dağ Geçidi öğrencisi geldi ve ona bir tıbbi kutu teslim etti. Açtıktan sonra içinde bir Gümüş Akçaağaç olduğu anlaşıldı.

 

"3 milyon yıllık Gümüş Akçaağaç ve Taş Çiçeğim senin 3.67 milyon yıllık Akçaağacına karşı." O anda Hap Kralı iki tıbbi kutuyu ileri itti. Bu iki kök ile Li Qiye'nin çimenine karşı bahse girmek istiyordu.

 

Her ne kadar Hap Kralı ikiye bir vermiş gibi gözükse de durum bu değildi. Yaşlı bir Kral İlacı çok daha değerliydi. Bazen bedel ikiye bile katlanabilirdi.

 

"Benim de katılmama ne dersiniz?” O anda gururlu bir ses duyuldu. Bir kişi ileri çıktı ve anında herkesin önünde belirdi.

 

Heybetli ve görkemli bir ivme taşıyordu. Bu Dev Bambu Ülkesi'nde dayak yemiş olan Huangfu Hao'ydu. Ancak şu anki görünüşünden yola çıkıldığında yaraları çoktan iyileşmişti ve kan enerjisi harika bir şekilde yürüyebiliyordu.

 

Li Qiye kaşlarını çattı ve konuştu: "Ne oldu, son ders yeterli gelmedi mi? Hala beni provoke etmeye cüret mi ediyorsun? Bu gerçekten çok cesurca!”

 

Huangfu Hao'nun ifadesi Li Qiye'nin sözlerinin ardından anında battı. Bu sözler eksi yaraları yeniden açmıştı. Li Qiye tarafından iki kez dövülmüştü. İlki Golem Meydanı'nda Li Qiye'nin para saçarak onu nefessiz bıraktığı zamandı. İkincisi de Simya Bahçesi'nde ilk başta Li Qiye'yi bastırmak isterken başkentten uçurulduğu zamandı. Eğer atası bizzat ona yardım etmeseydi belki de şu an hala yatalaktı.

 

Bu mesele Huangfu Hao'yu geçrekten aşağılamıştı. Li Qiye'ye soğukça kanasusamış gözleri ile baktı ve konuştu: "Eğer gece yarısına kadar ölmeni isteseydim kesinlikle şafağı göremezdin."

 

Huangfu Hao'nun Li Qiye ile arasında reddedilemez bir sorun vardı. Li Qiye onu küçümsemekle kalmayıp klanından bir ata da dahil olmak üzere bazı kişileri öldürmüştü. Klanları, Li Qiye'nin kanı bu rezaleti yıkamak için kullanılmadığı sürece bu konunun kapanmasına kesinlikle izin vermeyecekti.

 

Bu nedenle Huangfu Hao öldürme arzusunu saklamak için hiçbir çaba sergilemedi. Eğer Ağaç Ata'nın doğum günü olmasaydı şu an çoktan Li Qiye'yi öldürmeyi denerdi.

 

"Haklısın, eğer gece yarısına kadar ölmeni isteseydim şafağı göremezdin." Li Qiye yavaşça gülümsedi ve yanıtladı: "Bu cümleyi iyi hatırla."

 

"Güzel!" Huangfu Hao soğukça konuştu ve ardından konuşmadan önce agresif şekilde güldü: "O zaman hayatlarımızla bahse girmeye ne dersin? Cesaretin var mı?"

 

Hiç şüphesiz Huangfu Hao Li Qiye'nin canı için buradaydı. Herkesin önünde Li Qiye'yi öldüremeyecek durumdaysa bile bahse girip Li Qiye'yi öldürebilirdi.

 

Her ne kadar birçok simyacı sorunları çözmek için simya karşılaşmaları kullansa da hayatlarını çok az ortaya koyarlardı.

 

"Hayatlarımızla bahse mi gireceğiz?" Li Qiye Huangfu Hao'ye tek gözü ile baktı ve yanıtlamadan önce kıkırdadı: "Kendini çok fazla büyütüyorsun. Benim hayatım oldukça değerlidir, paha biçilemez diyebilirim. Sen kendi değersiz varlığınla benim hayatım için bahse girmek mi istiyorsun? On hayatın bile olsa benimki kadar değerli olmayacaktır."

 

Li Qiye düşmanlarına karşı kendini tutmayan biriydi. Onları sözlü şekilde bile öldüresiye dövebilirdi.

 

"Sen..." Huangfu Hao Li Qiye'ye bakarken kızardı.

 

Li Qiye ona bakmak için çok tembeldi. Yavaşça konuştu: "Benim için değersiz yaşamın bir Kral İlacı ile bile kıyaslanamaz. Kendini fazla büyütme. Hayatının ederi ne kadar?"

 

Li Qiye'nin sözleri Huangfu Hao'nun kızgınlıktan kan kusmak istemesine neden oldu ama Li Qiye onu önemsemedi. Li Qiye nazikçe elini salladı ve konuştu: "Eğer bahis için bir hazine çıkaramıyorsan buradan defol git. Başkası ile aramdaki bahse karışmaya çalışma. Ben bu Gök Toynağı mı ne haltsa, onlara güzel bir tokat yapıştırmak istiyorum."

 

Li Qiye'nin sözleri herkesi suskun bıraktı. Hepsi bu adamın çok kibirli olduğunu hissetti. Huangfu Klanını gücendirmekle yetinmeyip tüm Dağ Geçidi'ni de kışkırtıyordu. Sanki bu dünyada herkesi gücendirmek istiyormuş gibiydi.

 

"İyi, iyi, çok iyi, küçük hayvan. Hayatını bağışlayacağım ve kafanın yerinde bir süre daha kalmasına izin vereceğim." Huangfu Hao soğukça konuştu: "O zaman seninle bahse girerim. Tek korktum başka bir kral ilacı çıkaramayacak olman, o kadar."

 

Ardından bir ilaç kutusu çıkardı. Kutuyu açtığı an içindeki Madımak Bitkisi gözüktü. Tıbbi kokusu havaya nüfuz ederek herkesin temizlenmiş hissetmesini sağladı.

 

"3,5 milyon yıllık madımak.” Huangfu Hao dudak büktü ve konuştu: "Eğer başka bir Kral İlacı çıkaramıyorsan değersiz hayatınla bahse girmeni umursamam."

 

Huangfu Hao kızgınlığını geçirmek için Li Qiye'yi küçümsmeeye odaklanmıştı. Onun köpek hayatını alma işi daha sonrayı da bekleyebilirdi.

 

"Bir Kral Madımağı, harika." Gelişimciler böyle bir bitkiyi gördüklerinde şaşırdı. Bir kişi haykırmadan edemedi: "Huangfu Klanı'nın zenginliği kesinlikle övgüye layık, gerçekten bir simya klanı olmaya layıklar."

 

Birçok simyacı için böyle bir Kral İlacı hayatlarında belki de elde edemeyecekleri bir şeydi.

 

Ancak Huangfu Hao gibi biri için bu farklıydı. O Huangfu Klanı'nın varisiydi ve yüksek statüye sahipti. Üstelik klan büyük bir güç ve zenginliğe sahip bir klandı. Üstelik Simya Krallığı ile bir evlilik ittifakları vardı.

 

Bunlardan dolayı birçok kişi Huangfu Hao'un bir Kral İlacı çıkarmasına şaşırmamıştı.

 

Aniden tüm gelişimciler nefeslerini tuttu. Giderek daha fazla kişi Dao Hissediş Tepesi'nde toplanarak olayları izliyordu.

 

"Şu anda başka bir kral ilacı gerçekten çıkaramam." Li Qiye Huangfu Hao'a baktı ve elini sallayarak konuştu: "Farklı bir öğeye ne dersin?”

 

"Ben de  çok zengin olduğunu düşünmüştüm.” O anda Sarmaşık Hap Kralı burnundan soludu ve konuştu: "Kibirli aptal, sadece bir Kral İlacı ile övünüyor. Bugün sana kıyasla bu dünyanın ne kadar zengin olduğunu öğreneceksin."

 

"Sadece değersiz hayatını bahis olarak kullan gitsin.” Huangfu Hao ekledi: "Bugün kısa çöpü çekeceğim ve köpek hayatına karşılık bu Kral İlacı kökünü bahse koyacağım."

 

"Biraz iyi niyet göstermek istemiştim ama siz kendiniz kaşındınız." Li Qiye yavaşça konuştu: "Yanımda başka bir karli lacı olmasa da farklı şeyler var."

 

Bunu dedikten sonra farklı bir ilaç kutusu çıkardı. Kutu açıldığı an bir kan enerjisi herkesin yüzüne doğru fırladı. Sesler duyulurken bir ruhsal ilaç içinde mühürlü şekilde ortaya çıktı.

 

Kutudaki ruhsal ilaç görüldüğü an biri aniden atladı ve dehşet içinde haykırdı. "N... Ne... Ne tür bir imparatorluk ilacı bu?"

 

O anda Li Qiye kutuyu yavaşça kapadı ve konuştu: "Sadece sizin gibi yoksul dilenciler kral ilaçlarını hazine gibi görür ama onlar lahanalar kadar yaygın şeylerdir. Ben her yere çöp taşıyamam, bu gerçekten saçma olur. Burada 5.38 milyon yıllık bir ruhsal ilaç kökü var. Başka bir kral ilacı çıkarmadığım için biraz sergilemek adına böyle şeyler çıkarmaktan başka seçeneğim yok."

 

"İmkansız..." Oradakiler bir kez daha sessiz hale geldi. Kral İlaçları ne tür şeylerdi? Birçok kişi için onlar paha biçilemezdi. Ama şu an Li Qiye'nin elinde onlar sanki lahanadan farksızdı. Bu çok eziciydi.

 

Ama ne yapabilirlerdi? Bu adam gerçekten gösterecek paraya sahipti. O demin bir imparatorluk ilacı çıkarmıştı. Üstelik bunu rahat ve sakin bir ifade ile yapmıştı, sanki bu bile ona göre çöptü. Büyük bir zenginlik ile nereye giderse gitsin kibirli davranabilirdi.

 

Huangfu Hao'nun ifadesi aşırı çirkinleşti, ama bunun hakkında hiçbir şey yapamadı. Huangfu Klanı'nın varisi olsa bile bu Kral İlacı'nı çıkarmak onun limitiydi. Üstelik bu kök kuzeni Simya Krallığı'ndan Ming Yexue için bir hediyeydi. Ona yaranmak istiyordu ama bugün bunu bahis olarak kullanmak zorunda kalmıştı.

 

Yine de bu kumarı kazanacağından emindi. Ancak bu kendine güveni Li Qiye'nin imparatorluk ilacı çıkardığını gördüğünde nefessiz hale geldiğinden sarsıldı.

 

O anda Hap Kralı hem kıskandı hem de düşmanlığa boğuldu. Gözleri kıskançlıktan kızarmadan edemedi. O Dağ Geçidi'nin bir öğrencisiydi. Bu iki imparatorlu bir tarikattı! Ama o bile isimsiz bir simyacı kadar olamazken nasıl olur da kıskançlıktan çıldırmazdı?

 

Eğer burası Alp Dağı olmasaydı, çoktan Li Qiye'yi canlı yakalayıp tüm ruhsal ilaçlarını ele geçirmeye çalışırdı.

 






Giriş Yap

Site İstatistikleri

  • 43990 Üye Sayısı
  • 398 Seri Sayısı
  • 44158 Bölüm Sayısı


creator
manga tr