Bölüm-70 Kaybolmak

avatar
536 2

Ejderha İmparator - Bölüm-70 Kaybolmak


Ejder ve Medusa geri döndüğünden beri 1 hafta geçmişti ve bu 1 haftada oldukça tuhaf şeyler olmuştu. Daha doğrusu Ejder bu 1 haftadır tuhaf davranıyordu. Anlamsız bir şekilde cana yakındı ve 1 haftadır en ufak bir öfke belirtisi bile göstermemişti.


Herkes bu durumu tuhaf karşılamış olsa da buna alışabilirlerdi. Ejder’in bu hali ve bu sevecen tavırları ondan için bulunmaz bir nimet niteliğindeydi. Onunla sakince sohbet edebilmek, fikirlerini ortaya sürerken korkmamak, ondan ters tepki almayacaklarını bilmek, onlar için gerçekten çok değerliydi.


Tabii Ejder, Medusa’ya karşı hala aynı yaramazlıktaydı ve onunla birlikte olunca küçük sapıklıklar sergiliyordu. Ancak bunların hepsinin yanında Rose’ye çok daha farklı davranıyordu. Onunla geçirdiği her anı çılgınlar gibi eğlenerek geçiriyordu ve Rose’nin moralini sürekli olarak yüksek tutuyordu. Sanki geçmişte yaptığı aşırılıkları affettirmeye çalışıyor gibiydi. Tabii Rose ara sıra bu durumdan şüpheleniyordu.


Sonuçta Ejder gibi birisinin hiç sinirlenmeden 1 hafta geçirmesi olabilecek en absürt durumdu. Yine de Rose bu durumu, Ejder’in akli durumunun ara sıra düzelmesine verdi ve üstüne fazla düşünmedi.


Ama…


…gayet güzel bir şekilde hızla akıp giden 1 haftanın ardından…


…Ejder…


…kayboldu.


Medusa’da dahil olmak üzere kimseye tek eklime bile etmeden ortadan kayboldu. Tabii bu durum en fazla Rose ve Medusa’yı şoka sokmuştu. Mükemmel bir şekilde geçen 1 haftanın ardından kimsenin haberi olmadan Ejder’in ortadan kaybolması onlar için trajikti.


(Rose)-Aklım almıyor ya neden neden!? Neden yani!? Tam Ejder’in düzelmeye başladığını düşünürken neden!?


Rose hızlı adımlarla etrafta dolaşıyordu ve bağırıyordu. Anlam veremiyordu. Oldukça mutlu bir hafta geçirmişlerdi ama Ejder gitmişti. En son bu yaşandığında Medusa, Ejder’i bulmuştu ve onunla savaşmıştı ancak şu anki durum bundan çok daha kötüydü.


Çünkü Medusa, Ejder’in varlığını çok az bir miktar hissedebildiğini söylemişti. Bunun 2 anlamı vardı. Ya Ejder, Medusa’nın hissedemeyeceği kadar uzaktaydı ya da ölmek üzereydi. 2. seçeneğin bir anlamı olmayacağı için olası tek durum Ejder’in çok uzaklara gitmiş olmasıydı.


İşte sorunda burada başlıyordu.


Ejder, Medusa’nın bile hissedemeyeceği kadar uzakta ne yapıyordu ve neden oraya gitmişti. Ne Rose ne de Medusa ne kadar düşünürlerse düşünsünler buna bir cevap bulamıyorlardı.


(Rose)-Kafayı yiyeceğim en sonunda.


(Kyriel)-Biraz sakin olsan diyorum. Sonsuza kadar gidecek değil ya?


(Rose)-Sakin falan olamam Kyriel! Ejder’in benim için ne kadar önemli olduğunu bilmiyorsun!


Kyriel, Rose’yi birazcık sakinleştirmek için yanına gitmişti ancak Rose düşündüğünden daha duygusal davrandığı için azar yemekten kurtulamamıştı.


(Medusa)-Bence de sakin olman gerekli Rose.


(Rose)-Sen hiçbir şey söyleme Medusa! Senin benden daha fazla tepki vermen gerekirken neden bu kadar sakinsin!?


Kyriel’in başaramadığını Medusa denemişti ancak Medusa’da bu sözlerle azar işitmişti.


(Rose)-Hiçbirinizin neden bu kadar sakin olduğuna anlam veremiyorum! Veremiyorum işte! Ejder kendi ağzıyla yakın zamanda savaş olacağını söyledi. Ve şimdi de ortadan kayboldu. Ya o yokken saldırıya uğrarsak!? Medusa’yı saymazsak hepimizin toplam gücü bir tanrının gücüne zar zor yetişir! Belki de yetişmez bile! Ne demeye bu kadar rahat davranıyorsunuz peki!? Ha!? Ne demeye!? Bu kadar şey yaşanmışken tanrıların şu anda bize saldırmayacağı ne malum!? Ama…


Rose o kadar bağırıp çağırdıktan sonra bir anlığına durdu ve düşündü. Ya…


(Rose)-Ya Ejder tanrılara meydan okumak için gittiyse…hayır hayır hayır. Bunu yapmış olmaza değil mi!?


Rose’nin sesi titremeye başlamıştı. Herkesi geride bırakıp tanrılara meydan okumuş olmasını istemiyordu. Bunu yapmamalıydı. Şu ana kadar hiçbir şekilde öldürülememişti ancak aynı anda binlerce tanrının arasına girerse ne olacağını kimse bilemezdi. Poseidon ve Perseus’u saymazsak Ejder’in bugüne kadar dövüştüğü herkes dünyada bulunan insanlardı ve Ejder’e karşı hiçbir şansları olmamıştı.


(Rose)-Eğer Ejder bunu yapmak gittiy…s…e…


O anda Medusa daha fazla katlanamayarak Rose’nin ensine sağlam bir darbe indirdi ve bayılmasını sağladı.


(Medusa)-Bu duruma üzülen tek kişinin sen olduğunu düşünüyorsan büyük bir bencillik yapıyorsun demektir Rose.


O anda Medusa’nın yanağından aşağıya bir damla gözyaşı kaydı.


(Medusa)-Sanki ben onun gitmesini istiyormuşum gibi..?


Medusa gözyaşını sildi ve Rose’yi sırtlayarak yakınlarındaki bir ağacın altına yatırdı. Sonra kenara oturarak Rose’nin başını bacaklarının üstüne yerleştirdi.


(Medusa)-Ne planlıyor olabilirsin Ejder? Ne?


Elini alnına dayayan Medusa bu sözleri mırıldanmıştı. Ejder’in ne planladığını tahmin bile edemiyordu. Neden kendisini hissedemeyeceği kadar uzaklara gitmişti? Neden giderken tek kelime bile etmemişti ve öylece ortadan kaybolmuştu? Bunların hiçbirisine bir anlam veremiyordu. Aklına türlü türlü fikirler geliyor olsa da hiçbiri mantıklı gelmiyordu. Düşünüyor düşünüyor düşünüyor ve düşünüyordu. Ancak eline geçen tek şey hiçbir şeydi. Her seferinde tüm fikirlerinin anlamsız olduğuna kanaat getiriyordu.


(Shin)-Yüce Medusa.


(Medusa)-Efendim?


(Shin)-Ejder’in varlığını az da olsa kestirebildiğinizi söylemiştiniz değil mi?


(Kai)-Diyoruz ki yerini tahmin etmeyi deneseniz?


(Medusa)-Koruyucu Shin, Koruyucu Kai. Fikriniz güzel ancak, çoktan denedim. Ama olmadı. Varlığını hissetmekten ileriye gidemiyorum.


Usta Shin ve Usta Kai bu fikirle gelmişlerdi ancak Medusa bunu çoktan denemişti. Ejder o kadar uzaktaydı ki Medusa, onun yerini tespit edemiyordu. Hatta bütün odağını bunu denemeye harcamış olsa bile işe yaramamıştı.


(Vesta)-Yüce Medusa! Buraya bakar mısınız!?


O sırada Vesta arka taraftan bağırarak Medusa’ya seslenmişti. Medusa ise “Ne oldu?” dercesine Vesta’ya bakarak bir cevap beklemeye başlamıştı.


(Vesta)-Şuradaki araba sizin cehenneme gittiğiniz arabaya benziyor!


Vesta bir kez daha bağırarak eliyle uzak bir noktayı göstermişti. Medusa’da, Vesta’nın gösterdiği noktaya bakmış ve bir anda gözleri büyümüştü. Rose’nin başını yavaşça yere indirmiş ve ayağa kalkmıştı.


Ayağa kalktıktan sonra ise o noktaya iyice odaklanmış ve emin olmuştu. Bu araba kendilerini cehenneme götüren arabayla aynıydı.


Araba iyice yanlarına yaklaştığında durdu ve kapısı açıldı. İçinden inen kişi ise…


(Medusa)-Lucifer!? Senin burada ne işin var?


O anda Usta Shin ve Usta Kai dahil olmak üzere herkes diz çökerek Lucifer’e selam verdiler ve Lucifer gayet nazik bir dille ayağa kalkmalarını söyledi. Sonrada Medusa’ya dönerek kendisine gelen soruyu yanıtladı.


(Lucifer)-Şey, bir şeyler oldu diyelim.


(Medusa)-Cehenneme bir şey mi oldu?


(Lucifer)-Hayır. Cehennem gayet iyi. Buraya başka bir şey için geldim.


Lucifer oldukça ciddi görünüyordu. Ama, tam da Ejder’in kayboluşundan 1 hafta sonra neden buraya gelmişti ki?


(Medusa)-Buraya başka bir şey için geldim derken?


(Lucifer)-Verdiğim bir söz üzerine, hepinizi cehenneme götürmeye geldim.


Bu sözler herkesi kısa bir anlığına şoka sokmuştu. Herkes şaşkın gözlerle Lucifer’e bakarken Lucifer tekrar lafa girdi ve…


(Lucifer)-Çok mu ani oldu? O zaman şöyle yapalım. Umarım bunu söylediğim için kızmaz. Benimle cehenneme gelmenizi Ejder istedi.


(Medusa)-Ejder mi istedi? Ama neden?


Medusa’nın şaşkınlığı daha da artmıştı. Ejder neden Lucifer’den böyle bir şey istesindi ki? Yüz ifadesine bakıldığı zaman Lucifer’de bunu bilmiyordu muhtemelen.


(Lucifer)-O kadarını bende bilmiyorum Medusa. Ama sizi cehenneme götürmemi ve hepinize göz kulak olmamı istedi.


“Önce ortadan kayboldun şimdi de Lucifer bizi almaya geliyor.”


(Medusa)-Neler peşindesin Ejder?


(Lucifer)-Detay veremeyeceğim için üzgünüm. O yüzden bir şeyleri fazla sorgulamadan arabaya binin.


(Medusa)-Madem Ejder bunu istedi o zaman herkes arabaya binsin. Ben de Rose’yi alıp geliyorum.


Bu olayların yaşandığı süre boyunca Rose baygın kalmaya devam etmişti. Medusa’da yanına giderek onu kucakladı ve arabaya taşımaya başladı. Herkes arabaya binmişti bile.


(Medusa)-Melekler tamam. Ben ve Rose tamam. Koruyucu Shin ve Koruyucu Kai siz?


(Shin)-Biliyorsunuz ki bizim, bölgelerimizi terk etmemiz yasak Yüce Medusa. Lütfen keyfinize bakın.


(Medusa)-Pekala. O zaman tekrar görüşmek üzere.


Medusa’da kucağından Rose’yle birlikte arabaya bindi ve Lucifer’de, Medusa’nın arkasından binerek kapıyı kapattı.


(Shin)-Gidip bir şeyler içelim mi?


(Kai)-Olur.


Usta Kai, kardeşinin teklifini kabul ettikten sonra ışınlanarak ortadan kayboldular.


Onlar ortadan kaybolduktan hemen sonra ise dünyanın ortasında bir yarık belirdi ve birisi bu yarıktan içeri girdi.


Giren bu kişi tıpkı Ejder gibi gümüş saçlara sahipti ve aşağı yukarı onunla aynı boydaydı. Ancak birkaç farklılık mevcuttu. Ejder’in normal görüntüsünün aksine bu kişinin sağ gözü kızıl sol gözü gümüş renkteydi ve sol kolu dirseğine kadar karanlıkla kaplıydı. İki elinin tırnakları da uzundu. Saçları ise Ejder’den daha kısaydı.


(Çocuk)-Nerede bunlar ya? Neredeler?


Çocuk yarıktan çıktıktan hemen sonra yarık kapandı ve çocukta etrafa bakınmaya başladı. Tuhaf bir şekilde endişeli görünüyordu.


Çocuk etrafa bakındı, hızlıca çevreyi taradı ancak kimseyi göremedi. Tam o anda ise, araba hareket etmeye hazırken Medusa, limuzinin arka camından dışarıya baktı ve tesadüfen Ejder’e benzeyen çocuğu gördü. Çocuğu görür görmez ise arabanın içinde heyecanla aniden ayağa kalktı.


(Lucifer)-Medusa?


Herkes neden Medusa’nın bir anda ayağa kalktığını anlamaya çalışırken Medusa bağırdı.


(Medusa)-Lucifer arabayı durdur hemen! Sanırım Ejder’i gördüm!  







Giriş Yap

Site İstatistikleri

  • 44356 Üye Sayısı
  • 398 Seri Sayısı
  • 44158 Bölüm Sayısı


creator
manga tr