Bölüm 241: Ölümsüzün Kanı Mızrağı (1)

avatar
9139 23

Emperor’s Domination - Bölüm 241: Ölümsüzün Kanı Mızrağı (1)


 

Zi Cuining aşırı sarsılmış bir durumdaydı. Ölümsüzün Kanı Mızrağı tam olarak nasıl bir silahtı? Onun daha önce atası Siyah Ejderha Kral tarafından arıtılmış olduğunu düşünüyordu! Ancak Lİ Qiye'nin dediklerini dinledikten sonra bu böyle değilmiş gibi görünüyordu.

 

Zi Cuining gibi üstün bir dahinin bile böyle bir fırtına gördükten sonra sakinleşmesi için zaman gerekliydi. Bugünkü mesele beklentisinin tamamen ötesindeydi. Ve sadece bu da değil, bunun Cennet Koruyucu Şehir ile büyük bir ilgisi vardı.

 

Li Qiye mızrağı tutan Zi Cuining'e bakarken ilgisizce konuştu: "Siyah Ejderha Mızrağını kullanıp Küçük Deniz Kasabasından geldiğin için sorumlulukların hakkında fazla bir şey dememe gerek yok."

 

"Sen gerçekte kimsin?" O anda Li Qiye'nin sadece Temizleyici Tütsü Antik Tarikatının ana öğrencisi olduğuna inanmıyordu.

 

"Bu önemli değil. Önemli olan... senin görevin!" Li Qiye ilgisizce devam etti: "Küçük Deniz Kasabasında bir şeyim var. Bu senin görevin olduğundan ne yapman gerektiğini biliyorsun! Gidip kasabadaki elderlar ile görüş ve benim için o eşyayı buraya getir."

 

Zi Cuining Li Qiye'yi kavramak için elinden geleni denese de şu an doğru sözlerin ne olduğunu bilmiyordu. Görevi öğrencilerin ve hatta Cennet Koruyucu Şehrin üst tabakasının bie bilmediği bir şeydi! Siyah Ejderha Mızrağı onun kimliğinin sembolüydü ama onun Ölümsüzün Kanı Mızrağına dönüşeceğini beklememişti!

 

"Bunu elderlara bildirmem gerek!" En sonunda Zi Cuining ciddiyetle bildirdi.

 

Li Qiye başıyla onayladı ve konuştu: "Bunu yapmalısın, aksi halde o eşyayı alamazsın. Ancak Cennet Koruyucu Şehirdeki kişilerin benim meselemi bilmesine izin verme ve buna kalan yüksek elderlar da dahil!"

 

Zi Cuining derin bir nefes aldı ve irdeledi. "Madem o eşyayı almak istiyorsun neden benimle birlikte Cennet Koruyucu Şehre gelmiyorsun?" Görevinin belirli bir eşya ile ilgili olduğunu biliyordu ama onun ne olduğunu bilmiyordu.

 

"Benim seninle Cennet Koruyucu Şehre gelmemi mi istiyorsun?" Li Qiye biraz gülümsedikten sonra konuştu: "Benim Cennet Koruyucu Şehre bir ziyarette bulunmam zor değil. Ancak korkarım ki bu yolculuğum senin şehrinde kan nehirleri ve kemik dağları oluşturur!  Patriğiniz Siyah Ejderha Kral kesinlikle Cennet Koruyucu Şehir öğrencilerini bizzat katletmemi sitemezdi!"

 

"Gözüpek sözler!" Zi Cuining'in tavrı soğurken gözünde soğuk parıltılar parladı, sanki gökyüzünde aura dansı yapan kızgın bir tanrıça gibiydi. Ölümlü İmparator dünyasında ve hatta tüm Dokuz Dünyada kim onların şehrini katletmek hakkında konuşmaya cüret edebilirdi? Ölümsüz imparator mirasları bile onların kudretinin korkusundan dolayı geri çekilirdi!

 

Li Qiye Zi Cuining'e baktı ve gülümsedi. "Duygulanıp kızmana gerek yok ben sadece gerçeği söyledim! Şu anki gelişimin ve gücün ile Ölümlü İmparator Dünyasında aynı nesilde bulunan herkesin tepesinde olacak güce sahipsin. Son nesildeki varlıklara bile meydan okuyabilirsin. Ancak benim için seni öldürmek oldukça kolay. Tek düşüncem ile Ölümsüzün Kanı Mızrağı seni katleder..."

 

"… Ölümsüzün Kanı Mızrağı emsalsiz, saldırgan bir silahtır. O Ölümsüz İmparator Gerçek Hazineleri ile kıyaslandığında bile solmayacak bir şey. Neden sana böyle bir hazine verdim? Bunun nedeni ona ihtiyacım olması değil! Senin Cennet Koruyucu Şehrinin kudretini nasıl önemsemiyorum? Senin Patriğin Siyah Ejderha Kral harika biri olduğu için öğrencilerinin elimde ölmesini ve oranın kan nehrine dönüşmesini istemiyorum!"

 

Li Qiye'nin sözleri esinti kadar nazikti ama bunlar Zi Cuining'in titremesine neden olmuştu.

 

Hiç şüphesiz mızrak inanılmaz bir silahtı ama Li Qiye onu umursamıyordu. Eğer başkası olsaydı neden sahip olduktan sonra böyle bir eşyayı Zi Cuining'e geri iade ederdi?

 

"Oraya geri dön ve benim eşyamı bana geri getir!" En sonunda Zi Cuining'e bu sözleri söyledi.

 

Zi Cuining derin bir nefes alıp kendini sakinleştirdi ve mızrağı geri koyduktan sonra konuştu: "Görevimi tamamlayacağım ama istediğin eşyayı sana ne zaman verebilirim bilmiyorum."

 

"Bekleyebilirim ama sabrımı test etme. Cennet Koruyucu Şehre gelmek istemiyorum. Şehre geldiğimde her yere kan yağmuru inen bir manzara görmek istemiyorum." Li Qiye ilgisizce cevapladı.

 

Zi Cuining burnundan soludu ve açıkça Li Qiye'nin sözlerinden memnun değildi. Eğer başkası Cennet Koruyucu şehri bu şekilde provoke etseydi onlara güzel bir ders verirdi!

 

"Sözlerime kulak ver ve Gu Zun'a karşı dikkatli ol!" Li Qiye Zi Cuining gitmek üzereyken uyardı.

 

Zi Cuining anında doldu ve soğukça ona baktıktan sonra sert bir tonda cevapladı: "Bizim aramızı açmaya mı çalışıyorsun?"

 

Gu Zun Cennet Koruyucu Şehrin atasıydı ve yaşayan en güçlü varlıklardan biriydi. O Ölümlü İmparator Dünyasında yenilmezdi ve daha önce Dokuz Dünyayı süpürmüş biriydi. Ve dahası o Ölümsüz İmparator olmaya niteliği olan üstün bir dahiydi! Atası Gu Zun nadiren ortaya çıksa da şehirdeki gücün çoğunu elinde bulunduruyordu. Çoğu kişi onu şu çağdaki Ölümlü İmparator Dünyasının ana varlığı olarak görüyordu.

 

Zi Cuining Cennet Koruyucu Şehrin bir öğrencisi ve varisiydi. Li Qiye'nin onun atasına karşı dikkatli olmasını söylemesi çok absürttü.

 

Li Qiye Zi Cuining'in tavrına bir tepki vermedi. Sadece gülümsedi ve devam etti: "İnanıp inanmamak sana kalmış, benim Gu Zun'a olan bakışım ile Cennet Koruyucu Şehrin ona olan bakışına kıyasla... Neyse, sana bunları söylemek anlamsız."

 

Zi Cuining ona biraz baktı ve ardından bir şey demeden gitti.

 

Li Qiye o gittikten sonra iç çekti. Cennet Koruyucu Şehir de bıraktığı eşyalar birden fazlaydı. Şehirde çok sayıda hazine bırakmıştı. Dünya eğer o eşyaların orada olduğunu bilseydi çıldırırdı.

 

Eğer Lu Changsun hâlâ hayatta olsaydı onun hazineyi açması zor olmazdı. Ancak ne yazık ki Siyah Ejderha Kralın en büyük öğrencisi Lu Changsun artık hayatta değildi ve şehri kontrol eden kişi Gu Zun idi!

 

Şehri kan ile yıkamak istemediği sürece o eşyaları alması kolay olamayacaktı. Ancak ustası Li Qiye için bu kadar büyük bir bedel ödeyen Siyah  Ejderha Kral'ın kurduğu temeli yok etmek istemiyordu.

 

Bu sırada Gu Tieshou'nun tüm bedeni soğuk terler doluydu. Cennet Koruyucu Şehrin varisi gelmişti, bu büyük bir meseleydi. Tarikatları şu anki hali ile onlar gibi bir devin gözüne giremezdi. Ancak tanrıçaları bizzat gelmişti ve bu onlara büyük bir baskı getirmişti. Gerçekten onları kızdırmaktan korkuyordu.

 

İlahi Tanrı Tarikatı Cennet Koruyucu Şehir ile kıyaslandığında bir hiçti. Bu nedenle sadece Zi Cuining'i uğurladıktan sonra Gu Tieshou derin bir rahatlama nefesi alabilmişti.  

 

"Cennet Koruyucu Şehirden herhangi bir sorun gelecek mi?" Onu uğurladıktan sonra Gu Tieshou Li Qiye'yi görmeye gitti. Neden onu görmeye geldğini ve ne konuştuklarını bilmiyordu.

 

"Sorun çıkarmak için insanları arayan ben olurum. Eğer başkaları sorun çıkarmaya gelirse onlar yaşamdan bıkmış demektir." Li Qiye ilgisizce cevapladı.

 

Gu Tieshou sessiz kalıp onun kibirli sözleri karşısında gülümsedi. Bu Cennet Koruyucu Şehir olsa da Li Qiye'nin kibrine alışmıştı.

 

Li Qiye ona baktı ve kafasını sallayıp konuştu: "Tarikatımızın gerçek gücü çok zayıf."

 

"Çok fazla kaynağımız yoktu." Gu Tieshou biraz çaresizce cevapladı. Tarikatı bu kadar uzun süre koruyan biri olarak nasıl olur da tarikatın güçlendiğini görmek istemezdi. Ancak ne yazık ki kalbi istese de yetenekleri yetersizdi.

 

"Sıkı çalışmaya devam edin, artık kaynak kazanmaya başlayacağız." Li Qiye bu sözleri söyledi. Birisi tek ısırıktan şişmanlamazdı. Tarikatın gideceği daha çok yol vardı ve en önemli şey genç yetenekleri eğitmekti.

 

"İki gün içinde senin için ruhsal ilaçlar ve dan otları getireceğim." Gu Tieshou tarikat için elinden geleni yapıyordu.

 

Li Qiye başıyla onayladı ve cevapladı: "Daha fazla öğrenci almaya başlamalıyız. Luo Fenghua'nın yeni çğrencileri eğitmesini sağlayın. O velet bu konuda gerçekten yetenekli."

 

Gu Tieshou onayladı ve Li Qiye'nin sözlerini kabul etti. Aslında eskiye göre tarikatta son iki üç yılda çok büyük bir ilerleme olmuştu. Birçok yeni öğrenci fena değildi özellikle de Temizleyen Yeşim Tepesinin öğrenci grubu harika idi.

K.N: Bizimki iyi sopaladı onları. Normaldir :D

 

Aynı zamanda Su Yonghuan tarafından getirilen öğrenci grubu da tarikatın gücünü biraz yükseltmişti. Ancak hâlâ gidilecek uzun bir yol vardı ve İlahi Tanrı Tarikatı ve Gök Mavisi Gizemli Antik Tarikat gibi varlıklarla kıyaslanmak için çok iyi bir gelişim geçirmeleri gerekliydi.

 

Gu Tieshou Li Qiye'nin istediği tıbbi malzemeleri üç gün sonra getirdi. Onlar tüm salonu doldurmak için yeterliydi. Tarikatın tüm deposunun tek bir yere geldiği söylenebilirdi.

 

Li Qiye'nin hap yapmak istediğini duyan tarikatın en iyi simyacısı Elder Sun ilk oraya gelendi. Elder Sun Li Qiye'nin dan oluşturma konusundaki yeteneğine büyük bir değer veriyordu ve onun tarikatın simya ustası olmasını bile istiyordu.

 

Aslında Li Qiye de dan arıtma yöntemlerini Elder Sun ve diğerlerine öğretmek istemişti bu nedenle gözlemlemesi için sadece Elder Sun'a değil yüksek yetenekleri olan diğer simya ustalarına da izin vermişti.

 

"Birinci ve ikinci dönüşüm için olan tüm tıbbi malzemeleri alın ve onları hazırlayın. Onları yakında kullanacağız." Li Qiye Elder Sun'u grubunun geldiğini gördükten sonra emretti.

 

"Malzemeleri bu kadar erken mi kullanacağız?" Elder Sun malzeme dağına baktı ve konuştu: "Umm, burada çok fazla malzeme var... Bunları birinci ve ikinci dönüşümleri olan Kader Haplarına dönüştürmek iki üç yıl sürer."

 

"Bir planım var." Li Qiye cevapladı.

 

Li Qiye'nin kendine güven ile dolu olduğunu gören Elder Sun daha fazla irdelemedi ve öğrencilere Li Qiye'nin emrine uymalarını emretti. Li Qiye'nin neler yapacağını görmek istiyordu.

***************ÇEVİRMEN NOTU*************

Li Qiye ne planlıyor? Li Qiye neler yapacak? Merak mı ediyorsunuz? O zaman... Bekleyin, okuyun ve öğrenin .D

 






Giriş Yap

Site İstatistikleri

  • 44263 Üye Sayısı
  • 398 Seri Sayısı
  • 44158 Bölüm Sayısı


creator
manga tr