Bölüm 481: İlahi Kıvılcım Prensesi

“İtaatkâr olun ve...” Küçük kardeş kötücül şekilde güldü. Ancak bir anda gülüşü kesildi.

“Pfuff!” Bir ok gölgesi parladı ve ardından rüzgâr delinme sesi duyuldu. Qiurong Wanxue'nin grubunu çevreleyen öğrenciler haykırmaya fırsatı bulamadan yere düştü.

Hayalet Böcek Kötücül Çocuğun küçük kardeşinin boynu tutuldu ve havaya kaldırıldı. Daha sözünü bile bitiremeden düşmanın eline düşmüştü.

Her şey çok hızlı olmuştu, daha sakinleşemeden böcek miraslarının öğrencileri öldürülmüş ve sadece küçük kardeş hayatta kalmıştı.

Küçük kardeşin boynu tutulduğundan soluk yüzü ile konuşmak için mücadele etti. “Sen... Sen... Sen de kimsin?”

“Beni aramıyor muydunuz?” Boynunu kavrayan genç adam masumca gülümsedi ve konuştu: “Aradığınızı duydum, ben de sizi görmeye geldim.

”Li Qiye!” Küçük kardeş korkudan titredi. O kaplanın kudretini sergilemeye çalışan bir tilkiydi ve Li Qiye'nin yakında olmasını beklemiyordu.

Li Qiye İlahi Kıvılcım Prensi ve diğer genç dâhileri tek nefeste öldürdüğünden bu neslin yeni ‘Şiddetlisi’ olmuştu!

“Genç Asil!” Li Qiye'nin tam zamanında geldiğini gören Qiurong Wanxue hem şaşırdı hem de sevindi.

Küçük kardeş haykırırken oldukça bitkindi. “Ben... Ben Böcek Kral İmparatorluk Mirası'nın öğrencisiyim!”

“Ee ne olmuş?” Oldukça usul bir şekilde hoş bir ses duyuldu: “Benim Bin Sazan Muhafızımın Böcek Kral öğrencisini öldürmesi karıncayı ezmekten farksız. Tarikat lideriniz bile gelse sonuç değişmez!”

Gökyüzünden üstün bir kadın indi. Bu diğerlerinin gözlerini parlaklaştıracak, krallık yok edici bir güzellikti.

Uzak Bulut'dan gelen yakınlardaki kişiler bu kadını tanıdı ve duygulu şekilde bağırdı: “Lan Yunzhu, Bin Sazan varisi!”

O noktada Qiurong Wanxue ve Kar Gölgesi öğrencileri gelen bu eşsiz güzelliğe bakarken şaşırmadan edememişlerdi. Lan Yunzhu... Uzak Bulut'da ünlü bir dâhiydi, güzelliğine ek olarak çift aziz yeteneği vardı ve diğerlerine küçümseme ile bakabilirdi.

Küçük kardeş tutarsızca seslendi: “Ben... Ben Böcek Kral İmparatorluk Mirası'nın öğrencisiyim... İlk kardeşim... Hayalet Böcek Kötücül Çocuk...”

“Onun ne bok olduğunu bilmiyorum.” Li Qiye nostaljik bir şekilde konuştu: “Beni kışkırtırlarsa tanrıların oğullarını bile öldürürüm!” Ardından onun boğazını sıktı. Bir pluff sesi ile küçük kardeş kan sisine dönüştü.

Li Qiye ardından avuçlarını ovdu ve süzülen Lan Yunzhu'ya bakarken sordu: “Uzak Bulut yerine neden buradasın?”

Kar Gölgesi öğrencileri Li Qiye'nin sorusunu duyduktan sonra afalladı. Peri Zhu onların hayranlık duyabilecekleri biriyken Li Qiye böyle efsanevi birine kendi küçüğüymüş gibi davranıyordu.

“Sana yardım etmek için.” Lan Yunzhu kıkırdadı ve detay verdi: “Etraftan birilerinin Bin Sazan Muhafızı'na bulaşmak istediklerini duydum, bu nedenle buraya geldim. Elderler de daha sonra gelecek.”

“Bin Sazan Nehri'nin Muhafızı mı?!” Qiurong Wanxue şok içinde bağırdı. Genç Asil'in bu kadar genç yaşta muhafız olmasını beklemiyordu.

Öğrencilerin geri kalanı da inançsızlık içinde Li Qiye'ye baktı. Bin Sazan Nehri ünlü bir imaprator mirasıydı ve gözlerinde bir devdi. Zihinlerinde böyle bir tarikatın muhafızı gri saçlı bir bilge olmalıydı. Nasıl olur da Li Qiye gibi bir gencin Bin Sazan Muhafızı olduğunu öğrendikten sonra sessizleşmezlerdi?

“Bin Sazan Nehri'nin Muhafızı mı?!” Saklanan gelişimciler afalladı.

Li Qiye, Lan Yunzhu'ya bakıp başıyla onayladı: “Pekâlâ... Madem buradasın, onlara göz kulak ol. Birilerini öldürmeye gideceğim.” O noktada bakışları daraldı.

“Öldürmek mi?” Lan Yunzhu bunu duyduktan sonra bir ürperti hissetti. Lan Yunzhu Li Qiye'yi diğerlerinden daha fazla tanıyordu. Karar verdiğinde bu basitçe ‘öldürmek’ olmayacaktı.

Mutlulukla gülümsedi ve konuştu: “Eğer gerekirse Bin Sazan Nehri bu meseleyi senin için çözer.”

Li Qiye kıkırdayıp konuştu: “Bu önemsiz aptallar tarafından oluşturulan basit bir sorun. Eğer birkaç on bin aptalı öldürmezsem beni kışkırtmanın iyi bir şey getirmeyeceğini anlamayacaklar.”

Elder Zhi'nin grubu bunu duyduktan sonra sarsıldı. On bin aptalı öldürmek mi? Bu nasıl sert ve agresif bir tutumdu? Onlar yüzlerine akın eden kana susamışlık kokusunu hissedebiliyordu.

Kalplerindeki soğuk hissi rahatlatmak için nefes almadan edememişlerdi. Bundan önce Li Qiye'nin bir şey yapamayacağını düşünüyorlardı. Ancak onun Bin Sazan Nehri'nin Muhafızı olduğunu öğrenmişlerdi. Eğer cennete karşı gelici yetenekleri olmasaydı nasıl olur da bu konumda olabilirdi?

Li Qiye'nin ortaya çıkış haberi hızlıca Nekropolis'in dışında yayıldı. Birçok kişi Li Qiye'nin görüldüğünü öğrendiğinde heyecanlandı. Büyük ödül birçok kişiyi getirmişti ve dahası Li Qiye Asal Uğursuz Anahtara sahipti.

“Bang!” Büyük bir patlamanın ardından Li Qiye'nin avatarı gökyüzünde belirdi. O anda ufkun üzerinde duran bir devdi ve dünyayı kavurabilecek kadar parlak gözleri ile dokuz göğün üzerinden bakıyordu. Kar Gölgesi Kabilesi'nin olduğu konuma odaklandıktan sonra Anka Prensesi de onu hissedip anında doğruldu.

“Pekâlâ, madem beni arıyorsun o zaman bunu bitirme vakti geldi.” Li Qiye'nin kükreyişi zorba bir şekilde dünyada yankılandı: “İlahi Kıvılcım Ülkesi kaç kişi getirirse getirsin tek başıma hepsini katledeceğim! Ama uyarımı dikkate alın ve Kar Gölgesi Kabilesi'ne en ufak zarar vermeyin, aksi halde yarın tüm ülkenizin soyunu kuruturum!”

Bu zalimane beyan uzun süre gökyüzünde yankılandı.

Birçok kişi bunu duyduktan sonra birbirine baktı. Bazıları küçümsemeden edemedi: “Cahil aptal, kimin karşısında olduğunu bile bilmiyor.”

“İlahi Kıvılcım Ülkemin soyunu mu kurutacaksın?” Prensesin görüntüsü de dokuz göğün altında ortaya çıktı. Keskin ve görkemli bakışı dünyanın kraliçesi gibi gözükmesini sağlıyordu.

Soğukça konuştu: “Bu sözler nedeniyle bile Kar Gölgesi Kabilesi'ni katledip ardından dokuz klanını yok edeceğim!”

Prensesin öfkesi birçok kişiyi, özellikle de Qiurong Wanxue ile diğerlerini ürpertti. Onun kesinlikle bu tehdidi yerine getirecek gücü vardı.

“Onun dokuz klanını yok mu edeceksin?” O anda hoş bir ses gökyüzünde yankılandı.

Lan Yunzhu'nun emsalsiz gülümsemesi mekânsal düzlemlere ulaşırken konuştu: “Anka Prensesi, merak ediyorum da İlahi Kıvılcım Ülkeniz benim Bin Sazan Nehri'min dokuz klanını yok etmek mi istiyor? Desteğiniz olan Sonsuz Kemik Tahtı ile gerçekten bizim Bin Sazan Muhafızımızın dokuz klanını yok etmek için ne yapacağınızı görmek istiyorum!”

“Bin Sazan Muhafızı?!” O anda çok sayıda göz Li Qiye'ye doğruldu. Onun Bin Sazan Muhafızı olduğu düşüncesi birçok kişiyi şaşırttı.

Bin Sazan Nehri inanılmaz görkemliydi ve doğal olarak imparator mirası olarak zayıf değillerdi. Üstelik aşırı gizemlilerdi. Geçmişte Ölümsüz İmparator Qian Li dokuz göğü süpürmüştü. Söylentilere göre Atasal Etki Alanı'nı bile bastırmıştı. Kutsal Cehennem Dünyası'ndaki üstün varlık olan Atasal Etki Alanı bile Ölümsüz İmparator Qian Li'nin kudreti önünde geri çekilmek zorunda kalmıştı!

Ölümsüz İmparator Qian Li Kutsal Cehennem Dünyası'ndan olup İmparatorlar Çağındaki son imparatordu. Bu nedenle onun etkisi diğer imparatorlara göre çok daha büyüktü. Bu nedenle gizemli ve korkutucu Bin Sazan Nehri'ne birçok miras tarafından imreniliyordu ama hiçbiri bir hamle yapmaya cüret edemiyordu.

“Anka Prensesi, kurallar oldukça basit.” Lan Yunzhu hoş bir sesle devam etti: “Benim Bin Sazan Muhafızım senin İlahi Kıvılcım Ülkene tek başına meydan okuyor, ne kadar kişiye sahip olduğun veya kaç destekçi bulduğunun önemi yok. Ancak kar Gölgesi Kabilesi'ne dokunamazsın. Aksi halde Bin Sazan Nehrim yarın ülkenin yok olacağını garanti eder ve Sonsuz Kemik Tahtı sizi korusa bile bu hiçbir şeyi değiştirmez!”

Lan Yunzhu'nun sözleri dünyada yankılandı. Herkes bu sözleri duyduktan sonra beklenti içinde nefeslerini tuttu.

Birçok büyük güç bunun boş bir tehdit olmadığını biliyordu. İlahi Kıvılcım Ülkesi gerçekten güçlüydü, ancak Uzak Bulut'un Bin Sazan Nehri'yle kıyaslandıklarında aralarında büyük bir fark vardı. Nehir tarikatı kıvılcım ülkesini yok edecek güce sahipti ve Sonsuz Kemik Tahtı da yardım için çok uzaktı.

“Öyle olsun!” Kıvılcım Prensesi soğuk bir tavırla konuştu: “Ona yalnız gelmesini söyle, Kar Gölgesi Kabilesi'nin hemen dışında onu bekleyeceğiz.” Bunu dedikten sonra görüntüsü gökyüzünde kayboldu.

Li Qiye ve Lan Yunzhu'nun avatarları da ufuktan kayboldu.

İki tarafın verdiği mesajlar gergin bir atmosfer yarattı. Herkes fırtınanın geldiğini hissediyordu. Bu savaş kesinlikle gökleri sarsacaktı.

Bu aynı zamanda birçok kişinin kararsız kalmasına yol açmıştı. Daha önce Li Qiye'yi hem Asal Uğursuz Anahtar hem de prensesin cezbedici ödülü için gözüne kestiren birçok kişi vardı.

Ancak durum şu an farklıydı, Li Qiye Bin Sazan Nehri'nin Muhafızı'ydı. Bu onun desteği olduğu anlamına geliyordu! Li Qiye ile ilgilenen biri bunu dikkatlice düşünmeliydi ve buna diğer imparator mirasları da dâhildi.