Bölüm 362: Kaplan Homurtusu Okulu'na Tek Başına Girmek

“Bu şekilde önümüze geleni öldürecek miyiz?” Chi Xiaodie endişe etmeden duramadı ve konuştu: “Okulun dört uğursuz mezarının harika olduğunu ve Erdemli Örnekleri bile öldürebileceğini duydum!”

“Hayır, şimdilik bodoslama girmeyeceğiz. Gidip onlara haber ver!” Li Qiye okula baktı ve gülümsedi:

“Onları bilgilendirmek?” Bu sözleri duyan kızlar şaşırmadan edemedi. Chi Xiaodao ve büyükbabasını kurtarmak için gelmişlerdi, bu nedenle en iyi yöntem düşman hazırlanmadan önce saldırmaktı. Bu nedenle Li Qiye onları inançsızlık içinde bırakmıştı.

Li Qiye gülümseyerek konuştu. “Ben merhametli biriyim, diğerlerini öldürmekten hoşlanmam, haksız mıyım? Madem onlar yok olmak üzereler ben de onlara gençleri gönderme şansı veriyorum. Sonuçta gidip Ölümsüz İmparator Yaşam Hazineleri ile hepsini katletsem diğerleri beni kalpsiz bir kasap olarak görür!”

Chen Baojiao gözlerini devirmeden edemedi; tabii ki de buna inanmıyordu. Saldırganlık konusunda kim onunla kıyaslanabilirdi?

“Crash!” Aniden yüksek sesli bir patlama ile birlikte Kaplan Homurtusu Okulu şiddetle sarsılmaya başladı. Her yerde gümbürtü sesleri duyulurken yerin kendisi bile yarıldı.

“Ne oldu!” Bu ani olay herkesi şok etti. Özellikle de dışarıda bekleyip okula bakanlar tamamen donakaldı.

“O da kim?!” Birçok Kaplan Homurtusu Okulu öğrencisi dehşete düştü. Sakinleştiklerinde kapının tamamen yıkıldığını fark ettiler. Hayır, daha açık söylemek gerekirse biri tarafından paramparça edilmişti.

O anda giriş tamamen yok edilmişti ve ‘Kaplan Homurtusu Okulu’ sözlerinin yazıldığı altın plaka bir genç adamın ayakları altındaydı.

“Seni cahil ahmak!” Kaplan Homurtusu öğrencileri çıldırdı. Bir anda ondan fazlası tüm güçleri ile harekete geçti.

“Bang bang bang...” Yer sarsılırken dağlar patladı. Bu genç adam kendine gelen öğrencileri uçurmakla kalmayıp yükselen bir Ejderha gibi tüm engelleri de kırmıştı.

“Geber!” Daha fazla öğrenci yüksek haykırışlar ile harekete geçti. Ölmekten korkmadan hareket ediyorlardı.

Ancak bu genç durdurulamıyordu ve ilerlemeye devam ediyordu; kimse yolunu engelleyemiyordu. Hazineler ve silahlar onun önünde anlamsızdı, onlar çarpışmaya girdiği an parçalanıyordu.

“Gümbürtü!” Dağların çökmesinden oluşan şiddetli deprem ile birlikte genç adam çılgınca ilerledi ve tepelere çarpıp her yere tozun saçılmasına neden oldu. Aniden kan göğe yükseldi ve sefil haykırışlar yankılandı. Çok sayıda beden etrafa saçıldı.

“Li Qiye!” Okulun dışındaki birçok kişi genç adamı gördüğünde şaşkınca haykırdı.

“Küçük hayvan, ölümünü kabullen!” O anda çılgın bir kükreme Kaplan Homurtusu okul efendisiyle birlikte geldi. Li Qiye'nin durdurulamaz bir şekilde her şeyi yok ettiğini gördüğünde öfke içinde haykırdı ve ilahi kılıcını kullanarak bin mili kesip Li Qiye'yi öldürmek adına saldırdı.

Yüksek sesli bir patlama ile birlikte kılıç kırılırken okul efendisi de durmaksızın kan sıçrattı. Kulak delici bir çarpma sesi ile birlikte bir el tarafından boynu kavranmış halde zemine çarptı.

Tek harekette yenilmişti! Rakibi tarafından ağır yaralanan ve ensesinden hareket edemeyeceği şekilde tutulan okul efendisi, yüzü bir kâğıt gibi soluklaşacak kadar korkmuştu.

“Bu çok şeytani!” Bu manzarayı gören birçok kişi derin nefes aldı. Bir anda Li Qiye yolundaki herkesi öldürmüş ve engel olan her şeyi yok etmişti.

“Şu anki okul efendisi Kaplan Kral ile kıyaslanamayacak olsa da o bir Antik Aziz! Nasıl bir anda yenilebilir?” Okulun dışında gergin bir kişi haykırdı.

Li Qiye okul efendisinin boynundan sıkıca tutuyordu ve lakayıt bir şekilde gülümsedi: “Kaplan Homurtusu Okulunuz bana dolunayda meydan okumak istiyormuş... Pekâlâ, davetinizi kabul ediyorum. Ancak iyi niyet göstergesi olarak sizi uyarmalıyım... Zayıf ve yaşlı olanları başka bir yere gönderin, çünkü dolunay olduğunda Doğu'nun Yüz Şehri'nde artık Kaplan Homurtusu Okulu diye bir yer kalmayacak!”

“Sadece saçmalıyorsun!” Okul efendisi kızgınca bağırdı ama ardından Li Qiye onu dağlara doğru fırlatıp yüksek sesli patlamalar oluşturdu. Okul efendisi yerden kalktığında kan ile ıslanmıştı ve geride Li Qiye'nin gölgesi bile kalmamıştı.

“Küçük Hayvan, canını teslim et!” O anda okulun en derin yerinden bir haykırış geldi. Bir kişi, ilahi halkaları bedeninin etrafında dönerken yükseldi. Şiddetli kan enerjisi yerin titremesine neden oluyordu.

İlk İmparatorluk Atası bir anda ortaya çıksa da Li Qiye çoktan gitmişti. Moloz yığınını ve kapının kalıntılarını gördüğünde öfkeden titredi.

“Küçük Hayvan, seni bin parçaya bölmezsem ben de insan değilim!” En sonunda İlk İmparatorluk Atası boğuk bir yemin ederken sesi tüm okulda yankılandı.

“O gerçekten çıldırmış bir Ejderha tarafından ele geçirilmiş gibi kuvvete sahip. Sadece bir Kraliyet Asili olmasına rağmen bu derece yıkıma yol açabiliyor. Köpeklermiş gibi Antik Azizleri bile öldürebiliyor.” Birçok kişi bu manzaradan sonra dehşet ile doldu.

“Ölümsüz Fizik gerçekten harika bir şey. Cehennemi Bastıran İlahi Fizik... Bu gerçekten insanları kıskançlıktan çıldırtabilecek bir şey.” Bir kişi kıskanmış şekilde ağıt yakmadan edemedi.

Birçok kişiye göre bir Antik Aziz ile savaşan Kraliyet Asili sadece ölümünü arardı. Ama biraz önce bir Antik Aziz Li Qiye'nin tek bir darbesini bile durduramamıştı. Ve bu hepsinin aklına bir şeyi getirmişti; küçük tamamlanışta bu kadar güçlüyse büyük tamamlanışa ulaştığında dünyayı süpürmez miydi?

Okuldan ayrılan Li Qiye, Sikong Toutian'a okulu gözlemlemesini emretti. Ardından kızları farklı bir yere götürdü.

“Büyükbabam ve Xiaodoa'ya bir şey olacak mı?” Chi Xiaodie endişeyle sordu.

Li Qiye gülümseyerek yanıtladı. “Xiaodoa kesinlikle iyi olacak. O olmadan beni tuzağa çekmek için ne kullanabilirler? Büyükbabana gelince, onun hakkında endişelenmeye gerek yok. O bir antik hazinenin içinde bastırıldı, ama bu onun için iyi bir fırsat olabilir. Onu bastıran antik hazine Kötülük Yiyen Enerji olabilir. Eğer büyükbaban buna dayanabilirse fiziğinin küçük musibeti aşmasını atlatması oldukça büyük bir ihtimal! Bu onun için bir test; eğer testi geçemezse Ölümsüz Fiziğinde daha fazla ilerleyemeyecek.”

Li Qiye'nin cevabını duyan Chi Xiaodie rahatlama nefesi aldı ve endişelenmeyi bıraktı.

Li Qiye Cennetsel Kral'ı kurtarmamak için kendi nedenlerine sahipti. Her ne kadar kral Aslan Hükümdar'ın soyundan gelse ve doğuştan Aziz Fiziğine sahip olsa da gençliğinde Ölümsüz Fizik Kanunu'na sahip değildi. Akademide Aslan Hükümdar'ın Ölümsüz Fizik Kanunu'nu bulmasına rağmen büyük tamamlanıştaki Öfkeli Aziz Fiziğini geliştirmek için yeterli olmamıştı.

İnzivaya geçip gelişim yaptıktan sonra bile kişisel limitlerini aşamamıştı. Ancak Kaplan Homurtusu Okulu'nun bastırması onun için gerçek potansiyelini ortaya çıkarabilecek bir şans olabilirdi.

Uzaktan baktığında bile Li Qiye anında Cennetsel Kral'ın durumunu anlamıştı. Eğer kendi limitlerini kırarsa Ölümsüz Fiziği akan bir nehir gibi pürüzsüz bir hal alacaktı! Ve bu nedenle de Li Qiye bilerek onun bastırılmış halde kalmasına izin vermişti.

“Nereye gidiyoruz?” Li Qiye onları Kaplan Homurtusu Okulu'nun çevresine getirdiği için Chen Baojiao oldukça meraklandı.

Li Qiye geniş bir gülümsemeyle cevap verdi: “Belli bir yere. Eğer Kaplan Homurtusu Okulu ölmek istiyorsa ben de onlara yardım edeceğim. Ancak pes etmeleri gereken zamanı biliyorlarsa tüm bölgeyi arıtmak yerine onlara yaşayabilecekleri bir yer vereceğim. Ancak artık ortada ne bir Kaplan Homurtusu Okulu ne de Beyaz Kaplan Büyük Damarı olacak.”

“Tüm bölgeyi arıtmak mı?” Bu sözleri duyan Li Shuangyan oldukça şaşırdı. Efsanelere göre sadece ilahi unvan bahşedilen Erdemli Örnek'ler böyle bir şeyi yapabilirdi.

“Zamanı gelince anlayacaksınız.” Li Qiye gizemli bir şekilde sırttı.

***

“Doğu'nun Yüz Şehri'nde artık Kaplan Homurtusu Okulu diye bir yer olmayacak!” Li Qiye'nin sözleri dışarıda yayıldı ve birçok kişi birbirine baktı.

“Bırakın gelsin!” Kaplan Homurtusu Okulu'nun karanlıklarından kasvetli bir ses geldi. Sesin sahibi devam etti: “İlahi sanatları yenilmez olsa da etki alanımıza girdiğinde çıkamayacak. O noktada yenilmez Ölümsüz Fizik Kanu'nu ve Cennet'in İradesi Kutsal Kanunu Kaplan Homurtusu Okuluna ait olacak!”

“Korkarım ki İlahi Dao Akademisi de buna karışacak...” Karanlıkta Kaplan Homurtusu İlk İmparatorluk Atası saygı ile konuştu.

“Hmph! Akademi gelse bile dönüş yolu yok!” Karanlıktaki ses bir kez daha soğukça konuştu: “Zamanı geldiğinde onlarla ilgilenecek biri de doğal olarak olacak.”

“Pekâlâ, o zaman geldiğinde küçük şeytan Li kavanoza sıkışmış bir balıktan farksız olacak. Bir Erdemli Örnek'in reenkarnasyonu bile olsa onu sadece ölüm bekliyor!” İlk İmparatorluk Atası heyecanla ilan etti.

“Bu ölümsüz kanunları elde ettiğimiz sürece Beyaz Kaplan Büyük Damarı'mız ile birlikte gelecekte refah içinde olacağız!” Kasvetli ses dinleyenleri ürpertecek duygusuzluğa sahipti.

Bu sözleri duyduktan sonra İlk İmparatorluk Atası duygulanmadan edemedi. Okullarında birçok dahi ortaya çıkmış olmasına rağmen imparator seviyesindeki erdem kanunları konusunda eksiklik çektiklerinden Ölümsüz İmparator Mirasları ile kıyaslanamıyorlardı.

Eğer Li Qiye'yi canlı ele geçirebilirlerse imparator kanunlarını elde edebilirlerdi ve bu onları heyecanlandırıyordu.