Bölüm 657: Kritik Dönemeç

Madam Zi Yan'ın kararının çılgınca olduğunu hissettikleri an Huangfu Atası başkentin dışından konuştu: "Kraliyet Lordu Zi Yan, Huangfu Klanı’mızın varisi sinsi bir saldırıya uğradı ve sarayınızın içinde ağır yaralandı. O sizin konuğunuzdu, ancak onu korumakta başarısız oldunuz, ayrıca saldırganı koruyorsunuz. Ülkeniz Huangfu Klanı’ma karşı çıkmak mı istiyor? Bize bir açıklama vereceğinizi umuyorum. Aksi halde sarayınıza bizzat bir ziyarette bulunacağım!"

O anda Huangfu Atasının dev figürü ortaya çıktı. Her ne kadar başkente henüz girmese de devasa gölgesi ve görkemli Erdemli Örnek aurası tüm başkenti bastırmak için yeterliydi.

Bir Erdemli Örnek’in sesi başkentte yankılanabileceğinden herkes onun sözlerini duyabilmişti.

Bir Erdemli Örnek'in varlığı engindi. Sesi başkente ulaştığı an her bir kelimesi şehirdeki herkesin kalbinde patlayan bir çekiç gibiydi. Çok sayıda kişi bu varlığı hissetti ve geriye doğru sendelemeden edemedi.

"Huangfu Klanı'ndan bir ata..." Önceki nesilden bir Cennetsel Egemen başkentin dışındaki kudretli figürü gördükten sonra korkmuş bir şekilde haykırmadan edemedi.

Hunagfu Atası’nın bizzat şehri kuşattığını bilen çok sayıda gelişimci korkudan soldu. Başkenti tek gecede terk edenler bile olmuştu. Korku hissetmeleri anlaşılabilir bir şeydi. Sonuçta aniden bir Erdemli Örnek ortaya çıkmıştı. Bu zayıf gelişimcilerin dayanması için çok fazlaydı.

Huangfu Klanı'nın ani kuşatması birçok vatandaşın bir felaketin yakınlaştığını düşünmesine neden oldu.

"Neler oluyor? Huangfu Klanı ile iyi bir ilişkimiz yok muydu? Neden şimdi bizi kuşatıyorlar?” Birçok kişi Huangfu Atası’nın kızgınlığı karşısında titredi.

Birkaç şey bilen bir gelişimci konuştu: "İlk Genç Asil Huangfu Hao'ya birkaç gün önceki saraydaki partide bir şey olduğunu duydum. Ne olduğunu bilmiyorum ama başkentten uçurulmuş. Her ne kadar hayatta olsa da ağır yaralı, bu nedenle sadece yatakta kalabilir. Şu anda tek bir saniye bile ayakta duramıyor."

"Huangfu Hao ağır yaralanmakla kalmadı ayrıca Qing Klanı’ndan Qing Yu da Simya Bahçesi’nde öldürülmüş." Daha da fazlasını bilen bir gelişimci ekledi.

"Tam olarak ne ters gitti? Parti bir ölü ve bir yaralı ile nasıl sonuçlandı? Üstelik onlar ünlü genç dahiler." Bu bilgiyi duyduktan sonra birçok gelişimci korktu ve bir fırtınanın yaklaştığını hissetti.

Gerçekten de Huangfu Atası başkentin dışında sorun çıkarıyordu ve Qing Klanı da kendi sözlerini iletmişti.

"Majesteleri, oğlum kraliyet partisine katıldı ve simya bahçesinde korkunç şekilde can verdi, ancak Majesteleri bir bildiri bile göndermedi. Onun katili hala özgür ve bir konuk olarak ağırlanıyor! Milyonlarca yıldır Qing Klanı’mın önemli katkıları olmasa da kan dökülmüş çabaları hala buradadır ancak oğlum şu an ölü! Majesteleri ise katile ev sahipliği yapmaya devam ediyor. Bu herkesin kalbini üzüp dünyadaki yetenekleri uzaklaştıracaktır. Majestelerinin Qing Klanı’na adalet teslim etmesi gerekli!" Qing Klanı duruşunu ortaya koydu.

O anda sadece hükümete karşı tavırlarını ortaya koymakla kalmayıp tüm ülkeye bu konuyu haber edeceklermiş gibi davrandılar. Bu Qing Klanı’nın mesajından sonra gerçekten gerçekleşti. Tüm ülke her yere yayılan dedikodular ile birlikte kargaşa içine girdi. Bir dalga her yere vurdu.

Birçok mesaj tüm ülkede dolaştı. Üstelik birçok vatandaş şu anki Kraliyet Lordu Madam Zi Yan'ı eleştiriyordu.

"Majesteleri dürüstlüğü ve yeteneklere olan sevgisi ile ünlüdür. Herkes onu bilge bir yönetici olarak övüyordu ancak şu an bir katile ev sahipliği yapıyor! Bu onun itibarını olumsuz etkilemez mi?” Aniden sokaklarda, her türlü han ve çay dükkanında herkes bu konuda konuşur oldu.

Bu haberler çok hızlı yayıldı ve her türden söylenti oluşmaya başlarken en sonunda bu söylentiler başkente geri döndü.

"Majesteleri ve katilin özel bir ilişkisi olduğunu duydum. Onun koruması nedeniyle katil kanunları önemsemeden hareket edebiliyormuş!"

"Majestelerine tarafsız ve bilge bir hükümdar demiyorlarmıydı? Majesteleri katili nasıl koruyabilir?"

"Hah, çünkü bilmiyorsun. Bu övgüler sadece yabancıların görmesi için. Bu meseleden bile biri bunların hepsinin siyasi bir şey olduğunu görebilir."

Söylentiler giderek sertleşti. Bilinmeyen amaçlara sahip olan gizli yardımcılar ülkeye kaos getirmeye çalıştı.

Bir haberci dudak büktü: "Madam Zi Yan yetenekleri seviyor, insancıl ve alçak gönüllü, bu nedenle tahta çıkabildi. Hah, bana göre ülkeyi çoktan kendi malı olarak görüyor. Şu an tahtı sarsıntıda olmadığından istediği gibi davranıp gerçek yüzünü ortaya çıkardı. İnsan hayatını çöp gibi görüyor ve Dev Bambu’nun refahını düşünmeden istediği şeyi yapabilir."

Her türlü mesaj gönderilmişti. Başka biri belirtti: "Düşünün bunu, sadece bilge ve erdemli olan biri ülkeyi yönetebilir... Bu öncülümüz tarafından oluşturulmuş bir düzen ve milyonlarca yıldır devam ediyor. He ne kadar Qing Klanı doğrudan kul olmasa da klan ülkeye mutlak derecede sadık ve övgüye değer katkılarda bulundu.”

"Ülke ne zaman tehlikede olsa Qing Klanı onu korumak için öne çıkardı. Böyle kahramanlara sahip bir ailenin varisinin ölümü adaletsizce olamaz. Bu klanın açıkça yok olmasını istemek gibi, nasıl olur da herkes şikayet etmeden durabilir?”

“Dev Bambu Ülkesi’nde bilge ve erdemli olanın yönetmesi konusunda bir gelenek olduğundan eğer Kraliyet Lordumuz bilge değilse ve kendi kazançları için gücünü kullanarak diğerlerine çöp gibi davranıyorsa tahtın değişmesi gerekir."

Söylentiler basit olmaktan çıktı, niyetleri açıktı.

Tek gecede sadece başkentin sokakları değil tüm ülke söylentiler ile doldu. Fırtınanın yaklaştığı ve büyük bir türbülans getireceği açıktı.

O anda bilgili gelişimciler bu meselenin basit olmadığını fark etti. Huangfu Klanı kuşatma başlatmıştı ve ardından Qing Klanı adalet aramıştı. Şimdi ise söylentiler her yere yayılmıştı ve bu birçok kişinin huzursuz ve belirsiz hissetmesine neden olmuştu.

Zeki gelişimciler bu durumun yetersiz şekilde kontrol altına alınmaya çalışılırsa tüm ülkenin bir karmaşa içine düşeceğini fark etmişti. Uzun süren bir savaş bile söz konusu değildi.

Gerçekten de Qing Klanı adalet için haykırdıktan sonraki gün Qing Klanı’nın lideri birçok kişiyi başkente getirdi. Girmeden önce haykırdı: "Oğlum korkunç bir şekilde can verdi. Majesteleri suçluyu teslim edin ve bu meseleye karışan herkesi cezalandırın. Qing Klanı’ma adalet verin!"

"Qing Klanı’nın bir cevaba ihtiyacı var.” Qing Klanı’ndan olanlar başkente geldiğinde ülkedeki birkaç miras da görüşünü ortaya koydu. Bazıları ilan etmek için öğrencilerini başkente gönderdi: "Qing Klanı adil bir muameleyi hak ediyor.”

"Boom!" Qing Klanı’ndan olan kişiler başkente ulaştığı an gökyüzüne kadar ulaşan alevlere sahip bir kazan sanki bir Ateş Tanrısı ortaya çıkmış gibi her yeri aydınlattı.

"Az önce ne oldu?” Dev Bambu Ülkesi’nin en uzak bölgelerindeki kişiler bile büyük kargaşayı hissetti. Böyle bir momentumun başkentten gelmesi tüm gelişimcilerin bunu hissetmesine neden oldu.

"Qing Klanı’ndan Hap Kralı’nın ortaya çıkmak üzere olduğunu duydum. Qing varisi korkunç şekilde ölmüş ve Qing Klanı adaletsiz bir muameleye maruz kalmış. Hap Kralı ortaya çıkmak için Kan Çağ Taşlarını kırmayı bile önemsemiyordur." Kısa süre içince bu korkutucu haber başkentte yayıldı ve sanki bu senaryo daha önceden planlanmış gibiydi.

"Hap Kralı ortaya çıkmak üzere mi? Başka bir Erdemli Örnek başkente gelmek üzere!" Bu antik unvanı duyan önceki nesilden birkaç gelişimci ürperdi.

Efsanelere göre Hap Kralı parlak bir simyacı olan bir Qing Atası'ydı. Hap Kralı’nın gelişiminin Cennetsel Kral Alemi’nde durduğu söylense de hap arıtmada oldukça yetenekliydi, bu nedenle çok sayıda malzeme topladıktan sonra birbiri ardına haplar yapabilmişti. Kader haplarını yemek gibi yedikten sonra Cennetsel Kral Alemi’ni geçip Erdemli Örnek Alemi'ne adım atmıştı.

Huangfu Atası’nın gelişi ve Hap Kralı’nın ortaya çıkışı bazı klanların tek günde tüm desteğini göstermesine neden oldu. Bu da ülkedeki birçok büyük gücün titremesine neden oldu.

"Bir isyan olacak mı?” Bir kişi mırıldandı: "Dev Bambu ülkenin tahtı sahibini değiştirmek üzere mi?!”

Dev Bambu milyonlarca yıldır güçlü kalmıştı. Kraliyet lordunun tahta çıkışının düzeni öncülleri tarafından oluşturulmuştu. Kimse bu temeli sarsamazdı.

Ama şu anda başkent kuşatma altındaydı ve birçok kişi çılgınca düşüncelere sahipti, Qing Klanı’nın ani tavrı sadece varisleri için adalet arayışı değildi. Açık bir şekilde söylemek gerekirse bu lider değiştirmek için güçlü bir çağrıydı.

"Acaba Madam Zi Yan bunu halledebilecek mi?” O anda birçok göz imparatorluk sarayına döndü. Her ne kadar Qing Klanı şu anda agresif bir momentuma sahip olsa da madam ülkede hala büyük bir üne sahipti. Üstelik halkı tarafından sevilip destek görüyordu.

Ancak birçok kişi tarafından sevilmesi nedeniyle birçok kişi endişeliydi: "Hap Kralı bile ortaya çıkıyor!"

Bu haber saraya ulaştığında birçok hükümdar kızdı ve şok oldu. Birkaç gün içinde çok fazla iniş ve çıkış yaşandı. Altta yatan bir plan olduğu açıktı ve bu on sekiz hükümdara büyük bir stres yaşatıyordu.

O noktada madam her şeyi ona bıraktığı için hepsinin dikkati Li Qiye üzerindeydi.

Ancak o tek bir şey bile yapmamıştı. Sanki hiçbir haber duymamış gibiydi. Ülkede olan her şey hükümdarlar tarafından Li Qiye'ye bildiriliyordu. Buna rağmen o hala rahattı, sanki meseleyi umursamıyordu.

Böyle bir durum hükümdarları aşırı gergin bir hale getiriyordu. Birisi Madam Zi Yan'ın işleri devralmasını istedi ancak madam sadece gülümsedi ve konuştu: "Genç Asil Li'ye güvenmemiz gerek."