Bölüm-113 Raijin’in Yıkıcı Gücü

avatar
371 1

Ejderha İmparator - Bölüm-113 Raijin’in Yıkıcı Gücü


(Raijin)-Şimdi, gerçek eğlenceye hazır mısın? 


Yerden yaklaşık olarak yarım metre yükselen Raijin kibirli bir ifadeyle Belphegor’a bakıyordu. Yasak Mühür Tekniğini uygulamış olduğu için kendisine olan güveni tamdı ve rakibini kolayca öldürebileceğine inanıyordu.


Doğal olarak bunu düşünmekte haklıydı. Sonuçta artık mühürleri yoktu ve sahip olduğu güç seviyesi hayal gücünü bile aşacak düzeydeydi.


Yine de Belphegor, Raijin’in bu kibrine zerre kadar önem vermiyordu. Kendisini öldürebileceğine de inanmıyordu.


(Belphegor)-Gerçek eğlence mi? Sen dayak yemekten zevk alıyor olabilirsin ama savaşımız kesinlikle sıkıcı olacak. Benim için yani.


Belphegor’un kibri Raijin’den bile fazlaydı. Ama tabii ki bunu Raijin’i kışkırtmak için yapıyordu ve görünüşe göre başarılı da oluyordu çünkü Raijin öfkeden yumruklarını sıkıyordu. Biraz daha zorlasa tırnakları etini delip geçecekti.


Derince bir nefes alıp sinirine hakim oldu ve…


(Raijin)-Uyumaktan başka hiçbir vasfı olmayan basit bir canlı için çok kibirli sözler söylüyorsun.


(Belphegor)-Uyumayı her şeyden çok seviyor olmam güçsüz olduğum anlamına gelmez.


Belphegor, Raijin’in kışkırtma çalışmasını kolayca karşılamış ve kendisinin güçlü olduğu söylemişti. Gerçekten de fazlasıyla güçlü birisiydi ancak şu anda Raijin’e karşı kazanıp kazanamayacağını bilemiyordu. Sonuçta Raijin’in bütün mühürleri kaldırılmıştı ve herhangi bir zayıflığı kalmamıştı.


(Raijin)-Ve beni yenebileceğin anlamına da gelmez.


(Belphegor)-Ben bundan emin olmazdım.


Belphegor hemen kolunu uzattı ve Raijin görünmez bir güç tarafından yakalandı ve boğazı sıkılmaya başladı ancak vücudunu bir anda yıldırımlarla donatarak boğazını sıkan görünmez gücü def etti ve hızla yer değiştirdi.


Tanrı olmasının getirdiği hızın yanında şu anda mühürleri de yoktu ve normalden daha hızlıydı. Bu da yetmezmiş gibi yıldırımları kullanarak kendisini biraz daha hızlandırmıştı. Şu anda dünyada bulunan en hızlı ikinci kişi kendisiydi. En hızlı kişi ise Ejder’di.


Hızla yer değiştirip aynı anda 3 yerde birden görünmeye başladı ve Belphegor’u, ışık hızını aşan saldırılarla ağır bir yumruk yağmuruna tuttu. Saniyeler içinde yüzlerce yumruğa maruz kalan Belphegor ise o kadarda etkilenmiş gibi görünmüyordu.


Dışarıdan bakıldığında fark edilmiyor olsa da aslında darbelerin hiçbirisi ona ulaşmıyordu. Vücuduna milimetreler kala saldırılar duruyor ya da geri çekiliyordu. O yüzden de Belphegor darbelere maruz kalıyormuş gibi görünüyor olsa da hiçbir tepki vermiyordu.


Raijin bunun işe yaramadığını anlayınca biraz daha hızlandı ve saldırılarını yıldırımlarla şarj etmeye başladı. Bununla birlikte hem yumruklarının gücü arttı hem de hızı. Az önceye oranla 3 kat daha fazla yumruk atabiliyordu.


Yumrukları aynı anda hem hızlanıp hem de güçlendiği için Belphegor’un etrafını çevreleyen görünmez gücü yavaştan aşmaya başlıyordu. Bunu nereden anladığını soracak olursanız da, Belphegor yaklaşık olarak 2 santimetre kadar geriye itilmişti.


Kısacası Raijin’in saldırıları işe yarıyordu.


Ancak Raijin art arda saldırıyorken Belphegor’da boş duracak değildi. Raijin’in saldırılarının arasını az çok görebiliyor ve boşluk bulmak için bekliyordu. Raijin ise boşluk vermemek için elinden geleni yapıyordu çünkü Belphegor’un yeteneğinin ne olduğunu henüz bilmiyordu. Daha doğrusu çözememişti.


Belphegor’un görünmez gücü telekinezi miydi yoksa daha farklı bir yetenek miydi bunu hala anlayamamıştı.


Derken Belphegor beklediği boşluğu yakaladı ve olduğu yerden tekmesini salladı ve görünmez gücü oldukça sert bir şekilde Raijin’e çarptı. Öyle ki görünmez güç Raijin’e doğru ilerlerken yeri parçalamıştı.


Tekmeyi yiyen Raijin geri itilirken konuştu.


(Raijin)-Tch! Beklediğimden hızlı çözdün.


(Belpheogr)-Beni hafife almak senin suçundu. Yumruklarını şarj etmek için yarım saniyeliğine bile olsa duraksıyorsun. Benim senin kadar hızlı olmadığımı düşündüğün için o boşluğu fark edeceğimi düşünmedin.


Belphegor tamamen haklıydı. Raijin yumruklarına depoladığı yıldırımlar biterken yarım saniyelik bir duraksama yaşıyordu ancak hızı yüzünden bu duraksama çok fazla anlaşılmıyordu. Yine de Belphegor bunu çözmeyi başarmıştı.


(Raijin)-İyi de o boşluğu görememen lazımdı. O kadar gözlere sahip değilsin.


İşte bu konuda da Raijin tamamen haklıydı. Belphegor’un yeteneği gözleri değildi. Yani gözleri tamamen normaldi. Ama yine de bir şekilde o boşluğu yakalamayı başarmıştı.


(Belphegor)-Haklısın. Gözlerim o kadar keskin değil. Ama hislerim öyle. Bedenim oldukça hassastır, yani bana karşı kullandığın bütün darbelerinin taşıdığı enerji miktarını ve zaman aralıklarını kestirebiliyorum. Yumruklarının enerjisi azalmaya başlayınca duraksayacağını çoktan biliyordum.

Sadece o aralığı bulabilmek için yumruklarını iki defa şarj etmeni bekledim o kadar. Ama 3. sefer işler istediğin gibi gitmeyecekti. Ve gitmedi de.


Belphegor yaptığı şeyi açıklarken Raijin pür dikkat onu dinlemişti. Belphegor’un böyle bir şey yapabileceği aklının ucundan bile geçmemişti. Bu noktada onu küçümsediğini kabul etmeliydi.


(Raijin)-Pekala. Seni küçümsedim bunu kabul ediyorum. Ama bakalım buna karşı ne yapabileceksin.


Raijin’in bu sözlerinden sonra gökyüzü haykırdı ve kara bulutlar yıldırım ağlamaya başladı. 3 saniye içinde binlerce yıldırım toprakla ilişkiye girdi ve etrafı paramparça ederek inanılmaz bir yıkım getirdi. Tüm bu yıldırımlardan Belphegor’un üstüne düşmeye çalışanlar ise görünmez güce takıldı ve Belphegor’a ulaşmayı başaramadı.


Belphegor’un gücü bir kez onu korumuştu. Raijin ise bu durum karşısında sakinliğini koruyordu. Kollarını iki yana açtı ve yıldırımlar, ellerinin içinde şekillenerek hızla dönen birer çember haline geldi. Sonra da büyüyerek Raijin’in gövdesi kadar bir büyüklüğe ulaştılar.


Raijin gerildi ve iki dönen çemberi arka arkaya fırlattı. Belphegor hemen bir tekme attı ve görünmez gücü hareketlenerek yıldırım çemberlerine çarptı ancak o noktada Belphegor’un beklediği şey gerçekleşmedi ve yıldırım çemberleri bozularak kaybolmadı.


Aksine, kendisinin görünmez gücünü kesip geçtiler ve hızla ona yaklaşmaya başladılar.


(Belphegor)-Siktir!


Belphegor hemen yana zıplayarak çemberlerden kurtuldu ancak yine beklemediği bir şey oldu ve çemberler yön değiştirerek tekrardan ona doğru hareketlendiler.


(Belphegor)-Lanet olası!


Belphegor hemen kollarını uzatarak ellerini kavuşturdu ve görünmez gücü bir kez daha harekete geçerek çemberleri havada durdurdu. Ve tam o anda Raijin’in sesi kibirle parladı.


(Raijin)-Tependeki yıldırımları serbest bırakmak istediğine emin misin?


Belphegor hemen gökyüzüne baktı ve yaptığı harekete lanet etti. Deminden beri görünmez gücüyle tepesine inen yıldırımları tutuyordu ancak şu anda çemberleri durdurmak için istemeden onları serbest bırakmıştı.


İşler kötüydü. Tepesinde binlerce yıldırım vardı ve hepsi de onu yok etmek için yağmaya başlıyordu. Ancak tam o anda Belphegor gülümsemeye başladı.


(Belphegor)-Al sana eğlence.


Tek ayağını yere sertçe yerleştiren Belphegor diğer ayağıyla kendisi itti ve kendi etrafında dönmeye başladı. Bununla birlikte de saniyeler içinde kendisini saran bir hortum oluşturdu. Hortumun çekim gücüyle birlikte de etrafta bulunan toprak parçaları bu çekim gücüne yenik düştü ve Belphegor’un hortumuna katılarak büyümesine yardım ettiler.


Hortum anında 5 metrelik boyuta ulaşmışken gökyüzünden inen bütün yıldırımlar hortumun içine çekildi ve hortumun dış katmanını korurcasına hortumla birlikte dönmeye başladılar. Tabii Raijin’in göndermiş olduğu yıldırım çemberleri de bu hortumdan kaçamamıştı ve dış tarafta dönüyorlardı.


Belphegor kendi etrafında yüzlerce tür döndükten sonra…


(Belphegor)-Ye bunu!


Diye bağırarak hortumu yönlendirdi ve hortumun içinde dolaşan bütün yıldırımlar, toprak parçaları ve çemberler Raijin’e doğru hareket etmeye başladı. İnanılmaz yıkıcı bir saldırı Raijin’e vurdu ve Raijin, kendi yıldırımlarının arasında kaldı.


Raijin kendi yıldırımları tarafından vurulurken ise toprak parçaları teker teker ona çarparak ağır hasarlar verdi ve en sonda da yıldırım çemberleri doğrudan Raijin’in karnına saplanarak bedenini ikiye ayırdı.


Belphegor yaptığı şey karşısında derin nefesler alıp verirken kazanmanın verdiği duyguyla gülümsüyordu.


(Belphegor)-Huu. Huu. Huu. Ben kazandım göt herif!


Ancak tam o anda Raijin’in ikiye ayrılan bedeni parlamaya başladı ve hemen ardından da devasa yıldırımlar bedenini terk ederek yeryüzünü parçalamaya başladı. Tabii ki bu yıldırımların tek hedefi Belphegor’du.


Toprağı parçalayarak hedefine doğru ilerleyen yıldırımlar doğrudan Belphegor’u öldürmek için uğraşırken Raijin’in ikiye ayrılan bedeni yerden yükselmeye başlamıştı bile. Yükseldikçe de etrafı daha fazla yıldırımla çevreleniyordu.


Belphegor ise arkasına bile bakmadan yıldırımlardan kaçınıyordu. Nedensiz bir şekilde şu anda kendisini kovalayan yıldırımlara maruz kalırsa geri dönülmez hasarlar alabileceğini düşünüyordu. Bu yüzden de elinden gelen en hızlı şekilde kaçıyordu.


Ancak yıldırımlarda güdümlü bir şekilde kendisini takip ediyordu.


O sırada yerden yükselen Raijin ise 2 metre kadar yükseldikten sonra durdu ve ortadan ikiye ayrılan bedeninin iki tarafından da ince yıldırımlar çıkarak ortada birleşmeye başladı.


Yıldırımlar hızla ortada birleştikçe Raijin’in beden parçaları birbirine yaklaşıyordu. Parçalar birbirine yaklaştıkça da daha fazla yıldırım bedenini terk ediyor ve her bir yıldırım bir öncekinden daha güçlü bir şekilde parlayarak Belphegor’a doğru hareketleniyordu.


(??)-Hahahahahahahahahahaha!!!!!!! Gerçekten bana bu kadar büyük bir hasar verebildiğine inanamıyorum.


Bu kelimeler gökyüzünde yankılanırken Raijin’in bedeni tamamen birleşti ve eski haline geri döndü. Havada yatar pozisyonda duran Raijin yavaşça dikeldi ve süzülmeye başladı. O sırada ise Belphegor’u kovalayan yıldırımlar büyük bir hızla kayboldular ve Belphegor’un rahatladığını gösteren bakışları Raijin’e döndü.


(Raijin)-Ne var ki…


O anda Raijin’in bedeni hiç olmadığı kadar göz alıcı bir şekilde parlamaya başladı ve kör edici sarı bir ışık gökyüzüne kadar yükseldi. Işıkla birlikte de gökyüzünü kapatmış olan kara bulutların arası açıldı. Sonra da yerden yükselen ışık yerden ayrılarak gökyüzüne giriş yaptı.


Hemen ardından da yıldırımlar şekillenerek kara bulutların arasında devasa bir şekilde Raijin’in yüzünü oluşturdular. Sonra da oluşan bu yüce yüzün ağzı hareket etti ve Raijin‘in sesi kudretli bir şekilde gökyüzünde yankılandı.


(Raijin)-…bir daha böyle bir şey olmayacak! 







Giriş Yap

Site İstatistikleri

  • 44356 Üye Sayısı
  • 398 Seri Sayısı
  • 44158 Bölüm Sayısı


creator
manga tr