Bölüm-33 Herkesin Potansiyelini Şimdi Ortaya Çıkartacağım

avatar
564 4

Ejderha İmparator - Bölüm-33 Herkesin Potansiyelini Şimdi Ortaya Çıkartacağım


(??)-Abiiiii. 


Küçük bir çocuk etrafta “abi” diye bağırarak koşuşturuyordu. Minik bedeni hızla hareket ediyordu ve parlak renkteki saçları rüzgarda dalgalanıyordu.


Sonra durdu.


Etrafına bakındı ancak kimseyi göremedi.


(??)-Abi? Abi neredesin?


Çocuğun gülen gözleri aniden endişeyle doldu ve bu gözler, bu sefer daha dikkatli bir şekilde etrafına bakındı. Ancak yine kimseyi göremedi.


(??)-Abiii. Neredesin? Abiii.


Çocuk yavaştan korkmaya başlamıştı. Abisini bir türlü göremiyordu.


(???)-Ejder.


Sonra bir ses duyuldu.


Minik Ejder yeniden etrafına bakındı ancak yine kimseyi göremedi.


(Ejder)-Abi. Neredesin abi? Korkuyorum. Beni yalnız bırakma.


Küçük Ejder korkudan titreyen gözlerle tekrar tekrar etrafa bakındı ancak hiç kimseyi göremedi. Etrafına ne kadar bakınırsa bakınsın bir türlü abisini göremiyordu.


Birden hava ısınmaya başladı. Ejder’in çevresi hafiften kararmaya başladı.


Küçük Ejder yavaşça başını yukarı kaldırdı…ve gördüğü şey…


***


(Ejder)-ABİ!!!


Ejder bir anda bağırarak uyandı ve oturur pozisyona yükseldi. Aniden kalktığı için neredeyse Medusa’ya kafa atıyordu. Ancak kafası Medusa’nın kafasını teğet geçmişti.


(Medusa)-Ejder? İyi misin?


Ejder bağırarak uyandığı için Medusa endişelenmişti ve bu endişe gözlerine net bir şekilde yansıyordu.


(Ejder)-İyiyi…argh. Çatlayan başım hariç.


Ejder iyi olduğunu dile getirirken aniden başına korkunç bir saplanmıştı ve hemen başını ellerinin arasına aldı. Başı daha önce hiç olmadığı kadar ağrıyordu.


(Medusa)-Gözlerin…normale dönmüşler.


Medusa, Ejder’e bakarken tıpkı vücudu gibi, gözlerinin de eski haline döndüğünü gördü. Bu onu sevindirmiş olsa da biraz da üzmüştü çünkü Medusa’ya “kırmızı gözlü Ejder” çok seksiydi.


(Ejder)-Gözlerim..?


Ejder merakla başını sağa yatırdı.


(Ejder)-Gözlerime bir şey mi oldu ki?


(Rose)-Ejder. Bir şey hatırlamıyor musun?  


Rose endişeli ve meraklı gözlerle bu soruyu sormuştu. Yaptığı onca şeyden sonra gerçekten de bir şey hatırlamıyor olabilir mi?


(Ejder)-Hatırlamam gereken bir şey mi oldu ki diyeceğim ama…şimdi fark ettim de…niye hepiniz etrafımdasınız lan benim? Garip bir şey mi oldu? Ya da şöyle mi sormalıyım. Az önce bir şey mi yaptım?


Ejder meraklı gözlerle çevresine bakarken bunları söylemişti.


(Ejder)-Hatırladığım son şey…Rose!? Ama sen…iyisin. O zaman devler?


Ejder hemen uzaklara bakındı ancak etrafta hiç dev gözükmüyordu.


(Ejder)-Etrafta niye dev yok la…n…bir dakika. Sanırım bir şeyler başardım.


Ejder aniden yaşadığı bu farkındalıkla birlikte gülümsemeye başlamıştı. Tabii bu gülüş mutlulukla ortaya çıkan bir gülücük değildi. Bu Ejder’in “Ben en iyiyim” gülümsemesiydi. Dediğini yapmış ve bütün devleri yok etmişti. Ama bilmediği bir şey vardı.


(Ejder)-Peki nasıl başardım lan ben bunu? Hiçbir şey hatırlamıyorum.


“Şimdilik her şeyi hatırladığımı bilmeseler daha iyi olur.”


(Rose)-G-gerçekten de hatırlamıyor musun?


(Ejder)-Sence ben yalan söyleyecek birisi miyim?


(Rose)-Değilsin.


Rose umutsuzca başını eğmişti. Ejder’in en azından bir şeyleri hatırlayabileceğini düşünmüştü ama öyle olmamıştı. Eline geçen tek şey Ejder’in hiçbir şey hatırlamadığını söyleyen ciddi suratı olmuştu.


(Ejder)-O halde bir şey sormak istiyorum.


Ejder parmağıyla Kyriel’i gösterdi ve konuşmasına devam etti.


(Ejder)-Bu niye beni öldürecek gibi bakıyor?


Kyriel’in sert bakışları Ejder’in dikkatini çekmişti. Çünkü Ejder, Kyriel’, şu ana kadar hiç böyle sinirli görmemişti.


(Medusa)-Küçük bir şey yaşandı ve bitti. Boş ver gitsin.


(Ejder)-Sen diyorsan öyle olsun ama bir ara detayları duymak isterim.  


Ejder Kyriel olayı hariç her şeyin farkındaydı ama yüz ifadesini öyle bir ayarlamıştı ki, hala bir şeyleri anlamlandırmaya çalışıyor gibi görünüyordu.


(Rose)-Konumuza geri dönecek olursak Ejder, yılanlarla olan dövüşünde damarlarının şiştiğini hatırlıyorsun değil mi?


(Ejder)-Evet. Evet hatırlıyorum.


Ejder mükemmel bir oyunculuk sergiliyordu.


(Rose)-Kontrol edemiyorum ama Kyriel beni durdurabilir demiştin.


(Ejder)-Evet. Onu da hatırlıyorum.


(Rose)-O gücün tamamını ortaya çıkartmayı başardın. Ama hatırlamıyorsun.


“Hatırlamıyorsun” derken Rose’nin yüzü düşmüştü.


(Rose)-Tıpkı…


(Ejder)-Yani o gücü kullanmayı başardım. Nasıl bir şeydi?


Rose bir şey söylemeye niyetlenmişken Ejder araya girmişti ve Rose’nin konuşmasını bölmüştü. Daha doğrusu Rose kısık sesle konuştuğu için Ejder onu duyamamış ve konuşmaya başlamıştı. Ama Ejder konuşmaya başlayınca Rose hemen susmuştu.


(??)-Oldukça korkutucu görünüyordun.


Ejder’in sorusunun ardından, arka taraftan bir ses yükselmişti. Bu ses…


(Ejder)-Sana göre ben zaten korkunç değil miyim Dia?


Ses Dia’ya aitti. Dia’da bu süre boyunca tıpkı Scarlet gibi sessizliğini korumuştu. Ancak şu anda Ejder’in sakin olduğunu görünce araya girmişti.


(Dia)-Tabii ki de korkunçsun lan! Seni buraya getirmem için ölümle burun buruna getirdin beni.


(Ejder)-Güç benim yaşam tarzım. Güçlenmek için her şeyi yapmaya hazırım. Gerekirse birilerini öldürürüm gerekirse de bir şeyleri yok ederim.


(Dia)-Evet. Ve bunu bu kadar ciddi bir şekilde dile getirince daha da korkutucu oluyorsun.


(Ejder)-Evet evet. Ben korkunç birisiyim. Ama korkunçluğumu bir kenara bırakırsak, sana bir şey sormak istiyorum.


Dia o anda duruldu. Neden Ejder bir anda kendisine bir şey sormak istiyordu ki? Yani, içinde bulundukları şu durumda Ejder kendisine ne sorabilirdi ya da kendisinden ne isteyebilirdi ki? Dia şaşkınlığını gizlemeden…


(Dia)-Ne soracaksın bakalım?


Ejder derince bir nefes aldı ve…


(Ejder)-Sen niye hala ölmedin la?


(Dia)-Ha? Niye ölecekmişim lan çatlak herif!?


Ejder esprili bir dille bu soruyu sorduktan sonra Dia yumruğunu sıkarak sinirli görünen komik bir yüz ifadesiyle ona cevap vermişti. Ancak burada tek bir sorun vardı ve şu anda bu sorunu fark eden tek kişi Rose gibi görünüyordu.


Rose, Ejder’i yavaşça bir süzdükten sonra kendi kendine düşündü.


“Ejder daha mı az ciddi davranıyor yoksa hayal falan mı görmeye başladım?”


(Ejder)-Devlerden biri sana tekmeyi basmıştır diye düşünmüştüm de.


(Dia)-Sen benden niye bu kadar nefret ediyon lan!? Önce kendin beni öldürmeye çalıştın şimdi de devlerin beni öldürdüğünü düşünüyorsun!


Dia’nın suratı hala öfkeli ama komik görünüyordu. Zaten öyle aşırı ciddi bir tonda da konuşmuyordu.


Diğer bir yandan Ejder’in bu hali Kyriel’in de dikkatini çekmiş olacak ki Kyriel, Ejder’in zihnini okumak için yoğunlaştı…kısa bir sürenin ardından Kyriel geri çekilircesine oturduğu yerde dikeldi ve gözleri kocaman açıldı.


“Sa-sanki Ejder’in zihni…daha stabil gibi. Ama hala içini göremiyorum.”


(Bio)-Pekala çocuklar eğlenceli kavganızı bölüyorum ama bir şey söylemek istiyorum.


BioDrago sakin bir ses tonuyla konuşmaya başlayarak Dia ve Ejder’in atışmasını durdurmuştu. Yüz ifadesine bakılınca ciddi bir şey söyleyeceği belli oluyordu.


(Ejder)-Oldukça ciddi görünüyorsun.


(Bio)-Oldukça önemli bir şey söylemek üzereyim çünkü. Her neyse. Ama ondan önce…buraya gelin çocuklar.


(Ejder)-Çocuklar?


O anda önlerinde 6 farklı figür belirdi. Hepsi de normal birer insan gibi görünüyordu.


İlk figür, açık mavi saçları ve koyu mavi gözlere sahip güzel bir kızdı.


(Tharsus)-Bendeniz Su Meleği Tharsus.


Bu kısa tanıtımın ardından ikinci figür bir adım öne çıktı. Beyaz saçlara ve gir gözlere sahip olan bu figür tıpkı Tharsus gibi bir kızdı.


(Cherub)-Bendeniz Hava Meleği Cherub.


Üçünü figür ise tıpkı Kyriel gibi ışıktan oluşan parlak saçlara sahipti ve sarı gözleri güzelliğini ikiye katlarcasına parlıyordu.


(Neria)-Bendeniz Işık Meleği Neria.


Geri kalan 3 kişi ise erkekti. İlki kahverengi saçlara ve gözlere sahipti.


(Ariel)-Bendeniz Toprak Meleği Ariel.


Diğeri kırmızı-turuncu tonlarında saçlara ve gözlere sahipti.


(Vesta)-Bendeniz Kutsal Ateş Meleği Vesta.


Sonuncusu ise en yakışıklıları sayılabilirdi ve diğerlerinden daha korkutucu bir hava yayıyordu.


(Aftiel)-Bendeniz, Alacakaranlık Meleği, Aftiel.


(Hepsi birden)-Melekler olarak Yüce Tanrıça Medusa’ya selamlarımızı sunuyoruz.


Bu tanıtım ve selamlamadan sonra Ejder dirseğiyle Medusa’yı dürttü ve…


(Ejder)-Bayağı popülersin bakıyorum.


(Medusa)-Ben bir tanrıçayım hayatım. Elbette popülerim.


Medusa elleriyle saçlarını havalandırarak kibirli bir ifadeye büründü.


(Ejder)-Popülerliğini küçük çocuğunla paylaşmaya ne dersin bakalım.


Ejder, Medusa’ya sırnaşmaya başlamış ve kollarını Medusa’nın boynuna dolamıştı. Medusa kendisinin arkasında durduğu için bu hareketi geriye doğru hafifçe yatarak yapmıştı ve bu hareketin karşılığı olarak Medusa, Ejder’in yanağına bir öpücük kondurmuştu.


Rose ve Kyriel’in, Ejder’e olan bakışları giderek tuhaflaşıyordu çünkü Ejder’in bu hareketleri ikisine de fazlasıyla garip geliyordu. Ejder hiçte böyle birisi değildi. Diğer bir yandan ise Medusa, Ejder’in bu değişiminden oldukça mutlu gibi görünüyordu. Nasıl olmazdı ki? Aşık olduğu çocuk kendisine yanaşıyordu. Ve bunu diğerlerini hiç umursamadan yapıyordu. Sanki görüş alanında olan tek kişi kendisiymiş gibi. Bu durum ise Medusa’nın kalp atışlarının hızlanmasına neden oluyordu.


(Aftiel)-Bizi buraya niye çağırdığını öğrenebilir miyiz Efendi BioDrago?


Ejder, Medusa’ya sırnaşırken Aftiel onları görmezden geldi ve BioDrago’ya bu soruyu sordu.


(Bio)-Sizi buraya çağırdım çünkü buradaki herkesin potansiyelini hemen şimdi ortaya çıkartacağım.

 

 






Giriş Yap

Site İstatistikleri

  • 44356 Üye Sayısı
  • 398 Seri Sayısı
  • 44158 Bölüm Sayısı


creator
manga tr