Bölüm-137 İkinizle Birden Dövüşeceğim

avatar
341 1

Ejderha İmparator - Bölüm-137 İkinizle Birden Dövüşeceğim


(Wukong)-Ha? Ben mi? O niye lan?


Wukong, Atlas’ın dövüşmek istediği kişinin kendisini olduğunu öğrenince oldukça şaşırmıştı çünkü böyle bir şey beklemiyordu. Hatta Atlas’ın dövüşmek isteyeceğini bile düşünmemişti. Diğer tanrılara destek olmak için buraya geldiğini düşünmüştü. Sonuçta buraya gelen birçok tanrı dövüşme isteğinde bulunmamıştı. Sadece Zeus’un yanında toplanmışlardı.


(Zeus)-Ne o? Güçlü bir rakipten gelen dövüş isteğini kabul etmeyecek misin?


(Wukong)-Yanlış anlama. Atlas’ı geri çevirmek gibi bir niyetim yok. Sadece sizin gibi işe yaramazlar dururken cezalı olan birisinin benimle dövüşmek istemesi tuhaf geldi o kadar. Birde kapıdan çıkar çıkmaz bana dövüş teklif etmiş olması birazcık şaşırttı.


Wukong, Zeus’un kışkırtmalı ses tonuna kanmamıştı ve sakince cevaplamıştı.


(Wukong)-Ne oldu? Bozulmuş gibisin. Kışkırtman işe yaramayınca üzüldün mü?


(Zeus)-Seni..!


(Wukong)-Hahaha. Mal lan bu. Her şeye sinirleniyor. Aman neyse. Umurumda değil gerçi. Dövüş isteğini kabul ediyorum Atlas. Ancak bir şartım var.


(Atlas)-Dinliyorum.


Atlas Wukong’a baktığında tuhaf bir şekilde fazlasıyla ciddi olduğunu gördü. Ama bir şekilde bu ciddiyetin kendisine yöneltilmediğini düşünüyordu. Wukong’un şartı başka bir şey ya da başka birisiyle alakalı olmalıydı. Ve öyleydi de.


(Wukong)-Sen öldükten sonra Yeşim Taşı Kral’ıyla dövüşmek istiyorum.


“Yeşim Taşı Kralı? O ne alaka şimdi? Öleceğim nereden çıktı peki? Ayrıca, bunun neresi bir şarttı lan!?”


(Wukong)-Tepkine bakılırsa bu ne biçim bir şart diyor gibisin. Bende pek şart gibi durmadığının farkındayım ama o şerefsizle olan dövüşüm yarım kaldı. Onunla düzgün bir şekilde dövüşüp ondan daha güçlü olduğumu kanıtlamak istiyorum.


(Kral)-Hmph! Sanki böyle bir şey mümkünmüş gibi.


(Wukong)-Denemeden bilemezsin değil mi?


Kral hala Wukong’dan daha güçlü olduğunu düşünüyordu çünkü Wukong’un yapabildiklerinden haberi yoktu. En basitinden Wukong, Ares’le dövüşürken bir güneş sistemini tamamen yok etmişti ancak Kral’ın bundan haberi yoktu.


Wukong’un kafa bandı kaybolduğunda ne kadar güçlü olabileceğini bilmiyordu.


(Kral)-Gerçekleri bilmek için denemeye gerek yoktur maymun.


(Wukong)-Güçsüz olduğunu öğrenmemek için bu kadar çaba sarf eden birisini ilk defa görüyorum.


Wukong’a göre şu anda Kral güçsüzlüğünü kabul etmek istemeyen basit bir çocuktan başka bir şey değildi. Çok güçlü olmasına ve geçmişlerinde Wukong’a çok çektirmiş olmasına rağmen şu anda ona yenilirse bütün onurunun kaybolacağını bilen ve bunun gerçekleşmesini istemeyen bir çocuk.


(Kral)-Beni yanlış anlama. Bir şeyleri öğrenmemek için çabalıyor falan değilim. Sadece şu anda seninle uğraşmak istemiyorum. Seni bir kez daha yenersem harcadığım zamana yazık olacak. Zaten seni defalarca yendim.


(Wukong)-Korkakça bir bahanenin ardına sığınıyorsun Kral. Beni defalarca yenmiş olman her zaman yenebileceğin anlamına gelmiyor.


Wukong şu anda Kral’dan daha güçlü olduğunu biliyordu. Belki onu kafa bandı görünmezken ya da görünür haldeyken yenemezdi ancak kafa bandı kaybolduktan sonra kesinlikle ondan daha güçlüydü. Sonuçta kafa bandı olmadan Wukong’u sınırlayan hiçbir şey yoktu. Wukong mühürlenmediği sürece Kral’dan katbekat üstündü.


(Atlas)-Bu kadar konuşma yeter!


Atlas aniden haykırdı ve Wukong’un üzerine atıldı ancak Wukong tepki vermeden hemen önce başka birisi araya girerek Atlas’ı engelledi.


(??)-Dur bakalım Atlas. Benim savaşım henüz bitmedi.


(Atlas)-Herkül! Ne demeye beni durdurdun lan!?


(Herkül)-Sana benim savaşım bitmedi dedim! Maymunla olan dövüşüm yarım kaldı. Kral’ı görünce beni bıraktı ve ona saldırdı. Yani biz hala savaşıyoruz.


Herkül Wukong’la olan savaşı yarım kaldığı için Atlas’ın rakibini çalmasına izin vermeyi düşünmüyordu. Wukong’u öldürecek kişi kendisi olmalıydı.  


(Atlas)-Ben geldiğimden beri kenarda sakince oturuyorsun. Savaşınız çoktan bitmiş!


(Herkül)-Dinlenmesine izin veriyordum be! Onu en iyi halindeyken öldürmem lazım!


(Atlas)-Bu bir bahane değil!


(Herkül)-Değil zaten! Sadece en iyi haliyle dövüşmek istiyorum o kadar. Güçten düşmüşken onu öldürmenin hiçbir zevki yok.


(Lucifer)-Bunlar çoktan seni öldürmüşler la.


Atlas ve Herkül kendi aralarında kavga ederken Lucifer, Wukong’a bakarak bunları dile getirmişti.


(Wukong)-Harbiden ya. Hayır yani beni öldüreceklerine niye bu kadar eminler ki?


Wukong’un ikisinden de güçlü olduğu kesindi ancak ikisi yine de onu öldürebileceklerine inanıyorlardı. Sonuçta onlar dünyaya sonradan gelmişlerdi ve bu yüzden de Ares’in ölümünden haberdar değillerdi.


Herkül, Wukong’un birisiyle dövüştüğünü biliyor olsa da kiminle dövüştüğünü bilmiyordu. Gerçi Wukong’un öldürdüğü kişinin cesedini görmüştü ancak o anki odağı Wukong’un kendisi olduğu için kim olduğuna dikkat etmemişti. Ayrıca yaşanan dövüşün ne kadar şiddetli olduğunu da bilmiyordu/bilmiyorlardı.


Eğer Wukong’un bir güneş sistemini yok ettiğini bilseler kesinlikle ona bulaşmak istemezlerdi. Ama bilmedikleri için rahat bir şekilde onu öldüreceklerini söyleyebiliyorlardı.


(Lucifer)-Bu arada, Ares’le dövüşürken neyi yok ettin sen? Bayağı büyük bir patlamaydı o.


(Wukong)-Ha? Buradan hissedildi mi lan o?


(Lucifer)-Hayır. Ama ben hissettim. Hislerim fazlasıyla keskindir.


(Wukong)-Milyonlarca kilometre uzaklıkta olan şeyleri hissedebilecek kadar mı?


(Lucifer)-Şöyle söyleyeyim. Şu anda burada bulunan onlarca kişi içinde hisleri en keskin olan kişi benim. Sonuçta bütün cehennemde olan bitenlerden haberdar olmam gerekiyordu.


(Wukong)-Bütün cehennemi hissedebilecek kadar geniş ve keskin hisler ha? İyiymiş. Bir güneş sistemini yok ettim.


(Lucifer)-Sen o kadar güçlü müsün lan!?


Lucifer, Wukong’un yok ettiği yeri duyduğunda komik bir tepki vermişti. Bir anlığına bile olsa buna inanmamıştı tabii ama hissettiği patlama çok büyüktü. Yani Wukong yalan söylemiyordu.


(Wukong)-Tahminlerini aştım sanırım.


(Lucifer)-Aştın gerçekten. Ama seni küçümsemek benim hatamdı. Ejder’in zayıf birisini getirmesinin imk…ah, dövüşmeye başladılar.


Lucifer tam Wukong’u övüyordu ki Herkül’le Atlas’ın yumruklaşmaya başladığını fark etti ve dikkati oraya kaydı.


(Lucifer)-Senin için iki kişi kavga ediyor maymun. Sevinebilirsin.


(Wukong)-Hayatta olmaz!


(Lucifer)-Niye lan ne güzel işte.


(Wukong)-Benim için kavga eden erkekleri ne yapayım lan ben!?


(Lucifer)-Kadın olsalardı tamamdın yani?


(Wukong)-Başka ne olacaktı ya!? Ayrıca, kadın olsalardı da bir şey değişmezdi. Kadınlar yalnızca hislerini köreltirler. Dinginliğimi bozarlarsa güçten düşerim. Her ne kadar Ejder yüzünden fazla belli olmasa da bende çok güçlüyüm. Ve sende öylesin. Sadece Ejder’in gölgesinde kalıyoruz o kadar. Pekte umurumda değil gerçi. Her ne kadar dövüş meraklısı olsam da bir süreden sonra dövüşmek bile haz vermemeye başlıyor.


(Lucifer)-Değil mi? Bakalım Ejder ne zaman dövüşmekten sıkılacak. Gerçi her şeyi yok ederse dövüşecek hiçbir şeyi kalmaz ama. Vur lan! Vur! Aslanım Herkül be!


(Wukong)-Bakıyorum da birileri taraf tutmaya başlamış.


(Lucifer)-Ne var be!? Herkül daha havalı duruyor.


Herkül ve Atlas ölümüne birbirine girmişken Lucifer tamamen işin eğlencesindeydi. Rakipleri dövüşürken taraf tutuyor ve Herkül’ü destekliyordu. Herkül ve Atlas arasındaki savaş küçümsenecek türden değildi.


Herkül, Atlas’ın birkaç parmağını kopartmayı başarmıştı. Atlas ise Herkül’ün sağ kolunu kırmıştı. Ancak kopan ve kırılan uzuvları hızla iyileşmiş ve eski haline dönmüştü. Ardından Atlas bir yumruk atarak Herkül’ü tam anlamıyla yere çivilenmiş ve üzerine basmıştı.


Herkül ise yuvarlanarak Atlas’ın altından çekilmiş ve elleriyle kendisini ayağa fırlatarak Atlas’ın suratına tekme atmıştı. Birkaç adım geri giden Atlas ayağını yere sağlam basmış ve yere düşmekten kurtulmuştu.


Ardından Herkül bir kez daha saldırmış ve onu yumruklamıştı. Atlas yerinden bile kıpırdamamış, bu da yetmezmiş gibi Herkül’ün yumruğunu kafasıyla ittirerek geri çevirmişti. Hatta savuşturmasının devamında Herkül’e kafayı geçirmişti.


(Wukong)-Off of. Dövüşleri çok kafa açıyor ya.


(Lucifer)-Gidip durdursan mı?


(Wukong)-Öyle yapacam zaten. Gideyim de şu mallarla ben dövüşeyim. Yoksa susmayacaklar.


Herkül kafayı yedikten sonra birkaç hamle daha yapılmıştı ve Wukong aralarına girmeden hemen önce ikisi birden yumruk sallamışlardı. Wukong doğrudan bu yumrukların arasında kalmıştı.


(Wukong)-Benim için kavga etmenize hiç gerek yok çocuklar.


Wukong ikisinin yumruklarını kolayca durdurmuş ve dövüşlerini bitirmişti.


(Wukong)-Madem bu kadar isteklisiniz. İkinizle birden dövüşeceğim! 

 






Giriş Yap

Site İstatistikleri

  • 44355 Üye Sayısı
  • 398 Seri Sayısı
  • 44158 Bölüm Sayısı


creator
manga tr