Bölüm 399: Bin Sazan Nehri'nin Baskısı

avatar
6464 18

Emperor’s Domination - Bölüm 399: Bin Sazan Nehri'nin Baskısı


 

Bölüm 399: Bin Sazan Nehri'nin Baskısı

 

Li Qiye küçük adaya döndükten sonra Statik Akış Kralietet Lordu onu orada bekliyordu.

 

"Genç Asil Li, Bin Sazan Nehri bu konuda düşünüp düşünmediğinizi sormamı istedi." Kraliyet Lordu Li Qiye ve Bin Sazan Nehri arasında ikilemde kalmıştı. Bu onun omuzlarına yüklenen ağır bir yüktü.

 

"Görünüşe göre Bin Sazan Nehri oldukça endişeli." Li Qiye gülümseyerek konuştu.

 

Statik Akış Ülkesi oldukça çaresizdi. Nasıl olur da Bin Sazan Nehri bu kadar aceleci olmazdı? Lan Yunzhu onların çok büyük çabalar harcayarak yetiştirdikleri varisleriydi. Tarikatın onu bir yabancı ile evlendirmek istemesi garip olurdu.

 

Kraliyet Lordu hızlıca birçok farklı hapın olduğu bir tepsi çıkardı, onların kokusu insanları rahatlatabilirdi.

 

"Genç Asil Li, bu Bin Sazan Nehri'nden gelen küçük bir iyi niyet göstergesi. Tarikat hızlıca bir karar vermenizi umuyor." Kraliyet lordu küçük tepsiyi Li Qiye'nin önüne koydu.

 

"Beş Dönüşümlü Kader Hapı!" Li Qiye gülümsedi ve konuştu: "Oh? Bin Sazan Nehri bana serenat mı yapmak istiyor? Ama sadece beş dönüşüm kader hapı bunun için eksik kalır."

 

"Bin Sazan Nehri bu hapların yeterli olduğunu söylemedi, onlar sadece iyi bir başlangıç istedi. Bu sadece küçük bir iyi niyet göstergesi." Kraliyet Lordu hızlıca olayları düzeltmek istedi.

 

Li Qiye daha fazla önemsemedi ve gelişigüzel hapları Lu Baiqiu'ya verip konuştu: "Onları kendi kullanımın için alabilirsin."

 

Lu Baiqiu afallamadan edemedi. Beş Dönüşümlü Kader Hapları Kraliyet Asili alemine girmiş bir Bölge Lordunun keyif süremeyeceği şeylerdi. Onlar Antik Azizler için olan aşırı değerli haplardı, bu nedenle Kraliyet Asilleri için büyük faydalara sahip oldukları da açıktı.

 

Statik Akış Ülkesi'nin elderleri bile Beş Dönüşümlü Kader Hapları istese de onları elde etmek kolay değildi. Ancak bu haplar Li Qiye için çöpten farksızdı. Ona verirken haplara bakmaya tenezzül dahi etmemişti. Böyle bir tarz Statik Akış gibi küçük bir ülkenin kıyaslanabileceği bir şey değildi.

 

Statik Akış Kraliyet Lordu çarpık şekilde gülümsedi ve imparator miraslarından gelen kişilerin sıradan büyük güçlerin öğrencilerinden farklı olduğunu düşündü. Beş Dönüşümlü Kader Haplarını bile önemsemiyordu.

 

"Genç Asil Li, Bin Sazan Nehri'ne ne zaman gitmeyi planlıyor?" Kraliyet Lordu hızlıca sordu. Li Qiye ve tarikatın ortasında durmak onun için kolay değildi.

 

"Eğer nehir gerçekten evlilikten vazgeçmek istiyorsa o zaman Lan Yunzhu bunu bizzat bana söylemeli. Bir avuç yaşlı adamın bu konuda endişelenmesine gerek yok!" Li Qiye bu konu ile ilgilenmedi ve gülümseyerek konuştu.

 

Kraliyet Lordu ağlamak istese de gözyaşları çıkmıyordu. Böyle bir cevabı iletmenin yolu yoktu. Li Qiye gerçekten biraz fazla küstahtı. Nehrin elderleri etki alanlarını sarsabilecek büyük karakterlerdi. Genç nesilden çok az kişi onlara saygısızlık yapmaya cüret edebilirdi ama Li Qiye elderleri önemsemiyordu bile. Belki de bu imparator mirası öğrencisinin sahip olduğu bir cesaretti.

 

Kraliyet Lordu gitmek istedi ama bir şey söylemek istiyormuş gibi birkaç defa tereddüt etti. En sonunda iki üç kez durdu.

 

"Eğer Kraliyet Lordu bir şey söylemek istiyorsa söyleyebilir." Li Qiye bunu fark etti ve onu bu zor durumdan kurtardı.

 

Biraz tereddütün ardından Kraliyet Lordu konuştu: "Genç Asil gerçekten onlara yakında bir cevap vermeli. Her ne kadar nehrin bu meseleyi arkadaşça çözmek istese de daha sert bir tutum kullanmaları gerektiğini düşünenlerin de olduğunu duydum."

 

"Sert bir tutum mu?" Li Qiye gözlerini darlattı ve sırıtırken kar kadar beyaz dişlerini sergiledi.

 

Statik Kraliyet Lordu çarpık gülümseme ile konuştu: "Genç Asil bunu zaten biliyordur ama nehrin bir varis yetiştirmesi kolay değil. Tarikatın üst katmanındaki birkaç kişi Peri Zhu'nun bir yabancı yerine tarikat içinden birini bulmasını istiyor."

 

"Verimli su akışının başkalarının tarlalarına girmesine izin verme." Li Qiye bu meseleyi anladı. Aslında büyük güçlerdeki geleneksel bir uygulamaydı bu.

 

"Tarikattaki birkaç yüksel elderin bu konu hakkında oldukça hoşgörüsüz olduğunu duydum." Kraliyet Lord Li Qiye'ye hatırlattı.

 

Kraliyet Lordu için Li Qiye ve Lan Yunzhu arasındaki evliliğin sonucunun ne olduğu fark etmiyordu, o sadece bunun erken sona ermesini istiyordu. İkisi arasında kalmak oldukça acı verici bir şeydi. Eğer bu daha fazla uzarsa bu onun için daha zor hale gelecekti.

 

“Hoşgörüsüz?” Li Qiye çenesine dokundu ve konuştu: "Ben aslında işleri zor yolla halletmeyi severim. Pekala, eğer nehir bunu hızlıca sona erdirmek istiyorsa onları ziyaret edeceğim."

 

"Bin Sazan Nehri'ni ziyaret etmek mi?" Bunu duyan Kraliyet Lordunun ifadesi değişti.

 

Li Qiye'nin sözleri hiç de arkadaşça değildi. Sanki öfkesini tarikata kusmak istiyor gibiydi.

 

"Merak etme ben her zaman barış sever biri olmuşumdur. Eğer tarikat müzakere istiyorsa o zaman gidip güzel bir şekilde onlarla konuşacağım." Li Qiye şeytani bir gülümseme sergiledi.

 

Lu Baiqiu ve Kraliyet Lordu birbirine bakmadan edemedi. Onun sözlerine güvenmeden önce gökyüzü düşerdi. Daha önce düşmanca sözler söyledi diye anında birini öldürmüştü... Eğer o barışsever biriyse bu dünyadaki herkes başarılı rahiplerdi.

 

"Genç Asil Bin Sazan Nehri'ne gitmek mi istiyor?" Kraliyet Lordu acı bir ifade ile konuştu: "Eğer samimi bir yaklaşımda bulunmazsanız bu bir kaplanın inine girmek gibi olacaktır."

 

Tabii ki de Li Qiye'nin güvenliğinden endişeli değildi. Ancak işlerin kontrol dışına çıkmasını istemiyordu. Eğer Statik Akış Ülkesi buna karışırsa zarar görmeden kaçmaları mümkün olmayacaktı.

 

“Kaplan ini?” Li Qiye gülümseyerek konuştu. “Ben çok fazla hobisi olmayan biriyim ama az olan hobilerimin arasında dağdaki kaplanların inlerine girmek kesinlikle var."

 

Kraliyet Lordunun acısı ifadesinden görülebilyordu. Eğer Li Qiye'nin böyle bir şey yapmak istediğini bilseydi dayak yiyerek ölecek olsa bile bunu demezdi. Ancak şu an olana bakın! Li Qiye'yi ikna etmekte başarısız olmakla kalmayıp Li Qiye'nin Bin Sazan Nehri'ne gitmesine de yol açmıştı.

 

Ama ardından bunu daha dikkatli düşündü. Eğer Li Qiye gerçekten tarikata giderse bu ülkeleri için kötü olamazdı. Sonuçta ülke ikili arasında klamayacaktı.

 

"Baiqiu, benimle gelmek istiyor musun?" Li Qiye karar verdikten sonra hemen harekete geçene biriydi bu nedenle Lu Baiqiu ile konuştu. "Tabii ki de gelmek istemezsen seni zorlamam."

 

Lu Baiqiu Kraliyet Lorduna bakmadan edemedi. Biraz tereddütün ardından Kraliyet Lordu en sonunda çarpık şekilde gülümsedi ve iç çekti: "Bölge Lordu Lu kendi karar verebilir."

 

Bu yolculuğun iyi bir şans mı yoksa felaket mi olacağını kimse bilemezdi, bu nedenle de Lu Baiqiu'nun kendi kaderine kendi karar vermesini istemişti.

 

Biraz duraksadıktan sonra Lu Baiqiu yanıtladı: “Seninle geleceğim!”

 

Kraliyet Lordu nazikçe iç çekti ve bir şey demeden gitti.

 

Gittikten sonra Lu Baiqiu hemen sordu: "Tarikata hemen mi gideceğiz?"

 

Her ne kadar zihnen fırtınaya karşı gelmeye hazır olmasa da bu yolculuğun sonucu bilinmediği için ufkunu genişletmek adına iyi bir fırsat olabilirdi. Sonuçta Bin Ada çok küçüktü.

 

"Eğer hazırlık yapacağın bir şey yoksa şimdi gideceğiz." Li Qiye konuştu. "Ben bu yolculuğu iple çekiyorum aslında!" O noktada gülümsemeden edemedi. Bin Sazan Nehri hatırlamasına layık bir yerdi.

 

"Peki ya kayıp gizemli ada?" Lu Baiqiu Li Qiye'nin buraya ada için geldiğini bildiğinden sordu.

 

Li Qiye nazikçe kafasını salladı ve konuştu: "Adaya girmek o kadar kolay değil. Zamanımızı değerlendirip yeterince kişinin gelmesini bekleyeceğiz. Ardından fırsat ayağımıza gelecek!"

 

Yeteri kadar kan döküldüğünde ve yeterli sayıda kişi öldüğünde kayıp adaya girme şansı olacaktı.

 

Tabii ki de Li Qiye bu sözleri sesli söylememişti.

 

Lu Baiqiu'nun hazırlık yapması gereken bir şeyi yoktu bu nedenle Bin Sazan Nehri'ne onunla birlikte gitti.

 

Aslında Statik Akış Ülkesi Bin Sazan Nehri'nden oldukça uzaktı. Ancak bu Li Qiye için önemli değildi; oraya ulaşması çok sürmemişti.

 

Bin Sazan Nehri Ölümsüz İmparator Qian Li tarafından kurulan bir imparator mirasıydı ve ismi olarak da nehri seçmişti. Bir imparator mirası olarak nehrin iki kıyısındaki bölgelerin çoğunu kontrol ediyordu.

 

Ve  doğrudan kontrolleri altında olmasa da birçok ülke ve tarikat onlara bağlı idi.

 

Onların gücü ve etkinliği harikaydı. Kutsal Cehennem Dünyası'nın son Ölümsüz İmparator'u olan Ölümsüz İmparator Qian Li'nin presjtiji hala güçlüydü.

 

İsmini nehirden almasına rağmen tarikatın atasl bölgesi nehrin kaynağına kurulmamıştı. O nehrin merkezindeki en büyük göl olan Bin Sazan Gölüne kurulmuştu.

 

Bin Sazan Gölünde dururken biri burayı bir göl değilde bir okyanus olarak düşünürdü. Böyle hissetmeleri de garip olmazdı çünkü burası Kutsal Cehennem Dünyası'ndaki en büyük göldü ve aşırı genişti. Gelin yüzeyinde tıpkı kudretli bir okyanus gibi görkemli dalgalar vardı.

 

Bu göl hakkında birçok efsane vardı ve onlara göre gök birçok sır gizliyordu. Uzak Bulut da Ölümsüz İmparator Qian Li'nin bu gölden geldiği hakkında hikayeler vardı! Kökeni nedeniyle imparator Qian Li ünvanı almıştı ve tarikatı kurduktan sonra imparator temelini bu yere yerleştirmişti.

 

(Ç.N: Qian Li = Bin Sazan.)

 

Tabii ki de bunlar sadece varsayımdı ve kimse gerçeği bilmiyordu. Göğün içindeki sırlar tıpkı imparator gibi gizemdi.

 

Bu gölün üzerinde duran biri ve ruhsal enerjinin birlikte yüzlerine akın ettiğini hissederdi. Sanki bu göl dünyevi enerjinin toplandığı bereketli bir yerdi.

 






Giriş Yap

Site İstatistikleri

  • 43991 Üye Sayısı
  • 398 Seri Sayısı
  • 44158 Bölüm Sayısı


creator
manga tr