Bölüm-52 Bir Canavar ve Bir Tanrı

avatar
513 3

Ejderha İmparator - Bölüm-52 Bir Canavar ve Bir Tanrı


İlk yumrukları birbiriyle buluştuktan sonra ortaya çıkan güçlü hava dalgası geniş bir itme kuvvetiyle birlikte ikisini birden fırlattı. Ancak ikisi de ayakları yere değer değmez dengelerini sağlamayı bile beklemeden tekrar atıldılar ve birer yumruk daha attılar. Bu yumruklar yeniden birbiriyle buluştu ancak bu sefer kimse savrulmadı.


Yumruklarının ikinci kez buluşmasından sonra Ejder bir tekme savurdu ve Poseidon geri çekilip bu tekmeden kaçındı. Hemen ardından o da, Ejder’in kafasını hedefleyen bir tekme savurdu.


Ejder eğilerek bu tekmeden kaçındı ve Poseidon’un yerdeki bacağına bir yumruk atarak dizini kırdı ve yere düşmesini sağladı.


Tüm bunlar sadece 2 saniyede gerçekleşmişti. Hareketleri çok hızlıydı. Hatta gözle görülemeyecek kadar hızlıydılar bile diyebiliriz.


Poseidon yere düştükten sonra Ejder suratına bir yumruk salladı ama Poseidon dönerek bu yumruktan kurtuldu ve elleri yardımıyla kendisini ayağa fırlattı. Hiç beklemeden Ejder’in üzerine atıldı ve bıçak keskinliğindeki tekmesiyle Ejder’in bir kolunu koparıp attı. Dizi de çoktan iyileşmişti.


Ejder’in kolu koptuktan sonra anında, kesilen kolu daha yere bile değmeden yeniden iyileşmişti. Ejder iyileşen kolunu savurarak Poseidon’un karnına bir yumruk indirdi ancak bu yumruk Poseidon’un bedeninin içine girdi. Poseidon sadece yumruğun değdiği bölgeyi suya dönüştürmüştü.


Bir an sonra ise Ejder’in yumruğu kafasının içine girdi ve orada sıkıştı. Poseidon suyu istediği gibi kontrol edebildiği için, su halini Ejder’i sıkıca tutmak ve bırakmamak için kullanıyordu.


Ejder’in iki yumruğu da bedenine saplanmışken bıçak keskinliğindeki tekmelerinden birisini daha savurdu ve Ejder’i ortadan ikiye böldü. Ancak Ejder’in iyileşme yeteneği o kadar üstün bir haldeydi ki, Poseidon daha hamlesini bile bitirmeden yeniden iyileşmişti.


O anda Ejder tüm gücünü kullanarak iki kolunu birden geri çekti ve iki kolu da bileklerinden koptu. Ardından Poseidon’a fırsat vermeden bir yumruk attı ve onu geri savurdu.


Savrulan Poseidon havada takla atarak ayakları üzerine indi ve birkaç metre boyunca geri gitmeye devam etti. Beyaz toprağı kolayca aşındırmıştı.


Poseidon durduğu yerde derin bir nefes aldı ve olduğu yerde bir yumruk attı. Yumruğu attıktan sonra hiç hareket etmemişti. Ta ki, yaklaşık olarak 0.7 saniye kadar sonra Ejder’in önünde belirene kadar. Hala yumruk attığı pozisyondaydı.


Aslında olay biraz daha farklıydı. Kendisi o anda o kadar hızlı hareket etmişti ki, Ejder bile onu görememişti. Daha doğrusu onu, olduğu yerde yumruk atıyormuş gibi görmüştü. Ancak o anda çoktan Ejder’in karnına ulaşmış ve yumruğunu saplamıştı.


Bu yumruğu yiyen Ejder savrulmamıştı ancak karnının ortasında koca bir delik belirmişti kanları dışarı akmaya başlamıştı. Karnı hızla iyileşirken ise…


(Ejder)-Dövüş sanatları kullanan bir tanrı ha? Eğlenceli. Çok eğlenceli.


(Poseidon)-Bilirsin. Dövüş sanatları dediğiniz şeyi biz yarattık.


(Ejder)-Ve gücünden korkup da mühürlediğiniz insanların dünyasına bıraktınız ha? Bunlara inanacağımı falan mı düşünüyorsun sen? İnsanları izleyerek öğrendiğin çok bariz. Sonuçta senin yumruğun…


Ejder bir anda gözden kayboldu ve tam olarak Poseidon’la aynı pozisyonda, Poseidon’un karnının önünde belirdi.


O anda ise Poseidon’un karnı tıpkı Ejder’e olduğu gibi kocaman bir delik haline geldi. Ancak olan sadece bu değildi. Toprak sarsıldı ve devasa bir gürültüyle birlikte parçalanmaya başladı. 1 saniye içinde 5 futbol sahası büyüklüğünde bir alan paramparça olmuştu.


(Ejder)-…fazlasıyla kusurlu.


Ejder, Poseidon’u aşağılayarak yaptığı hareketin doğru olanını yapmıştı.


(Ejder)-Dövüş sanatlarıyla ilgili bilmen gereken ilk ve en önemli şey, her hareketin kusursuz olmalıdır. Attığın yumruk, değmesi gereken yeri yarım milimetre bile es geçerse o yumruğun ya işe yaramaz ya da etkisi çok düşük olur. Eğer bir dövüş sanatları mücadelesi istiyorsan…


Ejder’in dudakları kıvrıldı ve o korkutucu derecede kibirli gülümseme yüzüne oturdu.


(Ejder)-Seni eğiteceğim.


Ejder yeniden atağa geçti ve Poseidon’a doğrudan bir tekme savurdu. Ancak Ejder’in tekmesi havadayken bedeni bir anda silindi ve Poseidon’un arkasına belirdi. Tekmesini Poseidon’un kafasına indirdiği gibi Poseidon’un yüzü yere çakıldı.


Poseidon elleriyle kendisini kaldırdı ve Ejder’i üstünden iterek ayağa kalktı.


Ayağa kalkar kalkmaz gördüğü ilk şey ise kafasına doğru inen tekme oldu. Ancak bu tekme…


(Poseidon)-Hahaha. Zerre canım yanmadı!


(Ejder)-Hehe. Öyle mi dersin?


(Poseidon)-Elbet…te…ki…


Poseidon aniden dondu ve yavaşça yüz üstü yere kapaklandı. Ejder ise gülümsüyordu. Suratından kibir akıyordu.


(Ejder)-Sadece 3 tekme. Bir tanrıyı devirmek için yeterli olan darbe sayısı sadece 3.


Poseidon’un çokta güçlü değil dediği o saldırı da Ejder bir saniye içinde üç tekme atmıştı.


İlk tekme sağ şakağa, ikinci tekme sol şakağa ve üçüncü tekme ise boyna.


Bu noktalar, insan bedenindeki en zayıf ve hassas noktaların sadece 3 tanesiydi. Pekala Poseidon bir insan değildi ancak beden şekli olarak bir insandan farkı yoktu. Yani bu zayıflıklar onun için de geçerliydi.


Poseidon keskin bir baş ağrısıyla birlikte ayağa kalkarken gülümsüyordu. İçinde olduğu bu duruma sinirlenmek yerine zevk almaya başlamıştı. Uzun zamandır bu kadar çok güç kullanmamıştı ve şimdi içinde öylece bekleyen o güç onu esir almaya başlamıştı.


Poseidon ayağa kalktıktan sonra Ejder’e baktı ve…


(Poseidon)-Wooh. Acıttın be.


Poseidon elleri yardımıyla boynunu kütletti.


(Poseidon)-Şimdi siktim belanı Ejder!


Poseidon bir anda ileriye atıldı ve Ejder’in attığı tekmenin aynısını attı. Ancak…


(Ejder)-O hareketin benim üzerimde işe yarayacağını sana düşündüren ne?


Poseidon’un tekmesi Ejder’in içinden geçti Ejder’in bedeni silindi. Bir an sonra ise Poseidon tam arkasında çılgınca bir kana susamışlık hissetti. Ve daha arkasına bile dönemeden…inanılmaz derecede ağır bir yumruk yedi.


Bu yumruk Poseidon’un bedenini neredeyse tamamen yok ediyordu ve bunun yanında yeryüzünde neredeyse bin metre derinliğe ulaşan ve uzunluğu tahmin bile edilemeyecek kadar uzun olan bir yarık açıldı.


Poseidon’un neredeyse yok olan bedeni sular eşliğinde hızla birleşti ve eski haline döndü.


(Poseidon)-Yine de çok güçlü değilsin.


Poseidon elini Ejder’e doğru kaldırdı ve Ejder’in bacaklarından yukarı doğru sular tırmanmaya başladı. Saniyeler içinde Ejder’in bedenini tırmanan bu sular Ejder’in kafasını bir baloncuk içine aldı ve  Ejder’in nefes almasını engellemeye başladı.


“N-nefes…nefes-alamıyorum. Deeeeermişim! Pekala. Hadi birazcık senin oyununu oynayalım Poseidon.”


Bir anda nefesi kesilen Ejder çaresizce su baloncuğunu patlatmaya çalışıyordu ve acı içinde çırpınıyordu. Poseidon ise Ejder’in bu acı çeken halinden oldukça memnundu. Onun acı içinde kıvranıyor oluşu kendisine tarifsiz bir zevk veriyordu.


(Poseidon)-Siz insanların en kötü yanı da bu Ejder. Ne kadar güçlü olursanız olun. Her zaman zayıflıklarınız var olacak. Bir insan nefes olmadan yaşayamaz değil mi? Sana gerçekten çok acıyorum. Hem nefes alamıyorsun hem de aralıksız olarak gücün emiliyor. Ve bil bakalım şu anda emilen enerjin nereye, daha doğrusu kime gidiyor?


Ejder nefes almaya çalışmasına rağmen öfkeli bir surat ifadesi takındı ve koşarak Poseidon’a bir yumruk attı. Ancak Poseidon bu basit yumruktan kolayca sıyrıldı ve Ejder’e ağır bir yumruk attı.


Yumruğu yiyen Ejder olduğu yerde diz çöktü ve kan kustu. Tabii kustuğu kan su baloncuğundan dışarı çıkmadığı için kafasını çevreleyen suya kanı karışmış oldu ve bütün kafası kendi kanıyla kaplandı.


“Gülmemeliyim! Gülmemeliyim! Gülmemeliyim! Şimdi olmaz! Poseidon biraz daha eğlenmeli!”


Ejder acı çekiyormuş rolü yapmak için kendisini o kadar çok zorluyordu ki açığa çıkmaktan endişeleniyordu. Çünkü açığa çıkarsa küçük oyunu bitmiş olurdu ve bütün eğlencesi kaçardı. Şu anda Poseidon 10 üzerinden 9 zevk alıyorsa Ejder, 10 üzerinden 100 zevk alıyordu ve zevkten çıldırmak üzereydi.


Poseidon bir tekmeyle Ejder’in tamamen yere yatmasını sağladı ve başına geçerek onu tekmelemeye başladı.


Her tekmesinde yaptığı şeyden biraz daha fazla zevk alıyor ve Ejder’in acı dolu ifadesini biraz daha acıyla doldurmak istiyordu.


Sonra durdu.


(Poseidon)-Yine de, gerçekten şaşırdım doğrusu. Uzun bir süredir nefessizsin ama hala hayattasın. Daha bayılmadın bile.


(Ejder)-G..-it…ken---d…i-ni be-cer…


Ejder suyun içinde olmasına rağmen kendisini zorladı ve bu kelimeleri dile getirdi.


(Poseidon)-Tch!


Poseidon, Ejder’in boğazına basmaya başladı ve…


(Poseidon)-Ölüyor bile olsan çok sinir bozucusun.


Poseidon tüm gücüyle Ejder’in boğazına basıyor ve zaten nefes alamayan Ejder’i daha da fazla zorluyordu. Ejder ise Poseidon’un bacağını tutmuş ve kendisini kurtarmaya çalışıyordu.


(Ejder)-Bı---r…ak ben…i…


(Poseidon)-Ha!? Ne dediğini duyamıyorum! Biraz daha bağır.


“Çok az daha. Çok az daha. Çok az daha. Lütfen beni iyice ezdiğini düşün! Lütfen Poseidon. Bedenim zevkle kavruluyor. Ahhh. Lütfen biraz daha kibirlen! Lütfen!!!


(Poseidon)-Ee, sesin çıkmıyor.


Ejder’in elleri güçsüzleşti ve Poseidon’un bacaklarından düştüler. Ve o anda Ejder…


…nefes almayı bıraktı.


(Poseidon)-Hoy hoy hoy. Sakın bana öldüm deme. Bedenini patlattıktan sonra bile geri dirilmiştin. Şu anda beni kandırabileceğini mi düşünüyorsun lan!?


O anda Ejder, gözlerini açtı.


“Eğlence başlasın.”


(Ejder)-Hahahaha. Haklısın Poseidon. Seni kandıramam.


Bu sözlerden sonra Ejder bir anda ayağa kalktı ve Poseidon zıplayarak geri çekildi.


(Poseidon)-Gayet de güzel konuşabiliyorsun işte.


(Ejder)-İşe yaramaz bir saldırıyla beni susturabileceğini falan mı zannediyorsun sen?


(Poseidon)-Elbette ki düşünmüyorum. Yine de daha ne kadar nefessiz kalabileceksin onu merak ediyorum.


(Ejder)-Ah o konuda…


Ejder sağ elini yavaşça kaldırıp parmağını şıklattı ve kafasını çevreleyen su baloncuğu bir anda dağılarak etrafa saçıldı.


Poseidon’un yüz ifadesi birden değişti.


(Poseidon)-Sen…ama nasıl..? O saldırıdan kurtulamaman gerekiyordu. Suyun mutlak gücünden kaçamamalısın!


(Ejder)-Hahahahaha. Gerçekten rezilsin.


Ejder’in ses tonu yavaşça değişmeye başladı. Sanki kendi ses tonu ve Neo’nun ses tonu birleşiyor gibiydi.


(Ejder)-Benim gibi yüce bir varlığı o basit su damlasıyla yenebileceğini mi düşündün sen?


Ejder bir anda yerinden fırladı ve Poseidon’un alt tarafına doğru güçlü bir yumruk attı. Poseidon daha ne olduğunu bile anlayamamıştı. Ejder birden dibinde belirmişti.


Ejder tam Poseidon’un alt tarafına yumruğu geçirecekken bir anda sağ bacağından destek aldı ve direkt olarak Poseidon’un ağzına ezici bir sol tekme attı.


Poseidon ise bu tekmeden sonra hemen eliyle ağzını kapattı.


Ejder ise yüzünde kocaman bir gülümsemeyle başını yana eğdi ve konuştu. Sesi normale dönmüştü.


(Ejder)-Ne oldu Poseidon? Kendi sikinin tadını beğenmedin mi yoksa?


Bu sözlerden sonra Poseidon’un kana susamışlıkla dolu olan gözleri Ejder’e çevrildi.


O bakışlardan sonra Ejder’in ses inanılmaz derecede korkutucu bir ölüm soğukluğuna büründü ve…


(Ejder)-Bedenine istemediğin bir şeyin sokulması nasıl hissettiriyormuş!?

 






Giriş Yap

Site İstatistikleri

  • 44356 Üye Sayısı
  • 398 Seri Sayısı
  • 44158 Bölüm Sayısı


creator
manga tr