Bölüm-244 İlk Saldırılar ve Yıkımlar

avatar
146 0

Ejderha İmparator - Bölüm-244 İlk Saldırılar ve Yıkımlar


İlk yumruklarının çarpışmasının ardından yalnızca 1 buçuk saniye geçmişti ama çoktan 30 trilyondan fazla evren ve yaklaşık 7 bin boyut yok edilmişti. Sadece basit yumruklarla bu kadar büyük hasarlar verebiliyorlardı. Yaptıkları savaş gerçekten tarihe geçmesi gereken bir savaş olacaktı.


Ne yazık ki işleri bittiğinde duruma göre bu savaşı bilen 1 ya da 2 kişi olacaktı. Tabii bu savaşın bir sonuca ulaşıp ulaşmayacağı da vardı. Sonuçta iki sonsuz varlık her şeyleriyle dövüşüyorlardı. Bu savaş sonsuza kadar da sürebilirdi ikisinin birden ölümüyle de sonuçlanabilirdi. Olacakları tahmin etmenin herhangi bir yolu bile yoktu. Sadece olacakları izlemekle yetinilebilirdi.


Yüz binlerce yumruğun ardından bu eşit çarpışmayı bölen kişi Saligia oldu ve Ejder’in yumruklarından birisini yakalayarak onu milyonlarca ışık yılı uzağa fırlatarak on binlerce gezegen delip geçmesini sağladı.


Ejder ise aynı hızla bütün yolu geri geldi ve tüm gücüyle Saligia’ya çarparak onu milyarlarca evren boyunca sürükledi. Geride kalan evrenlerin tamamı parçalanırken parlak birer ışık parçasına dönüşerek ışık şovları sundular.


(Saligia)-Güç vermeye başlasan mı artık?


(Ejder)-Tek başıma oynamak istemiyorum.


Saligia Ejder’in sırtına dirseğiyle vurarak kendisini bırakmasını sağladı ve bir anda altında belirerek diziyle karnına vurarak Ejder’i ikiye ayırdı. Tabii aynı anda içinde oldukları boyut çarpıtıldı ve her şey tek bir noktaya çekilerek devasa bir kara delik ortaya çıktı.


Ejder’in alt bedeni kara delik tarafından yutulurken kara delik hızla genişlemeye başladı ve kocaman bir ayak şeklini alarak Saligia’nın üzerine bastı. Saligia bu devasa ayak altında ezilirken tüm bedeni tıpkı Gaia gibi bembeyaz oldu ve bütün kara deliği özümseyerek kara deliğin sahip olduğu bütün enerjiyi emdi. Sonra da yeniden eski haline döndü.


(Ejder)-Heee. Onu emmek için Gaia’nın yeteneği değil de “Oburluğu” kullanırsın sanmıştım.


(Saligia)-Oburluğu hemen salmaya gerek yok güzel dostum. Hepsinin bir zamanı var. Nasılsa şu anda sadece ısınıyoruz. Yeri gelince ikimizde ejderhaları kullanmaya başlarız. Öyle değil mi?


Bu sözlerin anlamı kısaca “sadece fiziksel güç kullanıyoruz” idi ve henüz gerçek savaşa geçmemişlerdi bile. Sadece yaptıkları birkaç basit hareketle varoluşun altını üstüne getirmişlerdi. Kendilerini zorlamadan bu kadar yüksek yıkımlar yapabiliyor olmaları gerçekten mantık sınırlarının dışındaydı.


(Ejder)-Öyle diyorsan öyle olsun.


Diyen Ejder parmaklarını şıklattı ve aniden altlarındaki evren kayboldu ve mavi renkte bir gezegene ışınlandılar. Saligia göz ucuyla çevreye bakındı ve…


(Saligia)-Titanyum? Hayır. Titanyum mavi değil. Ayrıca bu daha dayanıklı bir şey. Elmas. Bu da değil. Sanırım yeni bir element oluşturdun Ejder?


(Ejder)-Oldukça akıllısın bakıyorum. Kolayca parçalanmayacak yeni bir element bu. Coryum. Çekirdek Metali de diyebiliriz.


(Saligia)-Sözünde durmuyorsun ama. Ejderhalar yoktu hani.


(Ejder)-Yok zaten. Sadece burayı oluşturmak için Neo’yu kullandım. Savaşta onu kullanmayacağım.


Gözlerini deviren Saligia “Öyle olsun.” diyerek lafı uzatmadı ve pozisyon alarak ikinci turu başlattı. Ejder’de aynı şekilde pozisyon aldı ve ikili aynı anda harekete geçtiler. Saligia yumrukla saldırırken Ejder’de yumruğunu gerdi fakat bir anda yerde kaymaya başlayarak Saligia’nın ayaklarına vurdu.


Saligia dengesini kaybedip Ejder’in üzerine düşerken Ejder bir anda oradan kaybolup ayakta belirdi ve Saligia’nın kafasına sert bir tekme attı fakat Saligia o tekmeyi tutmayı başardı ve gökyüzüne fırlamaktan kurtuldu.


Dizleri yere değdiğinde hemen kendi etrafında dönmek için hareketlendi ve Ejder’in bacağını da kendiyle birlikte çevirerek kopardı. Ama Ejder’in bacağı daha kopmadan iyileşmeye başladığı için hiçbir şey olmamıştı.


(Ejder)-Yakaladım seni.


Ejder gülümseyerek söylendi ve Saligia’nın yere değdiği 0.002 saliselik duraksamayı fırsat bilerek bir tekme daha attı. Saligia tam gökyüzüne çıkmışken de görünmeyen bir güç tarafından tutuldu ve ezilmeye başladı.


Bu abisinden Ejder’e geçmiş olan telekinezi gücüydü.


Saligia ezilirken bir yandan da yenileniyordu. Gerçi acı çekmediği için sorun yoktu ama yine de hareket edememek onu sinir ediyordu. Ejder’in telekinezisi inanılmaz derecede güçlüydü.


(Saligia)-EJDEEEEEEEEERRRRRRRRR!!!!!!!


Saligia gırtlağını parçalamak istercesine bağırdı ve telekineziyi kırıp geçerek Ejder’in üzerine uçtu. Son hız Ejder’e çarptı ve onu suratından tutarak yere yapıştırdı. Sonra da ışık hızından milyarlarca kat daha büyük bir hızla gezegenin çevresinde tur atmaya başladı. Ejder’in oluşturduğu Coryum elementi öylesine sağlamdı ki yüz milyonlarca tura rağmen sadece aşınmıştı. Tabii Ejder’in kafa derisi de bu aşınmadan nasibini almıştı.


Ama ne var ki bu durumlar Ejder için anlamsız şeylerdi. Ejder bacaklarını karnına çekti ve Saligia’yı tekmeleyerek kendinden uzaklaştırdı. Fakat Saligia’nın bir anlık bir hareketle kendi kolunu kopardı. Kopan kolu Ejder’in suratında kalmaya devam ederken Saligia kolundan yeniden oluştu ve Ejder’i sürüklemeye devam etti.


Ejder ise durumu gözden geçirerek gözlerinden lazerler çıkartarak Saligia’nın kolunu ikiye böldü ve uçarak oradan uzaklaştı. Sonra da bir çivi gibi Saligia’nın tepesine çakılarak dizlerine kadar Coryum’a batmasını sağladı.


Saligia ise Ejder’in bacağını tuttu fakat Ejder yerinde dönerek diğer bacağıyla Saligia’nın suratına bir diz darbesi indirdi. Saligia ise ağzını devasa bir şekilde açarak dişlerini Ejder’in bacağına sağlayıp sağlam bir ısırık aldı.


Sonra da zıplayarak olduğu yerden çıktı ağzındaki bacağı tükürdü. Koca ağzı da normale döndü tabii. Gökyüzünden süzülürken yüzünde iğrenmiş bir ifadeyle Ejder’e bakıyordu.


(Saligia)-Tadın iğrenç.


Ejder yavaşça başını kaldırıp ona bakmaya başladı ve sinir bozucu bir şekilde gülümseyerek…


(Ejder)-Senin de.


O anda Saligia’nın gözleri açıldı ve bir şeyin farkına vardı.


(Saligia)-Sen ne zaman…


Kolları yoktu.


Ejder’in suratındaki gülümseme biraz daha genişledi.


(Ejder)-Hücresel Yıkım. Sen zıplarken kollarını hücresel boyutta parçaladım. Benden daha hızlı olabileceğini düşünmedim değil mi?


(Saligia)-Ah, anlıyorum. Dedem Ultimaximus’un gücü damarlarında aktığı için bu kadar güçlüsün.


(Ejder)-Hayır hayır hayır hayır hayır. Lütfen lütfen. Küçük bir yanlış anlaşılma var. O elemanın gücü damarlarımda akmıyor. O güç zaten benim. O aptalın gücünü özümseyip kendi gücüm yapalı çok oluyor. Kendime boş yere “Nihai Yaşam Formu” demiyorum ben. Var olabilecek en üst seviyenin bile üstündeyim.


(Saligia)-Ama ne var ki bende dedemin gücüne sahibim. Unutma. Senin savaştığın Gaia gerçek değildi. Sadece onun bir tezahürüydü o kadar. Gerçek Gaia, yani annem benim ruhumda yaşıyor.


O anda Saligia’nın bedeni beyaz bir aurayla kaplanmaya başladı ve çok geçmeden Saligia’nın gözleri beyaz renge büründü. Sonra da başında dallardan oluşan bir taç belirdi.


(Saligia)-Yapmam gereken tek şey, tıpkı abine yaptığın gibi… onu özümsemek.


Saligia kendi ruhunda yaşayan gerçek Gaia’yı özümsedikten sonra aurası yeşile döndü ve gözleri eski rengine kavuştu. Olduğu yerde boynunu kütleten Saligia’nın kolları yeniden oluştu ve…


(Saligia)-Ahhh, tazelenmiş hissediyorum.


(Ejder)-Sanırım böylesi daha iyi.


Diyen Ejder zıplayarak atağa geçti.


Fakat daha yolun yarısındayken yumruğu bir anda durduruldu. Saligia Ejder’in gelmesini beklemeden onu karşılamış ve saldırısını durdurmuştu.  


(Ejder)-Bari diğer bölüme kadar bekleseydin “oburluğu” kullanmak için. Ne çabuk zamanı geldi.


Ayrıca Ejder’in gücünü emmeye başlamıştı. Yumruğunda biriken tüm enerjiyi anında emerek yumruğu geçersiz kılmıştı.


(Saligia)-Bana güvenmemen gerektiğini bilmiyor musun? Benim sözlerime güven olmaz. Ne var ki, yapacağım şeylere de güven olmaz.


Diyen Saligia telekinezi kullanarak Ejder’i hareketsiz kıldı ve konuşmaya devam etti.


(Saligia)-3. Ragnarok’ta o aptal maymunun Ares’e karşı kullandığı tekniğin adı neydi ya? Hah hatırladım.


Tam o anda tıpkı Wukong’da olduğu gibi Saligia’nın tacı kaybolmaya başladı ve Saligia’nın enerjisi akıl almaz bir şekilde artmaya başladı. Saligia’nın arkasında Gaia’nın bir figürü belirdi ve Saligia yüzük ve serçe parmaklarını kapatıp diğer parmaklarını açık bırakarak çapraz bir şekilde bileklerinden birleştirdi.


(Saligia)-Kıskançlık Ejderhası: Sınırsız Hırsız.


Sonrada kollarını iki yana açarken tekniğin adını dile getirdi.


(Saligia)-Kıskanç Yeni Nirvana!


Saligia’nın arkasındaki Gaia figürü bir anda dağıldı ve Ejder’in görüş açısı tamamen beyaza boyanarak kapandı. 







Giriş Yap

Site İstatistikleri

  • 44356 Üye Sayısı
  • 398 Seri Sayısı
  • 44158 Bölüm Sayısı


creator
manga tr