Emperor’s Domination - Bölüm 91: Bir Salyangoz (1)

---

Bölüm 91 : Bir Salyangoz (1)

 

Nan Huairen ve ustası ayağa kalkmak için mücadele vermişti. Li Shuangyan doğrulduğunda ise yüzü ölü gibi beyazdı. Az önceki ölümsüz patlama gerçekten de çok korkutucuydu. O ışığın altında, Kraliyet Asilleri, Aydınlanmış Varlıklar, Antik Azizler hatta Cennetsel Krallar bile sadece küçük böcekler gibi kalırdı!

 

O anda, Nan Huairen ve ustası huşu içinde Li Qiye'yi izliyordu. Sonunda anlamışlardı, Li Qiye hayal güçlerinin sınırlarını aşan korkutucu bir varlıktı.

 

“Benim kafama girip bilgi denizime bakmaya mı cüret ettin? Bu yaratık ölümle yaşamı birbirinden ayıramıyor!”

 

Li Qiye'nin yüz ifadesi çok soğuktu. Bedeninden daha fazla öfkeli Ölümsüz İmparator aurası yayılmıyor olsa da, yüzünü görenler tir tir titrerdi. Kimsenin meydan okuyamayacağı yüce bir Ölümsüz İmparator gibi duruyordu.

 

Koca salyangozun kökeni cenneti kırabilecek güçteydi, ama ne yazık ki Li Qiye'nin bilgi denizine bakmaya çalışmak gibi bir hata yapmıştı!

 

Issız Çağ'da, Li Qiye Ölümsüz Şeytan Yeraltı Odası'na düşmüştü ve ruhu emilip bir kara kargaya hapsedilmişti. Sonrasında, kendi isteği dışında Ölümsüz Şeytan Yeraltı Odası'na çağırılıp, içerideki varlık tarafından hafızası okunuyordu.

 

Çok geçmeden Li Qiye, dünyaya karşı planlar yapma kapasitesine erişmişti. Sayısız ölümsüz bilgenin yardımını alarak Ölümsüz Şeytan Yeraltı Odasına karşı planlar kurdu ve aklının okunmasından kaçtı.

 

O zamandan sonra, Li Qiye'nin en büyük korkusu bilgi denizinin başka kişiler tarafından açılması ve hafızasının okunması olmuştu. Ölümsüz İmparator'ları geliştirecek kadar güç kazandığında, bir kez daha ruhunu, bilgi denizini ve hafızasını güçlendirmişti.

 

Söylenebilir ki; ruhu, Gerçek Kaderi, bilgi denizi ve hafızası, Ölümsüz İmparatorlar tarafından güçlendirilmişti. Sadece Min Ren değil, aynı zamanda Ölümsüz İmparator Xue Xi, Ölümsüz İmparator Tun Ri, Ölümsüz İmparator Ba Mie ve hatta Siyah Ejderha Kralı, Li Qiye'nin hafızasını güçlendirmişti.

 

Eğer herhangi biri bilgi denizine ya da anılarına dokunmaya kalkarsa, Ölümsüz İmparatorların takviyesine el kaldırmış olurdu! Kesinlikle bu Ölümsüz güç tarafından bastırılırlardı! Yani kendisi dışında kimse, hatta başka Ölümsüz İmparatorlar bile Li Qiye'nin hafızasına dokunamazdı!

 

Bu milyonlarca yıllık, çağlar boyu çabaların karşılığıydı. En çok korktuğu şeyin yaşanmaması için savunmasını kurmuştu!

 

Bugün bunu bilmeyen salyangoz, tanrısal bir yöntem ile Li Qiye'nin hafızasına girmeye çalıştı… Şüphesiz bu, ölümle dans etmekti!

 

“Onu buraya geri sürükleyin.”

 

Li Qiye böyle buyurmuştu.

 

Koruyucu Mo ve öğrencisi hemen emre uydu ve ayrıldı. Yarım gün sonra, gök gürültüsü gibi seslerle nihayet salyangozu geri getirebilmişlerdi. Sanki küçük bir dağı çekiyorlardı.

 

Devasa salyangoz Li Qiye'nin önünde hareketsiz bir şekilde yatıyordu.

 

“Büyük Kardeş, çoktan ölmüş mü?”

 

Nan Huairen sormuştu.

 

“Sadece bir süreliğine canını bağışlıyorum. Performansına göre hala ölebilir.”

 

Li Qiye tekrar buyurdu.

 

“Çömleği ve ilaçları çıkarıp pişirin bunu.”

 

Koruyucu Mo ve öğrencisi, hemen büyülü depodan devasa çömleği çıkardı ve tüm tıbbi bitkileri içine attı. Salyangozu da koydular.

 

Çok geçmeden çömlekteki su kaynamaya başladı ve ilaçlar tıbbi bir karışım haline geldi.

 

Koca salyangoz yavaş yavaş bilincini geri kazanıyordu. Uyanmış olsa da Ölümsüz İmparator'un baskısı yüzünden hareket edemiyordu! O anda tezgahtaki bir etti, Li Qiye ona her istediğini yapabilirdi!

 

“Sen... Kimsin sen?”

 

Çömleğe batmışken, dokunaçlarıyla suyun dışına ulaşma mücadelesi veriyordu. Koca gözlerini açarak Li Qiye'ye baktı. Gözleri korku doluydu. Karşısındaki bu çocuğun anıları Ölümsüz İmparatorlar tarafından korunuyordu! Kimdi lan bu!?

 

Önündeki on dört yaşındaki çocuğa bakarken hiçbir şekilde bu meseleyi anlayamıyordu. Son Ölümsüz İmparator Çağı otuz bin yıl önceydi. Mantıklı düşünürsek, bu çocuğun herhangi bir Ölümsüz İmparator ile karşılaşmasına imkan yoktu.

 

Önündeki çocuk açıkça hiçbir Ölümsüz İmparatoru görmemişti, ama bilgi denizindeki koruma kendisini bir saniyede bastırmıştı. Böyle bir etki üzerinde silinemez bir iz bırakmıştı. Bu mutlak gücün altında, ruhunun en derinlerine kadar korkmuştu ve karşısındaki gücün sadece bir Ölümsüz İmparator'un gücü olabileceğini anlamıştı!

 

“Benim kim olduğum önemli değil. Sen benim en büyük yasağımı çiğnedin.”

 

O anda, Li Qiye'nin ifadesi normale dönmüştü ve yavaşça konuşmuştu.

 

Li Qiye'nin yüz ifadesi normale dönünce, diğer üçü farkında olmadan derin bir nefes almıştı. Li Qiye sinirliyken, sanki nefes almalarını engelleyen koca bir kaya üstlerine biniyordu, bir Ölümsüz İmparator gibi ruhlarına korku aşılıyordu!

 

“Ne... Ne yapıyorsun?”

 

Salyangoza bela geliyorum demişti. Rengini kaybederken ancak bunu sorabilmişti.

 

Li Qiye yavaş yavaş konuştu:

 

“Çömleğin içinde pişen sensin? Ne yapıyor olabilirim? Uzun ömür kanını pişiriyorum. Hem de, bu havada güzel bir salyangoz çorbası iyi gider. Böylesi bir yemeği daha önce hiç tatmamışlar; belki tattıktan sonra asla unutamayacakları bir şey olur.”

 

“İ-İmkansız bu! B-Bedenim ölümlü ateşinin arıtabileceği bir şey değil! Sıradan su ile kaynayamam!”

 

Koca salyangoz bağırmıştı.

 

Li Qiye ise gülümseyerek konuştu:

 

“Başka biri o şekilde deneyebilirdi, ama ben? Asla öyle denemem. Eğer kökenini biliyorsam, hemen halledebilirim. Seni kaynatan bu suyun neyden yapıldığını biliyor musun? Bu kesinlikle salyangoz çorbası tarifi; sadece lezzetli olmayacak aynı zamanda çok besleyici olacak!”

 

Salyangoz bunu duyunca, çömleğin içindeki karışımı tattı. Tattıktan sonra içini ani bir korku kaplamıştı. Bu tıbbi bitkiler birleştiğinde kesinlikle vücudunun korumasını kaldırabilirdi!

 

Li Qiye çömleğe atladı ve görünmez çift bıçağını çıkardıktan sonra yavaşça konuştu:

 

“Kabilenizin kanını almanın bir sanat olduğunu biliyor olmalısın. Vücudunun silahlara ve Yaşam Hazinelerine dayanıklı bir hazine olduğunu biliyorum; ancak böyle bir karışımda kaynadıktan sonra, sonuçların ne olacağını biliyor olmalısın!”

 

Konuşması bitince, yıldırım gibi bıçaklarını saldı.

 

Bir anda, Li Qiye salyangozun devasa bedeninde kılıç kesikleri bırakmıştı. Birbirine geçen izler gizemli bir desen oluşturuyordu. Bu desen bir düzen gibi gözüküyordu, ama aynı zamanda gökler için bir vaazdı. Devasa salyangozun savunmasını çökerten derin bir daoydu!

 

Bıçakların iz bıraktığı yerlerden yavaş yavaş kan sızmaya başladı. Damlayan kanlar son derece güzeldi; paha biçilemez mücevherleri andırıyorlardı. Çömleğin içine damladılar ve tıbbi karışıma karıştılar. Karışımdan dalga dalga büyüleyici tıbbi kokular yayılmaya başladı. İnsanın ağzını sulandıran bir kokuydu bu.

 

“Uzun ömür kanı…”

 

Damlayan kanları görünce Koruyucu Mo oldukça etkilenmişti. Gelişimciler için uzun ömür kanı son derece değerliydi. Bu kanın bir damlasının, dünyevi özlerin on bin damlasına eşit olduğunu belirten bir deyiş vardı.

 

Li Qiye'nin yöntemi karşısında salyangozun ödü bokuna karışmıştı. Bu salyangozun gizemli bir yaradılışı vardı; Şeytan Irkından değildi, Cennetsel İblis ya da Uzun Ömür Ruhu da değildi. Kökeni cennetleri sarsardı ve bu dünyada son derece nadirdi.

 

Aşılamaz diye bilinen bedenleri vardı. Ama bugün, Li Qiye bu savunmanın nasıl kırılacağını bildiğini göstermişti. Aynı zamanda uzun ömür kanını ele geçirme yöntemini de biliyordu. Salyangoz, burada azılı düşmanıyla karşılaştığının farkındaydı!

 

Uzun ömür kanını kaybettiğini hisseden koca salyangoz, ruhunun Gerçek Kader'inden çekildiğini ve git gide zayıfladığını hissetti. Eğer böyle devam ederse, gerçekten de salyangoz çorbasına dönüşecekti.

 

“Ne istiyorsun? N-Ne söylemek istiyorsan söyle!”

 

Sonunda, koca salyangoz kalbi titrerken bağırmıştı. Eğer güçlüymüş gibi davranmaya devam ederse gerçekten de çorba olacaktı!

 

Li Qiye biraz bekledikten sonra ona doğru baktı ve konuştu:

 

“Şuna ne dersin? Bir bineğim yok, benim tarafımda olabilirsin.”

 

Li Qiye'nin söylediklerinden sonra Nan Huairen'in grubuna bir sessizlik çökmüştü. Tarihteki yüce kişilikler her zaman güzel dış görünüşe sahip binekler seçmişti. Bunların, Gerçek Ejderhalar ya da Anka Kuşları gibi olduğundan bahsetmeye gerek yok. Ama bir Ejderha Atı bile bu dev salyangozdan daha havalıydı.

 

Salyangoz, Li Qiye'nin söyledikleri üzerine düşündü. Kabilesindekilerin sayısı az olsa bile, gurur duydukları bir tarihleri vardı. Gelişimlerinin güçlü olduğundan bahsetmeye gerek bile yok. Bir insanın bineği olmak, onlar için katlanılmaz bir şeydi.

 

Li Qiye dev salyangoza bakarken sessizce konuştu:

 

“Sırf soyunuz biraz eskiye dayanıyor diye gururlu ayakları yapma. Kabilenizin kurucu atası bile beni görse, kendisinin küçüklüğünü anlar!”

 

Li Qiye'nin sözleri salyangozu şok etmişti. Koca gözleriyle Li Qiye'ye baktı ve sordu:

 

“Kimsin sen!?”

 

“Benim kim olduğum önemli değil; ya beni takip edersin ya da çorba olursun.”

 

Li Qiye mutlu bir şekilde devam etti:

 

“Eğer gelecekte özenle ve sadakatinle çalışırsan, On İki Çözüm'ü sana veririm!”

 

Bunu duyunca salyangoz mest olmuştu. Li Qiye'nin bineği olmaya hevesli değildi ve çorba olmayı buna tercih edebilirdi; ancak iş On İki Çözüme gelince, bu tamamen farklı bir meseleydi.

 

Biliyordu ki tarihin başından beri, On İki Çözüm'ü sadece bir varlık biliyordu, ama Li Qiye'nin o varlık olmadığı gayet açıktı!

 

[ÇN: Bir önceki bölümde 18 çözüm diyorlardı, ama bu bölüm 12 çözüm diyorlar. Kaynakta böyle, çeviride bir yanlışlık yok. Yazım hatası değilse belki de kabilelerinde 12'ye de ulaşan yoktur.]

 

“Güzel, sana söz veriyorum!”

 

Sonunda devasa salyangoz teslim olup kararını vermişti.

 

Li Qiye şaşırmamıştı ve konuştu:

 

“Gerçek Kader'inle ant iç.”

 

Sonrasında, devasa salyangoz Gerçek Kader'i ile bağlılık yemini etti. Bu sahne Nan Huairen'i ve ustasını duygulandırmıştı. Gerçek Kader yemini gelişimciler için çok ciddi bir şeydi. Bir kez yemin edildiğinde kesinlikle bu yemine uymak zorundaydılar. Yemin ihlal edilirse, geri tepmeye maruz kalıyorlardı.

 

Tabii ki, bir Gerçek Kader yemini için iki taraf da istekli olmalıydı.

 

Ant içtikten sonra, Nan Huairen ve Koruyucu Mo, salyangozu çömlekten çıkardı.