Bölüm 403: Nişanlı, Lan Yunzhu

avatar
6398 17

Emperor’s Domination - Bölüm 403: Nişanlı, Lan Yunzhu


 

Bölüm 403: Nişanlı, Lan Yunzhu

 

Yan Long bu durum hakkında oldukça umutluydu ve her zaman Lan Yunzhu'nun dao çifti olmak için en uygun kişinin kendisi olduğunu düşünüyordu, ama artık Lan Yunzhu'nun nişanlısı birden bire ortaya çıkmıştı, nasıl olur da bu onun için büyük bir darbe olmamış olabilirdi? Li Qiye'yi öldürmek bile istiyordu.

 

Diğerleri Li Qiye'nin gelişi konusunda sakindi ama Yan Long sabrını kaybetmiş ve onu bulmaya gelmişti. Li Qiye'ye dersini vererek onu göndermek istiyordu.

 

Yan Long küçümseyici bir şekilde Li Qiye'ye baktı. Ona göre Li Qiye'nin görünüşü sıradandı ve gelişimi de zirveye ulaşmaktan fazlasıyla uzaktı, yavandı. Nasıl olur da sıradan bir ölümlü onların kız kardeşine layık olabilirdi? Bu bir aptalın rüyasından başka bir şey olamazdı.

 

"Demek sen Li Qiye’sin!" Yan Long homurdandı ve öfkeli bir ton kullanarak Li Qiye'ye baktı. Bin Sazan Nehri'nin her zaman en yüksek saygı gören kıdemli kardeşi olarak Li Qiye onun gözlerinde hamamböceğinden farksızdı.

 

Yan Long için Li Qiye gibi isimsiz bir hamamböceğini ezmek ayakkabısını kirletmekten başka bir şey yapmayacaktı!

 

Li Qiye onun sözlerini önemsemek için çok tembeldi. Orada dururken Ölümsüz İmparator Qian Li'nin heykeline bakıyordu.

 

"Velet, beni duydun mu?" Li Qiye'nin kendisini görmezden gelmesi Yan Long'u öfkelendirdi. Ona göre Li Qiye gibi bir hiç ile konuşması bile bu velet için büyük bir onurken bu velet ona bakmaya bile tenezzül etmemişti. Bu aşırı küçük düşürücü bir şeydi.

 

"Bu sinek nereden geldi? Durmadan vızıldıyor." O anda Li Qiye sanki bir sineği kovuyormuş gibi nazikçe elini sallarken konuştu.

 

Li Qiye'nin sözlerini duyan Lu Baiqiu kaderine yandı. O anda bu çatışmayı durdurmak zor olacaktı.

 

Birçok öğrenci kızgınlıktan birbirlerine baktı. Li Qiye'nin cesur tonu Nehir Tarikatı’na karşı aşrı saygısızdı. Yan Long'u aşk rakipleri olarak seçenler yandan izledi.

 

“Cahil ahmak!” Yan Long aniden öfkelenirken ona baktı ve bir ateş Ejderhasını andıran bir alev dalgasını Li Qiye'ye doğru gönderdi.

 

Yan Long harekete geçtiği an Li Qiye gözlerini daralttı ve soğuk bir parıltı ortaya çıkardı. Onun yanındaki Lu Baiqiu ürpermeden edemedi. Li Qiye'nin gaddarlığını bildiğinden endişelendiği kişi o değildi. Yan Long'un vahşiliği Li Qiye ile kıyaslanmazdı.

 

“Pop!” Ateş Ejderhası Li Qiye'ye ulaşmadan önce bir parmak fiskesi tarafından yok edildi. Yan Long öfkelendi ancak bu Ateş Ejderhası’nı yok eden kişiyi gördükten sonra kızgınlığı aniden yok oldu.

 

Mavili bir kız aniden Li Qiye'nin yanında ortaya çıktı. Orada üstün bir hava ile sessizce duruyordu. Bu kızın gözleri saf bir aura ile izleyenleri büyülüyordu. Her ne kadar hatları ayı ve çiçekleri utandırsa da insanlar onun harika mizacına dikkat ediyordu.

 

"Kız kardeşim!" Yan Long'un kızgınlığı mavili kadını gördükten sonra dağıldı. Anında cesur duruş takındı ve çok sayıda genç kızı kendinden geçirecek bir gülümseme sergiledi.

 

"Kız Kardeş Lan!" Mavili kadını gören birçok Bin Sazan öğrencisi seslendi. Erkek öğrenciler bu çekici ve güzel kadını gördükten sonra takıntılı bir şekilde ona baktı.

 

"Bin Sazan Nehri'nin varisi Peri Zhu!" Lu Baiqiu'nun ifadesi önündeki kadını gördüğünde değişirken bir aşağılık duygusu hissetti. Lan Yunzhu gerçekten nehri tarikatının varisi olmaya layıktı, o Uzak Bulut'daki cennetin gururlu kızıydı ve tüm bölgede ünlü bir güzellikti.

 

Li Qiye mavili kadını gördükten sonra gülümsemeden edemedi. Bu kızı tanıyordu, çünkü o adada kalırken solmuş yaşlı kadın olarak seslendiği kişiydi.

 

"Kız Kardeş sonunda engelini aşmış!" Yan Long mutlulukla konuştu: "Tebrikler, bu küçük engelin senin için bir hiç olduğunu biliyordum."

 

Lan Yunzhu nazikçe kafası ile onayladı ve selamladı: "Endişen için teşekkürler, ama merak ediyorum da neden aniden ona saldırmak istedin?"

 

"Kız kardeş, bu velet yerin ve göğün genişliğini bilmiyor ve kendini senin nişanlın olarak görüyor. Bu velete senin yerine bir ders vermek istedim." Yan Long hızlıca cevapladı.

 

Li Qiye gülümsemeden edemedi, ardından Lan Yunzhu'ya baktı ve konuştu: "Solmuş Yaşlı Kadın, kıdemli kardeşin bana bir ders vermek istiyor, sence onunla savaşmalı mıyım yoksa bunu sen mi yapmalısın?"

 

Lan Yunzhu bu sözleri duyduktan sonra dişlerini gıcırdattı. Li Qiye'ye bakmadan edemedi. Yan Long'un ise kızgınlığı göğe yükseldi.

 

"Bu velet ölüm nedir bilmiyor, benim kız kardeşime hakaret etmeye cüret ediyor!" Yan Long'un alevleri aniden yükseldi. Sanki bir Ateş Ejderhası’na dönüşmüştü ve Li Qiye'yi yutmak isterken alevlerin göğü kapladığı bir saldırıda bulundu.

 

“Pop!” Lan Yunzhu nazikçe Yan Long'u bir kez daha durdurdu. Her ne kadar Li Qiye'ye kızgın olsa da ne zaman geri adım atması gerektiğini biliyordu. Her ne kadar kıdemli kardeşi güçlü olsa da onun gibi bir Antik Aziz şöyle dursun bir Cennetsel Egemen bile Li Qiye ile baş edemezdi.

 

Altı saray ve dokuz yıldız... Bu kesinlikle korku duyulmaya layık bir varlıktı. Cennetsel Egemenler böyle cennete karşı gelici bir varlık karşısında solardı.

 

"Kız Kardeş..." Yan Long, Lan Yunzhu'nun bir kez daha saldırısını engellediğini gördüğünde şaşırdı. Lan Yunzhu'nun Li Qiye'yi koruduğunu gördüğünde kıskanmıştı.

 

“Kardeşim, bu kişi bir misafir. Bin Sazan Nehri'nde konuklarımıza böyle davranmayız!" Lan Yunzhu gayri ciddi şekilde konuştu.

 

Yan Long nefret dolu bir ifade ile durdu ve konuştu: "Bu veledi kız kardeşime olan saygımdan dolayı bağışlıyorum, ancak bir dahaki sefere ona babasının kim olduğunu göstereceğim!"

 

Li Qiye Yan Long ile ilgilenmeye tenezzül etmedi ve Lan Yunzhu'a söyledi: "Pekâlâ, siz kendi tarikat işleriniz ile ilgilenebilirsiniz. Küçük Kız, daha sonra kaldığım yere gel." Bunu dedikten sonra döndü ve gitti.

 

Lu Baiqiu'nun ağzı genişçe açılırken olduğu yerde afallamış şekilde durdu. Bu Bin Sazan Nehri'nin varisiydi! Çok sayıda kişi ona bir tanrıça gibi saygı duyuyordu ama Li Qiye onu kendi hizmetçisi gibi çağırıyordu.

 

Li Qiye'nin tavrı Yan Long'un öldürme arzusuyla dolu öfkesini artırırken Lan Yunzhu bu konuda bir şey yapmadı. Yandaki öğrenciler ise sadece birbirlerine sessizce bakabildi.

 

Konutuna gittikten kısa bir süre sonra Lan Yunzhu geldi. Onu gördüğü an kızgınca gözlerini devirdi ve konuştu: "Buraya sorun çıkarmaya geldin, değil mi?"

 

Li Qiye gelişigüzel konuştu: "Öyle ise ne olacak? Siz beni provoke etmeye gelmeseydiniz sizle uğraşmak için gelir miydim? Bunu basit tutmak gerekirsek, siz kaşındınız."

 

"Burası Bin Sazan Nehri! İstediği gibi gelip gidebileceğin bir yer değil. Hmph, eğer bir şey olursa seni kimin koruyacağını görmek isterim!" Lan Yunzhu öfkeyle kaşlarını çattı.

 

Li Qiye gülümsemeden edemedi. "Solmuş Yaşlı Kadın, hatalısın. Burası Bin Sazan Nehri olduğundan istediğimi yapabilirim!"

 

"Lütfen Amca, ses tonun çok fazla! Gerçekten bu dünyada yenilmez olduğunu mu düşünüyorsun?" Lan Yunzhu konuştu. Bu velede olan kızgınlığından dişlerini gıcırdatıyordu, bu velede dersini vermeyi düşünüyordu.

 

Li Qiye gülümseyerek konuştu: "Bu dünyada henüz o kadar yenilmez değilim. Ancak eğer bir yere gitmek istersem bu nehirde beni durdurabilecek biri yok. Yerin altında gömülü yaşlı atalar bile bunu yapamaz."

 

Lan Yunzhu yanıt olarak homurdandı. Her ne kadar Li Qiye'nin tavrına sinir olsa da bu veledin gerçekten kibirli davranacak yeteneği olduğunu kabul etmek zorundaydı. Altı saray ve dokuz yıldız... Onun gibi çift Aziz Yeteneği’ne sahip bir dahi bile düşük seviyeli hissediyordu...

 

"Siz... Birbirinizi tanıyor musunuz?" Lu Baiqiu sonunda konuya girecek fırsat buldu. Ancak bu sorunun biraz aptalca olduğunu hissediyordu. İkisi nişanlıyken nasıl olur da birbirlerini tanımazlardı?

 

Ama yine de bunun doğru olmadığını hissetti. Li Qiye daha önce Lan Yunzhu hakkında hiç konuşmamıştı. Sanki onu tanımıyor gibiydi, ama neden bu kadar yakın davranıyorlardı?

 

"Şey..." Li Qiye Lan Yunzhu'a baktı ve neşeyle gülümsedi: "Birisi kendi kimliğini gizlemek ve nişanlısına yemek yapmak için yaşlı ev hanımı gibi davranmak istemişti. Demek ki benim kimliğimi kontrol etmek içinmiş!"

 

"Lütfen Amca, sen kendini çok büyük görüyorsun!" Lan Yunzhu Li Qiye'ya kızgınca baktı ve tersledi: "Senin nişanlın olmayı kim ister? Bu sadece bir ölümlünün zor yaşamını deneyimlemek için bir hevesti!"

 

“Öyle mi?” Li Qiye ona baktı ve konuştu: "Bin Ada’daki rastgele bir adaya ölümlü yaşamın zorluklarını deneyimlemek için mi geldin? Şansa bak ki o kadar yerin içinde benim kaldığım yeri seçmişsin. Bu bir tesadüf için fazla değil mi?”

 

"Sadece orasını beğendim, bunun hakkında endişelenmene gerek yok!" Lan Yunzhu seslendi: "Ve Bin Ada senin evin değil. İstediğim gibi oraya gidebilirim, bunun seninle ilgisi ne?"

 

Lu Baiqiu onların kapışmasını izledi ve kıkırdamadan edemedi. İkisi genç bir çift gibi savaşıyordu.

 

"Pekâlâ." Li Qiye geniş bir gülümseme ile konuştu: "Tüm bunları kenara koyarsak, beni gözlemledin. Yani nişanlık hakkında ne düşünüyorsun ve ne zaman evleniyoruz?"

 

"Bah, bir kuğuyu yemeye çalışan bir kurbağa!" Lan Yunzhu'nun yüzü kızarırken kızgınca konuştu.

 

Li Qiye ona baktı ve konuştu: "Solmuş Yaşlı Kadın, ben bir kurbağa olarak bir kuğuyu yemekten zevk alırım. Ancak benim gözlerime girebilecek bir kuğu en azından Gerçek Ölümsüz ve Ölümsüz İmparator seviyesinde olur. Sen bir kuğu olmaktan çok uzaksın!"

 

 






Giriş Yap

Site İstatistikleri

  • 44240 Üye Sayısı
  • 398 Seri Sayısı
  • 44158 Bölüm Sayısı


creator
manga tr