Bölüm 626: Kibirli Kızla İkinci Karşılaşma

avatar
4117 15

Emperor’s Domination - Bölüm 626: Kibirli Kızla İkinci Karşılaşma


 

Bölüm 626: Kibirli Kızla İkinci Karşılaşma

 

Genç adam anında dudak büktü ve soğuk, ciddi bir bakış ile konuştu: “Bir hizmetçi için biraz cesaretin var! Eğer kim olduğumu biliyorsan benim gibi birinin senin gibi bir hizmetçiyi öldürmesiyle bana bir şey olmayacağını da biliyor olmalısın. Kaybol, efendine diyeceğim daha fazla şey var, bu sayede o da başkentin kime ait olduğunu anlayabilir!”

 

Eğer önceden olsaydı Bai Weng geri adım atardı, ama şu an farklıydı. Li Qiye'nin sinir olmasını ve tüm planlarının bozulmasını istemiyordu.

 

İfadesi sönerken daha sert bir tavır ile konuştu: “Genç Asil Lie Jie, bu yerin kime ait olduğunu tabii ki biliyorum. Burası Majesteleri Şeytan Kral'a ait bir yer! Eğer bu konuda bir sorununuz varsa gidip Antik Çam Şeytan Hükümdar ile bunu konuşabilirsiniz ama şu an buradan gitmenizi rica edeceğim.” Bai Weng kolunu sallayarak konuşmayı sona erdirdi.

 

Bunun ardından genç adamın çevresindeki grubu bir grup öğrenci çevirdi. Onlar arasında Antik Çamın en yaşlı öğrencisi de vardı.

 

En yaşlı öğrenci genç adama soğukça baktı ve konuştu: “Genç Asil Lie Jie, lütfen gidin ve Genç Asil'imizi rahatsız etmeyin. Aksi halde uygunsuz eylemlerim nedeniyle beni suçlayamazsınız.”

 

Genç adamın ifadesi bu tehditin ardından çirkinleşti ama Antik Çam'ın öğrencileri daha fazla olduğundan dezavantajdaydı. Li Qiye'ye soğukça bakarken sakince durdu ve derinden dudak büktü.

 

En sonunda nazik gibi davrandı ve gülümsedi: “Başkent oldukça öngörülemez bir yer. Dikkatli ol aksi halde yardımsız şekilde fırtınaya yakalanırsın. Burada yıllardır yaşayan biri olarak sana arkadaşça bir tavsiye veriyorum, başkentten ayrılman senin için iyi olur.” Bunu dedikten sonra döndü ve gitti.

 

Bai Weng bu tehditler karşısında oldukça hoşnutsuzdu. O gittikten sonra Bai Weng Li Qiye'den özür diledi: “Genç Asil, bu benim eksikiğimden kaynaklandı ve herhangi bir cezayı kabul etmeye hzırım.”

 

Li Qiye ilgisizce konuştu: “Bu sadece küçük bir tartışma, abartmaya gerek yok.”

Bai Weng devam etti: “Endişelenmeyin Genç Asil, bunu Şeytan Kral'a hemen bildireceğim, böylece Lie Klanı'ndan olan kişiler daha fazla Genç Asil'e sorun çıkarmaya cüret edemeyecek.”

 

Bai Weng için Li Qiye eşsiz bir simyacıydı ve hayatta bir kere gelen bir fırsattı. Eğer o mutsuz olur ve giderse Bai Weng bu günahı taşıyamazdı.

 

“Daha fazla sorun mu?” Li Qiye güldü ve konuştu: “Eğer daha fazla sorun istiyorsa bırak gelsin. Ben gerçekten sorun çıkarmayı seven kişileri severim.”

 

Li Qiye'nin sorun çıkarmaması bile bir lütufken diğerleri onu provoke etmek mi istiyordu? Onlar eğer durum buysa yaşamaktan sıkılmış olmalılardı.

 

Bu cevaba rağmen Bai Weng endişeli olduğundan ona hatırlattı: “Genç Asil, o Lie Klanı'nın Genç Asil'iydi. Bu klan Ateş Kaynağına sahip olduğundan başkentte oldukça etkililerdir.”

 

“Ateş Kaynakları mı var?” Li Qiye biraz şaşırdı ve onaylamak için sordu.

 

Bai Weng hızla cevap verdi: “Evet. Lie Klanı hızla zenginleşti ve başkentin ortasında büyük bir toprak ele etti. Duyduğuma göre bu yer altında Ateş Kaynağı olan bir hazine toprağıymış. Bu nedenle bir süredir Lie Klanı her zaman inanılmaz kazanlar üretiyor, simyacılıkta da oldukça iyiler. Başkentte bir simya klanı olarak görülüyorlar.”

 

Li Qiye başkentin altındaki Ateş Kaynağını duyduktan sonra gülümsemeden edemedi.

 

Bai Weng devam etti: “Gerçek şu ki Lie Klanı Dev Bambu Ülkesi'nde büyük bir güç olarak kabul edilmez, güçleri şeytan hükümdarınki kadar yüksek değil. Ancak Lie Klanı ve ülkedeki başka bir simya klanı olan Qing Klanı akrabalar. Bazen imparatorluk ailesi bile Qing Klanı'na samimi olmak durumunda kalıyor. Bu nedenle Lie Klanı bu destekle birlikte çok daha kibirli hale geldi. Ama endişelenmeyin, bu çok önemli değil. Mejestelerinin tek sözü ile Li Klanı Genç Asil'e dokunmaya cüret edemez.”

 

Li Qiye kıkırdadı ve bir şey demedi. Onun için Lie ve Qing klanları daha fazla düşünmeye gerek olmayan küçük karakterlerden oluşuyordu. Eğer bu karakterler zekiyse ondan uzak dururlardı, aksi halde ezici öfkesini tadarlardı!

 

Li Qiye, Shi Hao ve Bai Weng ile birlikte başkentteki mağaza sokaklarını gezdi. Li Qiye bu yoğun caddeyi gördükten sonra gülümsedi.

 

Bu ferah başkentin çok uzun zaman önce sadece çorak bir tepe olduğunu kaç kişi biliyordu? Bir zamanlar bu terk edilmiş bölgede çok az ziyaretçi vardı.

 

Bundan kısa süre sonra da Li Qiye buraya bir bambu ağacı dikip burasının birilerinin toplanabileceği bir yer haline gelmesi için biraz yaşam gücü toplamıştı. Ardından birkaç sene geçtikten sonra Dev Bambu Öncülü ülkesini kurmuş ve başkentini buraya inşa etmişti. Bundan dolayı oluşan büyük şehir içindeki ref bölgesini koruyordu.

 

Bai Weng başkente oldukça aşina olduğundan Shi Hao'ya iyi bir kazan bulmak için Li Qiye'yi birkaç eski dükkâna götürdü. Ancak dükkânları gezdikten sonra onun için uygun bir kazan bulamadılar.

 

Yolculukları sırasında Bai Weng sadece rehber olarak davrandı ve fikrini belirtmeye cüret etmedi. Li Qiye'nin simya yetenekleri onu fazlasıyla aşıyordu, bu nedenle kazan seçme konusundaki görüşü de kesinlikle daha nitelikliydi.

 

Başka bir eski dükkâna gittiler. Bai Weng bir süre ayrılırken Shi Hao ve Li Qiye de dükkânı gezdiler. Dükkân sahibi birkaç kazan önerdi, ancak Li Qiye onlardan hoşlanmadı.

 

Shi Hao'ya gelince o tüm bu süreç boyunca sessiz kaldı. Bir Küçük Simyacı olarak sınırlı bir bilgiye sahipti. Sıradan kazanların bile zaten çok iyi olduğunu düşünüyordu. Büyük arka planlara sahip olanları ise elde etmeye cüret bile edemiyordu. Li Qiye bu alışveriş gezisi sırasında tam kontrol sahibiydi.

 

Etrafa bakmayı bitirdikten sonra Bai Weng tamamen nefessiz şekilde geri döndü. Li Qiye ile hızlı bir şekilde konuştu: “Genç Asil, gidip etrafa sordum. Golem Meydanı'nda bir açık arttırma varmış. Bu büyük açık arttırmanın ilk yarısında bir İlahi Kazan olacakmış. Bir süredir devam etse de bilet bulmayı başardım. Gidip bakmak ister misiniz?”

 

Bai Weng'i duyduktan sonra dükkân sahibi ekledi: “Golem Meydanı'ndaki açık arttırma da bir kazandan çok daha fazla eşya var.”

 

Mağazaya geldiklerinde Bai Weng gizlice mağaza sahibine Li Qiye'nin Antik Çam'ın saygıdeğer bir konuğu olduğunu söylemişti. Başkentte on sekiz hükümdardan biri olan Antik Çam'ı kim bilmezdi? Bu nedenle dükkân sahibi Li Qiye'nin aşırı değerli bir müşteri olduğunu anlamıştı.

 

Dükkân sahibi açık artırmayı anlattı: “O yerde iki kazanın satılacağını duydum. İlki ilk yarıdaki ana satış unsuruymuş. İkincisi de Golem Meydanı onu halka açıklamadığı için bilinmeyen bir kökene sahip. Ancak söylediklerine göre kökeni korkudan öldürtecek seviyedeymiş. Açık artırmanın sonunda satılacak. Sadece saygıdeğer konuklar ikinci yarıya katılabiliyor.”

 

Li Qiye çenesine dokundu ve konuştu: “Korkudan öldürebilecek, hmm?” Bu kazanın ne olduğunu görmek istedi.

 

Bai Weng insanları okumakta iyiydi. Aksi halde Golem Meydanı'na daha fazla bilgi edinmek için gidip Li Qiye için bilet almazdı.

 

“Gitmek ister misiniz Genç Asil?” Bai Weng sordu.

 

Li Qiye gülümsedi ve cevap verdi: “Evet, bu korkutucu kökene sahip kazana bakmalyız.”

Bu yolculuğun amacı Shi Hao'ya bir kazan bulmaktı. Simyacılar için kazan bulmanın en iyi konumları en tehlikeli yerlerdi.

 

Ancak Shi Hao'nın gelişimi sınırlıydı, bu nedenle bu tehlikeli yerlere gidemezdi. Bu sebeple Li Qiye onun için iyi bir tane almaya karar vermişti.

 

Golem Meydanı başkentteki en büyük açık artırma alanıydı. Buradaki tüm eşyalar ya inanılmazdı ya da harika bir kökene sahipti.

 

Herkes oradaki açık artırmalara katılamazdı. Her bir açık artırma sınırlı sayıda bilete sahip olurdu. Sadece bileti olanlar katılabilirdi ve sadece zenginler veya güçlüler bu biletleri elde edebilirdi.

 

Oradan bu kadar kısa sürede bir bilet elde etmek kolay olmadığından Bai Weng'in gerçekten etkileyici olduğu söylenebilirdi.

 

Açık arttırma onlar gelmeden önce çoktan başlamıştı. Dışarıda türlü garip kuşlar ve at arabaları bulunuyordu. Bakıldığında katılanların oldukça etkili olduğu belliydi.

 

Geldikten kısa süre sonra gökyüzünde bir gümbürtü sesi duyuldu ve gökyüzünde uçan bir at arabası meydana indi.

 

Araba durdu ve bir kız dışarı çıktı. Li Qiye'yi gördüğü an gözleri ok kadar keskinleşti.

“Yollar her zaman düşman için dardır!” Kız soğuk bir şekilde söyledi.

 

Bai Weng dehşete düştü ve arabanın üzerindeki işlemeyi gördüğünde bacakları titredi.

Li Qiye sesi duydu ve ona bakan kızı görmek için döndü, ardından sakince sordu: “Sen de kimsin? Seni tanıyor muyum?”

 

Li Qiye'nin tavrı kızın öfkeyle titremesini sağladı. O Li Qiye'nin dün gece tanıştığı kibirli kızdı. Li Qiye'nin onu tanımadığını söylemesi gerçekten biraz abartıydı ama gerçekten onu önemsemiyordu. Eğer onunla bugün karşılaşmasaydı dün gece karşılaşmalarını çoktan unutmuş olurdu.

 

Kibirli kız Li Qiye'nin onu tanımamış gibi davranması nedeniyle çok daha öfkeli hale geldi. Ona karşı geldiği zamandan bile daha öfkelendi!

 

 






Giriş Yap

Site İstatistikleri

  • 43991 Üye Sayısı
  • 398 Seri Sayısı
  • 44158 Bölüm Sayısı


creator
manga tr