Bölüm 551: Eğimli Dağ Çanı

Aziz çocuk ve Kötücül Çocuk çok güçlüydü ve hatta sıradan büyük güçlerden gelen tarikat liderleri ve kraliyet lordlarından bile güçlülerdi. Onların üç kahraman ile aynı çağda doğup onlar tarafından gölgede bırakılması utançtı. Genelde herkes Di Zuo'dan bahsettiğinden ikisi zamanla unutulmuştu.

“Geber!” İkisi birlikte bağırdı. Bir ışık göğe ulaştı ve bir anda dünyevi öz onlar tarafından tamamen emildi. Dünyanın sonsuz daosunun gücü o anda ödünç alınmıştı.

Büyük dao galaksi kadar parlak şekilde onları çevreledi. Kan enerjileri bir fırtına gibi yükselirken ve çevrelerindeki dao dalgalanırken onlara görkemli bir enerji verdi.

“Cennet'in İradesi Gizli Kanunları!” Durumlarını gören kalabalık şaşırdı.

İkisi doğrudan Cennet'in İradesi Gizli Kanunlarını kullanmıştı! Açıkça Li Qiye'yi hemen öldürmek istiyorlardı.

“Açıl!” Onların sanatlarına karşılık Li Qiye kükredi.

“Boom!” Yüksek sesli bir patlama ile birlikte Yaşam Çarkı hızlıca dönerken Yin Yang Kan Denizi açıldı. Sonsuz kan enerjisi Li Qiye'nin bedenine döküldü, sanki bedeni bin denizi tutabilecek kapasitedeymiş gibi gözüküyordu. Kan enerjisi her yere doğru patlayarak binlerce mildeki bulutları dağıttı.

O anda Li Qiye'nin sırtı sanki mavi bir gök taşıyormuş gibiydi. Gölgesinin dokunduğu yerlerde asla batmayan bir güneş vardı. Dokuz dünya aydınlandı ve karanlığın saklanacak bir yeri yoktu. Tüm büyük dao çevresinde dolaşıyordu.

“Bu da bir Cennet'in İradesi Gizli Kanunu!” Li Qiye'nin kendi Cennet'in İradesi Gizli Kanunu'nu kullandığını görenler şok oldu.

Bir büyük karakter oraya baktı ve şaşırmış şekilde haykırdı: “Hayır!” Bu Ölümsüz İmparator Qian Li'nin Gizli Kanunu değil, bu hangisi?”

Herkes Li Qiye'nin Nehri Tarikatı'nın Muhafızı olduğunu biliyordu. Eğer bir gizli kanun kullanacaksa bu Ölümsüz İmparator Qian Li'ninki olmalıydı. Ancak o farklı bir tane kullanmıştı, bu nasıl olur da diğerlerini şok etmezdi?

O anda üç kişi Cennet'in İradesi Gizli Kanunu kullanmıştı. Li Qiye'nin sırtında asla batmayan bir güneş vardı ve bedeni gündüzün vücut bulmuş haliydi. Titanik Hilal Aziz Çocuk'un arkasında devasa bir ilah varken Hayalet Böcek Kötücül Çocuk korkunç bir enerji yayıyordu. Yer Altı Dünyası Kral Böceği alnından çıkıp büyük daonun enerjisini emmiş ve aşırı korkutucu bir kötücül böcek haline gelmişti.

Bir anda üçü gizli kanunlarını kullanarak savaşmayı seçmiş ve bu birçok kişiyi kıskanmış şekilde afallatmıştı. Sadece imparatorluk miraslarının varislerinin böyle kaynakları vardı.

“Boom!” Kötücül Çocuk ve Aziz Çocuk sonunda Li Qiye'ye saldırıya başladı. Kötücül Çocuk'un böceği dünyayı ve içindeki evrensel kanunları tüketirken Aziz Çocuk ilahi bir şekilde ağzını açıp Li Qiye'yi ısırmayı amaçladı.

Bu sırada asla batmayan güneş ve sonsuz enerjisi ile Li Qiye'nin güneşi giderek büyüyordu. Bir anda bu güneş dünyayı tamamen değiştirdi.

“Gümbürtü!”

Bastırıcı ilah ve tüketici böcek asla batmayan güneş ile çarpışıp göğü yardı. Üçü gökte yükseklere sıçradı ve en güçlü momentumlarını kullanarak saldırdı.

“Bang!” Üç gizli kanun nihai kudretleri ile saldırdı. Li Qiye'nin asla batmayan güneşi avantaja sahipken onun tarafından yaratılan yeni dünya anında ilah ile kötücül böceği püskürttü.

“Boom! Boom! Boom!” Gökyüzünde Kötücül Çocuk ile Aziz Çocuk birkaç adım geri gitmeye zorlanırken ifadeleri büyük ölçüde değiliti.

“Dokuz yıldız ve on saray! Görünüşe göre bu güç ile bir Antik Aziz bile bir Büyük Egemen ile savaşabiliyor!” Tüm hayaletler ve büyük karakterler bu manzara karşısında kıskandı.

Zaten herkes Li Qiye'nin dokuz yıldız ve on saraya sahip olduğunu biliyordu ve o gün binleri katletmesini izlerken bunu kıskanmışlardı. Ama şu an Li Qiye tek başına ikisini engellemiş ve avantaja sahip olmuştu. Herkes dokuz yıldız ve on sarayın dehşet verici özelliklerini fark etmişti.

Aziz Çocuk ve Kötücül Çocuk kalabalık tarafından hatırlandıktan sonra dişlerini sıktı. Gözleri Li Qiye'nin başarıları nedeniyle kıskançlıktan kızardı. Büyük Egemen gelişimlerini eğer yapabilselerdi dokuz yıldız ve on saray için anında takas ederlerdi.

İkisi de inanılmaz yeteneklilerdi ama böyle bir başarı elde etmeleri kolay değildi. Di Zuo gibi üstün bir dahi bile dokuz yıldız ve on saraya sahip değildi.

Bu manzarayı izleyen Lan Yunzhu ne diyeceğini bilemiyordu. Kalabalığın şaşkınlığı onun beklentileri içindeydi. Dokuz yıldız ve on sarayın geçmişte kaldığını biliyordu, Li Qiye dokuz yıldız ve on iki saraya sahip olmak üzereydi.

Bu seviyeye ulaştığında dahilerin bir güç olacağını biliyordu. O alemde Di Zuo sadece bir böcek olacakken bu ikisinden bahsetmeye bile gerek yoktu.

“Dokuz yıldız ve on saray!” Titanik Hilal Kutsal Lordu gizlice sövdü. Eğer öğrencisi böyle bir parlak yetenek olsaydı Di Zuo ile yarışmaktan korkması gerekmezdi.

Aziz Çocuk ve Kötücül Çocuk nefret ile doluydu. Bu nefret dokuz yıldız ve on saraya ve ona sahip olan kişilereydi. Bu çıldırtacak bir başarıydı.

Derin nefes alıp Li Qiye'yi durdurmak için bir adım ileri çıktılar. Aziz Çocuk soğukça konuştu: “Li Qiye, pes etmek için hala zamanın var!”

“Kelimeleri boşa harcamayın, öldürme hareketlerinizi yapın. Aksi takdirde daha sonra bir şansın olmayacak.” Li Qiye tembellikle onlara bakarken konuştu.

“Hahahaha, Kardeş Titanik Hilal eğer ölmek istiyorsa ona yardım eli uzatalım!” Kötücül Çocuk uğursuz şekilde güldü.

“Clankk!” Bir sesle birlikte Kötücül Çocuk bir hazine çıkardı. Bu büyük bir çandı ve kafasının üzerinde göğü yer altı enerjisi ile kaplayan korkunç, kafa benzeri hayaletlere sahipti. Bu kafalar çok sefil gözüküyordu ve umutsuzluk içinde haykırırken sanki bu çan onların hayatlarını defalarca arıtmış gibiydi.

“Kötücül Çan!” Hayaletler bu manzara karşısında panikledi. Bir kraliyet lordu yutkunduktan sonra konuştu: “Bu Ölümsüz İmparator Chong Huang'ın en güçlü Yaşam Hazinesi. Onun gerçek kader hazinesinden biraz daha zayıf.”

Farklı bir ırktan gelen başka bir uzman bu çanın kökenini bildiğinden dehşet içinde konuştu. “İmparatorun en kötücül eğilimleri olan silahı olarak adlandırılıyordu bir zamanlar. Bir kabileyi katletmiş ve yüz binlerce yaşamı tüketmişti!”

Bu çan Ölümsüz İmparator Chong Huang'ın favori silahlarından biriydi. Efsanelere göre o bir Sonsuz Kötücül Böceğin kafatasından arıtılmıştı. Bu böcek en acımasız, en kana susamış ve zehirli böcekti. İmparator onlardan birini öldürmüş ve bu kötücül çanı arıtmak için kullanmıştı.

Bu çan ile birçok düşmanını öldürmüş ve rujlarını kullanarak çanı daha da güçlendirmişti. Bu nedenle gökyüzünde bu kadar nefret ve içerleme enerjisi vardı.

Diğer kişiler Kötücül Çocuk'un bir imparator silahına sahip olduğunu bilse de Böcek Kral Mirası'nın en güçlü Yaşam Hazinesi olmasını beklememişlerdi.

“Whoosh!” Zaman ve uzay dalgalandı. Aziz Çocuk daha fazla saklanmadı ve gizli hareketini gerçekleştirirken bir hazine ortaya çıkarttı.

Bu hazine büyük, siyah bir çandı. Kara bir metalden yapılmış gibiydi. Bir bakışta büyük ağırlığı anlaşılıyordu. Çok fazla dış hattı veya rünü yoktu, üzerinde sadece bulutlar ve sis tarafından çevrelenmiş görkemli bir dağ görüntüsü vardı.

Her ne kadar çana oyulmuş çok az şey olsa da dağın görkemi azalmamıştı. Bu çan dokuz dünyayı bastırıyor gibiydi.

“Bu Eğimli Dağ Çanı! Kutsal Bölge her şeylerini ortaya koyup Aziz Çocuk'a çanı vermiş!” İzleyenler bu büyük çanı gördükten sonra şaşkınlık içinde hayran kaldı.

Bu çanı bilen birisi gözlerini devirdi ve sordu: “Bu Ölümsüz İmparator Ju Tian'ın Nekropolis'den elde ettiği cennete karşı gelici hazine mi?”

Başka bir büyük karakter çana basarken cevapladı: “Evet o. Efsanelere göre Ölümsüz İmparator Ju Tian bu çandan büyük faydalar sağlamış. Her ne kadar ona imparator olmasında doğrudan yardım etmese de bu çanın değeri bir Ölümsüz İmparator Gerçek Hazinesi'nden az değil.”

Kalabalık onun da Eğimli Dağ Çanı'nı getirmesini beklemiyordu. Ölümsüz İmparator Ju Tian'ın efsanelerinde bu üstün hazine Hayalet Nehri'nden alınmıştı. Daha sonraları birçok kişi Hayalet Nehrine bu efsane nedeniyle gidip ikinci Ölümsüz İmparator Ju Tian olmak istemişti.

Her ne kadar bir hazine birini imparator haline getirmese de Ölümsüz İmparator Ju Tian gerçekten bu çandan fazlasıyla şey kazanmıştı. Bu çana çok sayıda zaman harcadığı ve bazılarının imparatorun ona sadece bir silah gözüyle bakmadığını söyleyen çok kişi vardı.

Tabii ki bu sadece bir dedikoduydu. Yabancılar onun büyüklüğünü bilmediğinden kimse Eğimli Dağ Çanı hakkında etkileşim kurma şansı elde edememişti.

Bugüne kadar kutsal bölge her zaman bu hazine çanına sahip olmuştu ama şu anda onu Aziz çocuğa vermişlerdi. Aziz Çocuk'un genç Ölümsüz İmparator Ju Tian gibi olmasını ve çanın özelliklerinden birazını kavramasını ummuşlardı.

Kutsal Bölge, Aziz Çocuk çanı tamamen kontrol ettiğinde Di Zuo gibi üstün bir dahiyi tamamen aşabilecek yeteneklere sahip olacağına inanıyordu. Aziz Çocuk da aynı inanca sahipti. Tıpkı imparator atası gibi çanı kontrol etmek ve böylece üç kahraman ile mücadele edebilmek istiyordu!

Li Qiye, Aziz Çocuk'un hazinesine baktı ve gözlerini daraltırken gülümsedi. Dudaklarını yalarken konuştu: “Eğimli Dağ Çanı!”