Bölüm 667: Yuan Caihe

avatar
4172 12

Emperor’s Domination - Bölüm 667: Yuan Caihe


 

Bölüm 667: Yuan Caihe

 

Li Qiye yeryüzünü incelerken dağ sırası boyunca sessizce yürüdü. Bu yer herhangi bir karmaşa olmadığından sakindi. Li Qiye bunun Tanrı Kral'ın çabaları nedeniyle olduğunu biliyordu. Göksel Tepe’de olduğundan uçmadı, ölçmeye ihtiyaç duyduğu için hedefine doğru yavaşça ilerledi.

 

Göksel Tepe o anda oldukça tepelikti ve seyrek bir nüfusa sahipti. Burası canavar ve kuşlar için bir bahçeydi. Aynı zamanda bilinmeyenlerle dolu tehlikeli ve dik arazi nedeniyle birçok ruhsal ilaç burada yetişiyordu. Bir Kral İlacın bile burada olduğu söylentileri de vardı, ama şu ana kadar kimse onu yakalayamamıştı. Li Qiye yolunda yalnızca ilerlerken tek bir kişiyi bile göremedi. Bu yerde tek bir gelişimci bulmak bile zordu.

 

Li Qiye derin bir ovaya gittiğinde ot toplayan bir kadın gördü. Üstelik o bir insandı.

 

Taş Tıp Dünyası’nda insan ırkından biri ile karşılaşmak kolay değildi. Bu bir Büyüleyici Ruh ile karşılaşmaktan bile daha zordu ve özellikle Göksel Tepe gibi bölgelerde bu böyleydi. 100.000 mil yarıçapı içinde neredeyse kimse olmadığından bir insan ile karşılaşmak bir Kral İlaç ile karşılaşmaktan çok daha zordu.

 

Bu kadın keskinleştirilmiş diken parçalarını vadinin her yerine çiviliyordu. Yer altında gizlenen nadir ruhsal ilaçlardan bazılarını bulmaya çalışıyordu, bu nedenle vadiyi mühürlemeye başlamıştı. Bunu yaptıktan sonra vadiye simya suyu dökmeye başlamıştı. Bu özel su onun tarafından oluşturulmuştu. Çamura döküldüğünde yere giren küçük yılanlar gibi davranıyordu.

 

Kadın ruhsal ilacı yer altından kovalamak ve onu daha önceden hazırladığı tuzağa yönlendirmek için bunu kullanıyordu.

 

Li Qiye ovanın girişinin önünde durdu ve kadının her hareketini izledi. Bu kadın Li Qiye'nin orada olduğunu biliyordu, ama ona dönüp gülümsedikten sonra yer altındaki ilacı kovalamaya tamamen odaklandı.

 

Li Qiye bu manzaraya gülümseyerek bakarken kadına göz attı. O yaygın bir elbise giyiyordu ve bu ona oldukça zarif bir görünüş kazandırıyordu.

 

O zarifti ve parlak gözlerinde en ufak bulutluluk yoktu. Bedeni ovadaki bir nilüferin aurasına sahipti. Berrak ve narindi. Sakin bir tavır taşıyordu ve nazik bir yeşim hissi veriyordu.

 

Diğerlerinin gözünde bu kadın herkes tarafından hayran olunan bir mücevher olurdu. Ona bakanlara sakinlik hissi verirdi.

 

Li Qiye orada durdu ve onun her hareketini izlerken zevk aldı. Bu dünyada birçok güzellik görmüştü, ama en çok bu kız gibi zarif ve sıcak tiptekileri takdir ederdi.

 

Ovanın içindeki ruhsal ilaç kadın tarafından sonunda dışarı çıkarıldı. Dumanlı bir mor renge sahip bir ruh köküydü. Dışarı çıktığı an yerden çıkan bir mor bulut parçasına dönüştü ve ardından çiçek açtı. Bu bir Yedi Taç Yapraklı Tek Çiçek ruhsal ilacıydı.

 

Ancak yerden çıktığı an kadının daha önce hazırladığı tuzağa düştü. Bir pop sesi ile birlikte anında mühürlendi ve kaçma girişimleri başarısız oldu.

 

Kadın onu yakaladıktan sonra gülümsemeden edemedi. Hızlıca yaklaştı ve onu bir hazine kabına koymak istedi.

 

"Yavaşla, yavaşla.” Hareket etmek istediğinde Li Qiye konuşmaya başladı: "Üçüncü taç yaprağın altındaki öldürücü auraya dikkat et."

 

Li Qiye'yi duyduktan sonra kadın duraksadı ve dikkatlice üçüncü taç yaprağa doğru baktı. Bu taç yaprağın durumunu gördükten sonra ürpermeden edemedi. Ardından bir ilaç şişesi çıkardı ve bu yaprağa yaklaştırdı.

 

Yaklaştığı an ilaç şişesi bir mavi sis çıkardı ve yaprağı sardı. Bir başka pop sesiyle birlikte bir ağustos böceği kanadı kadar ince bir zehirli böcek şişeye düştü.

 

Kadın onu hızlıca şişeye mühürledi ve ağır bir rahatlama nefesi aldı. Her şeyin iyi olduğunu belirledikten sonra çiçeği sonunda kaba koydu Çiçeğin güvende olduğunu doğruladıktan sonra sonunda rahatladı.

 

"Dao Kardeşim, hatırlatma için teşekkür ederim." Kadın ovadan çıktı ve Li Qiye'ye yaklaşarak şükranlarını ifade etti.

 

Li Qiye gülümsedi ve konuştu: "Bu öneml bir şey değil. Senin simya yeteneklerin ile bu zor olmamalı, sadece biraz daha zahmetli olurdu."

 

Kadın parlak bir parıltıya sahip bir gülümseme sergilerken konuştu: "Göksel Tepede bir ırkdaşım ile karşılaşacağımı düşünmemiştim, bu nadir bir fırsat. Ben Sakin Bahçe’den Yuan Caihe'yim, adınızı öğrenebilir miyim?"

 

Li Qiye gülümsedi ve sakince cevap verdi: "Li Qiye.”

 

Li Qiye'nin sakin olduğunu gördükten sonra Yuan Caihe biraz şaşırdı. Li Qiye gülümsedi ve devam etti: "Sakin Bahçe’yi biliyorum, Taş Tıp Dünyası’nda Simya İmparatoru Tian Weng tarafından başlatılan bir simya mirası."

 

Yuan Caihe biraz utansa da neşeli kendine güvenini kaybetmedi ve gülümseyerek konuştu: “Beni bağışlayın...”

 

Yuna Caihe bu dünyadaki dört simya dahisinden biriydi ve Sakin Bahçe’nin varisiydi. Bahçe Simya İmparatoru Tian Weng tarafından Taş Tıp Dünyası’nda kurulmuş ünlü bir simya mirasıydı.

 

Her ne kadar Sakin Bahçe dünyevi meselelerden uzak dursa da simya daoları Bailian Klanı kadar ünlüydü. Üstelik bitki yetiştirme sanatları bu dünyada rakipsiz şekilde bir numara olarak görülüyordu.

 

Kendini ortaya çıkarmasından kısa süre sonra Yuan Caihe'nin ünü her yere yayılmıştı. Her ne kadar sessiz ve diğerleri ile mücadele etme isteği olmayan huzurlu biri olsa da çiçek yetiştirme konusunda modern çağda rakipsizdi.

 

Şan kazanmaya çalışmamasına rağmen birçok büyük güç ve imparatorluk mirasına üstün ilaçlar yetiştirmede yardım ettiğinden dörr simya dahisi arasına katılmıştı.

 

Taş Tıp Dünyası’ndaki simyacılar aşırı belirgindi ve dört dahiden biri olarak onun ismi özellikle gelişimciler arasında herkesin bildiği bir şeydi. Onun ismini duyan herkes şaşkınlık veya heyecan hissederdi, ama Li Qiye hala sakindi. Bu gerçekten Yuan Caihe'yi biraz şaşırtmıştı. Onun cevabını duyduktan sonra Sakin Bahçe’yi bilse de onun kim olduğunu bilmediğini anladı.

 

Yine de o açık zihne sahip parlak bir kadın olduğundan böyle bir şeyi umursamadı. Gülümseyerek sordu: "Dao Kardeşim de bir simyacı mı?"

 

Li Qiye'nin karşılaştığı kadınlar arasında onun gülümsemesi en güzel ve büyüleyici değildi ama diğerlerinin kalbini yumuşatan sakin bir his taşıyordu.

 

Li Qiye kafasını salladı ve gülümsedi: "Hayır, simya daosu benim için sadece bir hobi."

 

"Bu mor çiçeğe saklanmış olan şeyi böyle iyi anladığıınza göre hobinizi seviyor olmalısınız." Yuan Caihe gülümseyerek yanıtladı.

 

Li Qiye kıkırdayıp konuştu: "Nadir durumlarda bazı araştırmalar yaptım ama Simya Bahçesi'nin bir numaralı bitki yetiştirme sanatları ile karşılaştırılamam."

 

Yuan Ciahe güldü ve nazikçe kafasını salladı: "Övgünüz çok fazla. Kardeş Li daha önceki konuyu çok fazla düşünmemeli."

 

Li Qiye başka bir şey söylemedi, sadece gülümsedi. Eğer Li Qiye'yi tanıyan biri bu manzaraya şahit olsaydı böyle bir manzara karşısında şok olurdu. Li Qiye'nin mütevazı davranması batıdan doğan güneş gibiydi. Onu tanıyanlar Li Qiye'nin 'mütevazı' kelimesinin ne anlama geldiğini bilmediğini bilirdi.

 

Li Qiye'nin nadir mütevazılığı Sakin Bahçe'nin gerçekten de bitki yetiştirme konusunda parlak oluşu ve Li Qiye'nin Yuan Caihe gibi kızları takdir etmesi nedeniyleydi. Oldukça iyi bir ruh halinde olduğundan konuşma şekli de daha nazik hale gelmişti.

 

Birlikte yürümeye başladılar. Yuan Caihe, Li Qiye'nin nereye gittiğini sormadı ve farklı bitkilerin büyümeleri hakkında konuşurken onu takip etti.

 

Yuan Caihe simya daosu ve bitki yetiştrme konusunda oldukça özel biriydi. Tüm enerjisini farklı türdeki bitkileri büyütmeye harcıyodu. Bu konudaki otoritesinin Taş Tıp Dünyası’ndaki herkesten yüksek olduğu söylenebilirdi.

 

O gerçekten alanında en iyisi olduğundan dünyadaki diğer simyacılar bile ona bu konuda ayak uyduramazdı. Onun simya bitkileri hakkındaki görüşü gerçekten detaylı ve anlayışlıydı ama Li Qiye kimdi? Eğer simya daosu konusunda iki numara olduğunu iddia ederse bu dünyadaki kimse bir numara olduğunu söylemeye cüret edemezdi. Dört simya dahisi bile ona kıyasla hala eksikti.

 

Onun bu konudaki büyük bilgisi nedeniyle Yuan Caihe oldukça heyecanlıydı, özellikle Li Qiye bazı konularda kendi düşüncelerini söylediğinde Yuan Caihe'nin gözlerindeki ışık aydınlanıyordu.

 

Oldukça özverili bir kadın olarak Li Qiye ile oldukça iyi anlaştıı ve daha önce onunla tanışamadığı için pişman oldu. Li Qiye'ye diğerlerine söylememesi gereken en değerli bilgileri bile söylemeden edemedi.

 

Ancak Yuan Caihe gibi biri için ona ayak uyduran bir arkadaş ile karşılaşmak zordu. O zirvede yalnızdı. Diğer simyacılar bu konu hakkında onunla uzun süre sohbet edemiyordu, ama şu an yeni karşılaştığı bu arkadaşına simya daosu hakkındaki tüm sorularını ve anlayışlarını söyleyebiliyordu.

 

Li Qiye de ona bu konu hakkında bazı fikirler verdi. Bitki yetiştirme konusunda uzun yılların getidiği bilginin ardından onun fikirleri paha biçilemez hale gelmişti. Bunları başkalarına kolaylıkla vermezdi, ama yine de Yuan Caihe'ye söylemişti.

 

Aynı zamanda uzun zamandır çözülmemiş sorularının bazıları bugün Li Qiye'nin düşüncelerinin ardından cevap bulduğundan Yuan Caihe hem mutlu olmuştu hem de korkmuştu.

 






Giriş Yap

Site İstatistikleri

  • 44263 Üye Sayısı
  • 398 Seri Sayısı
  • 44158 Bölüm Sayısı


creator
manga tr