Bölüm-249 Kazanan Belirlendi, Varoluşun En Güçlü Canavarı... (Final)

avatar
197 0

Ejderha İmparator - Bölüm-249 Kazanan Belirlendi, Varoluşun En Güçlü Canavarı... (Final)


(Saligia)-Yeterli DEĞİL!!!!!


Saligia Ejder’in karşılık vermesine karşın saldırısının gücünü daha da artırdı ve Ejder’i geri püskürtmeye başladı. Ancak o anda Ejder gırtlağını parçalayıp kan kusarak bağırdı.


(Ejder)-SALİGİAAAAAAAAAAAĞĞĞĞĞĞĞĞĞĞĞ!!!!!!!!!!!!!!!


Ve tam o anda Ejder’in saldırısının gücü artmaya ve saldırının etki alanı genişlemeye başladı. Sanki sonsuz bir enerji deposu bulmuş gibiydi. Saldırısı o kadar hızlı genişlemişti ki Saligia’nın karşı koyacak gücü bile kalmamıştı.


Ejder bariz bir şekilde kendisine üstün gelmeye başlamıştı.


Saligia saldırısını daha fazla devam ettiremiyordu ve etkisi azalmaya başlamıştı. Ejder’in saldırısı ile deliler gibi büyümeye devam ediyordu. Hiçliği dolduruyor ve onu parçalanmaya zorluyordu. Hiçlik bir su şişesiyse Ejder’in enerjisi çoktan o şişeden taşmaya başlamıştı. Ama kapak yeterli gelmediği için şişe farklı noktalardan parçalanmaya başlamıştı.


(Ejder)-GEBEEEEEEEEERRR!!!!!!!!!


Ejder tüm gücüyle bir kez daha bağırdı ve saldırısı son noktasına ulaşarak Saligia’nın saldırısını tamamen yok ederek Saligia’ya ulaştı. Saldırıyı doğrudan karşılamak zorunda kalan Saligia bütün o enerjiye maruz kaldı ve yaşamı tükenmeye başladı.


(Saligia)-Sanırım buraya kadarmış.


(Saligia)-İyi bir dövüştü.


(Saligia)-Sen kazandın… Ejder…


Saligia düşünceleriyle kıvranırken Ejder’in saldırısı yavaşça azalmaya başladı ve saniyeler içinde tamamen tükenip yok oldu. Saligia’nın bedeni yavaşça ışığa dönüşüp saydamlaşmaya başlarken Ejder topallayarak yanına geldi.


Saligia tepki verecek kadar bile enerji bulamamıştı.


Sadece Ejder’e bakmakla yetinmişti. Ama sonrasında son defa nefesini alıp…


(Saligia)-Tebrik… ederim…


Saligia düzgün bir şekilde yenilgisini kaybedip tamamen ışığa dönüşürken Ejder ona baktı ve…


(Ejder)-Siktir git.


… diyerek onu umursamadı.


Saligia varoluştan tamamen silinmişti. Artık Saligia diye birisi yoktu. Ejder nihai amacına ulaşmıştı. Sonunda. En sonunda bunu başarmıştı. Artık varoluş ve hiçliğin içindeki en güçlü canavar kendisiydi.


Ejder Soykıran yaşayan en güçlü varlıktı.


Saligia gözden kaybolup yok oluşu gerçekleştikten sonra Ejder afalladı ve geriye düşer gibi oldu ancak sol ayağıyla bunu engelledi. Bütün bedeni titriyordu. Ama buna rağmen Ejder sağ kolunu kaldırmayı başardı ve yumruğunu sıktı.


Yere düşmemişti. Hala ayaktaydı. Vücudu tamamen bitmiş haldeydi ama o hala ayaktaydı. Tüm gücünü tüketmiş olmasına rağmen yıkılmamakta diretmişti. Bu onun mutlak zafer pozuydu.


Savaş artık tamamen bitmişti ve Ejder zafer pozunu da vermişti. Şimdi geriye her şeyin zamanla düzelmesini beklemek vardı. Çünkü az önceki saldırıdan sonra Ejder bütün varoluşu silmiş ve hiçliğin %83’lük kısmını yok etmişti. Geriye kalan yer sadece savaştıkları yer olan Hiçliğin Kalbiydi. Orası dışında her yer yok olmuştu.


Ejder zafer pozunda birkaç saniye kaldıktan sonra…


(Ejder)-Ben… kazan… dı… m…


… göz bebekleri kaybolmuş ve dengesini kaybederek geriye düşmeye başlamıştı. Fakat Ejder tam sırt üstü yere düşecekken arkasında bir boyut kapısı belirmiş ve Medusa koşarak ona arkadan sarılıp yere düşmesini engellemişti.


Medusa dizleri üzerine çöküp Ejder’in başını dizlerine yaslamıştı. Ağlıyordu. Çok sevdiği adam en sonunda istediği şeye ulaşmıştı.


(Medusa)-Başardın Ejder. Sonunda başardın. İntikamını aldın. En güçlü sensin artık.


Medusa göz yaşlarını siliyor olsa da göz yaşları hiç durmadan akmaya devam ediyordu. Ejder’in kendisini bıraktığı boyuttan savaşı izlerken öylesine endişelenmişti ki zaman zaman savaşa bakamamıştı bile.


İkili o şekilde yerde dururken narin bir el gelip Ejder’in elini tuttu ve…


(??)-Sonunda istediğini aldın Ejder. Umarım artık kendinde mutlu olma hakkını görürsün.


Medusa bu narin elin sahibine baktı.


(Medusa)-Rose.


Bu narin elin sahibi tabii ki de Ejder’in ilk ve tek arkadaşı olan Rose’ydi. O da ağlıyordu. Ejder’in yıllardır çabaladığı, acı çektiği, uğruna akli dengesini bile kaybettiği şeyi sonunda gerçekleştirmiş olması onu da ağlatmıştı.


Ejder şu anda yara içinde ve baygın durumda da olsa Rose onun rahatlamış olduğunu hissedebiliyordu. Bütün o baskılardan kurtulmuş olduğunu anlayabiliyordu. Ejder artık rahatlamıştı.


(Rose)-Onun adına öyle mutluyum ki.


Rose göz yaşlarını silerken bu sözleri dile getirmişti.


(Medusa)-İnan bana bende Rose. İnan bana bende.


***


--- 3 Yıl Sonra ---


Ejder kabaca 1 yıl kadar baygın kaldıktan sonra gözlerini açmıştı ve Rose Medusa ikilisi bunu bir festival gibi kutlamışlardı. Şimdi ise Ejder’in uyanışının ardından 2 yıl geçmişti.


Yani Ejder’le Medusa’nın tatlı kızları Ahenk 1 yaşındaydı.


Ahenk’te tıpkı Ejder gibiydi. Çoktan konuşmaya ve türlü şeyler yapmaya başlamıştı. Ayrıca insan görüntüsüne rağmen insan değildi. Ahenk yarı ejderha ve yarı tanrıydı. Ayrıca ,teknik olarak, bütün varoluştaki 2. tanrıydı.


Ejder, Medusa, Rose ve Ahenk hep birlikte yaşıyorlar ve güzel zamanlar geçiriyorlardı. Tabii Ejder kızıyla dövüşmekten geri kalmıyor ve ona nasıl savaşılacağını öğretiyordu. Ahenk’in savaşacak kimsesi olmasa da Ejder onu eğitmek istiyordu.


Zaten Ahnek’te genleri sağ olsun babasıyla dövüşmeyi ve yeni hareketler öğrenmeyi seviyordu.


(Medusa)-Hayatım. Son zamanlarda Saligia’dan geri kalan Günah Ejderhalarının ruhlarını etrafta göremiyorum. Bir şey mi oldu?


(Ejder)-Kafamı ütülemeye başlamışlardı bende özümsedim.


Savaş sırasında Saligia’nın ruhunda yaşayan ejderhalar onu terk etmiş ve gerçek efendilerinin peşine takılmışlardı. Ejder 2 yıl boyunca onları özümsemeyip cezalandırmıştı ancak 1 hafta kadar önce artık kafası şişmeye başladığı için onların özümseyip susmaları sağlamıştı.


(Medusa)-Anladım hayatım. Yemek birazdan hazır bu arada. Fazla yorma çocuğu.


(Ejder)-Tamam tamam yormam. Hadi bakalım ufaklık. Koş annene yardım et.


(Ahenk)-Amaaa…


(Ejder)-Aması maması yok. Hadi bakalım.


Ahenk yanaklarını şişirmiş ve…


(Ahenk)-Tamam baba.


Diyerek annesine yardıma koşmuştu.


Ahenk aralarına karışınca mutfakta 3 kişi olmuşlardı.


(Ejder)-Pekala. Onlar yemeği hazırlayana kadar…


Ejder kendi kendine söylendi ve hemen önünde bir kapı açıldı. Ejder kapıdan geçti ve hiçliğin tepesine giriş yaptı. Hiçliğin tam tepesinde dikilmeye başlamıştı.


(Ejder)-Dolaylı yoldan da olmuş olsa… yazarı öldürdüm. Bundan sonra her şeyin kontrolünü kendi ellerimle yapacağım. Bütün enerjim yerine geldiğine göre sanırım varoluşu yeniden şekillendirmekle başlayabilirim.


Diyerek yavaşça varoluşu şekillendirmeye başladım. Hiçlik zaten kendini yenilemeye devam ettiği için hiçlikle uğraşmama gerek yoktu. Belki varoluşla işim bittiğimde oraya da bir el atarım.


Varoluşu tekrar oluşturmaya başladığımda sıkıcı bir şey olduğunu fark ettim ve onu değiştirmek istedim. Nasılsa istediğimi yapabilecek kadar gücüm vardı. Varoluşu baştan yaparken değiştirdiğim bu şey ise “gerçeklikti”.


Zaten seride anlatıldığı için biliyorsunuz ama gerçeklik boyutları içinde barındıran bir yapı. Sonsuz gerçeklik ise varoluşu oluşturuyor. Bunun gerçekten sıkıcı olduğunu düşünüyorum. O yüzden basit bir değişiklik yaparak gerçeklik dediğimiz o yapıyı silip atacağım.


Yani geriye sadece evrenler, boyutlar, varoluş ve hiçlik kalacak. Hepimizin bildiği asıl gerçeklik kavramı ise nasılsa öyle kalmaya devam edecek. Yani gerçeklik artık boyutların içinde bulunduğu bir yapılanma değil. Gerçeklik artık sadece görüp bildiğimiz şeyler olacak. Normal dünyada nasıl işliyorsa bu evrende de öyle işleyecek.


Ejder bu düzenlemeyi yaparken bir yandan da varoluşu baştan yapılandırıyordu. Mevcut gücüyle çok uzun bir zaman harcaması gerekmemişti. Normal dünyadaki birkaç saniye onun sonsuzluğu sıfırdan yapılandırması için yeterliydi.


Açıklamasını yaptığı “gerçeklik” durumunu da halletmişti.


Ayrıca bu 2 yılda çocuğuyla çokça eğleniyor olsa da fark ettiği bir şey vardı. Gerçekten yapacak hiçbir şeyi kalmamıştı. Ve tam da o anda 2 yıldır yüzünde belirmeyen o korkunç gülümsemesi bir kez daha belirdi.


(Ejder)-Anlıyorum. Neden hiçliğin Ultimaximus’u yarattığını, neden Ultimaximus’un Ultima’yı ve Gaia’yı yarattığını, Gaia’nın ise neden Saligia ve bütün varoluşu yarattığını şimdi anlıyorum. Olacakları izlemek ve yaratılanların neler yapacaklarını görmek eğlenceli olmalı. E artık yazarda öldüğüne göre, neden her şeyi ben kontrol etmiyorum ki? Hahahahaha!!!


Diyen Ejder’in etrafında aniden yüzlerce ışık parçacığı belirdi ve Ejder kollarını iki yana açarak…


(Ejder)-Uçun! Benim minik eğlence kaynaklarım! Uçun ve farklı yaşantılarınızla beni eğlendirin!!!

 

 

 

***

Eveeet. Selamlar arkadaşlar ben Ego. Bu bölümle birlikte Ejderha İmparator serüvenim sona ermiş bulunmakta. Şu anda gerçekten ne demem gerektiğini bilmiyorum. Ama sanırım bir yerden başlamam gerekli. Aslında tam 5 yıl önce bu hikayeyi yazmaya başladığımda bu kadar ileri götürmek kafamda yoktu.


Ne kadar uzun ya da başarılı bir şey ortaya çıkartırım bilmiyordum. Ve işin benim için komik tarafı hiçbir kurgu olmadan bu seriyi yazmaya başladım. Kafamda olan tek şeyler Ejder ve Rose isimleriydi. Seriyi nasıl yazacağımı, nasıl ilerleteceğimi ve ne kadar ilerleteceğimi bilmiyordum.


Sadece kahraman hikayelerinden sıkıldığım için böyle bir şey yazmak istemiştim. İlk başlarda seriyi 4-5 defa yazdım ve sildim. Düzenlemeler yaptım. Farklı bir hikayeyle işledim. Farklı karakterler kullandım. Bambaşka şeyler döküldü klavyemden. 1 sene kadar bu şekilde devam ettikten sonra serinin ismine karar verdim ve “Ejderha İmparator” serüveni benim için başlamış oldu.


İlk başta 2 yıl boyunca seriyi yazdım. Ama ilk sezon finalinde yani Ejder’in geçmişe döndüğü yerde tıkandım ve zoraki bir şekilde final vermek zorunda kaldım. Çünkü hikayeye başlamışken elimde düzgün bir kurgu yoktu.


Bu durum beni çok kırmamıştı ama yine de moralim bozulmuştu. Seriyi zorla finale erdirdikten sonra 2-3 farklı roman yazmayı denedim ama bu roman kenarda kaldığı için içim hiç rahat etmedi ve onları da silip seriye bir kez daha başladım. Tabii bu sefer daha düzgün bir kurguyla. Ve işte o başlangıçtan sonra buradayım. Serinin finalini yazmak nasip oldu. O yüzden şu anda inanılmaz mutluyum.


Seri boyunca sürekli yorum yapıp benimle konuşan ve beni motive eden herkese bolca teşekkürümü sunuyorum ve bu seriyi bitirmem için beni desteklediğiniz için teşekkür ediyorum. Hikayenin ne kadar okunacağını hiçbir zaman önemsememiştim. Sadece sevdiğim şeyi yapmak isteyerek bu yola çıkmıştım. Hatta kendi kendime hiç yorum almasan bile başladığın işi bitir demişliğim var. Yani en başından beri bu seriyi bitirmeye planlamıştım kendimi.


Ama gelen yorumlarınız sayesinde motivem daha da arttı ve yazma hevesim oldukça yükseldi. Tabii son zamanlarda bölüm atma aralığım baya artmıştı ama o da seri finale yaklaştığı için çok hızlı yazmak istemememden kaynaklanan bir şeydi. Seriyi hızlıca bitirmek istemedim. O yüzden çok beklettiysem kusura bakmayın.


Bundan sonra roman yazmaya tabii ki de devam edeceğim. Kafamda kurduğum onca şeyin boşa gitmesine izin vermek gibi bir niyetim yok. Normalde yeni yazacağım seri için buradan size soru sorup hangi seriye başlamam gerektiğini soracaktım ama kafamda bir şeyleri oturttum. Yani hangi seriyi yazacağıma karar verdim.


Bu konuşmayı okuduktan hemen sonra profilime gidip “Bir Yazarın Hayatı” adlı romanımın ilk bölümüne göz atabilirsiniz.


Hepinizi seviyorum.


Sevgilerimle.


Ego. 






Giriş Yap

Site İstatistikleri

  • 44356 Üye Sayısı
  • 398 Seri Sayısı
  • 44158 Bölüm Sayısı


creator
manga tr