Bölüm 80: Gelişmeler

avatar
359 3

Düşmüş Perinin Yükselişi - Bölüm 80: Gelişmeler


Göz açıp kapayınca kadar bir ay geçip gitmiş, Alastair ne olduğunu dahi anlamamıştı ancak bildiği tek bir şey vardı: yorgundu. Oldukça yoğun ve meşgul bir program yüzünden dinlenmeye düzgün vakit ayıramıyordu.

Akademinin sağlamakta olduğu ücretsiz dersler, Damasis’in kendisine yüklemiş olduğu görevler, yeni almaya başladığı ücretli dersler ve kendisinin bir büyücü olarak gelişimi… Yeni programı bunlardan oluşuyordu ve düşünürken bile Alastair’in başını ağrıtmaya yetiyordu.

Artık bir profesörün altında öğrenci olmasından dolayı büyü kristali kazanmak için şans elde etmişti. Kazandığı 30 büyü kristalinden bahsetmiyordu bile. Bu sayede artık Alastair ücretli derslere girebiliyordu ancak bu, kendisinin ücretsiz derslerin birçoğunu kaçırmasına sebep oluyordu. Yine de bu kendisinin dersler konusunda kötü bir duruma düşüremiyordu, hâlâ kendisinin iyi bir şekilde idare edebiliyordu.

Tabii ki ücretli dersler onun için en başından itibaren başlamıyordu. Tam aksine, akademinin belirlemiş olduğu müfredata uygun bir şekilde hiç durmadan ilerlemeye devam ediyordu. Bundan dolayı da yeni ücretsiz derslere katılma şansı yakalamış adaylar diğerlerine yetişmekte zorluk çekiyor ve dersi bırakıyordu ya da yetişmeye çalışıyordu.

Alastair bu konu hakkında ne kadar çok yakınsa da veya ne kadar mantıksız olduğuyla ilgili düşüncelerini Arashi’ye veya Paisley’e anlatsa da kendisi bu duruma karşı çıkabilecek güçte biri değildi. Herkes gibi o da bu duruma boyuna eğmek zorunda olup sıkıntılarıyla yüzleşmeliydi.

Büyü kristallerinin birkaçını kütüphaneden aldığı kitaplar için kullanmıştı. Bu kendisinin aldığı ücretsiz derslere yetişebilmesinin tek yoluydu ve oldukça zorluydu. İşin iyi tarafı, büyü kristaliyle almış olduğu kitaplar tamamen kendisine aitti ve istediği gibi kullanabilme hakkına sahipti.

Hafta sonlarını tamamen kitaplara gömülerek harcamış ve notlar çıkartarak kendisini sınıftaki diğer adaylarla eşit seviyeye yükseltmeye uğraşmıştı.

Bu konuda oldukça sıkıntılı bir süreçten geçmişti çünkü kitaplardan aldığı bilgilere rağmen bazen derslerde farklı konulardan bahsediliyor ve kendisini zora sokuyordu. Kitaplar tamamen yardımcı olabilen bir kaynak değildi ve diğer adaylardan yardım istemek gibi bir seçim de söz konusu değildi çünkü o zaman onlara büyü kristali ödemek zorunda kalacaktı.

Diğer adayların kendisine düzgün bir şekilde ders anlatacağından da şüpheliydi. Hepsinin soylu olduğunu veya soylulara yaranmaya çalışan ve onlar tarafından desteklenen küçük ailelerden geldiğini biliyordu. Kendisiyse onların arasındaki küçük balıktı. Köpekbalıklarının arasındaki yenmeye mahkûm olan küçük bir balıktı.

Bunun bir şekilde halledilebileceğine inanıyordu ve yetiştikten sonra dersler konusunda bir endişesi kalmayacaktı çünkü çalışma hızına güveniyordu.

Aynısını Damasis’in kendisine yüklemiş olduğu görevler için söyleyemezdi. Kafeslerin temizlenmesi, canavarların yemlerinin yeterli miktarda verilmiş olması ve bazı büyülü canavarların bakımıyla alakalıydı.

Alastair kafesleri temizlerken hayatı boyunca etmediği kadar isyan etmiş ve küfürler sıralamıştı durumuna. Canavarların arkalarında bıraktıkları pislikler kendisinin hayallerini bile aşıyor, kelimelerin kifayetsiz kalmasına sebep oluyordu. Kafesten çıktığı anda hafızasını silmek için her türlü başka şeyi düşünmeye çalışıyordu ama başaramıyordu.

Oldukça sıkıntılı bir durumdu.

Canavarların beslenmeleri konusunda sıkı bir takip uygulamak ve bakımları konusunda yardımcı olmak kıyasla daha kolaydı çünkü ilki kolaydı, ikinciyse Damasis’in kendisi tarafından yapılırken Alastair’in izlemesi ve not almasıyla geçiyordu genelde. Sadece arada bir küçük yardımlarda bulunuyordu.

Damasis'in bu konuda gaddar olmaması onun işine gelmişti. Canavar bakımı yapma konusunda tecrübesi hiç yoktu, bilgisi de teoriden ileri gitmiyordu.

---

"Hoot!"

Baykuş Alastair'in odasının penceresinden içeri girdi ve kendisi için özel olarak hazırlanmış olan alanına kondu.

Alanı, çalışma masasının hizasında bir kafesti ancak üstü açıktı ve istediği gibi girip çıkmasını sağlıyordu, ayrıca bir hapishaneden çok çite benzer bir yapısı vardı.

Renkli gözleri merakla Alastair’in üzerinde gezindi.

Alastair’in gözleri kapalıydı, yatağında yatıyor pozisyonda olan Alastair’in elleri göğsünün üzerinde birleşikti. Ölen birinin tabutundaki duruşunu andırıyordu, sakin ve huzurlu görünüyordu. Belli bir ritim tutturmuş, ona göre nefes alıp veriyordu.

Üç derin ve bir de kısa nefes alarak bulunduğu durumun verdiği rahatlığı korumaya özen gösteriyor ve odaklanmış bir şekilde amacına bağlı kalmasını sağlıyordu. Çünkü şu an oldukça önemli bir işin ortasındaydı.

Acemi 2. Seviye olmak için son denemesini yapacaktı.

İki haftanın her günü belli bir zamanını büyücülük yolundakine gelişimine ayırmayı ihmal etmemişti. Eğer böyle bir şey yapmamış olsaydı muhtemelen geride kalacak ve toplaması da oldukça zaman alacaktı. Geride kalmak gibi bir lükse sahip yoktu. Gücünü olduğunca yüksek seviyede tutması gerekiyordu.

Onun yerine uykusundan feragat etmeyi tercih etmişti ve bu, onun oldukça da işine yaramıştı. Yeter ki güce sahip olabilsindi. Elinden geldiğince her şeyi yapabilirdi.

Alastair bir ay içerisinde üç büyü çemberini çizebilmişti! Oldukça büyük bir başarıydı ve herkes tarafından tanınması gerekiyordu da.

‘Arashi çoktandır Acemi 2. Seviye bir büyücü. Hatta tam olarak üç buçuk hafta geçti üzerinden. Beş yıldızlık büyü yatkınlığı gerçekten kıskanılası bir özellik. İşlerini gerçekten kolaylaştırıyor olmalı.’

Düşünceleri Arashi’ye karşı olan kıskançlığıyla bezeli olsa bile bu kendisinin elinde olan bir şey değildi. Kendisine düşen tek şey onun şanslı olduğunu kabullenmek ve azimle kendi yoluna devam etmekti.

“Eh, dört yıldızlık yatkınlıkta fena değil yani,” dedi kendine acıyarak, yüzünde acı bir gülümseme vardı.

“Hoot?”

Baykuş aklı karışmış bir şekilde Alastair’e bakmaya başladı. Dediklerini anlayamıyordu.

Baykuş’un sesiyle kendisine gelen Alastair kafasını iki yana salladı ve gözleri baykuşun göz alıcı görüntüsüne dikti, kendisine şaşkınlıkla olan bakışı gülümsemesine sebep oldu. Ardından derin bir nefes aldı ve tekrar eski pozisyonuna döndü, asıl amacına odaklanmalıydı.

Büyü çemberi 1. Seviyedekine göre daha karmaşık duruyordu ve zihninde ortaya çıkan hâli bile başının dönmesine sebep oluyordu.

Biri büyük, biri küçük olmak üzere iki farklı çember bulunuyordu.

Büyük olan çember iki çizgiden oluşuyordu ve her çemberde olduğu gibi, bu iki çizginin arasında da garip işaretler bulunuyordu. Ayrıca çizgilerin arasında her on işarette bir küçük bir çember daha vardı ama bu çemberlerin içleri tamamen boştu.

Küçük olan çember ile büyük olanın arasındaki boşlukta da uçları birbirlerine değen 4 farklı sıradan yıldız bulunuyordu.

Küçük olan çemberde aynı şekilde iki çizgiden oluşuyordu ve çizgilerin arasında dört bölgeye ayrılmış çemberler bulunuyordu. Bu çemberlerin içinde de dört tane farklı garip işaret vardı. Bu küçük çemberin tam ortasında küçük bir yıldız ve yıldızın etrafında da onu saran tek çizgili bir çember yer almaktaydı.

‘Bunu çizmeyi bitirirsem Acemi 1. Seviye’nin zirvesine oynamış olacağım ve sonra anında 2. Seviye’yi denemeye çalışacağım!’

Alastair’in gözleri hırsla yanıp tutuşmaya başlamıştı.

Bir büyücü için Acemi 2. Seviye olabilmek kariyerlerinin başlangıcındaki gerçek adımlarından biri olacağı anlamına geliyordu. Çünkü bu seviyeye erişmiş kişi artık büyü kullanabilecek düzeyde biri anlamına geliyordu.

Alastair’in düşüncelerine gelindiğinde ise bu durum onun için ekstra bir kapının daha açılmasını sağlayacaktı: para.

Alastair maddi desteğe ihtiyacı vardı. Hem de çok fazla…

Damasis’in öğrencisi olabilmeyi başarıp 30 büyü kristali elde etmişti ama onun için hiç de yeterli değildi.

Ücretli dersler toplu bir şekilde, paket hâlinde satılıyordu ve Alastair, Damasis’in öğrencisi olarak Canavaroloji derslerinin hepsini almak zorundaydı.

Canavaroloji dersine ek olarak Ritüel ve İllüzyon konusunda da dersler alıyordu.

İlk başta İksir Yapımı derslerinden almayı düşünmüş ve ilerde bir ihtimal de olsa bir iksir ustası olarak rahata kavuşabileceğini düşünmüştü. Fakat İksir Yapımı konusu oldukça riskliydi ve ders alsa bile kendisi oldukça sıkıntılı bir durumda olacaktı. Çünkü iksir ustalığı için gereken malzemeler aşırı pahalıydı ve ikinci el bulmaya çalışsa bile, onlara da parası yetmeyecekti.

Derslerin kendisinin pahalılığından bahsetmeye gerek bile yoktu. Sadece ve sadece yeterince güçlü sponsoru olanlar bu konuda ilerleme hakkına sahip oluyordu.

Ritüel ve İllüzyon ise daha az tehlike barındıran türden derslerdi ve Alastair’in ilgisini çeken türlerdi. Ayrıca bu derslerin paketlerinin daha ucuz olduğu gerçeği de kendisini etkilemişti. Bir de tabii ki büyünün kontrolüyle ilgili dersler bulunuyordu ama onlar oldukça kolaydı ve aşırı değerli bilgilerdi, ayrıca ucuzdular.

Eğer Alastair bir üst seviyeye geçebilirse büyü yapmaya başlayabilecek ve bunun sonucunduysa da görevlere çıkabilecekti.

Görevler tehlikeli olabiliyordu ama buna değerdi. Eğer para kazanabilmek istiyorsa buna katlanması gerekecekti.

‘Odaklan! Odaklan! Odaklan!’

Alastair düşüncelerinin dağılıp derslerine ve maddi durumuna kaymasından dolayı hoşnutsuz bir derin nefes alıp tekrar eski ritmine geri döndü.

Tamamıyla simsiyah bir alanın içinde bir çemberin görüntüsü belirdi ilk başta ve ardından hızlıca devamın geldi, görüntüsünün sadeliğini söküp attı.

“Huff… Hufff… Huuufff…”

Alastair ilk başlardaki nefes ritmini kaybetti, iki saatlik bir sürecin ardından tamamen rastgele bir şekilde nefes alıp vermeye başladı.

Bu iki saatlik süreçte Alastair’in aklında resmetmeye çalıştığı çemberin sonlarına gelmişti ama sonlarına gelmesiyle birlikte hızı da yavaşlamaya başlamış, kendi vücudunda şiddetli bir ağrının varlığı belirginleşmeye başlamıştı.

‘Hadi! Hadi! Hadi!’

Alastair durmayı reddederek devam etti ve yarım saat daha geçti.

“Sonund— “diye bitirişini ilan edecekti ki ağzına dolan kusmuk ve kan ile hızla ayağa kalktı.

15 dakika kadar süren aralıksız kusma işleminin ardından Alastair hızlıca bir duş almış ve ağzındaki kötü tat gidene kadar temizlenip durmuştu.

“Hiç vakit kaybetmeden devam etmeliyim!”

Alastair bedeninin düzgün bir şekilde dinlenmesine izin dahi vermeyerek tekrar yatağına yattı ve aynı şekilde nefes ritmiyle yeni seviyenin çemberini resmetmeye başladı.






Giriş Yap

Site İstatistikleri

  • 44463 Üye Sayısı
  • 398 Seri Sayısı
  • 44158 Bölüm Sayısı


creator
manga tr