Bölüm 1428: Tiran Birliği

Ji Ning ve diğerleri bu yeni tehdide karşı bir plan hazırlamaya çalışıyorlardı. Ning de dahil, diğer herkes yaklaşan savaşın ne kadar önemli olduğunu biliyordu. Hatta bu mücadeleyi kazanırlarsa, savaşı bile kazanabilirlerdi! Aynı şey tam tersi için de geçerliydi.

Yenilginin bedeli büyüktü. Kaosdiyarındaki sıradan ölümlülerden tutun da Hükümdarlar’a ve Tiranlar’a kadar herkes yok edilecekti! Biri bile sağ kalmayacaktı! Kaosdiyarı tamamen yeniden yapılandırılarak Sithe'ye uygun bir hale gelecekti.

Ning bu savaşı kaybedemeyeceklerini biliyordu! Artık Sithe Hükümdarları ve İmparatorları önemli birer tehdit olmaktan çıkmışlardı. Mesele büyük güçlere kalmıştı.

“Tapınaklardan birini parçaladık ve dördünü mühürledik! Iyerre bu olaya bizzat müdahil olsa bile Özgürlüğün Altın Köprüleri'ni kullanarak ona karşı koyabiliriz. Şu anda o çayırlık dünyasından başka endişe etmemiz gereken bir şey yok. Ne yazık ki o çayırlık dünyası yavaş yavaş yaklaşan bir kıyamete benziyor.” dedi Titanos. “Bolin'i öldürmek için gücünün sadece ufak bir kısmını kullanması yetmişti. Bolin artık iki Taodoğum Özü'ne sahip olsa da, sahte ölüm formuna bürünerek saklanmak zorunda. Yani uzun lafın kısası, tek başımıza savaşırsak çayırlık dünyasına karşı koyamayız.”

Ning başını salladı. Çayırlık dünyasının dehşet verici gücü onu bile korkutuyordu.

“Bir daha böyle bir fırsatımız olmayacak.” Titanos söze girdi. “Geldiğimizi bilmiyorlar! Gerekli hazırlıkları yaparak gücümüzü çayırlık dünyasına karşı kullanabiliriz.”

“Iyerre Mogg'a pusu kurduğunda çayırlık dünyası kadar korkunç bir hazine çıkarmamıştı.” dedi Bolin. “Yani muhtemelen Sithe ırkında bu silahtan sadece bir tane var. Öyle korkunç bir silahı yapmak kolay değildir. Hatta bir tane yapabildikleri için bile hala şaşkınım!”

“Doğru diyorsun. Iyerre'nin elinde öyle bir hazine yoksa, bunun sebebi ellerinde sadece tek bir çayırlık dünyası olmasıdır.”

“Çayırlık dünyasının icabına bakabilirsek, karşı karşıya olduğumuz en büyük tehdidi ortadan kaldırmış olur ve resmen bu savaşı kazanırız.” dedi Taşçav ve başını salladı. “Bu, bizim zaferi elde etmek için son ve en iyi şansımız.”

“Kazanmalıyız.”

“Kazanmak zorundayız!” Gelişimci medeniyetlerinin liderleri kazanma iradesiyle dolup taşıyorlardı.

Bu savaşta her şeylerini ortaya koyacaklardı. Hepsi savaşa katılacağı için bulundukları yerleri terk ederek Dokuz Ağustos Böceği Tapınağı'na doğru yola çıktılar. Taşçav yavaş kaldığı için Gökana ona yardım etmeye gitti.

Bir ay sonra tapınakta buluştular. Çayırlık Dünyası ise hala yoldaydı. Hız konusunda Tiranlar'a denk değildi.

“Yaklaşık bir ayımız var.”

Tapınak boşlukta süzülüyor, dokuz Sithe Yücesi hala daha savunma yapıyordu. Ning ve diğerleri kısa zamanda bu savunmaları aşamayacaklarını bildikleri için tapınağın etrafına büyük bir formasyon yerleştirmişti.

Tiranlar'ın bulunduğu bölge, tapınağı mühürleyen formasyonların hemen dışındaydı. Titanos'un etten antenleri öldürme isteğiyle titriyordu. Ayarlamaları yapmaya başladı: “Önümüzdeki ayda bütün formasyonları yerleştirmemiz lazım. Fazla zamanımız yok. Hızlı olun.”

“Tamamdır.” Ning, Bolin'in avatarı ve diğerleri hep bir ağızdan onayladılar.

Zamanı hızlandırarak hareket ediyorlardı. Bundan Gökana sorumluydu ve diğerleri de formasyonları yerleştiriyordu. Çayırlık Dünyası'nın hangi yönden geldiğini bildikleri için büyük formasyonu o yöne yerleştireceklerdi! Formasyon devasa bir alanı kaplıyordu ve zamanı geldiğinde Çayırlık Dünyası'nı tamamen içine alacaktı.

Formasyonu olabildiğince güçlü yapmak için Altın Köprülerin sırlarını ve gizemlerini bile kullandılar. Gerektiğinde kaosdiyarından muazzam bir güç çekebilecekti.

Formasyon iki parçaya ayrılmıştı. Dış formasyonu Ning, Bolin'in avatarı ve Tiranlar'ın gerçek vücutları idare edecekti. İç formasyon içe beş Tiran'ın avatarları tarafından yönetilecekti. İç formasyon Çayırlık Dünyası'na karşı yapılacak olan savaşta öncü görevi görecekti; olası bir kayıp yaşanırsa, önce iç formasyondaki avatarlar can verecekti.

“Hahah, bitirdim.”

“Formasyon yerleştirildi.”

Ning ve diğerleri hızlı ve etkili çalıştılar. Nihayetinde yirmi sekiz günde formasyonu tamamlamayı başarmışlardı.

“Toz 1 pozisyonuna ben geçiyorum.” Ning formasyonun spesifik bir parçasına yerleşti. Boom! Kaosdiyarının heybetli gücünü çağırıyordu. Kaşla göz arasında Ning'in bulunduğu yer karanlıktan çıkan bir girdaba dönüşüverdi. Bu girdap, has özlerin gücünü özümsüyordu!

Formasyonun Yin ve Yang ikilisini temsil eden iki kutbu vardı. Ning birinden, Titanos da diğerinden sorumluydu. Sonuçta iş formasyonlara geldiğinde bu ikili kadar bilgili olan başka biri yoktu.

Diğer beşli ise formasyonu desteklemek ve gerektiğinde yardım etmekten sorumluydu.

“Formasyon tamamlandı. Artık normalden çok daha güçlüyüz. Bu kadar güçlendirilmiş Tiran Seviye koruyucuya karşı koyabileceklerini sanmıyorum.” Titanos geniş bir kahkaha attı; kendine güveniyordu.

“Doğru dedin. Bana saldıran zincirler epey güçlüydü…” dedi Bolin'in avatarı. “Ama burada o kadar fazla Tiran Seviye koruyucu var ki, zincirlerden etkileneceğimizi sanmıyorum.”

“Ne yazık ki öncü birlikteki avatarlardan iki tanesi oldukça zayıf. Gökana'nın ve benim avatarlarımız savaş sırasında öldürülmüştü. Şu anda güçlerinin sadece yarısına sahipler. Formasyonun desteğine rağmen eski güçlerine zar zor ulaşabiliyorlar.” dedi Titanos ve başını iki yana salladı.

“Bu kadarı da yeter. Gerçek vücutlar sürekli saldırı yapacak sonuçta, değil mi?” Mogg gülümsedi.

Kendilerine güveniyor olsalar da dikkati elden bırakmayacaklardı. Bu savaşta muazzam bir avantaja sahiplerdi. Savaş alanını onlar belirlemiş, önden formasyonlar kurarak maksimum güçlerini sergileyeceklerini garanti altına almışlardı! Fakat yine de bir kaçış rotası hazırlamayı da ihmal etmeyeceklerdi. Savaşta can verirlerse, gelişimcilerin bu yenilgiden kurtulması mümkün olamazdı. Dolayısıyla savaş kötüye giderse formasyonun dış kısmında olan gerçek vücutlar kolayca kaçabilecekti.

Bolin'in avatarı da dış kısımdaydı, çünkü varlığını bir sır olarak saklaması gerekiyordu. Aksi halde, Sithe Bolin'in hala hayatta olduğunu anında anlardı.

On iki Tiran Seviye koruyucunun kurduğu bir formasyon… Gerçekten de kendilerine güvenmeye hakları vardı ama dehşet verici “Çayırlık Dünyası”ndan da çekiniyorlardı.

“Gelmek üzereler.” Tiran Bolin'in gerçek vücudu onlara sürekli durumu bildiriyordu. “Beş kez daha uzayı yardıktan sonra burada olacaklar.”

“Hazırlanın millet.” dedi Titanos. “Formasyonun gücünü saklayın. Menzile girmeden önce harekete geçmeyin.”

Titanos diğerlerinden daha uzun bir süredir yaşıyordu ve Ning gelmeden önce grubun en güçlüsüydü. Emir vermeye alışıktı ve formasyonun büyük bir kısmını o tasarlamıştı. Ning ve diğerleri ise sadece ona destek vermişti.

Sessizlik… Formasyon tamamen sessizliğe büründü.

Ning ve diğerleri gergince yaklaşan savaşı bekliyorlardı.

………

“Ulu Iyerre'nin bize verdiği bilgilere göre destek birlikleri yakında geliyor. Bir iki güne burada olurlar.” Tapınaktaki Sithe Yüceleri de heyecanla yaklaşan Çayırlık Dünyası'nı bekliyorlardı. Şimdilik ellerinden başka bir şey gelmiyordu ve formasyonun her an parçalanabileceği ihtimali hepsini strese sokuyordu.

……

Tırırırım… Aniden tapınağın yüz milyar kilometre uzağında bir düzlemsel yarık açıldı ve içinden gümüşi beyaz bir gemi fırladı. Sıradan görünen bu diyargemisinin içinde sadece bir Hükümdar vardı.

Fakat… Formasyonda gizlenen Tiran Seviye koruyucular gerçeği biliyordu. Çayırlık Dünyası o diyargemisinde saklıydı, çünkü Bolin'in gerçek vücudu da oradaydı.

“Ağa girdiler.” Titanos'un gözleri ışıldadı. “Aktifleş.”

“Aktifleş.”

Ning ve Titanos ikilisi formasyonun kutuplarını aktif ederek diğer beşliyle koordine bir çalışmaya girişti. Tırırırım… Kıyameti andıran bir gücün on trilyonluk devasa bir bölgeye yayılmasıyla birlikte kadim kaos sarsıldı. Gücün yayılması bile uzayın boşluğunu sayısız kumvari parçaya büründürüyordu. Diyargemisi anında parçalanmıştı ve onu süren Hükümdar'ın ölümü de tezdi.

Geriye sadece garip, yuvarlak bir obje kalmıştı.

…….