Bölüm-46 Medusa

avatar
525 6

Ejderha İmparator - Bölüm-46 Medusa


(Ejder)-Anlamadım!? 


Medusa’nın dediği şeyle birlikte Ejder aniden ikinci kişiliğine geçmiş ve sahip olduğu bütün kana susamışlık ortaya çıkmıştı.


(Medusa)-Dediğim gibi Poseidon…


Medusa’nın söylemeye çalıştığı kelimeler boğazına düğümleniyordu ve dışarı çıkmamak için ellerinden geleni yapıyorlardı. Medusa, Poseidon’un kendisine yaptığı şeyleri düşünmekten ve dile getirmekten korkuyordu.


Ejder sinirden titriyordu. Hatta yumruklarını öyle bir sıkıyordu ki ikinci kişiliğine geçtiği için uzayıp keskinleşmiş olan tırnakları elini delerek diğer taraftan çıkmışlardı. Ejder bir anda Medusa’nın başını kendisine çekti ve göğsüne yasladı.


(Ejder)-Kendini zorlamana gerek yok. İstediğin gibi ağlayabilirsin.


Ejder’in bu sözleriyle birlikte Medusa gözyaşlarını daha fazla tutamayıp hüngür hüngür ağlamaya başladı.


(Medusa)-Ben…dayanmaya çalıştım. Kendimi tanrılara adamışken…onlardan birisi tarafından kötülüğe uğradım. Kirletildim. Kaçmak istedim ama kaçamadım.


Medusa çaresizce Ejder’in kazağını çekiştiriyordu. Güçlü kolları şu anda oldukça narin ve güçsüzlerdi. Ejder ise şu anda tuhaf duygular içerisindeydi. Sanki Medusa’yı biraz daha sıkarsa onu kıracakmış gibi hissediyordu. Dövüştüklerinde bir çizik bile atamadığı Medusa’yı, şu anda, kolayca kırabilirmiş gibi hissediyordu. Medusa’nın ürkek bedeninin, ne kadar korku dolu olduğunu ve bu korkunun o narin bedeni nasıl titrettiğini hissedebiliyordu.


(Medusa)-Athena, Poseidon’un bana yaptıklarını öğrendikten sonra bütün güzelliğimi elimden aldı ve beni çirkin bir canavara, iğrenç bir yılana dönüştürdü. Beni, bana bakan herkesi taşa dönüştürmemi sağlayan bir lanete mahkum etti. Her şeyimi elimden aldılar. Gençliğimi, güzelliğimi, masumluğumu. Her şeyimi!


Medusa’nın sesi giderek daha fazla titriyordu. Ejder’in ise tüm bedeni sarsılıyordu. Medusa’nın kırılgan sesini duydukça kendi zihninde bir şeyler tuhaflaşıyordu. Parçalanıyordu. Medusa’nın ağladığını görmek istemiyordu. Yavaşça geri çekildi ve Medusa’nın gözlerindeki yaşı silerek yeniden ona sarıldı.


(Medusa)-Şimdi bile…şimdi bile…suçsuz olmama rağmen, beni öldürmek istiyorlar. Benimse, benimse senden başka sığınacak hiç kimsem yok.


(Ejder)-Medusa…


Ejder, Medusa’dan bir şey istemek üzereydi ama bütün vücudu bu istekten vazgeçmesi için haykırıyordu. Boğazı düğümleniyordu ve Ejder’in konuşmasına devam etmesini istemiyordu. Medusa’nın bunu yapamayacağını biliyorlardı. Ama Ejder, kendisine üstün gelerek sorusunu sordu.  

(Ejder)-Medusa, yüzünü görebilir miyim?


O anda…


…Medusa…


…dondu.


Ejder neden böyle bir şey istemişti? Hayır hayır hayır. O çirkin halini kimse görmemeliydi. Ejder bile. Ejder bile. Ejder bile. O yüz, o çirkin şey, görülmemesi gereken iğrenç bir şeydi.


(Medusa)-Ya-yapamam. Ya benden iğrenirsen? Ya o halimi gördükten sonra beni terk edersen? Ya benden çekinirsen? Bunu istemiyorum. Sen benim sahip olduğum tek kişisin ve seni de kaybetmek istemiyorum. Seni kaybedemem. Hayır bunu yapamam.


Ne kadar çok korkuyor olduğu sözlerinden net bir şekilde anlaşılıyordu.


Ejder, Medusa’yı omuzlarından tutarak geri ittirdi ve gözlerini gözlerine dikti.


(Ejder)-Senden iğrenmem için hiçbir nedenim yok. Güven bana. Seni asla ama asla terk etmeyeceğim. Eğer öyle bir şey aklımın kenarından bile geçerse şuracıkta kendimi parçalarım. O yüzden lütfen, benden çekinme ve seninle ilgili her şeyi bilmeme izin ver. Senin her şeyini görmek ve bilmek istiyorum.


Medusa, Ejder’e her şeyden fazla güveniyordu ama, bunu yapamazdı. Yapmak istemiyordu. Ejder’in, kendisini o çirkinlikle görmesini istemiyordu. Ama, Ejder’e güveniyordu. Kendisi Ejder’in her şeyini biliyordu ve…ondan bir şeyleri saklamak istemiyordu. Kimsenin görmesini istemediği o yüzünü bile.


Medusa, Ejder’in sözlerine karşı yeniden pes etti ve…bakışlarını yavaşça diğerlerine çevirdi. Onların bunu görmesini istemiyor gibi görünüyordu.


Ejder hemen durumu anladı ve o anda devasa bir taş duvar yükselerek aralarında durdu. Metrelerce yüksekliğe sahip olan bu duvar sayesinde artık diğerleri onları asla göremezdi.


Ve Medusa, yüzünü şimdiki halinde tutan büyüyü serbest bıraktı. Serbest bırakmasıyla birlikte de değişmeye başladı.


Saçları ve gözleri kırmızıdan yeşile döndü. Saçları yavaşça uzamaya başladı ve teker teker, yaşayan birer yılana dönüştüler. Bunlar gerçekleşirken aynı anda Medusa’nın yüzü de çirkinleşmeye başladı. Dili uzadı ve dişleri keskinleşti.


Ejder’in gözleri, bu manzarayla birlikte kocaman açılmıştı. Şu anda gözlerinin önünde duran bu görünüşe inanamıyordu. Ne yapacağını ya da ne diyeceğini de bilmiyordu. Gerçekten çirkin bir görüntüydü bu.


(Medusa)-İşte ben buyum. Çirkin, iğrenç bir canavar.


Medusa başını eğip ağlamaya başladı. Başarmıştı. Athena’nın onu mahkum ettiği bu iğrenç hali ona gösterebilmişti. Hemen ardından Ejder’e sarıldı ve gözlerini gözlerine dikti.


(Medusa)-Benim gibi kirli ve çirkin bir kadını kabul edebilecek misin Ejder?


Birkaç saniye o şekilde kaldılar. Ejder’den bir cevap bekleyen Medusa için o saniyeler, yıllar gibiydi. Ve birkaç saniyenin ardından Ejder, yeniden Medusa’yı omuzlarından tutup ittirdi ve birkaç saniye boyunca sadece gözlerine baktı.


(Medusa)-Ejd…


Sonrada Medusa’nın asla beklemediği bir şey yaptı ve onu kendine çekerek dudaklarından öptü. Sevgi dolu bir öpücüktü bu. Birkaç saniye süren bu öpücüğün ardından Ejder, Medusa’dan ayrıldı ve tamamen içinden gelen sevgi dolu, sıcacık ve yumuşak bir yüz ifadesiyle…


(Ejder)-O kadar güzelsin ki.


(Medusa)-Ejder…


(Ejder)-Kirli olan sen değilsin Medusa. Kirli olanlar onlar. Ve yakında çok daha fazla kirlenecekler.


O anda Medusa’nın gözleri yeniden doldu ve tüm gücüyle Ejder’e yapıştı.


Ejder’de eliyle, Medusa’nın başını göğsüne iyice bastırdı ve ağlamasına izin verdi. Ayrıca şu anda Medusa, Ejder’in yüz ifadesini görmemeliydi.


Ejder gerçekten de Medusa’dan iğrenmemişti. Ama iğrendiği birileri vardı ki onlarda tanrılardı.


Medusa’nın, Ejder’in yüz ifadesini görmemek zorunda olmasının nedeni ise, şu anda Ejder’in yüz ifadesinin daha önce hiç olmadığı kadar korkutucu olmasıydı.


Yüzüne büyük bir gölge düşmüştü ve dudakları kıvrılabilecekleri en üst noktaya kadar kıvrılmışlardı. Gözleri ise suratındaki gülümsemenin küçülmüş ve ters dönmüş hali gibiydiler. Kızıl bir şekilde parlıyorlardı. (YN: Yorumlara örnek yüz ifadesini bırakacağım.) 


Ve o anda Ejder’in aklında, tanrılara yönelik tek bir düşünce vardı.


“Hepinize tecavüz edeceğim yüzsüz orospular sizi!”


***


(Kyriel)-Kötü. Çok kötü. Çok çok kötü.


Kyriel endişeli bir şekilde etrafta dolanıyordu. Hepsi, Ejder’in ağır kana susamışlığı ve aurası yüzünden korkmuş ve gergin bir ruh hali içerisine girmişlerdi zaten ve Kyriel’in bu hali onları biraz daha geriyordu.


(Vesta)-Ne oldu Kyriel?


Kyriel bu soruyu duymuştu ve cevap vermeden önce etrafta birkaç adım daha atmayı tercih etti.


(Kyriel)-Ejder. Durumu kötü.


(Vesta)-Nasıl yani?


Ejder’in durumunun kötü olması anlamsızdı. Ejder gibi birisinin durumu nasıl kötüye gidebilirdi ki? Hayır yani böyle bir şeyin imkanı mı vardı?


(Kyriel)-Ejder’in zihni, bizim zihnimiz gibi tek parça değil. Onun zihni, tıpkı bir cam gibi paramparça olmuş bir halde. Ve o parçalar birbirinden ne kadar uzaksa Ejder’de o kadar çok kendisini kaybediyor. Ama az önce, Ejder’in zihni, daha doğrusu zihninin parçaları, birbirinden, daha önce hiç olmadığı kadar çok uzaklaştı.


(Aftiel)-Ve bunun anlamı da…


Aftiel sesli bir şekilde düşünürken Kyriel araya girerek onun lafını tamamladı.  


(Kyriel)-Bunun anlamı, yakında çok ama çok kötü şeyler olacak.


Kyriel endişelerini belli bir eden bir ifadeye sahipti. Ve öyle olmalıydı da. Şu saatten sonra kimse, Ejder’i, çıktığı yola geri sokamazdı. Yani şu anda itibaren işler çok daha kötü bir hal alacaktı ve tanrılar arka arkaya dünyaya inerek Ejder’i öldürmek isteyeceklerdi.


Hayatta kalmaları ya da ölmeleri tamamen Ejder’in sergileyeceği performansa bağlıydı. Ellerinden gelen tek şey Ejder’in yakın zamanda tanrıları bile aşacak kadar büyük bir güce sahip olmasını ummaktı.


***


Medusa, Ejder’e sarılmış halde ağlarken bir şey fark etmişti ve Ejder’e bakmak için geri çekilmeye çalışmıştı. Ancak Ejder 1 saniyeliğine ona izin vermedi ve o 1 saniyelik zamanda korkunç yüzünü normale döndürdü. Medusa gerçekten de kendisini o ifadeyle görmemeliydi. Çünkü Medusa, Ejder’i o tiple görürse kesin olarak iliklerine kadar titrerdi ve Ejder’den korkardı. Medusa’nın kendisinden korkması Ejder’in istediği son şey bile değildi.


Ejder’in yüz ifadesi normal haline geri döndükten sonra Ejder, Medusa’nın kendisinden ayrılmasına izin verdi. Medusa’nın yüzü eski haline, yani güzel ve ateşli haline geri dönmüştü.


(Ejder)-Ne oldu?


(Medusa)-Ejder sen…


Şaşırmış gibi görünüyordu. Islak gözleri şaşkınlıkla kavruluyordu.


(Medusa)-Taşlaşmadın.


Athena’nın Medusa’ya yapmış olduğu diğer bir kötülük ise buydu. Taşlaştırma Bakışı. Medusa bu haldeyken kime bakarsa o kişi taşlaşacak ve bir heykel gibi hareketsiz kalacaktı. Ama Ejder doğrudan Medusa’nın gözlerine bakmış olmasına rağmen ufacık bir taşlaşma bile yaşamamıştı.


Ejder yeniden içten bir gülümsemeye büründü ve…


(Ejder)-Taşlaşmış kalbimi sevgiyle dolduran sensin Medusa. Bakışlarının beni etkilemesinin imkanı yok. Sen, beni içinden çıkardığın o taşların içine koyamazsın. Beni seviyorsun. Tıpkı benim seni sevdiğim gibi.


Ejder’in bu sözleri doğrudan Medusa’nın kalbine işliyordu. Ejder’in kendisine karşı hissettiği tüm sevgiyi bu sözlerden hissediyordu ve onu sevdiği için çok mutluydu. Onu seçtiği için çok mutluydu.  Kendisi de Ejder’e karşı böyle hissediyordu. Sevdiği, güvendiği, inandığı tek insan Ejder’di ve Medusa’nın tüm sevgisi Ejder’e aitti. Sadece ona. En küçük damlasına kadar.


(Medusa)-Ben gerçekten de sana karşı kazanamam Ejder. Sana aşık olmayıp da ne yapayım ben?

 






Giriş Yap

Site İstatistikleri

  • 44356 Üye Sayısı
  • 398 Seri Sayısı
  • 44158 Bölüm Sayısı


creator
manga tr