Bölüm-15 Boşa Çabalamak

avatar
649 6

Ejderha İmparator - Bölüm-15 Boşa Çabalamak


(Sayk)-Tch. Sanki sayıları yetmezmiş gibi birde suyun içindeyiz.


Sayk dilini şaklatıp yumruğunu suya vurmuştu. Ejder'in normal bir alanda savaşmasına karşılık olarak kendilerinin tamamen dezavantajlı bir durumda olmasına sinirlenmişti.


(Rose)-Sinirini karşımızdakilere sakla Sayk.


Ardından Rose, Sayk' dönerek sakin bir dille bunları söylemişti.


"Şimdi. Onlara karşı en etkili neyi kullanabiliriz."


Rose bunları düşündükten sonra bir anlığına durdu ve...


"Aklıma bir şey gelmiyor."


(Ejder)-Çok yavaşsın Rose. Ben şimdiye kadar 30'dan fazlasını öldürmüştüm.


Rose rakiplerine karşı kullanacak etkili bir şeyler düşünürken arka taraftan Ejder'in sesi yükseldi.


Ve o anda Rose sert bir bakışla arkasına dönerek...


(Rose)-O lanet çeneni kapatır mısın artık!? Sinirlerimi bozuyorsun!!!


Rose bir anda bağırarak tepki vermişti. Ejder'in az önce yaptığı uzun konuşmalar onu gerçekten sinir etmişti.


Ejder ise suratındaki ifadeyi hiç bozmadan hala gökyüzünü izliyordu.


(Ejder)-Hay haaay. Sen nasıl istersen.


Ejder gerçektende umursamaz birisiydi.


(Rose)-Herneyse. Şimdilik onların hızına ayak uydurmaya çalışalım. Onlar bize saldırdığında anlık bir şekilde savunma yaparız ve hemen karşılık veririz.


Diğerleri, Rose'nin bu sözlerini kafa sallayarak onayladılar.


Şimdilik planları hazırdı ama 400 bin kişiye karşı sadece 4 kişiyle bu planı uygulamak deliceydi. Eninde sonunda tükeneceklerdi. Diğer bir yandan ise sadece karşılık vermeye çalışarak hepsini öldürmeye çalışmak günler sürerdi çünkü rakiplerini sadece 1 defa karşılık vererek öldürebilmelerin imkanı yoktu.


İşte tamda bu noktada Ejder'in sözleri tamamen doğru hale geliyordu.


Şiddet her şeyin çözümüdür, sadece nasıl kullandığın önemli.


4'üde şiddet kullacanaklardı ama yeteri kadar vahşi bir şiddete sahip olmadıkları için çok zorlanacaklardı.


Köpek Balığı Adam'lar yavaştan hareketlenmeye başlarken herkes hemen gard aldı ve savunmaya geçtiler.


Köpek Balığı Adam'lar teker teker hızla gözden kayboluyorlar ve saldırıp saldırıp geri çekiliyorlardı.


(Ejder)-Hoy Kyriel. Beni oraya alsana. Şu salaklar bana saldırsın istemiyorum.


Ejder, Kyriel'e seslenerek kendisini sudan çıkartmasını istedi çünkü köpek balığı adamlarla uğraşmak istemiyordu.


(Kyriel)-Kendin uçsana.


Kyriel, Ejder'in sözlerini hatırlayarak ona uçmasını söyledi. Onun gerçektende uçup uçamayacağını merak ediyordu.


(Ejder)-Ahhh çok zahmetli.


Ejder oflayarak uçmanın zahmetli olduğunu dile getirmişti. Aslında uçmak onun için hiç zahmetli değildi ama o yinede uçmak istemiyordu.


(Kyriel)-Aman ya.


Kyriel daha fazla karşı gelmeden hemen pes etti ve Ejder'i yanına almayı kabul etti.


Saf ışıktan olan kanatlarından bir sürü parlak tüy koptu ve hızla Ejder'in yanına gidip onu sudan çıkardılar.


Sonrada Ejder'in altında birikerek ona oturacağı bir yer oluşturdular.


(Ejder)-Woah. Baya rahatmış bu tüyler.


Ejder oturur pozisyona geldikten sonra tüylerin ne kadar rahat olduğunu farketti. Tüyler saf ışıktan oldukları için normalde onlara dokunamazdınız ama Kyriel bunu kendi isteğiyle ayarlayabiliyordu.


(Kyriel)-Elbette rahat olacaklar. Sonuçta hepsi saf ışıktan yaratıldı. Gerçi ben istemeseydim onlara oturamazdın ama.


(Ejder)-Bunu ayarlayabiliyor musun?


Ejder fazla olmasada şaşırmıştı çünkü Kyriel'in, maddesel formu olmayan bir şeyi maddesel forma sokabilmesini beklemiyordu. Zaten kanatların tüyden yapılmış gibi görünüyor olması tamamen görüntüden ibaretti.


(Kyriel)-Sadece kanatlarım için geçerli. Başka maddelerin şeklini ya da formunu değiştiremem.


(Ejder)-Yinede gayet yeterli bence.


***


Rose ve diğerleri deliler gibi geri itiliyorlardı. Köpek Balığı Adamlar o kadar hızlılardı ki görünmüyorlardı bile.


Güçlü olmalarına rağmen o kadarda ezici bir üstünlükleri yoktu.


Yaptıkları her saldırı deri üzerinde fazla derin olmayan çizikler meydana getiriyordu.


Kimse karşı saldırı yapmak için zaman bulamıyordu çünkü rakipleri onlara vurduktan sonra anında gözden kayboluyordu.


Rose'nin planı daha en başından işlevsiz kalmıştı. Rose rakiplerini hafife almamıştı ama bu kadar hızlı olmalarını da beklemiyordu.


Hiçbir şekilde karşılık veremiyor oluşları çok sinirini bozuyordu. Diğer bir yandan ise düzgün bir plan düşünemiyordu. Ejder'in dedikleri kafasında dolanıyor ve düzgün düşünmesini engelliyordu. En çokta bu onu sinir ediyordu.


Rose onu ne kadar bastırırsa bastırsın Ejder sadece hareketlerini kısıtlamıştı. Düşüncelerini söylemekten asla çekinmemişti. Düşünceleri dağınık olduğu içinde söylediği şeyler doğru olsa bile söyleme biçimi insanı delirtiyordu.


Ejder'le sağlıklı bir tartışmaya girmek imkansızın bile ötesindeydi. O, sadece kendi düşüncelerinin doğru olduğunu düşünen bencil bir psikopattı o kadar.


(Rose)-Hay lanet! Fazla hızlılar!


Rose hala bir şeyler düşünüyordu ama aklına işe yarayabilecek hiçbir şey gelmiyordu.


Tekrar, tekrar, tekrar, tekrar, tekrar,
tekrar, tekrar, tekrar, tekrar, tekrar,
tekrar, tekrar, tekrar, tekrar, tekrar

Ve tekrar...


Hiç durmadan üzerlerine gelen yığınla saldırıya karşı hiçbir açık bulamıyorlardı ve sadece savunma yaparak karşı koyuyorlardı.


(Rose)-Tch. Denemekten zarar gelmez sanırım.


O anda Rose bir şey denemeye karar verdi.


(Rose)-Çocuklar! Etrafımı kapatın! Özel hareketimi yapacağım!


Özel hareketini yapması için tıpkı Ejder'in yaptığı gibi bileklerini birleştirmesi gerekiyordu ama kollarını kendisine siper etmişken bu hareketi yapabilmesinin imkanı yoktu bu yüzden de diğerlerinden onu çevrelemelerini istemişti.


Herkes aldıkları darbelere rağmen yüzerek Rose'nin yanına geldiler ve her tarafını kapattılar.


Rose'nin etrafında elbette ki boşluklar vardı ama hepsi aniden hareketlenerek o boşluklara gelen saldırılara kalkanlık yapıyorlardı.


Köpek Balığı Adamlar bir şeyler olacağını anlamış olmalılar ki hiçbirini umursamadan sadece Rose'yi gösteren boşluklara saldırıyorlardı.


(Ejder)-Oldukça zeki yaratıklar ha?


(Kyriel)-Oldukça kuvvetli sezgileri var. Rakiplerinin ne seviyede olduğunu anlayabiliyorlar.


(Ejder)-Köpeklerin aksine.


(Kyriel)-Siz tur atladıkça gelen canavarların seviyeleride artıyor.

(Ejder)-Doğal olarak tabii. Yoksa buraya gelebilen herkes uzun saatler uğraşarak burayı geçebilirdi.


(Kyriel)-Sen, sakin olduğun zamanlarda oldukça zeki davranıyorsun farkında mısın?


(Ejder)-Hah. Ben bir dahiydim.


(Kyriel)-Dahiydim?


(Ejder)-Şimdide sadece o dahiliğin kırıntılarına sahibim o kadar.


Ejder bu sözleri söylerken üzülmüş gibi görünmüyordu. Aslında üzülmemişti de ama nedense Kyriel, Ejder için üzgün hissetmişti.


Sanki bir şeyler Ejder'in kafasını kurcalıyormuş gibi hissediyordu ama Ejder'in aklını belli bir ölçünün ötesinde okuyamıyordu. Keza ruhunuda o şekilde.


Rose'nin iki üç denemesinden sonra hala özel hareketini yapacak kadar vakti olmuyordu.


Herkes, ona bir boşluk açmak için çabalıyor olsada Köpek Balığı Adamlar bir şekilde bu çabaya karşı gelmeyi başarıyorlardı.


Tam 10 denemeden sonra Rose sonunda özel hareketi olan "Mavi Gök Ejderi'ni" tamamlamıştı ve birleşmiş olan bilekleri mavi bir ışıkla parlıyordu.


O sırada Rose'nin önünde olan Sayk ve Dia hemen çekildiler.


(Rose)-Mavi Gök Ej...blu-gbh!


(Herkes)-ROSE!?!?!?


Rose tam Mavi Gök Ejderi'ni savuracakken suyun altından bir Köpek Balığı Adam onu bileklerinden tuttu ve suyun altına çekti.


Köpek Balığı Adam, Rose'nin bileğini tuttuğu için de Mavi Gök Ejderi bozulmuştu.


Rose bir anda su altına çekildiği için nefes alacak zamanı olmamıştı. Yinede 1 dakika kadar nefesini tutabilirdi.


(Ejder)-Gah-HAHAHAHAHAHAHAHA!!!


Ejder'in aniden patlattığı kahkahayla birlikte Kyriel irkilmişti.


(Kyriel)-Kya! Ödümü koparttın Ejder.


(Ejder)-Ah, özür özür. Tutamadım kendimi.


Kyriel, Ejder'in bu ani kahkahasına hiçbir anlam verememişti. Zaten aklınıda doğru düzgün okuyamıyordu.


(Kyriel)-Ne diye tutamadın kendini.


(Ejder)-Rose'nin sinirli suratını hayal ettimde.


(Kyriel)-Sinirli surat?


"Rose gibi birisinin sinirli suratının neresi komik olabilir?" 


Diye düşünüyordu Kyriel şu anda.


(Ejder)-Özel hareketini 10 defa üst üste yapamadığı için delirmiş olmalı. Ama sırf bana olan inadından sakinmiş gibi davranıyordu. Şimdide su altına çekildi ve hareketi bir kez daha kesildi. Ne kadar sinirli olduğunu tahmin edebiliyorum.


Ejder bu sözleri söylerken suratında tuhaf bir tatminiyet ifadesi vardı. Kyriel'de bu suratı fark etmişti. Zaten bu ifadeyi fark edememiş olmak kör olmak demekti.


(Kyriel)-Rose sinirli olacağı için çok mutlusun bakıyorum.


(Ejder)-Sonuç olarak benim dediğime gelecek. Sinir krizi geçirip onları ezmeye başlayacak. Ve bende onun gözlerinin içine bakıp, "Sana söylemiştim" dercesine şerefsizce sırıtacağım.


(Kyriel)-Sen, bugüne kadar tanıdığım en tuhaf insansın. De, yinede, arkadaşın iyi olacak mı?


(Ejder)-Merak etme. Benim binde birim kadar deli olmayabilir ama hala dünya üzerindeki en güçlü kız kendisi.


(Kyriel)-Pekala. Sen öyle diyorsan öyledir.


"Demek hala bir kız. En azından bir kez ilişkiye girmişlerdir diye düşünüyordum. Aman neyse, bende hala bir kızım. Bu olayları kurcalamaya hakkım yok."


Kyriel bu düşünceler içerisindeyken Ejder suya odaklanmıştı ve Rose'yi izliyordu.


Yerden onlarca metre yüksekteydi ama suyun altını net bir şekilde görebiliyordu.


Rose suyun üstüne çıkmak için çabalıyordu. Etrafını saran Köpek Balığı Adamlardan kaçmak için var gücüyle çabalıyordu.


Nefesini daha fazla tutamayacak gibi görünüyordu. Nefesini tutmaktan ciğerlerinin acımaya başladığı kesindi. Hatta şu anda deliler gibi nefes almak istiyordu.


Ciğerleri acıdan kavrulurken Köpek Balığı Adamlar onu kol ve bacaklarından tutup çekmeye başlamışlardı. Bu da yetmezmiş gibi karnını ve yüzünü yumruklamaya başlamışlardı.


Gerçekten dayanılmaz bir acı çekiyordu.


(Kyriel)-Hey, Rose'nin gerçekten iyi olduğuna emin misin?


Tuhaf bir şekilde Kyriel endişeli görünüyordu. Normalde burada insanların ölüp ölmemeleri umrumda bile olmazdı ama şu anda Rose için gerçekten endişeleniyordu. Belkide onlardaki potansiyeli gördüğü için böyle hissediyordu. Bu hisse kendisi bile ne diyeceğini bilemiyordu.


Ama onun aksine Ejder fazlasıyla rahattı. Sanki bir şeyler bekliyormuş gibi görünüyordu.


Derken...


(Ejder)-İşte geliyorlar.


Ejder boş bir ifadeyle bu iki kelimeyi mırıldanmışken Kyriel hemen suya baktı ve...


(Kyriel)-Ne geliy...


Daha cümlesini bile tamamlayamadan su yüzeyi gerilebileceği en üst noktaya kadar gerildi ve 2 tane kocaman mavi ejderha silüeti su yüzeyini delip geçerek onlarca Köpek Balığı Adamın parçalarını havaya savurdu.


Sonrada son hız bir şekilde Ejder'e doğru ilerlemeye başladılar ve ikisi birden koca ağızlarını açarak Ejder'e çarptılar.


Kyriel hemen kanatlarını çırparak yükselmiş ve bu silüetlerden kaçınmıştı ama Ejder kaçmak için en ufak bir efoqr sarfetme cürretinde bile bulunmamıştı.


Ejderhalar ona çarptıktan sonra etraf su damlalarıyla kaplanmıştı.


(Kyriel)-Ejder?


Kyriel, Ejder'e bir şey olmadığını biliyordu ama yinede ona seslenmesi gerektiğini hissetmişti.


O anda ise Rose hızla yüzerek suyun dışına çıktı.


Suyun üstüne çıkar çıkmaz derin derin nefesler alarak acıyla kavrulan ciğerlerini havayla doldurdu ve derin bir rahatlığa kavuştu.


Tam o sırada ise baskın bir ses yankılandı. 


(??)-Sonunda tüm gücünü kullanmaya karar verdin ha Rose? 


Bu sözler yankılandıktan sonra herkesin bakışları Kyriel'in tüyleri  üzerinde oturan Ejder'e döndü. 


Ejder'in hala tüylerde oturduğunu gören Rose'nin gözleri kocaman açıldı. Çünkü az önceki saldırıya her şeyini koymuştu. 


(Ejder)-Sinirini çıkartmak için bana saldırman, oldukça hoşşş. 


Ejder'in ses tonu konuşmasının sonlarına doğru şehvetle dolmuştu.


Rose şaşırmıştı çünkü her şeyini koyduğu saldırısı, Ejder'i yerinden bile kıpırdatamamıştı. 


Su yüzeyinde bomba patlamışcasına bir etki yaratan o saldırı Ejder'e, bırakın çizik atmayı kıyafetlerine bile zarar verememişti. 


Ejder gerçektende bambaşka bir seviyedeydi. 


Az önceki 2 ejderha silüeti, Sayk, Scarlet ve Dia üçlüsünü ölümle burun buruna getirebilecek kadar güç barındırıyorken Ejder'in sanki o saldırıyı hiç yememiş gibi davranması tamamen mantık dışıydı. 


Böyle bir şey olamazdı. 


Olmamalıydı. 


Bu doğa kanunlarına tamamen aykırıydı. 


Ejder doğrudan Rose'nin gözlerinin içine bakıyordu. 


Bu bakışma yüzünden Rose gerçekten endişeliydi çünkü Ejder'in ne düşündüğünü anlamak imkansıza yakın bir şeydi. 


Hatta imkansızdı. 


O anda Ejder, Rose'yle kurmuş olduğunu göz bağını keserek yavaşça ayağa kalktı.


(Ejder)-Hadi bu işe bir son verelim Rose. 






Giriş Yap

Site İstatistikleri

  • 44356 Üye Sayısı
  • 398 Seri Sayısı
  • 44158 Bölüm Sayısı


creator
manga tr