Bölüm 118

avatar
11065 26

Emperor’s Domination - Bölüm 118


Bölüm 118: Tanrı (2)



"Kan kadar güzel ilahi bir ışık!"

Bunu duyan Li Qiye'nin bakışları matlaştı. Kan kadar güzel ilahi bir ışık... bu onun en çok görmek istemediği şeydi! Antik zamanlarda Şerle Çevrilmiş Dağ Sırası kendine has bir dünyaydı ama bu huzurlu bir yer değildi.

"Sorun ne?"

Li Qiye'nin ifadesini gören Shuangyan bir şeyin yanlış olduğunu hissetti.

Li Qiye konuştu:

"Gidip İlahi Canavarlar ile Uzun Ömür Ruhlarının uykudalar mı yoksa bir yere kaçmışlar göreceğiz."

Geçmişte Li Qiye bu şeyin ortaya çıkmayacağına kesinlikle inanıyordu. Bu garip şey gizemli bir şekilde güçlü olmanın yanı sıra uğraşması da aşırı zor bir şeydi. Vahşi otlar gibi aşırı inatçıydı ve köklerini yok etmekte temelde imkansızdı.

Aslında Kara Karga olarak buraya ilk geldiğinde Ölümsüz İmparator XUe Xi ile her yeri süpürmüştü. Ardından bunu Min REn ile bir kez daha yapmıştı ve bu yerin neredeyse altını üstüne getirmişti. Ancak eğer o şey köklerinden biraz bile bıraktığında bir kez daha yükseliyordu.

Her ne kadar o sene Kara Karga iken onu bastıracak bir yöntemi geride bıraksa da görünüşe göre bu yöntem artık burada değildi!

"Birçok gelişimci doğuya gidiyor ve bazıları tehlikeli bölgeyi bile geçiyor. Ancak ne Uzun Ömür RUhları ne de ilahi Canavarlar var."

Doğuya giderlerken Shuangyan Li Qİye'ye rapor verdi.

"Bu gerçekten de böyle."

Li Qiye mırıldandı.

"Milyonlarca yıllık gebeliğin ardından nasıl bir görünüşü olduğunu görmek istiyorum!"

Tanrıların hazinesi mi? Bu sadece bir söylenti ama birisi Şerle Çevrelenmiş Dağ Sırasının tanrıların toprağı olduğunu ve bu yerin ilahi hazinelere ev sahipliği yaptığını söyledi!"

Shaungyan Li Qiye'ye baktı ve konuştu.

Bu mesele hakkında Li Qiye gülümsedi ve yavaşça konuştu.

"Tanrıların Hazinesi mi? Onları görmedim ama tanrıların kemik denizinde birkaç ilahi kemik olmalı!"

"Bu dünyada tanrılar var mı?"

Shuangyan duygulu bir şekilde Li Qiye'ye sordu.

Ölümsüzler ve tanrılar sadece Ölümlü İmparator DÜnyasında değil diğer Dokuz Dünyada da efsanelere konu alan şeylerdi. Bazıları bu dünyaların eskiden ölümsüzlere sahip olduğunu söylüyordu ama onlar daha sonraları yok edilmişlerdi.

(Ç.N: Ölümsüzler nasıl yok ediliyor acaba. Kafamda deli sorular ???? )

Bazıları antik zamanlarda tanrıların çağı olduğun bile söylüyordu. Tanrılar dokuz dünyaya hükmediyordu. Ancak tanrıların olup olmadığını kimse gerçekten söyleyemiyordu. Hazine elde edenler ve hatta Yaşam Hazinesi elde edenler olsa da onlar Issız Çağ veya daha önceki çağlardaki bilge kişilerden gelen şeyler değildi.

Onlar cennete karşı gelici hazinelerdi ama kimsenin onları bulmak için geri dönme vakti olmamıştı ve bazı gelişimciler bu hazineleri tanrıların hazineleri olarak değerlendirmişti.

"Tanrılar?"

Li Qiye soğukça güldü ve ilgisizce konuştu:

"Eğer bu dünyada tanrılar varsa, o zaman ben tanrıların lorduyum. Eğer bu dünyada ölümsüzler varsa o zaman ben ölümsüzlerin kralıyım!"

Bu sözler aşırı küstahçaydı. Bu sözleri duyan herkes Li Qiye'nin abarttığını düşünürdü ama Shuangyan buna alışmıştı. Bazen Li Qiye birçok kibirli şey söylüyordu ama meseleler onun ellerinde kolaylıkla çözülüyordu. Bu korkutucu bir açık sözlülüktü!

Doğuya ilerlerken birçok gelişimci gördüler. Onlar ya ruhsal hap arıyorlardı ya tıbbi otları bulmaya çalışıyorlardı ya da hazineler ve ilahi metalleri ortaya çıkarmak için farklı yerleri kazıyorlardı. Birçok kişi etrafta hiç Uzun Ömür Ruhu ve İlahi Canavar kalmadığı için buraya gelmişti.

Kısa sürede bu haberler her yere yayıldı. Bİrisi konuştu:

"Doğuda ilahi bir hazinenin ortaya çıktığını ve onn birçok büyük tarikat ve ülkeyi harekete geçirdiğini duydum."

"Aynen öyle. Shengtian Dao bile hızlıca doğuya yönelmiş.

Bir gelişimci konuşurken başka bir tanesi de ekledi:

"İnsanlar vahşi canavarların batıyı terk ettiğini görmüş. Muhtemelen ilahi hazinenin varlığına dayanamıyorlar bu nedenle gidiyorlar."

"Biz de acele etmeliyiz. Herkes oraya gidiyor. Orada toplanacak birçok hazine olacaktır. Eğer tehlikeli bölge artık tehlikeli değilse herkes zengin olacaktır."

Bu haberler hızlıca yayıldı ve kısa sürede tüm gelişimciler doğuya yönelerek hazine bulmaya çalıştı.

İlahi hazine hakkındaki söylentilere ise kimse emin değildi çünkü ilk olarak tanrıların gerçek olup olmadığını bile bilmiyordu.

Birçok kişinin ilahi hazinenin ortaya çıktığına inanma sebebi ise bu haberin Gök Mavisi Gizemli Antik Krallığın öğrencilerinden gelmesiydi.

Tam olarak haber Cennetsel Prens Qingxuan'dan gelmişti. O Doğu Denizi Markisi ve Shengtian Dao gibi canavar iliği ve uzun ömür kanı için İlahi Canavarları ve Uzun Ömür Ruhlarını öldüren biri değildi. O sadece tehlikeli bölgeyi arıyordu, sanki bir şeye bakıyordu.

"Cennetsel Prens Qİngxuan kesinlikle bir hedef için buraya geldi."

En sonunda bu haber Uçan Ejderha Gölünün Kaplumbağa Hükümdarı tarafından onaylandı.

Gök Mavisi Gizemli Antik Krallığı her zaman iki Ölümsüz İmparator nesli ile güçlü kaldı, dao kemiklerine mi ihtiyaçları var? Hangi cennetin iradesi gerek taşına gereksinimleri var?  Gök Mavisi Gizemli Antik Krallığı'nın hazineleri dehşet verici boyutlarda. Cennetsel Prens Qingxuan kesinlikle buraya dao kemikleri veya canavar kemikleri için gelmedi. Korkarım ki o ilahi hazine için burada. Eğer Gök Mavisi Gizemli Antik Krallığı'nı bile harekete geçirebiliyorsa, kesinlikle böyle olmalı."

Kaplumbağa Hükümdar uzun süre yaşamıştı ve zengin bir bilgisi vardı. Eğer böyle söylüyorsa birçok gelişimci de doğal olarak doğuda ilahi bir hazinenin ortaya çıktığına inanacaktı.

Li Qiye ise doğuya giderken bu doğal olarak tanrıların hazinesi için değildi. Böyle bir şeyin olup olmadığını o zaten biliyordu. Onun doğuya gitmesinin tek nedeni kurbağa idi!

Ancak tehlikeli bölgeye giderken şanlı bir karakter ile karşılaştı!

"Cennetsel Prens Qinxuan geldi!"

O anda bir gelişimci haykırdı. Herkes kafasını kaldırdı ve ufka baktı.

Gök mavisi ışık göğü süpürdü, sanki topraklarını dolaşan bir kral gibi büyük bir varlık yaydı. Farklı yaşlarda birçok insan bu gök mavisi ışığın içinde uçuyordu ve onlara önderlik eden genç bir adamdı.

BU genç adamın görünüşü gururlu ve uzundu. Yeşil bir ışık ile sarılmıştı ve sanki cennetin oğlu gibi kaos doğmuştu. Yüz hatları net bir şekilde görülmese de imparatorluk cübbesi giyerken ilahi bir taç takmıştı ve dünyayı kontrol eden cennetsel kral gibiydi.

Bakışlarından fark edilebilir bir gök mavisi aura çıkıyordu ve sanki her şeyi görebiliyordu.

Cennetsel Prens Qinxan... Gök Mavisi Gizemli Antik Krallığı'nın soyundan gelen birisi. Bazıların onun Ölümlü Kral Qingxuan'ın oğlu olduğunu söylüyordu. Bazıları ataları Ölümsüz İmparator Qingxuan'ın soyundan olduğunu söylüyor ve bazıları da Ölümsüz İmparator San Dao'nun soyundan olduğuna inanıyordu.

Ancak bunlar önemli olan noktalar değillerdi. Asıl şaşırtıcı olan şey Cennetsel Prens Qingxuan'ın aynı anda iki İmparator erdem kanununu çalışması söylentisiydi. Söylentilere göre o Ölümsüz İmparator Qİngxuan ve Ölümsüz imparator San Dao'nun Cennetin İradesi Gizli Kanunlarını da çalıştığına dair bir söylenti vardı.

"o Antik Krallığın soyundan geliyor, o gerçek bir ejder."

Cennetsel Prens Qingxuan'dan yayılan aura alana nufüz etti ve birçok kişiyi şok etti. Genç nesil ne kadar yetenekli olduğunu düşünürsen düşünsün Cennetsel Prens Qİngxuan'ın önünde düşük seviyede olduğunu hissediyorlardı.

"Bir krallık iki Ölümsüz İmparator;bir tarikat iki Cennetin İradesi Gizli Kanunu. Bu dünyada kim ona karşı kendini savunabilir."

Yaşlı Kraliyet Asilleri bile ağır yakıyordu.

Söylemeye bile gerek yoktu tüm Kraliyet Asilleri ondan korkuyorlardı ve provoke etmekten çekindiklerinden ondan kaçınıyorlardı. Cennetsel Prens Qingxuan güçlü olmakla kalmıyordu, arkasında da Gök Mavisi Gizemli Antik Krallığı vardı.

Cennetsel Prens Qingxuan'ın yanında başka bir adam daha vardı. Cennetsel Prens Qİngxuan çok güçlüydü ve emsallerinde olmayan devasa bir varlığa sahipti ama onun yanındaki genç adam çekiciliğini çok fazla kaybetmeden onu takip ediyordu.

Bu genç adam harikaydı ve dağ kadar yürekliliğin yanı sıra ciddi bir ifadeye sahipti. Varlığı Cennetsel Prens Qingxuan kadar dehşet verici olmasa da yine de harikaydı.

Bu genç adamın yanı sıra birçok yaşlı adam da onu takip ediyordu. Auralarını bastırsalar bile tek bir bakışta diğerlerinin kalpleri ürperiyordu. Bu yaşlı adamlar Antik Krallıktan gelen uzmanlardı ve gelişimleri de heybetli olmalıydı.

"Bu Dokuz Aziz Şeytan Kapısının en büyük öğrencisi Leng Chengfeng değil mi?"

Cennetsel Prensin yanındaki genç adamı gören birisi onun kökenini tanıdı ve şaşkınca konuştu.

Dokuz Aziz Şeytan Kapısı sadece Li Shuangyan gibi bir dahiye sahip değildi. Aslında en byüük öğrencileri de mutlak bir parlaklığa sahipti. Ancak bilinmedik sebepler nedeniyle en büyük öğrencileri ana soya seçilmemişti ve bunun yerine seçilen kişi Li Shuangyan olmuştu.

Bazıları Shuangyan'ın Aziz Kader Sarayı ve Kral fiziğine sahip olduğundan Şeytan Kral tarafından değer gördüğünü ve bu yüzden seçildiğini söylüyordu. Bazıları da Leng Cengfeng'in Şeytan Kralın öğrencisi olmadığından bu pozisyon için uygun olmadığını söylüyordu.

AMa ne olursa olsun Dokuz Aziz Şeytan Kapısı birçok tarikat tarafından kıskanılan iki öğrenciye sahipti. SHuangyan limitsiz bir potansiyele sahipti. Leng Chengfeng'in doğal yeteneği Shuangyan kadar büyük olmasa da o güçlüydü. Bazıları Dokuz Aziz Şeytan Kapısının genç nesli içindeki en güçlü kişinin o olduğuna inanıyordu.

"Leng Chengfeng ve Cennetsel Prens Qingxuan birlikte... Yoksa Dokuz Aziz Şeytan Kapısı Gök Mavisi Gizemli Antik Krallık ile iyi ilişkiler mi kurmak istiyor?"

Bu manzarayı gören bazı kişiler duygulu şekilde konuştu.

-----------ÇEVİRMEN NOTU-----------

Li Qiye neler yapacak? Leng Chengfeng neden orada? Shaungyan neler yapacak? Merak mı ediyorsunuz? O zaman... Bekleyin, okuyun ve öğrenin ????

 






Giriş Yap

Site İstatistikleri

  • 44237 Üye Sayısı
  • 398 Seri Sayısı
  • 44158 Bölüm Sayısı


creator
manga tr