Bölüm 644: Efsanevi Ölümsüz Nektar

“Ölümsüz Nektarı'mız...” Madam Zi Yan çarpık şekilde gülümsedikten sonra on sekiz hükümdara baktı ve sordu: “Herhangi bir Şeytan Hükümdar daha önce bizim Ölümsüz Nektarı'mızı gördü mü?”

Bu sadece bir efsane olduğudan herkes sessizleşti, bir hikayede Dev Bambu Ülkesi'nin üstün hazinesi olan Ölümsüz Nektar'dan bahsedilmişti. Ancak onu daha önce kimse görmediğinden dolayı bu kesinlikle bir efsaneydi.

Kraliyet Lordlarının hiçbiri bu efsaneye veya nektarın varlığına inanmıyordu. Bu şüphe inanmak için görmek gerektiğinden şaşırtıcı değildi.

Hükümdarlar sessizdi, ne diyeceklerini bilemiyorlardı ve Madam Zi Yan da buna dahildi. Bu gizemli nektarın aşırı inanılmaz olduğu söyleniyordu.

Aslında Madam Zi Yan onun varlığına inanıp inanmaması gerektiğini bilmiyordu çünkü saraydaki kayıtlar onun varlığını doğruluyordu. Ancak konumu ve elde etme yöntemi bilinmiyordu. Kraliyet Lordu olarak birçok kayıt okumuştu ancak onun konumu hakkında bir ipucu bulamamıştı.

“Bu Ölümsüz Nektar...” Başka bir Şeytan Hükümdar acı bir şekilde güldü: “Onun var olup olmadığını kim bilir. Kimse daha önce görmediğine göre Genç Asil Li'yi böyle bir şey kullanarak cezbetmek zor olur.”

Kartal Şeytan Hükümdar konuştu: “Tam olarak öyle değil. Her ne kadar birçok araştırma boşa olsa da hala dokunulmamış bir yer var.”

Tüm hükümdarlar bunu duyduğunda birbirine baktı. Antik Çam sesini derinleştirerek konuştu: “Kardeş Kartal, Bambu Bahçesinden mi bahsediyor?”

“Aynen öyle! Bambu Bahçesi! Eğer ülkemizde gerçekten bu Ölümsüz Nektarı varsa muhtemelen Bambu Bahçesindedir.” Kartal cevap verdi.

Farklı bir hükümdar kafasını sallayıp konuştu: “Yalnızca gökler bilir. Bambu Bahçesi'ne daha önce kim girebildi ki? Geri adım atıp orada olduğunu düşünsek bile bu sadece aynanın içindeki içecekler ve suyun yüzeyindeki ay gibi olur.”

Tüm hükümdarlar onaylama ile başlarını salladı. Bu gerçekten böyleydi, nesillerdir ülkenin hiçbir öğrencisi Bambu Bahçesi'ne girememişti.

O kutsal ve yasaklı bir yerdi. Orası dev bambunun kökleştiği imparatorluk sarayının arkasındaki aşırı eski bir bahçeydi.

Onun arkasında oldukça yararlı bir konum olan Zarif Gök Mavisi Dağlar vardı. Günümüzde bile bu dev bambu Dev Bambu Ülkesi'nin İlahi Muhafızı'ydı ve ülke ismini ondan almıştı. Ancak öncüllerinin dışında kimse bu bahçeye girememişti.

Gelecek öğrenciler ne kadar güçlü olurlarsa olsunlar, Erdemli Örnek bile olsalar bahçeye giremiyorlardı.

Bambu Bahçesi hakkında birçok söyenti vardı. İçlerinden birisi bu bambunun Ölümsüz Dünyası'ndan geldiğini ve bir ilah tarafından dikildiğini söylüyordu. İlah onu diktikten sonra ağacın bahçesinin çevresini mühürlemişti. Bu ölümsüz bambu gidrerek büyümüş ve güçlenmişti. En sonunda şu anki boyutunu aşmış ve bir ilah haline gelmişti.

Bambu Bahçesi'nin mührü zayıflamamış ve bambu ilah olduktan sonra daha da güçlü hale gelmişti. Kimse ona yaklaşamıyordu ve yabancılar bunun nedeni bilmiyordu.

“Girmenin ne kadar zor olduğu önemli değil.” Kartal Şeytan Hükümdar konuştu: “On milyonlarca yıldır çok sayıda simyacı Ölümsüz Nektarı'mız ile ilgilendi ve bunlara Simya İmparatorları da dahildi. Bir simyacı olarak belki de Genç Asil Li de Ölümsüz Nektarı'mız ile ilgilenir. Eğer bu efsanevi nektarı ona söz verirsek belki kalmayı kabul edebilir. Bahçeye girip giremediği onun kendi meselesi. Ancak eğer bunu yaparsa bu ülkemize faydalı olacaktır.”

Hükümdarlar bu konuda bir kez daha düşündü. Kartal Şeytan Hükümdar'ın yöntemi ülke bile nektarın yerini bilmediği için topu Li Qiye'ye atmak gibiydi.

Madam Zi Yan da biraz düşündü ve konuştu: “Bu kötü bir öneri değil.” Ancak ardından kafasını salladı ve devam etti: “Ama bu bir hile ve biz Dev Bambu Ülkesi böyle bir şeye başvurmamalıyız.”

Kartal Şeytan Hükümdar konuştu: “Majesteleri, bu hile olarak kabul edilemez. Biz sadece ona nektarı vaad edeceğiz. Onu aldığı sürece istediği kadarını ona vereceğiz.”

Diğer hükümdarlar bu plan karşısında etkilendi, eğer başarılı olursa ülke bir Simya İmparatoru kazanacaktı!

Ancak Madam Zi Yan bu fikri yine reddetti: “Hayır, bunu yapmayacağız. Genç Asil Li kalsın veya kalmasın fark etmez... Bunu kadere bırakalım. Bu plan ortaya çıktığında ilişkimiz bozulacaktır. Ülkede konuk olarak kalmak istemese bile böyle bir şeyi yapmaya çalışmamalıyız.”

“Ama Majesteleri...” Kartal Şeytan Hükümdar hızlıca dile getirdi.

Madam Zi Yan onun sözlerini kesti: “Genç Asil Li ile konuk simyacı olması konusunda dikkatlice konuşacağım bir zaman bulacağım ve bu konuya Ölümsüz Nektar da dahil olacak. Ancak aldatıcı kelimeler yerine samimi bir şekilde konuşacağım.”

Kartal Şeytan Hükümdar sadece iç çekti ve Madam Zi Yan'ın sıkı tavrını gördükten sonra başka bir şey demedi.

O anda bir görevli rapor vermeye geldi: “Majesteleri. Huangfu Klanı'nın ilk Genç Asili bir görüşme talep ediyor.”

On sekiz hükümdar madama baktı. Yüzünü buruşturdu ve konuştu: “Şu an bir konuk kabul  etmeyeceğiz.”

Görevli yanıtladı: “İlk Genç Asil Simya Konferansı hakkında majesteleri ile görüşmesi gerektiğini söyledi.”

Madam Zi Yan'nin ifadesi ağırlaşırken sesini yükseltti: “Genç Asil Huangfu'ya şu an onu görecek zamanım olmadığını söyle!”

Yıllardır Madam Zi Yan iyi bir üne sahipti ve yeteneklere karşı cömert olduğu ve anı zamanda mütevazı olduğu da biliniyordu. Tüm dünyadaki yetenekli kişileri kazanmaya hevesliydi, bu nedenle böyle davrandığını görmek nadirdi.

Görevli sesini alçaltmadan edemedi: “Ama Huangfu Atası Birinci Genç Asile eşik ediyor.”

Bunu duyan Madam Zi Yan'ın ifadesi aniden soğudu ve on sekiz hükümdarın yüzleri de ekşidi. Antik Çam konuştu: “Huangfu Hao ne yapmaya çalışıyor? Zorla evlilik mi?”

Normalde Madam Zi Yan Dev Bambu Ülkesini temsil etmeki çin konferansa katılacak yetenkli bir ismyacı aratışı içinde olduğunus öylemişti. Herhangi bir yetnekli simyacı bir dtalepte bulunablirdi.

Huangfu Hao da buna dahildi. Dev Bambu Ülkesi'ne sadece Golem Meydanı için değil aynı zamanda Madam Zi Yan'ı görmek için de gelmişti.

Madama onları temsil etmek istediğini ve arzuladıkları sürece kazanacaklarını söylemişti.

Diğerleri onu beşinci simya dahisi olarak gördüğünden bu sözler abartı değildi. Her ne kadar başarıları ve ünü simya daosu üzerinde diğer dördü kadar yüksek olmasa da simya klanından geldiği için kişisel yetenekleri kötü değildi. Dörtlü dışında çok az dahi onunla kıyaslanabilirdi.

Ancak eğer katılmasını istiyorlarsa bir talep sunmuştu. Dev Bambu Ülkesi ve Huangfu Klanı arasında bir evlilik istiyordu ve bu evlilik onunla Madam Zi Yan arasında olacaktı.

Madamın hayranları az olmadığı için bu istek garip değildi. Çekici ve güzel bir Şeytan Kraldı. Ayrıca görünüşü, mizacı, zekası ve gelişimi eleştiriye yer bırakmıyordu. Üstelik birçok kişi için ideal erdemli eşti.

Ancak Madam Zi Yan sıkı bir kararlılık ile Huangfu Hao'yu anında reddetmişti.

Görevlininn sözlerini duyduktan sonra yüzü soğuklaştı. Normalde nazik bir aura taşıyordu ama şu an oldukça öfkeliyken soğuk bir enerji yayıyordu.

Huangfu Hao'nun hareketi göründüğü gibi basit değildi. Onun yanındaki ata ile birlikte buraya konuşmak için gelmediği ve zorlama yolunu seçtiği açıktı.

“Huangfu Atası'nın böyle düşük profil sergileyerek ülkemize gelmesi nadirdir.” Madam soğukça konuştu.

On sekiz hükümdar da öfkelendi. Huangfu Klanı Lideri'nin Huangfu Hao ile birlikte evlilik teklifine gelmesi normal karşılanabilirdi ancak bir atanın gelmesi tamamen farklı bir hikayeydi.

Nasıl olur da büyük güçlerden bir ata kolayca ortaya çıkabilrdi. Böyle bir varlık ona ihtiyaç olacak büyük bir mesele olmadığı sürece yer altında mühürlü olmalıydı. Şimdi ise bu evlilik teklifinin başarılı olması için gelmişti ve bu da Huangfu Klanı ve Huangfu Hao'nun kararlılığını gösteriyordu.

Bir Şeytan Hükümdar soğukça konuşmadan edemedi: “Huangfu Klanı'nın hareketleri dayanılmaz. Dev Bambu Ülkemizin onları durduracak birine sahip olmadığını mı düşünüyorlar? Hmph!”

Huangfu Hao tekliflerini zorlamaya çalışıyordu, nasıl olur da on sekiz hükümdar öfkelenmezdi?

O anda her zaman nazik olan madam duygusuzca ilan etti: “Gitmelerini söyle. Şu an biri ile görüşmeyeceğim!” Bir şeytan Kral olarak enayi değildi!

“Majesteleri korkarım ki en akıllıca hareket bu olmayacaktır.” Kartal Şeytan Hükümdar bir anlığına düşündü. Her ne kadar Huangfu Klanı'nın hareketlerinden hoşlanmasa da tavsiye vermek zorundaydı: “Her ne kadar Dev Bambu Ülkesi Huangfu Klanı ile akraba olmayacak olsa da tüm formaliteleri yok saymamızı gerekecek noktada bizi kışkırtmadılar. Majestelerinin Huangfu Hao ile görüşüp onu kibarca reddetmesi gerekir. Sonuçta böyle ziyaretçiler misafir olarak görülür.”